BÜYÜKŞEHİR ADAYLARI

Ak Parti'nin Ankara'da Belediye Başkanı Adayı Şimdiden Belli: Melih Gökçek. O İstemedikten Sonra Kimse Aksini Düşünemez..

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

BÜYÜKŞEHİR ADAYLARI

Büyükşehirlere adaylar aranıyormuş.. Sağda-solda "Ak Parti Ankara'da Melih Gökçek'in Yerine Belediye Başkanı Adayı Arıyor" türü haberler ve iddialarla karşılaştığımda beni bir gülme nöbetidir tutuyor...

Ak Parti'nin Ankara'da Belediye Başkanı Adayı Şimdiden Belli Çünkü: Melih Gökçek... O İstemedikten Sonra Kimse Aksini Düşünemez..

Politik IQ'su en yüksek kişilerden biri olan Melih Gökçek kendi göbeğini kendisi kesti; CHP ile SHP'yi aynı çizgiye getirip Murat Karayalçın'ı karşısına rakip çıkartarak yerine başka bir Ak Partili'nin aday olmasını engelledi... 'Politik zekâ' diye ben buna derim işte.

Ak Parti'nin Ankara'da ciddi bir oyu var, ama bu oyun ihmal edilemeyecek bir bölümü Melih Gökçek'in kişiliğiyle yakından ilgili. Bir başkasını Ankaralı karşısına aday olarak çıkardığı takdirde, Ak Parti seçimi kıl payıyla da olsa yine kazanır, ama karşısındaki cephenin bölünmüş görüntüsünün devamı şartıyla... CHP, DSP, SHP, MHP, ANAP, ÖDP, DTP herbiri ayrı adaylar çıkardığında, adayı kim olursa olsun, Ankara'da Ak Parti kazanır...

CHP ile DSP bir aday üzerinde birleşir, DSP de farklı aday çıkarmama konusunda tabanı tarafından sıkıştırılırsa ne olur.?

Ak Parti'nin Melih Gökçek dışında bulacağı aday bayağı zorlanır; büyük ihtimalle seçilemeyebilir de...

Zekâsıyla öne çıkan Melih Gökçek partisine bir iyilik yaptı ve hem kendisinin adaylığını hem de Ak Parti'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmasını garanti etti.

Üç parti hangi isim üzerinde birleşirse birleşsin, karşısındaki rakip Melih Gökçek olursa, o adayın başarılı olması pek mümkün değil. Manevralarıyla ezeli rakibi Murat Karayalçın'ı adaylığa, CHP'yi de onun arkasında saf tutmaya zorlayan Melih Gökçek, kendi adaylığını da sağlama almış oldu.

Kendisini şimdiden tebrik ederim.

En az kendisi kadar politik zekâ sahibi olduğu anlaşılan ve mâhir eller tarafından geleceğe hazırlanan oğlu Osman Gökçek kişiliğini kamuoyu önünde ispat ederek Ankara'yı yönetmeye müsait hale gelene kadar, Ankaralılar, Melih Gökçek'i belediye başkanı seçeceklerdir...

Şimdi cevabını merak ettiğim soru şu: Birkaç kez denendiği halde bir türlü CHP'nin elinden alınamayan Çankaya belediye başkanlığını Osman Gökçek kazanabilecek mi.? Ülke genelinde iktidar olduğu ve bayağı beğenilen icraatlara imza attığı 2004 yılında, o muhitte yaşayan seçmenlere cazip bir aday da çıkardığı halde, Çankaya'yı kazanamamıştı Ak Parti.

Osman Gökçek için ilk sınav Çankaya olur ve kazanırsa, herhalde bir sonraki yerel seçimlerde babası da koltuğunu kendisine görül rahatlığı içerisinde teslim eder...

Keşke her büyük il Ankara gibi sorunsuz çözülebilse...

Bayram vesilesiyle bulunduğum İzmir sözgelimi, hâlâ ciddi bir adayla tanışamadı. CHP'de Ahmet Priştina sonrası koltuğu devralan Aziz Kocaoğlu, kimseyi rencide etmeden, açık vermeden, adını yolsuzluklara bulaştırmadan görev süresini dolduruyor. Başlarda gönülsüz olsa bile, hizmetle bilenerek koltuğuna ısındı da...

CHP yoluna onunla devam etse ya.! Hayır, İzmir'e farklı bir isim arayışı içerisinde CHP ve bunu kentte sevilen Aziz Kocaoğlu'nu gücendirme pahasını yapacağa benziyor. Biraz da İzmir'i çantada keklik gördükleri ve kimi çıkarırlarsa çıkarsınlar Ak Parti adayı karşısında kazanacağına inandıkları için...

AK Parti sanki kendi adayını tespit etti de...

Kime sorsam, "Adayı bir tek Tayyip Erdoğan biliyor" cevabını alıyorum. "Aday halen milletvekili mi, eski bir milletvekili mi, Belediye Meclisinde Ak Parti Grubu'nun başında mı, hemen herkesin bilebileceği konumda biri mi.?" sorularım, emin olun, havada kalıyor...

Bir İzmirli dostum, "Korkum şu" dedi bana; "Herkes kendisini aday olabilecek gibi görüp havaya giriyor, büyük hayal kırıklıkları yaşanabilir ve bu da seçim sonucunu olumsuz etkileyebilir..."

Aynı İzmirli dost, geniş bir danışma mekanizması sonucu ortaya çıkacak aday isminin fazla gecikilmeden açıklanması gerektiğine de inanıyor.

Ya İstanbul.?

Seçimlere beş aydan kısa bir zaman kalmışken ve muhalefet partileri ortak aday arayışlarını hızlandırmışken, şimdiye kadar Ak Parti'nin de bir ismi yaygın dolaşıma sokması gerekirdi...

Bu da, yeni bir aday arayışı içerisinde olunmadığının işaretidir. İstanbullular Kadir Topbaş'ın performansından memnun görünüyorlar. 'Metrobüs' geçtiği yolu kısaltmadı doğal olarak, ama yolculuğu kısalttı. İki yaka da Metrobüs ağıyla birleşirse trafik ciddi biçimde rahatlayabilir.

"Kâğıthane ile Dolmabahçe arasındaki mesafe açılışa hazır hale getirilmiş tünelle bir saatten 10 dakikaya inecek" diye duymuyor muyum, hayatında o tüneli herhalde hiç kullanmayacak olsam da çok mutlu oluyorum.

Belediye başkanlığı konusunu daha epey konuşacağız.

OSMAN GÖKÇEK TANIŞIP GÖRÜŞMEK İSTİYOR

TELEFONDAKİ deneyimli ses, "AKP Çankaya Belediye Başkan aday adayı Osman Gökçek sizinle tanışıp görüşmek istiyor" dediğinde...
Ne yalan söyleyeyim: Biraz şaşırdım...
Çünkü Osman Gökçek, benim bazen endazesi kaçan "sarkastik" üslubuma hedef olmuşlardandır...
Sanırım şöyle şeyler karalamıştım hakkında:
"Biz Melih Gökçek'le baş edemiyorduk, bir de oğul Gökçek çıktı..."
Ama gelin görün ki... Osman Gökçek, hakkında bu türden şeyler karalayan bir adamla oturup muhabbet etmekte sakınca görmeyecek denli Amerikanvari bir propagandaya vurmuş kendisini... Meydan okumayı seviyor yani... 
Peki... Kabul... O razıysa, ben neden razı olmayayım.?
* * *
İSTANBUL'DA BİR AKŞAMÜZERİ... YAĞMUR YOK...
Salomanje'nin kuytu köşelerinden birinde Osman Gökçek'le karşı karşıyayız...
Bendeki ilk intiba ve ilk tepki: "Bu Osman pek küçükmüş yahu.!"
O kadar küçük ki, "Merhaba Osman Bey", "Nasılsınız.?" falan türünden saygı dolu ilk tanışma cümlelerinin hemen ardından, pervasızca "Osman" demeye başlıyor, "siz"den "sen"e geçiyorum...
Yanında o kadar yaşlı duruyorum ki, buna hakkım varmış gibi geliyor...
Ama Allah'ı var: Bu durumu hiç ama hiç yadırgamıyor Osman...
Gelelim genel görünüme: Osman'da kılık kıyafet yerinde... Hani ancak "Adnan Hocacılar" dediğimiz ekipte görülebilecek bir kıyafet taşıma tarzı, saç stili ve parlaklık vardır ya... Osman'ın hali pür melali de öyle...

Soruyorum: Osman, baban Büyükşehir Belediye Başkanı, sen Çankaya Belediye Başkanı... Nasıl olacak bu iş.?
Cevap veriyor: Olur... Neden olmasın.? Babalar ve oğullar aynı anda politika yapabilir... Bunun sayısız örnekleri var...
Soruyorum: Peki Tayyip Bey ne diyor bu işe? Partiden sana "Vazgeç bu sevdadan Osman" mesajı gelmiyor mu.?
Cevap veriyor: Gelmiyor... Ben AKP'nin iddialı olmadığı bir yere adayım... Anket yapılsın... Beni geçecek bir aday varsa partide, vazgeçmeye hazırım...
Soruyorum: Bu yaşta, bu işler için parayı nereden buluyorsun.?
Cevap veriyor: Çankaya'yı sokak sokak, ev ev dolaşıyorum... Bunun için paraya ihtiyacım yok...
Soruyorum: Ankara'nın dört bir yanına afişler yapıştırıyormuşsun... Bunun parası.?
Cevap veriyor: Ankara'da üç adet araba yıkama şirketim var...
Soruyorum: Belediye'den destek alıyor musun.?
Cevap veriyor: Asla... Benim belediyeye girişim yasak...
Soruyorum: Abinle birlikte Ankara'da kılıçlı, satırlı bir kavgaya karışmıştın... "Vakayı adiye" deyip geçecek miyiz.?
Cevap veriyor: Olay mahkemede... Yorum yapmak istemiyorum... Biz haklıyız o olayda... Ancak yüzde yüz biz haklı olsak da, bizim böyle bir olaya bu şekilde karışmamamız gerekirdi... İşin bu kısmı yanlış oldu...
Soruyorum: Gençlik Federasyonu kurmuşsun... Çankaya Gönüllüleri Derneği kurmuşsun... Nasıl yapıyorsun bu işleri.?
Cevap veriyor: Çok basit... Ben bu işlere meraklıyım... Kendimi ancak bu türden işlerin içinde iyi hissediyorum... Çok çalışıyorum...
"Sorular" ve "cevaplar" bu minval üzere uzayıp gidiyor...

Bizim meslekte "Matbaa mürekkebine bulaşanlar bir daha iflah olmaz" diye bir söz vardır... Osman'ın da kanına politika mikrobu girmiş, iflah olması imkânsız...
Zaten o da bunun farkında... 
"Bu seçimde olmazsa, bir dahaki seçimde... Bir dahaki seçimde olmazsa bir sonrakinde... Ben bu işe baş koydum..." diyor...
Babası da oğlundaki cevheri fark etmiş, "Bu çocuk beni geçecek" diye yorum yapıyormuş...
Şöyle bir bakıyorum Osman'a... Ne de çok benziyor babasına... 
Hınzır bir gülümsemeyle rakiplerine laf çakma tarzı babasınınkiyle aynı... El kol hareketleri falan aynı babası... Polemiğin kralını yaparken kullandığı mantık aynı babasının mantığı... 
Karşımda adıyla sanıyla "Küçük Melih Gökçek" var...
Babasındaki iddialı duruşla, babasındaki özgüvenle, babasındaki "taraftarlarını daha taraftar, düşmanlarını daha düşman" yapan tarzla yola çıkmış, geliyor...
Eğer ben bu işlerden biraz olsun çakıyorsam...
Şunları rahatlıkla söyleyebilirim:
Melih Gökçek düşmanları.! Biraz daha kıl olabilirsiniz... Melih Gökçek fanları.! Biraz daha sevinebilirsiniz...
Çünkü bir gün Melih Gökçek, politika alanından çekip giderse, bayrağı devralacak başka bir Gökçek var... 
Ve bu Gökçek de tıpkı baba Gökçek gibi... Ne eksiği var, ne fazlası...

Geçmiş Olsun


HAKKI DEVRİM

Epey eskilerde kalmış duyarlılıkları, acayip modern ve dinamik bir tarzla tedavüle sokan Hakkı Bey'e ne kadar da alışmışız... İşte bakın: Son günlerde ne zaman Radikal'i açsam, içimi bir eksiklik duygusu kaplıyor...

Açıyorum Radikal'i, sonuna kadar okuyorum, hatta Nedret Bey'in hazırladığı bulmacayı bile çözüyorum. Ama yine de eksiklik hissiyle dopdolu oluyorum... Hakkı Bey birkaç haftadır yazamıyor... Çünkü bir ameliyat geçirdi... Umarım bir an önce eline kalemi alır... Çünkü hakkaniyetli hakem ihtiyacıyla dopdoluyuz... 

ÖMER LÜTFİ METE
Medya alanındaki ilk ustamdır kendileri... Tıfıllık dönemimde "Yankı" adlı bir haber programda çalışırdım, o da programa ağabeylik yapardı... İyi metin yazardı... İyi dalga geçerdi... Gürül gürül bir adamdı... Yanında her şeyi konuşabileceğiniz türden bir adam...

Sağcıydı ama sağcılara benzemezdi... Tarikatçıydı ama tarikatçılara benzemezdi... Görüşemiyorduk, kopmuştuk... Sağlık haberlerini endişeyle takip ettim... Hamdolsun, atlattı... Bugünlerde kalemi eline alacağı günü iple çekiyormuş... Dilerim o günler tez elden gelir...

 

Fatih Bacak,  Antalya Şubat.2013

http://www.medyagunebakis.com/  fb.antalya007@gmail.com,  

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Fatih Bacak, Antalya Şubat.2013 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP