28 ŞUBAT TERSİNDEN TEKRAR EDİLDİ
AKP eski Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ; Sosyal Medya Hesabından
Çarpıcı Açıklamalar Yaptı.!.
AKP’nin eski Manisa
Milletvekili Selçuk Özdağ sosyal medya hesabından çarpıcı açıklamalar yaptı.
Özdağ, Türkiye’de siyasi
partilerin kışlaya döndüğünü üyelerinin de asker gibi görüldüğünü belirtirken “28 Şubat bize baskı siyasetinin ne kadar kötü olduğunu
göstermişti, o tecrübe bize en demokrat, en özgür, en insan haklarına
saygılı düzeni kurdurmayı sağlamalıydı. Ama 28 Şubat tersinden tekrar edildi” ifadelerini paylaştı. 
İşte
sırasıyla Özdağ’ın Twitter’dan yaptığı o açıklamalar:
“İktidarların vazifesi mazeret
üretmek değildir. Sorumlu siyaset bir problem ortaya çıktığında nerede hata
yaptık diye düşünür. Batı'da böyledir. Bizde siyasetçi kendini La Yüsel görür, kendine hata, kusur
yakıştırmaz.
Nerede hata yaptım yerine bize
komplo kurdular diyerek sorumluluğu görünmez odaklara yükler. Bu zihniyet
biçimi aslında sorun çözmekten kaçma biçimidir. Problem çözücü değil, problem biriktiricidir.
Geldiğimiz noktanın birinci, belki de biricik sebebi budur.! 
Ne yazık ki parti sistemimiz
doğruları konuşmaya el vermez, özgür düşünmeye kapalıdır. Biraz şahsiyet
belirtisi gösteren kendini kapı önünde bulur. Partiler kışla gibi, mensupları asker
gibi görülür. En azından liderlerin beklediği parti ve partili tipi budur.
Bu da siyasetçinin her geçen
gün profilinin düşmesine neden olur. Ortada kalite olmayınca da siyasetçi
çözüme değil dalkavukluğa yönelir.
Türkiye son otuz yılda büyük
tecrübeler yaşadı. 28 Şubat'ta toplumun bir kesimi ezildi. Vatandaşın
kararlılığı 28 Şubat'ı püskürttü. Ardından o günün mağdurları iktidar oldu. Bu
defa toplumun başka kesimleri mağdur edilmeye başlandı. Hâlbuki ders alınmalı
değil miydi.? 
28 Şubat bize baskı siyasetinin
ne kadar kötü olduğunu göstermişti, o tecrübe bize en demokrat, en özgür,
en insan haklarına saygılı düzeni kurdurmayı sağlamalıydı. Ama 28 Şubat
tersinden tekrar edildi.
Şimdi toplumun sağındakiler de
solundakiler de aynı tecrübeye sahipler, hep beraber demokrasiden uzaklaşmanın,
farklılıklara hoş görü göstermemenin, siyaseti hukukun üstüne çıkarmanın bize
hangi acılar yaşattığını biliyoruz. Hepimiz aynı cendereden geçtik.
Hepimiz aynı cendereden geçtik.
Bunun bize hoşgörüyü, barış siyasetini, bir arada yaşama şuurunu öğretmesi
gerekir. Farklılıklarımızla, renklerimizle, bir arada yaşamanın güzelliğini
görmemiz gerekir. 
Avrupa demokrasiye mezhep
savaşlarının bıraktığı büyük acı tortuları ile geldi. Ötekini yok etmeye
çalışanlar kendilerinin de yok olmaya başladığını gördüler. Toplum renkleri ile
bir bütündür, bir rengin eksilmesi, vücudun bir parçasının eksilmesi gibidir.
Bir rengini kaybeden bir toplum
sakat ve alil bir toplumdur. Laiki, anti laiki, dindarı, dindar olmayanı,
milliyetçisi, liberali ile biz bir bütünüz.
Ulus olmanın yolu da
farklılaştırmadan değil, farklılıklarımızı bütünün parçası gibi görmemizden
geçer. Partiler, liderler gelip geçicidir. Kalıcı olan millettir. Vazgeçilmez
olan da budur.
Bizi kabileleştiren, bizi bizle
dövüştüren hiç bir siyaset meşru değildir. Kavga eden bir toplum problemlerini
çözemez. Hele orada hakemlik yapabilecek bir hukuk ve yargı düzeni yoksa o
ülkenin sonu felakettir. 
Şu yaşadıklarımızdan siyasetten bağımsız bir
yargı, din haline getirilmemiş bir parti anlayışı ve liderlere insanüstü
vasıflar isnat etmeyen bir siyaset biçiminin gerekliliğini çıkaramamışsak
yaşadıklarımızdan hiç ders almamışız demektir. İşte asıl felaket budur.!”
14.02.2019 - Odatv.com

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul –Nisan.2019- okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -
okkesb@turkfreezone.com,
|