Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
SURİYE TÜRKİYE’Yİ SARSIYOR Türkiye’nin Şu Anda En Hassas Ve Acil Çözüm İsteyen, Çok Çok Önemli Konusu İŞİD İşin Türkiye için enteresan tarafı, İŞİD’in Türkiye yapılanmasının bütün bu hengâmede gözden kaçırıldığıdır. İnanmayacaksınız ama bu iş PKK teröründen beter duruma girebilir. Veya onlar çok daha insancıl addedilebilir. NEYİ KULAK ARKASI ETTİĞİMİZİN YAZISI İŞİD’in şu anda yoğunlukla Hatay, Mersin, Urfa, Mardin, İstanbul, Ankara ve Manisa olmak üzere Bunlardan bir tanesi ramazan bayramında namaz adı altında Müslümanlıkla hiçbir ilgisi olmayan Vahabiliğin de ötesinde törenler sergileyerek gövde gösterisi yaptılar. Suriye Savaşı Türkiye’yi Sarsmaya Başladı Musul rehineleri, İstanbul'da İŞİD gösterisi, Suriyeli mülteciler sorunu, Irak'la duran ticaret ve diplomaside gerileme etkinin görüldüğü alanlar.
Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz dâhil (resmi olarak açıklandığı kadarıyla) 49 Türk vatandaşının 13 Haziran’dan bu yana İslam Devleti (İD) isimli terörist örgüt tarafından esir tutulduğu unutulmuş değil. Keza 11 Mayıs 2013’te Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde patlatılan bombalarla 53 kişinin öldürülmesi de unutulmadı. Başbakan Tayyip Erdoğan öldürülenlerin “Sünni vatandaşlarımız” olduğunu özellikle vurgulamıştı. Yetkililer saldırı arkasında Ankara’nın “Yıkıldı yıkılacak” diye üç yıldır beklediği Beşar Esed’e bağlı ajanların olduğunu söylüyordu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’da “Kim herhangi bir kaosu Türkiye’ye yansıtmak isterse karşılığını görür” çıkışında bulunmuştu. Türkiye kime neyin karşılığını verdi, veriyor, verecek.? Bunu ileride tarihe yazacak. Ama gelin biz bugünkü tabloya bakalım. Efkan Ala, İçişleri Bakanlığına 17 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturması ardından Erdoğan tarafından kabine dışı bırakılan Muammer Güler’in yerine getirildi; daha önce Diyarbakır Valisi ve Başbakanlık Müsteşarı olarak Erdoğan’ın en güvendiği isimler arasında yerini aldı. İçişleri Bakanlığı, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yerel halkla Suriyeli mülteciler arasında çıkan sürtüşme ve tepkiler üzerine geçtiğimiz günlerde bazı rakamlar açıkladı. Buna göre, Türkiye’deki Suriyeli sayısı 1 milyon 385 bine ulaşmış. Davutoğlu 20 Ağustos 2012’de, mülteci sayısı 65 bine ulaştığında “100 bini geçerse Suriye’de güvenlikli bölge gündeme gelebilir” demişti. Daha 2014 Haziran başında AB heyetine rakam 1 milyon 250 bin olarak açıklanmıştı. Şöyle söyleyelim: Türkiye’nin nüfusu 76 milyon 667 bin küsur açıklandığına göre, nüfusumuzun yüzde 2 kadarı (tam olarak 1.8) Suriyeli bizimle birlikte yaşıyor. Sürtüşme ciddi boyutta ilk olarak (1978’den çok kötü katliam anlılarına sahip) Kahramanmaraş’ta patlak verdi. İçişleri Bakanlığına göre Kahramanmaraş’ta 44 bin Suriyeli var, şehir merkezi nüfusu 420 bin, neredeyse yüzde 10 kadar diyelim. En çok Suriyelinin yaşadığı şehir İstanbul, 330 bin tahmin ediliyor, gazeteler “Sarıyer ilçe nüfusu kadar” diye karşılaştırma yapmışlar. Bir güvenlik uzmanı, Ercan Taştekin, sorunla başa çıkabilmek için “Suriyeli polisler” istihdam edilmesini önermiş. Haklı olabilir; o mülteciler arasında sadece dilenciler değil Baas ajanlarından eski adıyla IŞİD - Irak ve Şam İslam Devleti ajanlarına dek çok kişi sızmıştır. Tabii, Suriye iç savaşının içine bu kadar dalmış olmamızın sonucu sadece Suriyeli mülteciler olsa, belki Suriyeli polislerle sorunu hafifletmek mümkün olurdu. Ama değil. Bu ekip, esir aldıkları insanların kafalarını keserken görüntülerini de yayınlıyor, en son bir Kosova’lı mücahit yayınladı, ülkesi karıştı. Put sayarak mezarlık, türbe yıkıyor, kadınlara sokağa çıkmayı yasaklayıp, vahşi bir Afrika âdeti olan sünneti getiriyorlar. Bu ekibin uzantıları artık aramızda, belki Fatih’te, Bayrampaşa’da alışveriş yaptığınız kişiler arasında, 10 Ağustos’ta sizin gibi onlar da oy kullanacak 12’inci Cumhurbaşkanını seçmek için. Bu vahşetin amacı insanoğlunun bulduğu en ölümcül silah olan korkuyu yaygınlaştırmaktır. O korkuyla Irak ordusunun Musul’daki 40 bin küsur askeri, şehre ilerleyen bir kaç bin İslamcı militanın önünde çil yavrusu gibi dağıldı. Başkonsolos tehlikeyi gördüğü halde “Yerinde kal” dendiği için, bugün ailelerle birlikte esir; İleride yazılacak bütün ayrıntıları, sorumluları. Suriye iç savaşında dış destek alan, ilk olarak Müslüman Kardeşler, sonra El Nusra içinde filizlenen İD-İslam Devleti militanlarının Irak ve Suriye’de Halifelik ilan etmesi, Türkiye’deki Kürt sorununa siyasi çözüm arayışını da olumsuz etkiledi. Suriye sınırının öte yanında “Rojava” adı verilen kurtarılmış bölge üzerinde artan İŞİD = İD baskısı, PKK’yı iki yıl aradan sonra ilk defa Türk Silahlı Kuvvetleri ile sınır boyunda çatışma durumunda bıraktı. Bunun PKK ile MİT ve HDP üzerinden devam eden diyaloga etkileri oluyor. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın yakında silah bırakma ve eve dönüş hazırlığı müjdelemesine karşın, diyalogu yürüten isimlerden Pervin Buldan kendilerinde bu yönde bir bilgi olmadığını söylüyor. Sorunlar ekonomiyi de kötü etkiliyor. İslamcıların Musul’u ele geçirmesi ardından Türkiye’nin Irak ile ticareti durma noktasına geldi. Geçen yıl Almanya’dan sonra ikinci dışsatım geliri 12 milyar dolar ile Irak’la ticaretten sağlanmıştı. CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Durdu’nun sorularını yanıtlayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, ihracatın çoğunun Kürdistan Bölgesel Yönetimine (KBY) gittiği yolundaki şehir efsanesine son verdi. Zeybekçi’ye göre, KBY’ye giden TIR dorselerinin yüzde 60 - 70 kadarı kamyon / plaka değişikliğiyle Irak’ın güneyine, Şiilerin çoğunlukla yaşadığı yerlere gidiyormuş. Artık gidemiyor. Habur’da kilometrelerce kamyon kuyrukları gösteriyor zaten. Mısır deyince, İsrail ve Hamas arasında Gazze’de başlayan 72 saatlik ateşkesle eşzamanlı olarak Filistinli iki rakip grup Hamas ve El Fetih barış görüşmelerine başlanıyor. (BM’nin İsrail’i okul vurmakla suçlaması dengeleri değiştirdi bir miktar.) Türkiye, pek de dünya devi sayılmayacak ama son zamanlardaki yakın müttefikimiz Katar ile ortak açıklama yaparak hem ateşkesi, hem Mısır’daki Filistin görüşmelerini desteklediğimizi ilan ettik. Zaten bir zamanlar bir parçası olmakla övünülen Batı dünyasının şu anda Türkiye’den en çok iki beklentisi kaldığı görüntüsü var: Suriye’ye radikal İslamcı grupların Cihad çağrısına giden Amerika ve Avrupa kökenli “yabancı savaşçılarla” mücadele ve Hamas üzerinde (Katar ile birlikte) var sayılan etkisini kullanmak. Kürt sorunundan Musul’daki esirlere, ekonomiden diplomasiye dek Suriye iç savaşının içine fazla dalmak Türkiye’yi günlük olaylar dışında da sarsmaya başlamıştır. Murat Yetkin Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2014 - okkesb@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb –E.mail: okkesb61@gmail.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2014 - okkesb@gmail.com, İŞİDAmerika, Kuzey Irak’ta bir Kürt bölgesinin oluşumundan ayrı Kerkük ve diğer yerlerdeki petrol yataklarının korunmasını yetiştirdiği İslami terör gruplarına bıraktı. Biz ise, Kuzey Irak yönetimi ile bu petrolleri işletmeye ve satmaya kalkıştık. Buna izin yok.?
Nitekim Hükümetin yılda 100 milyar dolar getirecek petrol hayali Barzani ile yapılan anlaşma ile hayata geçirilecekti. Amerika, aldığı bir kararla Kürt petrolünü yasakladı.
Bitmedi, Geçenlerde Birleşmiş Milletler ’den de bir karar çıktı. Kararda “Işıdın elindeki petrol yataklarına dokunanlar terörist sayılacak” denildi.
İŞİD geçen hafta Petrol satmağa başladı, Bu ham petrolün çoğu Türkiye de rafine edilip Dünyaya 30 USD’dan dağıtılmaya başladı ve Erbil’in petrol satışı anında kesildi... Bir şeyler çağrıştırıyor mu.?
Evangelistik Judaism bu yeni savaş sistemi ile neler kazanıyor bakalım..
a.) Askerlerinin kılına dokunan olmayınca halkına karşı güç durumda kalmıyor.(En azından neoconlardan daha akıllıca iş)
b.) Çok daha az maliyetli bir iş
c.) Uluslararası harp kurallarına uyma diye bir şey yok... Yapılan katliamların, soykırımların hesabı kimden sorulacak ki, kimi yargılayacaksın, adam zaten insanları öldürüp attığı çukura kendisi de bir gün düşüp ölecek
d.) Enerji sahaları terör örgütleri organizasyonu ile çok daha kolay kimseye hesap vermeden gasp ediliyor.
e.) Diğer önemli bir konu hedef aldıkları İslamiyet in dünya değerlerinde itibarsızlaştırılmasını, terörist sınıfına sokulmasını sağlıyor.
f.) İstediği alan ve koridorları açarak bölgenin paylaşımını ortaçağ düzeniyle yapabiliyor. Ayrıca Radikal İslam kıyafetindeki bu haydut sürüsünün maliyetleri yapılan yağmalarla çıkıyor.
g.) En önemlisi (İsrailli kadın bakanın dediği) aslında bütün Müslümanlar için düşünülmüş bir istektir.Hepsinin ölmesi lazım,Evangelizm ile Yahudilik(hatırlanırsa İsrail de bazı Yahudiler İsrail devletini tanımaz İran ile dostturlar) el ele gidecek.... Nereye kadar... Mesih Gelene kadar...
Sonra .... 144.000 Yahudi kalacak diğerleri öldürülecek...
İşte Koskoca Amerika da 50 milyona varan ve İsrail e en güçlü desteği veren evangelistlerin projesi bu olup hiç bir İsrailliye sormazlar..Arkadaş 4-5 milyon kişiyi bizim için öldürür müsün diye..
İnanışların ve yorumlarının akıl dışılığı hiç bir dinde kabul görülmeyecek ve aşağıdaki görüntülerden farksız bir çılgınlıktır
http://www.youtube.com/watch?v=wsB5zS8zfrU&feature=em-uploademailÖkkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2014 - okkesb@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb –E.mail: okkesb61@gmail.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2014 - okkesb@gmail.com, |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP