STAGFLASYON.? RESESYON.? POLİTİKA FAİZİ.?

Türkiye’de Son Zamanlarda Yaşanan Ekonomik Dalgalanmalarla Beraber Ekonomik Kavramları Daha Sık Kullanır Olduk.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

STAGFLASYON.? RESESYON.? POLİTİKA FAİZİ.?

Türkiye’de Son Zamanlarda Yaşanan Ekonomik Dalgalanmalarla Beraber Ekonomik Kavramları Daha Sık Kullanır Olduk. Ekonomi ile ilgili belli başlı sözcükleri ve anlamlarını sizin için derledik:

Baz Puan: 

Faiz oranlarındaki değişimi ifade eden ölçü birimi. Kısaca noktadan sonraki 4. haneye karşılık geliyor. Örneğin faiz oranın %20,25’den 21,75’e yükselmesi durumunda 150 baz puanlık artış söz konusu oluyor. Diğer bir deyişle 100 baz puan %1’lik bir değişim anlamına geliyor. Uluslararası piyasalarda BPS olarak da adlandırılıyor.

Cari Açık: 

Bir ülkede üretilen malların ihraç sonucu getirdiği gelirin, yurtdışından ithal edilen mal ve hizmetlerden az olması. ”Cari Denge = Mal Dengesi + Hizmetler Dengesi + Yatırım Gelirleri Dengesi + Cari Transferler” şeklinde hesaplanıyor. Türkiye’de son olarak Merkez Bankası tarafından Eylül ayında açıklanan verilere göre Temmuz ayı cari açığı 1,75 milyar dolar, 12 aylık cari açık ise 54,56 milyar dolar.

Döviz Açığı: 

Döviz yükümlülükleri (borçları) ve döviz varlıkları arasındaki fark. Türkiye’de özellikle özel sektörün döviz açığı oldukça yüksek. Son verilere göre finans dışı döviz açığı 217 milyar dolar.

Enflasyon: 

Fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını ifade eden durum. Enflasyon oranları, merkez bankalarının para politikalarında atacağı adımları doğrudan etkileyebileceğinden, kurlar üzerinde de oldukça etkili. Çünkü enflasyon oranı, merkez bankalarının faiz oranları üzerinde yapacağı değişiklikler için öncü göstergelerden biri. Enflasyon oranlarının, merkez bankalarının hedeflerinden fazla olması faizlerde artış beklentisini ön plana çıkarken, enflasyon oranının merkez bankalarının hedeflerinin altında olması durumunda ise faizlerde düşüş beklentisi ön plana çıkıyor.

Peki Enflasyon Neden Yükselir.?

Döviz kurlarında ve kredi faiz oranlarında, enflasyon oranının üstünde görülen artışlar.

Bütçe açığının yüksekliği.

İhracatın artışının, üretim artışı ile paralel gitmemesi.

Enflasyon oranının çok üstünde belirlenen ücret artışları.

Yüksek faizler.

Yatırımların duraklaması.

İç piyasadaki eksik rekabet.

Tekelleşme ve fiyat anlaşmaları.

İstikrarsızlık ve belirsizlik dönemlerinde satıcıların içgüdüsel olarak fiyat artırması.

Çekirdek Enflasyon: 

Enflasyonun geçici veya bir defaya mahsus etkilerden arındırılmış kalıcı kısmı. En yaygın takip edilen çekirdek enflasyon göstergeleri dışlama yöntemiyle elde ediliyor. Enerji, temel gıda maddeleri fiyatları ve dolaylı vergiler gibi unsurlar bu tür enflasyon hesaplamalarında dışlanıyor. Bu enflasyon hesaplamasının amacı ise fiyatlardaki değişimi sürekli kılan sebepleri tespit etmek.

Manşet Enflasyonu: 

Yeni kullanılmaya başlanan ve enflasyona benzetilen bir tanım olsa da enflasyonun düzenli olarak artmasını ifade ediyor.

Ekonomik Büyüme: 

Reel Gayri Safi Milli Hasıla’da, bir önceki döneme göre meydana gelen yüzde artış oranı. Türkiye ekonomisi Eylül ayında açıklanan verilere göre 2018’in ikinci çeyreğinde yüzde 5,2 büyüdü. 2017 yılının 3. çeyreğinde ise 11,1’lik rekor büyüme gerçekleşmişti. Muhalefet ise büyüme rakamlarının nasıl hesaplandığı ve maliyetinin ne olduğu gibi soruları gündeme getiriyor.

Ekonomik Yaptırım: 

Politik amaçlarla devlet veya uluslararası kurumların devlet, yönetim, grup, kişi veya şirkete uyguladığı ticari veya finansal baskı. Son dönemlerde Türkiye-ABD ilişkilerinde özellikle Rahip Brunson kriziyle birlikte gündeme geldi.

Ekonomik Kriz: 

Mal, hizmet, döviz fiyatları ve üretimde yaşanan şiddetli dalgalanmalar. Türkiye’de iktidar ekonomide durgunluk olduğunu kabul etse de bunun bir kriz olmadığını savunuyor.

EPDK: 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu. 2001 yılında elektrik piyasalarının düzenlenmesi amacıyla kurulan kurum, 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren belirli aralıklarla serbest bırakılan akaryakıt fiyatları dışında Doğalgaz, Petrol ve LPG piyasalarının da düzenlenmesi görevlerini sürdürüyor.

Faiz Artırımı: 

Merkez Bankası’nın ödemeler dengesinde açık veren ülkeye dışarıdan sıcak para girişi sağlama, Türk lirasının değerini artırma amaçlı yaptığı eylem. Olumlu etkilerinin yanında yatırımları düşürmesi gibi olumsuz etkileri de var. Son olarak Merkez Bankası 13 Eylül 2018 tarihinde faizleri 625 baz puan artırarak beklentilerin üzerinde bir artışa gitmişti.

FED: Federal Rezerv Sistemi. 23 Aralık 1913 yılında kurulan ABD Merkez Bankası. Dünyanın en etkili merkez bankası konumunda olan FED’in kararları hemen hemen tüm dünya ekonomisini etkiliyor. Örneğin FED faizleri 0,50 puan yükseltme kararı aldığında bu, ABD doları karşısındaki para birimlerinin değer kaybetmesine yol açıyor.

Gelişmekte Olan Ülkeler: 

Ekonomik bir terim olarak gelişmiş ülkelerden bir kademe geride görülen ve dünyanın çoğu ülkesinin değerlendirildiği kategori. Ekonominin yanı sıra yaşam kalitesi, eğitim, okuryazarlık, ölüm oranı, fikir özgürlüğü düzeyi gibi faktörler de önemli. Türkiye de gelişmekte olan ülkeler kategorisinde kabul ediliyor.

Geç Likidite Penceresi: 

Son borç veren kurum olarak Merkez Bankası’nın gün sonu ödeme sistemlerinde oluşabilecek sorunların önüne geçmek amacıyla bankalara verdiği limitsiz vadeli TL borçlanma veya borç verme imkanı. Gecelik ve geçici uygulama.

IMF: 

Uluslararası Para Fonu. 1944 yılında ABD’de kurulan uluslararası organizasyonun küresel finansal düzeni takip etmek, döviz, borsa, ödeme planları gibi konularda denetim yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunuyor. Merkezi Washington DC’de bulunan kuruluşa 189 ülke üye durumda.

Türkiye 1947’de üye olduğu kuruluştan ilk kaynağı 1961 yılında aldı. Uzun yıllar siyasi tartışma konusu oldu. Türkiye IMF’ye olan borcunu 14 Mayıs 2013 tarihinde 19. stand-by anlaşmasının son taksidi olan 421 milyon doları ödeyerek kapattı.

IMF tartışmaları son dönemdeki ekonomik dalgalanmalarla birlikte arttı. 1 Ekim 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim IMF ile şu an herhangi bir işimiz olamaz.” açıklaması yaptı.

İŞ BIRAKMA: 

Görevlinin mali, özlük, sendikal veya her türlü konuda demokratik tepkisini dile getirmek adına görevine gitmemesi veya görevini belirli sürelerde icra etmemesi. Son dönemde 3. Havalimanı inşası sırasında işçilerin çalışma koşullarına tepkisiyle gündeme geldi.

Aytuğ Özçolak - 04 Ekim 2018

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul –Haziran.2019- okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ --- okkesb@turkfreezone.com,

 

 

RESESYON VE STAGFLASYON

Ekonomide küçülme, daralma durumu olarak adlandırılan resesyon, ülke ekonomisindeki pek çok olumsuzluğun sonucudur.

Stagflasyon ise ekonomide enflasyon ile durgunluğun beraber izlendiği dönemleri kapsamaktadır. Peki Resesyon nedir.?

Stagflasyon ne anlama gelmektedir.?

Resesyon ve stagflasyon, ülke ekonomilerini nasıl etkiler.?

Ekonomide küçülme, daralma durumuna resesyon denir. Bir ülke ekonomisinde üst üste iki çeyrek GSYH küçülmesi yaşanmış ise o ekonomide resesyon söz konusudur. Başka bir deyişle ülke ekonomisinde ki büyüme hızının, nüfus artış hızından daha düşük olması sebebiyle kişi başına düşen milli gelirin yerinde saymasıdır.

 

RESESYON ETKİLERİ NELERDİR?

- Ülke ekonomisi küçülür ve dolayısıyla GSYH negatif büyüme gösterir,

- Ülkenin yerel para birimi döviz kurları karşısında değer kaybeder,

- İthal ürünlerin fiyatları artar ve ürünlerden kaynaklı bir enflasyon baskısı oluşur.

  Bu nedenle halkın alım gücü. azalır,

- Sanayi üretiminde düşüş yaşanır ve işsizlik oranı artar,

- Borsa ve para piyasalarına ciddi zarar verir.

STAGFLASYON NE ANLAMA GELMEKTEDİR.?

İngilizce kökenli bir kelime olan stagflasyon; stagnant (durgun) ve inflation (enflasyon) kavramlarının birleştirilmesiyle türetilmiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi bir ekonomide enflasyon ile durgunluğun beraber izlendiği dönemleri anlatmak için bu kavram kullanılır.

Stagflasyon süreci boyunca işsizlik rakamları yükselmeye devam ederken, ekonomik büyüme yaratılamaması ve enflasyon rakamlarının da sürekli yüksek devam etmesi ülke ekonomisi için sağlıksız bir durum oluşturmaktadır.

Stagflasyonda ise durgunluk artar ve istihdam düşerken talebi karşılayacak arz da yaratılamamaktadır. Her ikisinin de aynı anda yükselmesi içinden çıkılması zor bir sarmal haline dönüşür.

Politika seti olarak ekonomik krizlerin başa çıkılması zor olanlarından birisi budur. Stagflasyon dönemlerinde da bir yandan enflasyonla mücadele edecek bir yandan da ekonomiyi canlandıracak bir ekonomi politikası gerekiyor.

Ekonomistlere göre bu durum pek kolay çözülecek bir durum değil. Çünkü bu iki politika genelde birbiriyle çelişen politikalardır. 

 

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul –Haziran.2019- okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ --- okkesb@turkfreezone.com,

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP