Ali Ağaoğlu’nun Durumu.!

Ali Ağaoğlu’nu Kim Bu Hale Getirdi.?

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

Ali Ağaoğlu’nun Durumu.!

Ali Ağaoğlu’nu Kim Bu Hale Getirdi.?

Ağaoğlu’nun görünürlükte çıktığı her basamak medyanın itibarda düştüğü bir basamaktır artık. Ki itibarsızlıkta inebileceği çok fazla basamak kalmamışken…

Bu memleket ölçüsüz parasıyla kendisini önemli kişi kontenjanına akredite eden sayısız tip gördü.

Onların konuştukları ve onlarla ilgili konuşulanlar sadece paralarıydı. Bu, görgüsüzlüktü belki. Hazımsızlıktı. Onca paraya rağmen doymamışlıktı. Açlıktı. En basit ifadeyle zavallılıktı.

Hatta “kıroyum ama para bende” gibi bir küçümseme kalıbına bile dökülmüştü ama ne yukarıdaki tanımlamalar, ne küçümseyen bakış o kıroların paraları ile şişinmelerini engellemedi.

Anımsayın… Vaktiyle İbrahim Tatlıses bir TV programında Can Dündar ile benzer bir polemiğe girmiş ve Dündar, Tatlıses’in o kalıba sığınması üzerine sus pus olmuştu.

Öyle çünkü. Bir insan kıroyum ama para bende tavrını normal kabul edebilecek haldeyse, orada söz biter.

Aslında bu uzun giriş Ali Ağaoğlu garabetine sizi hazırlayabilmek için.

Sevgililerini de arabalarını da, kuruşu kuruşuna parasını da… Ali Ağaoğlu’ya dair ne varsa hepsini öğrendik. Öğrenmek zorunda kaldık. Öyle araştırmacı gazeteciliğin alanına giren bir merak ile de değil bu enformasyon bombası.

Bizzat Ağaoğlu tarafından teşhir edildi, o teşhir Ağaoğlu reklâmlarıyla medya için mecburi hale getirildi, bir anlamda satılık medya satın alındı ve “görgüsüzlüğün normalleşmesinin Ağaoğlu hali” son gerçeğimiz haline geldi.

Bunlar epeydir böyle. Ama işte bizim gibi absürtlükler yurduna bile bazı şeyler fazla artık.

Bakın o görgüsüzlüğün pompalanması en son nereye vardı. Olayı biliyorsunuz. Gazete Habertürk Ağaoğlu’nun arsa cinliğini ve ona yapılan arsa kıyağını haberleştirdi. Ve yanıt tam bir Ali Ağaoğlu tarzında geldi.

Hani tek var olma ayağı parası, hani parasının gücü ile her şeyi satın alabileceğini düşünüyor (ve ne acı ki alabiliyor) hani parası üzerine kurduğu kendine has ahlak anlayışından başka bir ahlak tanımıyor ya…

Sıradan bir ölümlünün göstereceği tekzip Ağaoğlu için çok “ucuz” kaçmış olacak ki parasını bastırıp Habertürk’ün yayın yönetmeni Fatih Altaylı’yı hedefe koyduğu metni biri hariç tüm gazetelerde yayınlıyor.

Hazımsızlığın, görgüsüzlüğün, ölçüsüzlüğün zirve noktası tam da Ağaoğlu’na yakışan belki de. Zaten saklamıyor.

Ama bu medyaya da ne oluyor böyle? İlkesizlik bu kadar mı normalleşti? Reklâm veren her şeyi satın alabilir mi.?

Onca gazeteden biri bile çıkıp “O haber doğru değilse tekzibi haberin çıktığı gazeteye gönder” diyemeyecek kadar mı bitti her şey? Tamam; Ağaoğlu ölçüyü kaçırdı, sırf reklâm alabilmek için ona çanak tutanlar aynı zavallılığın diğer yanı değil mi.?

Şunu not edin: Ağaoğlu’nun görünürlükte çıktığı her basamak medyanın itibarda düştüğü bir basamaktır artık. Ki itibarsızlıkta inebileceği çok fazla basamak kalmamışken, Acı… Çok acı.

 

Ben Kestim Oldu.!  

Ali Ağaoğlu'nun Orman Katline Sosyal Medya'dan Büyük Tepki

Ağaoğlu’nun kentin göbeğindeki bu ormanı kesip son kalan yeşili yok edecek bu operasyonuna karşı çevreci insiyatif yeşilist imza kampanyası başlattı. 
İstanbul’da kalan tek yeşil  olan bölgeye Ağaoğlu’nun projesi için izin verilmesi ve kentin ciğerleri sayılan ormanın 320 bin ağacının kesilmesine onay verilmesine tepkiler büyüyor. Ağaoğlu’nun kentin göbeğindeki bu ormanı kesip son kalan yeşili yok edecek bu operasyonuna karşı çevreci insiyatif yeşilist imza kampanyası başlattı.

Kampanya Ağaoğlu’nun rant için nasıl olduğu anlaşılamadık bir şekilde ( ! ) 320 bin ağacın kesilmesini  verilen iznin iptalini ve son kalan yeşil bölgeyi kurtarmayı amaçlıyor.

  

İŞTE O AÇIKLAMA VE DAVET

Yüzyılların  kenti, yuvamız, gürültüsüne, karmaşasına rağmen sevdiğimiz şehrimiz  bugün koskoca bir metropol olan İstanbul’un kendine has doğası, kültürü,  değerleri, Boğaz’ı, yüzyılların izlerini taşıyan mahalleleridir, bu  şehrin albenisi.

Ama büyümek, gelişmek adına yok ediyoruz değerlerimizi. Mimar Sinan’ın  su kemerleri diktiği, İstanbul’un akciğeri, çeşit çeşit kurda kuşa yuva Fatih Ormanı’nın tam ortasına 320.000 metrekarelik bir beton kütle konuyor.  

Ağaçlar kesiliyor, beton temeller atılıyor, orada yaşayan doğal hayat  yok oluyor ve bütün bu yıkım, yapay kentlerde önceden belirlenmiş suni ‘sosyal’ ve ‘kültürel’ eğlenceler yaratmak için. Oysa İstanbul’un güzelliği,  eskiliği, kendi kültürü, şehrin dört bir yanına yayılmış, kimi zaman  gizli kalmış hazineleri ve gizemidir.

Biz, İstanbullular, bakmazken bir sabah kalktık ve Fatih Ormanı’mızın  yok edildiğini öğrendik. Kızgınız, üzgünüz ve biz farkında değilken  ormanımızın sözde çevreyle dost binalar için yok ediliyor olmasını kınıyoruz. Asıl sürdürülebilir olan kültürel değerleri korumak iken  320.000 metrekarede yapay bir dünya yaratmak isteyen projeye onay verilmesini  de 1453′ten beri bizim olan şehrimizin ve kültürünün yok edilmesi olarak  addediyoruz.

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Aralık.2012

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANS – Toplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

YORUMLAR

Mehmet Kandemir

DOĞRUYU SAVUNMAK SORUMLULUK İSTER

Sayın İlker Erdoğan Ali Ağa Oğlunun Dişini Ağrısız Çekmenin Hediyesi Olarak Bir Rezidans Aldığınızı Okumuştuk.
Bu Görgüsüzlük Örneklerinin Yazılmasını Hoş Görmüyorsunuz Ama 
Aldığınız Rezidans Nedeniylemi Ağaoğlu’nu Hoş Görüyorsunuz Merak Ettik Yani.
Haberin yanlış tarafı yok, Bir oflu olarak www.ofhayrat.com,  sitesini objektif yaklaşımları nedeniyle her zaman tebrik ettik, etmeye devam ediyoruz. 
Ayrıca www.fatihhaber.com, gibi bir siteyi hazırlayıp yayınlama cesaretini gösteren bir hemşerimiz olan gözaydın'ın her türlü takdiri en az ağaoğlu kadar hak ettiğine inanıyoruz. Teşekkürler Abdullah Bey

02 Ocak 2013 Çarşamba Saat -15.47

 

Abdullah Gözaydın

SAYIN ERDOĞAN BİZ KRAL ÇIPLAK DİYENLERDENİZ

Sayın Erdoğan aslında 1968 yılından beri gazeteciyim, ve gazetecilikten bir kuruş kazanmadım hep verdim
neden?:

Malum basının Kahhar çoğunluğu toplumsal gerçeği değil, kendi gerçeklerini haber yaptığı için.
Toplumu toplum adına Allah rızası için bilgilendirmek için.
Tabii eskiden gazete patronları sen ne yazarsan yaz, onlar dilediği gibi edit ediyorlardı.
Bende çapraz bulmaca yapmayı habercilikten daha doğru buldum, 30 yıla yakın bulmaca yaptım, sorduğum sorularla toplumun milli manevi hafızasını besledim
İnternet icat oldu, ben bağımsızlığımı kazandım
ve 1998 yılından beri forum, haber sitesi, sosyal medya imkanları ile inandığım doğruları takipçilerimle paylaşıyorum.
Bunu namaz kılar gibi sadece ibadet için yapıyorum
Doğru olduğuna inandığım ve toplumsal faydacılık adına gerekli gördüğüm bir haberi yayınlamak, ölüm sebebim olacak olsa bile.
BİZ KRAL ÇIPLAK DEMEK İÇİN BURADAYIZ
BİRİLERİ DOĞRULARI SÖYLEMELİ..
Sayın Erdoğan sitemizin adının of-hayrat olması "Bağımsız haber yapamayacağım anlamına geliyorsa
"Markası Of'lu Ali Ağaoğlu" olan bir vatandaşımızın görgüsüzlüklerini, yanlış örnek teşkil etmesini nasıl hoş görüyorsunuz anlamış değilim...
Erdoğan Bey utandığım için itiraz ettiğiniz haberi manşete koyamadım, alt sayfada yayınlamak mecburiyetinde kaldım bilginize

02 Ocak 2013 Çarşamba Saat -14.57

 

Abdullah Gözaydın

KISKANÇLIK DA MÜSRİFLİKTE BELADIR

Sayın erdoğan biz basın kuruluşu değiliz, Trabzonlu, Of-Hayratlı olarak hemşerilerimizin birlik beraberliğini şu gurbet ellerde bir nebze sağlayabilmek için 13 yıldır "Fi sebillillah" (Ağalara minnet etmeden) yayınlarımızı devam ettiriyoruz.
Hemşerilerimizin bir duası için nice badirelere maruz kalıyoruz, niyet Allah rızası için olunca Allah mahçup ve Mahsun etmiyor elhamdulillah.
Sayın Erdoğan Bu söylediklerime tanışmadığımız halde sizin haklı taleplerinizi hiçbir baskıya taviz vermeden yayınlamıştık, Bizim için esas olan
"Haklı olmaktır" 
Hemşerimiz Sayın Ağaoğlu hakkında sitemizde olumlu yazılarda vardır, İyi taraflarını da yazarız, olumsuz davranışlarını yazmak daha önemlidir diye düşünüyoruz.
Dediğiniz gibi Sayın Ağaoğlu bir bakıma şahsına münhasır değil
"Oflu Ağaoğlu" şeklinde de şöhreti vardır. Bu nedenle kendisi nedeniyle Ofluluğumuza gelecek herhangi bir olumsuzluk bizi enterese eder.
Her şey kanunlarla düzenlenmemiştir, Toplumsal kanaatler, örf ve adetlerde kanunlar kadar toplum için önemlidir.
Kanunların dahi olmadığı bazı hallerde örf ve adetler daha önemli sorunları hallettiğini görüyoruz.
Sayın Alioğlu’ndan çok daha fazla zenginlerimiz vardır bu ülkede ve dünyada.
Hiçbirisi bu şekilde davranmıyor. Lise mezunu bile olmayan birinin, Yüzlerce teknik eleman (Mimar, Mühendis, Tekniker vs.) çalıştırdığı, Reklam uğruna hepsinin çalışmalarını çöpe atarak (Emeğe ve bilgiye saygı göstermeyerek)
"Ben yaptım oldu" şeklinde aşağılaması toplumsal refleks tarafından kınanırken. Ülkemizin ekonomik durumunu hiçe sayan "Müsrif" harcamalarla menfi şekilde örnek olurken. Türk örf ve adetlerine saygısız bir aile hayatı ile gençliğin dejenerosyonuna bilerek veya bilmeyerek sebep olurken

SUSMAK, GÖRMEYEREK SUÇ ORTAĞI OLMAK Bizim işimiz değil.
Kimlerin ne kadar hukuki yollardan para kazandığı bizi değil maliyeyi ilgilendirir, maliyenin de ne kadar ekonomik hayata hâkim olduğu herkesçe malumdur, bunu sorgulamakta bize düşmez.
Kimsenin mal varlığı bizi rahatsız etmediği gibi kıskançlık etmemiz mümkün değildir, 
Parası olanın, Gücü olanın, İmkanı olanın sahip olduğu avantajları toplumun manevi değerlerini ayaklar altına alan davranışları bizi müsaadenizle ilgilendirir.
Sayın Erdoğan, Sayın Ağaoğlu'nun bağışları nedeniyle hoş görülmesini talep etmeniz başlı başına hiçte etik değil, Bizler sizler gibi düşünmeyenlerdeniz.
Bizim düşüncemiz " Allah'ın mescitlerini ancak Allaha iman edenler imar eder" (KUR'AN: Tevbe Suresi; Sure 9, Ayet 18) emri ile şekillendiği için. Trabzon, Of, Hayrat Sivil Toplum kuruluşlarını "Sosyal cami" olduğu şuuruyla görüyoruz.
Bu nedenle ben yetkili olsam sorumlu olduğum derneğe teberru toplarken Tevbe suresi ayetinin doğrultusunda toplardım.
Neyse Sayın Erdoğan biz sayın hemşerimiz Ağaoğlu’nu kıskanmıyor, ülkemizin diğer zenginleri gibi Türk örf adetlerine saygılı asaletiyle yaşamını düzenlemesi için uyarıcılık görevi yapıyoruz.

Bu tarihi bir kenara yazın, bir gün gelecek Sayın Ağaoğlu bu yapılanların yanlış olduğunu samimi ikrar edecektir, O günün çabuk gelmesi için uyarıcılık görevimizi yapıyoruz, Bütün muhalefetlere rağmen.
Daha fazla yazarak sizlerin ve üzerine alınacak bazı vatandaşlarımızın moralini bozmamak için bu kadar yeter diyoruz.
Ve son olarak Dünya hayatı nefsinin dilediğine göre değil, Toplumsal değerlere saygı gösterilerek yaşanması gerektiğine inanıyoruz. Ve Kimse dilediği parayı kazanamaz, Kişinin kazandığını sandığı imkânlar Allahın rızık olarak takdir etmesiyle kişiye ulaşır.

Kuran-ı Kerim - 13.26 - Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir de, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktalar. Oysa dünya hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir.
Kuran-ı Kerim - 29.62 - Allah, kullarından dilediğine rızkı bol bol verir, dilediğine de kısar. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Kuran-ı Kerim - 34.36 - De ki: “Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
Kuran-ı Kerim - 42.27 - Eğer Allah rızkı kullarına bol bol verseydi, mutlaka yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Fakat O dilediğini belli bir ölçüye göre indiriyor. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları hakkıyla görür.
Kuran-ı Kerim -67.21 - Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen kimdir.? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.

02 Ocak 2013 Çarşamba Saat -14.42
 

 

İLKER ERDOĞAN

KISKANÇLIK YA DA HASET

Öncelikle şunu ifade edeyim ki bu yazımla Sn. Ali Ağaoğlunun avukatlığını yapıyor değilim. Sn Ağaoğlu illegal yollardan değil, sıfırdan bileğinin hakkıyla kazanmış, kazandırmış, üretmiş Türkiye ekonomisine katkı sağlamış değerli bir iş adamı hemşerimizdir.
Hiç kimsenin özel hayatı ve özel yaşantısı kimseyi enterese etmez. Ediyorsa buna kıskançlıktan öte haset denir.
Hiç kimsenin kimseyi özel kalıp içerisine sokup "sen şöyle yaşamalısın "diye zorlamaya ne hakkı vardır ne de yetkisi.
Demokratik hukuk devletinde bu çerçeveyi kanunlar belirler.
Sn Ali Ağaoğlu hakkındaki bu ifadelerin; adını OF - Hayrat ilçelerinden alan bu sitenin yayınlıyor olması büyük bir talihsizliktir. 
Sn Ali Ağaoğlu yöremizin yetiştirdiği mümtaz insanlardan biri, Of-Hayrat eğitim ve kültür vakfımızın mütevelli heyeti üyesi, vakfımızın ve derneğimizin potansiyel finansörüdür.
Bu yazım Sn Editör tarafından belki yayınlanmayacaktır. Ama şu bir gerçek ki, Oflular ve Hayratlılar, yukarıda ki yazıdan rahatsız olmuşlardır ve kınıyorlardır.
02 Ocak 2013 Çarşamba Saat -13.34

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Aralık.2012

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANS – Toplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP