GÜNÜMÜZDE MİSYONERLİK FAALİYETLERİ

Türkiye ve Türkler üzerine yönelik misyonerlik faaliyetleri, Cumhuriyet döneminde de genel anlamda kesintiye uğramamıştır.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

GÜNÜMÜZDE MİSYONERLİK FAALİYETLERİ:

Türkiye ve Türkler üzerine yönelik misyonerlik faaliyetleri, Cumhuriyet döneminde de genel anlamda kesintiye uğramamıştır.  Atatürk, 1935’de misyonerlerin faaliyetlerini yasaklamıştı. Ancak, daha sonra tek parti zamanında bütün dinlere yönelik, “Propagandanın yasak” olmasına bağlı olarak asgari düzeye inen misyonerlik faaliyetleri, 1945’de “demokrasiye geçiş” ile birlikte “hürriyet havasından istifade ile artış göstermiştir.

II. Dünya Savaşı sonrası “Avrupa Birliği’nin kurulması, Türkiye’nin 1961’de Ankara Antlaşması’nı imzalaması sonucu, halkımızda meydana gelen “Avrupa’ya hoşgörü zemini,” ne bağlı olarak bu zeminden hareketle misyonerler faaliyetlerini artırmışlardır.

1980’li yıllarda Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne dâhil etme girişimleri, Sovyetler Birliği’nin 1990’larda dağılması, *insan hak ve hürriyetleri* *demokratikleşme ve küreselleşme* anlayışları derken, ülkemizde çok amaçlı ve etkin bir misyonerlik süreci ivme kazanmış durumdadır.

DİNLER ARASI DİYALOG

Bir de “dinler arası diyalog” meselesi ortaya atılmıştır. Zaten, bu Avrupa Birliği’nin belirlenmiş bir politikasıdır. Vatikan Papalığı, Avrupa Birliği ile birlikte hareket etmektedir (Kocabaş, 2002:181-182). Papa II. Jean Paul, 24 Aralık 1999’da yayınladığı yılbaşı mesajında; “birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı.

Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hıristiyanlaştıralım” diyerek, Asya’yı Hıristiyanlaştırma politikalarının hedefine koymuştur.

Ayrıca Vatikan tarafından, “Asya’nın Hıristiyanlaştırılmasında Türkiye merkez kabul edildi”, görüşlerine yer verilmesi, ülkemizin Asya’nın Hıristiyanlık için geçiş yolu üzerinde olması, günümüz misyonerlik faaliyetleri açısından ülkemizin ne derece büyük tehlikeler ile karşı karşıya kaldığını ortaya koymaktadır (Kocabaş, 2002:183).

Vatikan Katolik Kilisesi’nin misyonerlikte ortaya koyduğu yeni metodu; “dinler arası diyalog” çerçevesinde, Hıristiyanlık mezhepleri arasında diyalog ve işbirliği olmuştur. “Düşman Kardeşler” olarak bilinen Katolik ve Ortodokslar arasındaki yakınlaşma dikkati çekmektedir.

Katolik Papa ve Fener Ortodoks Patriği İstanbul’da ilk defa bir araya gelmişlerdir. Fener Patriği bir atakla kendisini “Ekümen”, yani bütün dünya Ortodoksları’nın başı ilan etmiş, daha da ileri giderek, Fener’de Vatikan benzeri devletçik statüsü istemiştir (Kocabaş, 2002:189-190).

Bu gün ise Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde elli beş bin misyonerin faaliyet gösterdiği ifade edilmektedir.

Dünya’da 1992 yılı verilerine göre; misyonerlere ait 120.880 kurum, misyonerleri eğiten, yetiştiren 99.200 enstitü, misyonerlik faaliyetlerinde çalışan mesleki misyoner 4.208.250 kişidir. Bu misyoner kurumlarında 82.000.000 bilgisayar, misyoner kurumlarında bir yıl içerisinde çıkarılan

88.160 adet kitap, misyonerlik hizmetlerinde faaliyet gösteren 2.340 radyo ve televizyon istasyonu vardır. Misyonerler, her yıl bedava 53.000.000 İncil dağıtmaktadır. Kilise okullarında okuyan 9.000.000 öğrenci, bu kiliselere ait 10.600 hastane, yine kiliselere ait 680 huzurevi ve 10.050 tane eczaneleri vardır.

İnsanları Hıristiyanlaştırma hizmet projelerinin bütçesi 163 milyar dolardan fazladır (Umara, 1995:35).

SONUÇ:

MİSYONERLİĞİN DÜYA ÇAPINDAKİ FAALİYET ALANLARI:

1. Misyonerlik, dünya çapında yürütülen bir Hıristiyanlık propagandasıdır.

2. Misyonerlere destek veren, devletler, kiliseler, siyasiler, holdingler ve bilim çevreleri vardır.

3.Batılı Hıristiyan devletler misyonerliği ekonomik çıkarları uğrunda sömürgecilik için bir basamak olarak kullanmaktadırlar.

4. Misyoner örgütler, yerel unsurları kullanmakla beraber, genel bir strateji ve program çerçevesinde hareket etmektedirler. Uluslararası bir örgütlenme ile yürütülmektedir.

4. Misyonerlikte, dinî, siyasi, ekonomik bakımdan tam bir iç içe girmişlik söz konusudur.

5. Misyonerlerin, dünya hâkimiyetini, Hıristiyanlık dininin egemenliği altında sağlama anlayışları değişmeyen felsefeleridir.

6. Misyonerlik; Katolik, Ortodoks ve Protestan adlı Hıristiyanlığın ana mezhepleri çerçevesinde yürütülmektedir.

Misyonerler, Hıristiyanlığın bir sonucu olarak kabul ettikleri, Batı Uygarlığının nüfuz alanını genişletmek, eskiden kendilerine ait olan yerlere yeniden sahip olmak, dünyayı Hıristiyan-Batı Kültürü ile etkilemek ve dünyadaki bütün rejimleri değiştirmek, amacını gütmektedirler.

Misyonerler, Türklere karşı ise; İslâm’dan soğutmak, kendi kimlikleriyle çatıştırmak, Türk devletine ve Türk milletine düşman unsurlar yetiştirmek suretiyle, Türkiye’de “azınlık ırkçılığını ve bölücülüğü yaygınlaştırmak için gayret göstermektedirler (Küçük, 2005:32).

Geçmişte misyonerler faaliyetlerini, belki daha gizli olarak yürütüyorlardı. Talas’ta, Tarsus’ta, Merzifon’da, Harput’ta, İstanbul’da okulları vardı. Ama günümüzde birçok televizyon programı yahut gazete ve dergi yayınıyla, hatta özel broşürler ile kendi düşüncelerini propaganda edebilmektedirler.

Bunlara karşı en etkin mücadele, kendi kültür kaynaklarımızı ve değer yargılarımızı yurttaşlarımıza, gençlerimize en akılcı ve bilimsel bir yöntemle öğretmektir. Millî ve ahlâkî değerlerimizi kazandırmaktır.

Günümüzde misyonerler, ülkemizi sömürge haline getirebilmek için sevgi, dostluk, barış, özgürlük ve kardeşlik gibi, güzel kavramları kullanarak, bu tür faaliyetlerini ülkemizin her yerinde, şehirlerimizde, sokaklarımızda daha etkin bir şekilde devam ettirmektedirler.

Doç. Dr. Remzi Kılıç

 

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul -Şubat.2022 --- okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ --- okkesb@turkfreezone.com,

 

Misyonerlik

Müslümanı, Düşürdüler Hataya.
Sonra Çıktı, Sinsi Sinsi Kargaşa.
Yok Ettiler, Cahilce Tartışa Tartışa
Müslüman Budur, Sundular Satışa.

Muhammed Arabındır, Bak Hataya.
Tarihi Yaktılar, Yüzüme Baka Baka.
Hemen, Yahudi Zihniyeti Çıktı Ortaya.
Ne Varsa Harcadı, İslamı Yıkmaya.

Misyonerin, Dinsizin İşi Bu, Yıkmak.
Bize Yakışır mı? , Susup Bakmak.
Varken Mücadele İçin Ortaya Çıkmak.
Bana Dokunmasın mı Dersin, Be Ahmak

Tembel Tembel Oturdun.
İslam Adına Bin Bir Hurafe Uydurdun.
Müslüman, İnsanları Her Gün Kandırdın.
Muvaffak Olamayınca Da Kudurdun.


@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Diğer Haberler

  • İSTANBUL’UN YILDIZLARI TRAFİKTE MUTLULUK DAĞITIYOR
  • GELENEKSEL PERPA ŞİİR GÜNLERİ
  • DÜNYA ANADİL GÜNÜ & BİLİNMEYEN DİL KOMEDİSİ
  • GÖNLÜMDE AÇAN AKÇİĞDEM
  • SERKAN BAYER RESİM SEVERLERLE BULUŞUYOR.!
  • 100.YIL PLATFORMU *CUMHURİYET VE KADIN* ETKİNLİĞİ
  • 100.YIL PLATFORMU ÖĞRETMEN KONFERANSI
  • DOKUN ve BAK
  • DARÜŞŞAFAKA ÖĞRENCİLERİ “J.U.C. AWARDS” dan 13 ÖDÜL ALDI
  • CAHİT ARF ve YAPAY ZEKÂ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP