AKP'NİN İÇ VE DIŞ POLİTİKA ÇIKMAZI

Demokrasilerde Bir Siyasal Partiyi Zayıflatan Dört Faktör Vardır; AKP Ve Tayyip Erdoğan Bu Dört Faktörün Dördü Tarafından Zehirlenmiştir.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

AKP’NİN DÖRTLÜ AÇMAZI

Demokrasilerde Bir Siyasal Partiyi Zayıflatan Dört Faktör Vardır; AKP Ve Tayyip Erdoğan Bu Dört Faktörün Dördü Tarafından Zehirlenmiştir.! 


Demokrasilerde bir siyasal partiyi zayıflatacak dört faktör vardır; ne yazık ki AKP ve Erdoğan bu dört faktörün dördü tarafından da zehirlenmiş görünmektedir.! 
Üstelik tek başlarına bile bir siyasal partiyi kemirecek ve iktidardan uzaklaştırabilecek olan bu faktörler, bir araya geldiklerinde bir sinerji üretiyorlar ve daha da etkili oluyorlar.


BİRİNCİ FAKTÖR ‘GÜVEN KAYBIDIR’: 
Seçmen, bir partinin söylediklerine güvenmemeye başlarsa, artık o parti ağzıyla kuş tutsa bile kimseyi ikna edemez, oyunu arttıramaz. 
AKP ve Erdoğan, iç ve dış politikada çok hızlı ve çok keskin söylem ve eylem değişikliklerine giderek içeride ve dışarıda kendilerine karşı duyulan güveni tümüyle yitirmiştir.! 
Her temel iç ve dış politika konusunda AKP’nin ve Erdoğan’ın tanımlanabileceği en önemli özellik Tutarsızlık haline gelmiştir.


İKİNCİ FAKTÖR ‘OTORİTERLEŞMEDİR’: 
Demokratik bir rejimde, bu rejim Türkiye’deki gibi azgelişmiş bir demokrasi bile olsa, seçmenin tepki göstereceği, toplumun kaldıramayacağı en önemli eğilim otoriterleşmedir. 
AKP ve Erdoğan, başta anayasa ve seçimler olmak  üzere, demokrasinin bütün kurum ve kurallarını yozlaştırmış, kendilerini iktidara taşıyan bütün güçleri reddetmiş, birtakım eski müttefiklerini “hain” ilan etmiş, ayrıca bütün muhalefeti de “ihanet” çizgisinde algılayan bir tutum ve davranış içine girmiştir. 
Uygulamalar, demokratik devleti tek bir partiye ve tek bir kişiye indirgeyici nitelik sergilemektedir. 
Parti içi demokrasinin sözünü bile etmiyorum.!


ÜÇÜNCÜ FAKTÖR, ‘ESKİMİŞLİKTİR’: 
13 yıllık iktidarın sonunda, yapacak ve söyleyecek yeni bir şey kalmamış olmasından kaynaklanan bu faktör, AKP’yi ve Erdoğan’ı seçmenin gözünde bir umut olmaktan çıkarmıştır. 


DÖRDÜNCÜ FAKTÖR, ‘EKONOMİK DARBOĞAZDIR’: 
Dünya ekonomisinin genişleme konjonktürü sona ermiş, buradan kaynaklanan ekonomik büyüme bitmiştir. 
Artık satılacak dişe dokunur bir kamu malı ve önemli bir kamu hizmeti de kalmamıştır. 
İnşaata ve tüketime dayalı yağma ekonomisi, genişleme sınırlarına erişmiş, geniş kitleler bu ekonomiden zarar görmeye başlamışlardır.


Bu dört faktör aynı anda geçerli olduğu için, birlikte, birbirini pekiştirmekte ve AKP’yi hızla iktidardan uzaklaştırmaktadır. 


Evrensel nitelik taşıyan bu dört faktöre bir de Türkiye’ye özgü olan “Kürt sorununu” ve bu sorun karşısında AKP’nin ve Erdoğan’ın, yine bu faktörlere bağlı olan başarısızlığını eklersek durumun ne denli ciddi olduğu ortaya çıkar.



Emre Kongar


Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2016okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, - okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2016okkesb61@gmail.com,

 

AKP'NİN İÇ VE DIŞ POLİTİKA ÇIKMAZI

Ortalama Bir Ülkede, İktidarın Olmazsa Olmazı İtibar Ve Güvendir. Bizim Ülkemizdeki İktidarın Güven Ayağına Baktığımızda Yüzümüz Ekşimekte, İçimiz Daralmaktadır.

Silivri mahkemeleri, KPSS ve ÖSS skandalları,

Bülent Arınç suikasti, dört çarpı dört eğitim

programı muktedirlere olan itimadımıza.!


Pik Yaptıran Olaylardan Yalnızca Bir Kaçı.

Devletteki güven kavramının bir de uluslararası boyutu var. Ketum devlet büyüklerimiz sayesinde ABD ile (Obama-Clinton) ilişkilerimizin güven ayarını bilemiyoruz.

Ancak, komşularımız Rusya, İran, Irak, Yunanistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Suriye ile olan ilişkilerimizin itimat düzeyi ABD politikalarına bağımlılık, yeni Osmanlı, dağınık Kıbrıs politikası, Ermeni-Azeri git gel'leri ve füze kalkanı temelinde yerlerde sürünüyor.


İşin itibar boyutu ise Irak yönetiminin verdiği notalar, İran’ın açık tehditleri, Suriye iç savaşına hariçten hoplayıp tek başına ve ayazda kalmamız, Suriye hava sahasında uçağımızın düşmesi ve Suriye’de kuvveden fiile dönüşen Batı Kürdistan nedeniyle dış politikada keyif vermezken, içeride de Suriyeli mültecilerin bizim topraklara bayrak dikmesi ve güvenlik güçlerine saldırması, PKK’nın milletvekili kaçırması (siz hiç milletvekili kaçırılan bir devlet gördünüz mü.?), Şemdinli’de kurtarılmış bölge denemeleri ve KCK’nın paralel devlet uygulamalarıyla deyim yerindeyse sos vermektedir.


İki binli yılların başında kısmi felç geçiren PKK on küsur yıl sonra devlet yapılanmasını etüt etmekte, doğu ve güney doğuda halk isyanları programlamaktadır.

İlke, üslup deyince ölçümüz, ayarımız bulunmamaktadır.

Ya Habur açılımı gerçekleştirip Oslo’da görüşüyoruz, veya İdris Naim Şahin’i içişleri bakanı yapıp binlerce Kürdü tutukluyoruz.


Kah BDP ile yatıp kah MHP ile uyanıyoruz. Oslo süreciyle İdris Naim Şahin bakanlığını alakaya çay demleyerek değerlendirmek ve şaşırmamak durumundayız.

Çünkü bu filmin senaristi, yapımcısı, hatta başrol oyuncusu bile biz değiliz.


Ortadoğu’da kayda değer miktarda El-Kaide ve Müslüman Kardeşler karışımı içeren Özgür Suriye Ordusu’yla kanka olduk. Suriye rejimini değiştireceğiz. Suriye’de rejim değişirse bizi de Suriye’yi de Avrupa Birliği’ne alacaklar. O kadar mukaddes bir mücadele yani. Oysa, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de kendi elimizle ektiğimizi kendi memleketimizin doğusunda biçmekteyiz.

Artık PKK’nın çevresinde iki Kürdistan vardır ve gemi azıya almaya değer gözükmektedir. Terör artık iç güvenlik sorunu olmaktan çıkıp Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi kapsayan yeni Ortadoğu politikasına dönüşmüştür. (PKK, PYD, Özgür Suriye Ordusu vs).


Kuzey Irak Kürtleriyle ekonomik ve sosyal manada kurduğumuz garip ve zorlama akrabalık ilişkileri Kuzey Suriye Kürtlerine de uyar mı bilemiyoruz. PKK en son CHP milletvekili Hüseyin Aygün’ü kaçırmıştır. Artık asayiş gündemini de PKK belirlemektedir.

Uygar bir Avrupa ülkesinde bu tür iç ve dış gelişmeler en azından dışişleri ve içişleri bakanlığı gibi belli makamlarda istifa ile sonuçlanabilirken ülkemizde yaprak kıpırdamamaktadır. Yandaş medya ise olaylar karşısında şaşkın ördek misali, ebelek gübelek açıklamalarla zevahiri kurtarma derdindedir. Gazete köşelerinde kimi zeki! çocuklar ise dört bir yandaki Kürtleri de alıp büyüyeceğimiz hayali kurmaktadır. Zeka olmayınca vizyon da olmamaktadır.


AKP’liler milletvekilinin kaçırılmasını CHP’nin meselesi olarak görmeye eğilimli. Demek ki her koyun kendi bacağından asılacak. Piyango CHP’ye vurmuş, AKP’ye ne.? Konunun onlarla bir ilgisi yokmuş.


Oysa bir milletvekili teröristler tarafından kaçırılmışsa teyakkuza geçmesi gereken ilk kurum iktidar olmalıdır. PKK tereyağından kıl çeker gibi milletvekili kaçıracak hale gelmişse fatura on yıllık AKP iktidarına çıkmalıdır. Böyle bir olayda CHP’nin de oturaklı bir tepkisi yok. Yeni CHP de gelişmeleri ağzı açık seyrediyor.

CHP’li Haluk Koç Hüseyin Aygün’ün bırakılması üzerine “Aklı selim galip geldi” demiş.

Hangi aklı selim.? PKK mı.? PKK artık çatışmasız galip gelmektedir. Aklı selime ihtiyacı da kalmamaktadır.

Hüseyin Aygün’ün kaçırılması müstakil bir devlet için onur kırıcıdır.

Öte yanda terör için mecliste toplanmaya imtina eden AKP Hüseyin Çelik aracılığıyla şehit söylemine yeni bir deyim kazandırmıştır:


Birkaç Mehmet. Hüseyin Bey “Birkaç Mehmet şehit oldu diye meclis toplanmaz” dedi. Ahmetler, Mehmetler, Hasanlar, Hüseyinler kurban olsun size. MHP de aynı düşüncede olmalı ki meclise gelmedi. Bu MHP sosyal demokrat değil, sosyalist değil, liberal değil. Tek barutu milliyetçilik.

Mehmetleri de iplemezse mecliste ne işi var, anlamıyorum. Hiç unutmadım; İsrail yıllar önce, bir tek askeri için Lübnan’da Hizbullah liderini nokta atışıyla vurmuştu.


Mehmetler elimizden giderken yeni Osmanlı’da tık yok. Terör artık devlet dilini kullanmaya başlamıştır. Tez zamanda, ABD destekli demokrasi piyesinden halkı uyandırmalıyız.


Gerçek demokraside AKP iktidarını CHP veya MHP olmasa da birkaç Mehmet yıkabilir.


Dr. Hasan Vasfi Altay

Odatv.com


Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2016okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, - okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2016okkesb61@gmail.com,

 


Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP