‘REİS’ÇİLER DÜĞMEYE Mİ BASTI.!

‘Pelikan Dosyası’ Adlı Blogda ‘Hoca Davutoğlu’ Yerden Yere Vuruldu

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

‘REİS’ÇİLER DÜĞMEYE Mİ BASTI.!

‘Pelikan Dosyası’ Adlı Blogda ‘Hoca Davutoğlu’ Yerden Yere Vuruldu

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında estiği konuşulan  ‘ayrılık rüzgarları’,  ‘Pelikan Dosyası’ ismiyle açılan bir blogda yayınlanan bir yazıyla yeniden gündeme getirildi.

İkili arasındaki uyuşmazlık son olarak AKP’de il ve ilçe başkanlarını atama ve görevden alma yetkisinin genel başkandan alınarak yeniden MKYK’ya verilmesiyle bir kez daha gündeme gelmiş, Davutoğlu konuyla ilgili bir soruyu yanıtlamamayı tercih etmişti.

27 MADDEDE ANLATILDI

‘Pelikan Dosyası’ adlı bloga dün girilen ‘Selam olsun’ başlıklı yazıya şu sözlerle başlandı: “Hocanın ekibi yeterince konuştu. Hocalarıyla beraber yeterince ortalığı karıştırdı.  Biraz da biz konuşalım mı.? Biraz da, REİS Erdoğan için canını feda edecekler konuşsun mu.? Çok az kişi aslında neler olduğunu biliyor.”

Erdoğan-Davutoğlu Ayrışmasının 27 maddede anlatıldığı yazının sonuç kısmında şöyle dendi: “Hoca Davutoğlu ile REİS Erdoğan arasındaki hikaye basit bir ihtiras hikayesi değildir. 

Çünkü hoca kendi ihtiraslarının peşinden koşabilmek için, REİS Erdoğan karşıtı, ve dolayısıyla REİS Erdoğan’i destekleyen halkın karşıtı kim varsa, onunla işbirliği kurma yoluna gitmiştir. Küresel güçlerin ülkemizdeki satrancında vezir görüntüsüne sahip basit bir piyon olmayı kabul etmiştir. Kavga budur. Kaybedeni de bellidir.!”

Cemil Barlas mı?

Yazının yayılmaya başlamasıyla sosyal medyada kim tarafından yazılmış olabileceği de konuşulmaya başladı.

Adı sanı olmayan, düne kadar kimsenin bilmediği blog adıyla açılan Twitter hesabından atılan tweet’i  ilk paylaşanlardan birinin, Erdoğan’a desteğiyle bilinen havuz medyasından Cemil Barlas olması dikkat çekti.

AĞ HARİTASI

Akademisyen Dağhan Irak’ın ‘Pelikan Dosyası’nın Twitter’da yayılışına dair çıkardığı ağ haritasında da Barlas’a ait ‘second virus’ hesabının yazının dolaşıma girmesindeki payı bariz olarak ortaya çıktı.

Ağ haritasının tamamına buradan ulaşılabilir. Irak, yasının Cemil Barlas tarafından da mı yazıldığı sorusuna da, “Yes” (evet) diye yanıt verdi.

YAZIDA NELER VAR?

Yazı, Davutoğlu’nun başbakanlığa getirilişinin perde arkasıyla başlıyor…

“Temayül yoklamalarında 1. Gül, 2. Yıldırım, 3. Davutoğlu çıktı. Buna rağmen REİS Erdoğan,  Hoca Davutoğlu'nu parti başkanı yaptı. 

Gül’ün çok yakışıklı İngiliz arkadaşları, bir de REİS Erdoğan’dan ve ailesinden nefret eden, ancak Hürriyet’e de pek aşık, ‘intifada’cı bir hanımı vardı. REİS Gül’ü başkan yapmadı. 

Yıldırım REİS Erdoğan'cıydı. 

Falsosu yoktu. Başarılıydı. Parti tarafından seviliyordu. Ama yeterince karizmatik değildi. Kukla muamelesi yapacaklardı. REİS Erdoğan Yıldırım’ı da başkan yapmadı.

Davutoğlu güzel konuşuyordu. Hocaydı. Ayrıca, görece tazeydi. Uzun yıllar REİS Erdoğan’la de çalışmıştı.

Evet kibirliydi. Hem de çok. Her şeyi o bilirdi. Ama teorik olarak. Pratikte genelde çuvallardı.

Örnek; Suriye. “6 ayda Esed devrilir” dedi. Demekle de yetinmedi, bütün planlarını buna göre yaptı. B planı yoktu. Çünkü çok emindi. Kendinden. Zekasından. Bilgisinden. Okumasından. Esed kaldı. Hoca çuvalladı. Sonra bir sürü sıkıntı.

REİS YİNE DE HOCAYI BAŞKAN YAPTI. NEDEN Mİ.?

a)

REİS hocanın, Suriye ve Filistin politikalarından hareketle, kendini devirmek isteyen Batı’yla uzlaşmayacak bir politikacı çıkacağını umuyordu. “Bu hoca, Batı’yla da, onun ülkemizdeki Truva Atları olan paralellerle ve Doğan medyasıyla uzlaşmaz” diye düşünüyordu.

b)

Başkanlık sistemine geçerken argüman üretir, akademik karizmasını, taze politikacı kimliğini bu yolda işlevsel hale getirir diye düşünüyordu.

Kendisinden bu iki konuda söz aldı. “Temayül yoklamalarını biliyorsun, seni BEN başkan yapıyorum.! Ama bu iki konuda söz vermen şartıyla” dedi.

Hoca Davutoğlu kabul etti. Ya da etti gibi göründü. Bilmiyorum. Fakat etrafındaki muhteris danışmanlar kabul etmediler. Bunu biliyorum.

Ali Sarıkaya, Osman Sert, Taha Özhan, Hatem Ete ve Ertan Aydın başlıcaları. Bunların hepsi “okumuş” çocuklar. Çok okumuşlar. Bildiğiniz gibi değil. 

Hepsi Allah’ın lüftu. Hoca da “okumuş” adam. REİS Erdoğan ise Kasımpaşalı. Olur mu.? Olmaz.? Yakışır mı.? Yakışmaz.! Dolayısıyla onların yönetmesi lazım.

Bir de REİS Erdoğan var, huzur yok. Batı durmuyor. Gezi, paralel falan. Bir de yolsuzluk iddiaları. İddiaların yalan olduğunu hepsi bok gibi biliyor ama olsun, iddiaların ortaya çıkması bile çok sinir bozucu bu ekip için. 

İddiaların değil REİS Erdoğan’ın çürütülmesi lazım. REİS Erdoğan giderse, bu “okumuş” ekip gelirse, ülkemin tadından yenmez. Herkesle barışacaklar, REİS Erdoğan’ı kurban edecekler. Sonra kadayıf gibi bir ülkemiz olacak.

Bu kadar basit. Hasılı kelam bu ekiple birlikte hoca, REİS Erdoğan’ten bağımsız, Batı’ya bağımlı politikalarını belirledi.”


ERDOĞAN-DAVUTOĞLU AYRIŞMASININ KİLOMETRE TAŞLARI

Ardından yazıda Erdoğan-Davutoğlu ayrışmasının kilometre taşları madde madde anlatıldı. Maddeler özetle şöyle:

1- 

Reis’in ekonomi yönetimini ekarte etmek için ilk iş “Şeffaflık Yasası”nı çıkartalım dedi hoca. REİS Erdoğan’ın haberi olmadan hazırladı yasa paketini. Ve kamuoyuna bizzat kendisi açıkladı. 

Sonra REİS Erdoğan kendisiyle istişare edilmeden bu paketin hazırlandığını söyledi. Hoca ve muhteris danışmanları tırstılar. Paketi geri çektiler.

2 –

(Hoca Davutoğlu) 17-25 Aralık üzerinden 4 bakanı Yüce Divan’a gönderme oylaması sırasında meclis grubunun başında durup liderlik etmedi. Biliyorsunuz mesele 4 bakan meselesi değildi. REİS Erdoğan’dı. 

Önce bunlar Yüce Divan’a gönderilecekler, sonra da REİS Erdoğan. Lakin Hoca Davutoğlu bu kadar kritik bir meselede ortada yoktu. Bunu herkes biliyor. Kimsenin bilmediğiyse; Yüce Divan oylamasından bir gün önce 4 bakanın partiye çağrıldığı. 

Hoca Davutoğlu'nun kurmayları kendilerine mecliste aklanmaları gerektiğini söyler. Hoca Davutoğlu da gelmiştir. “Bu bizzat Cumhurbaşkanımızın talimatıdır” der muhterem hocamız. Bakanlar çok şaşkındır. 

Bağış REİS Erdoğan’ı arar. Durumu sorar. REİS Erdoğan “olur mu öyle şey.?.!” der. (Ankara’da)  buluşurlar. Bakanları dinler. REİS kendisine yönelik kumpasın farkına varır. Sonra hocaya zılgıtı çeker. Yüce Divan oylaması ertelenir.

3- 

Hoca Davutoğlu, REİS Erdoğan’ı devirmekte başarısız olunca, onu zayıflatmaya karar verir. Yine onunla istişare etmeden Fidan’ı milletvekili yapmaya kalkar. İşin kötüsü Fidan da REİS Erdoğan’la istişare etmeden hemen Hoca Davutoğlu'nun kucağına atlar. 

Bu sefer REİS Erdoğan, medya mensuplarının karşısında hocayı ve Fidan’ı azarlar. Fidan Umre’de REİS Erdoğan’i bulur. Nedamet getirir. Sonra tekrar görevi kendisine iade edilir.

4- 

Hoca yılar mı hiç.! Bu sefer de sazı eline almaya karar verir. REİS Erdoğan’ın 10 seneden fazladır ince ince işlediği çözüm sürecinin kaymağını yemek ister. 

Dolmabahçe’de HDP’lilerle Yalçın Akdoğan, Efgan Ala ve Mahir Ünal bir araya gelir. Dolmabahçe Açıklamasına dışarıdan bakınca çok pozitiftir. 

PKK baharda silah bırakmaya davet edilecektir falan. Fakat asıl konuşan taraf HDP’dir.   Çözüm sürecinin gidişatını onlar belirler hale gelmiştir. Şartları onlar tayin eder olmuştur. O kadar ki Apo’yla sivil akillerin buluşturulmasına bile karar vermişlerdir. Bizimkiler de “tamam” demiştir.

Sonra REİS Erdoğan, bir ay boyunca PKK tarafının azgınlıklarına rağmen İzleme Komitesi kurulacağı manşetlerde yer alınca, kendisiyle istişare edilmeden Dolmabahçe açıklamasının yapıldığını söyler. Apo’yla akillerin görüştürülmesinin de, Apo’nun elini güçlendireceğini ilave eder. Mesele kapanır. Ama etkileri bugün bile devam etmektedir.

5- “İsrafsaray”

Bu sefer Bülent Arınç meydandadır. REİS Erdoğan’ın yalan söylediğini, kendisinin süreçten haberdar olduğunu ve ülkeyi hükümetin yönettiğini söyler.  Hoca Davutoğlu'muz hemen Arınç’a telefon açar, televizyondaki REİS Erdoğan karşıtı açıklamalarından ötürü Arınç’ı tebrik eder.

6- 

Yarattığı hengameler sonunda seçimde hüsrana uğrayan Hoca Davutoğlu; Aydın Doğan’ın damadının, Koç’ların ve diğer TÜSİAD'çıların ayağına (Ali Kibar’ın evinde) gitmiş olsa da, Erdoğan’ı yeniçeriler tarafından katledilen III. Selim’e benzeten Economist Dergisi’ne koşa koşa röportaj vermiş olsa da, Doktoruna kadar bütün akraba ve ahbaplarını vekil listesine koymuş olsa da, başarılı olamaz.

Başkanlık meselesini neredeyse ağzına hiç almamıştır seçim kampanyalarında. 

FETÖcusundan PKK’lısına, tüm hainlerin REİS Erdoğan’a “hırsız” “hırsız” diyerek ortalığı inlettikleri bir dönemde cevap mahiyetinde tek kelam etmemiştir. Partide de bu konularda herhangi bir hareketlilik yaşanmamıştır.

REİS Erdoğan meydanlara inmeden önce yüzde 38’e kadar düşer oylar. REİS, son bir ayda meydanlara inmeye karar verir ama yanlış politikaların faturasını halk kesmiştir artık. Sonuç yüzde 41’dir. REİS Erdoğan’sız siyasetin bedeli ağır olmuştur. Ama hoca hâlâ asıl sorunun REİS Erdoğan olduğunu düşünmekte ısrar eder.

7- 

Seçimden hemen sonra “başkanlığı getirmek istedik, halk yetki vermedi” açıklaması yapar.

8- 

REİS Erdoğan’a yönelik hırsızlık iftirası kampanyasının asenası olarak arzı endam eden Bahçeli “Bilal’i Ver Koalisyonu Al” diye nara atmaya başlar. 

REİS Erdoğan çok öfkelenir.  Kendisinden açık açık çocuğunu kurban vermesini istemektedirler. Hoca ise Bilal Erdoğan’ı kurban olarak isteyen Bahçeli’nin meclis yeminini sonuna kadar bekler. Ve sonra da tüm kabinesiyle birlikte alkışı basar.

9- 

Hoca Davutoğlu artık REİS Erdoğan’ı devirmenin tek yolunun başkanlık yolunu kapatmak olduğuna kanaat getirir. Bunun içinde mutlaka koalisyon yapması lazımdır. Koalisyon hükümetinden başkanlık sistemine “olur” vermesini beklemek imkansız olduğu için Hoca Davutoğlu “koalisyon da koalisyon” diye tutturur. 

Fakat muhalafet son derece nazlıdır. Buna rağmen Kılıçdaroğlu “koalisyonu Erdoğan istemiyor” türünden açıklamalar yapmaya başlar. 

Hoca Davutoğlu bu açıklamalara hiç itiraz etmez. Halbuki REİS Erdoğan hocaya “koalisyon kurabilirsen kur ama ısrarcı olma, partiyi aciz gösterme, en kötü ihtimal erken seçime gideriz” diye defaatle söylemiştir.

10- 

Bu arada Hoca Davutoğlu yavaş kendi medyasını kurmaya başlar. Mustafa Karaalioğlu (ES Medya’da iken ayda 100binden fazla maaş alan, kendisine 400 metrekarelik ofis kuran bu zat Ethem Sancak’ın bütün telkinlerine rağmen Feto’nun beddua haberini bile manşetten görmemiştir, Ekrem Dumanlı’nın Akit muhabirine attığı tokatı arka sayfalara gömmüştür, 17 Aralık’tan sonra bile Ekrem Dumanlı’yla dirsek teması bir süre devam etmiştir, Gezi sürecinde kısık sesle konuşmuştur, sonra görevden alınınca “objektif” gazetecilik yapmaya karar vermiştir), Mahçupyan (REİS Erdoğan hakkında eşcinsellik imasında bile bulunan bir herif), Hakan Albayrak (Hoca Davutoğlu'nu savunacağım, REİSçilere çakacağım derken Ahmet Hakan’ı bile savunan bir zavallı) ve Diriliş Postası, Yıldıray Oğur ve Ceren Kenar (bakanların Yüce Divan’a gönderilmesi gerektiğini yazdı, Mahçupyan’a siper oldular, Babacan’a sahip çıktılar, Can Dündar bırakılınca sevinçten havalara uçtular), Genç Siviller ekibi (Yıldıray Oğur’un talimatıyla AK Parti gençlik kollarının üst kademelerine sızdılar), İbrahim Karagül (1 Kasım seçimlerine bir hafta kala, içinde Ali Bulaç gibi paralellerin de ilk sayfada yer aldığı “gelin uzlaşalım kampanyası” başlattı; “Kabinede mason bakan korkusu” türü haberlerle kabineye ayar vermeye çalıştı) ve Yeni Şafak ekibinin neredeyse tamamı (elbette ki Salih Tuna, İsmail Kılıçarslan, Leyla İpekçi, İbrahim Tenekeci gibi bazı istisnalar hariç), Abdülkadir Selvi (Yeni Şafak’ta yazdığı dönem, eskiden Aydın Doğan’ın 28 Şubat sürecindeki rolü üzerine yazdığı yazıları unutup CNN ekranlarına çıkmaya başlayarak Doğan medyasıyla dirsek temasına giren, bu arada yavaş yavaş REİS Erdoğan eleştirilerine başlayan, ve sonunda Hürriyet’e geçiş yapan şaşkın), Akif Beki (REİS Erdoğan’ın basın başdanışmanlığı sebebiyle adam yerine konulan, sonra kapağı Radikal ve Hürriyet’e atan, Karar’ın kuruluşunda bizzat etkili olan, ve bugünlerde köşesinden REİS Erdoğan’a “işler daha da çirkinleşebilir” tehditler savuran), Taraf‘ın tamamı (Alkım ziyareti sonrası)…

Mahçupyan köşesinden REİS Erdoğana'a yardırmaya başlar. 

REİS Erdoğan meydanlara indiği, “Başkanlık” dediği için seçim kaybedilmiştir. Hoca Davutoğlu itiraz etmez. Hakan Albayrak “artık konuşma reis.!” “artık köşene çekil reis.!” yazıları kaleme alır. Hoca Davutoğlu itiraz etmez. Bu ekip kendi medyalarında iki seçim arası dönemde tam yüzden fazla haber ve köşe yazısı yazar REİS Erdoğan karşıtı.

Bu arada REİS Erdoğan tarafından çok fazla ses çıkmaz. Zira REİS Erdoğan müsaade etmez.

Hocayı kendi ıslah edecektir. Dışarıya kavga görüntüsü vermeyecektir.

11- 

Hilal Kaplan, Melih Altınok, Kurtuluş Tayiz, Cemil Barlas, Haşmet Babaoğlu gibi isimler inceden dokundurmaya başlar hocaya. Fakat Suheyb Öğüt Aktüel’de çok sert bir eleştiri yazar.  Derhal Turkuvaz grubunu arar. Yazıyı kaldırtır. Grup yazıyı hocadan tırstığı için değil, REİS Erdoğan’ın politikası bu yönde olduğu için kaldırır. 

Şirin ve güler yüzlü Hoca Davutoğlu'muz kendisi hakkında ilk defa net bir eleştiriyle karşılaşmış ve ilk tepkisi bu yazıyı kaldırtmak olmuştur. Bildiğin, Öğüt’ü sansürlemiştir. 

Ama ne Mahcupyan, ne Oğur ne de başka bir özgürlükçü vatandaş bu durumu umursamıştır.

Durum hâlâ aynıdır onlar için; kendisine her gün küfredilen, uluslararası operasyonlarla devrilmeye çalışılan, oğlu bile kendisinden kurban olarak istenen Erdoğan baskıcıdır; kendisini eleştiren ilk yazıyı sansürleyen hoca ise demokrat.

12 – 

Hoca Davutoğlu artık kendisine ait müstakil bir medya kurma vaktinin geldiğine KARAR verir. (Söylemeye gerek var mı bilmem: Bir siyasetçinin kendine ait yeni bir medya kurması, kendine ait yeni bir parti kurmasından farksızdır.) Basın danışmanı Osman Sert’in desteğiyle KARAR’ı kurar. KARAR’ın finansmanı “örtülü” olarak halledilir. Yeni Şafak’a ise Ülker’in arka çıktığı söylenmektedir.

En çıldırtıcısı ne biliyor musunuz.? Kendi medyasını kuran Hoca Davutoğlu'muz daha geçen gün, Turkuvaz’ı hedef alarak “medya üzerinden siyasete dizayn vermeyin” diye çıkış yaptı. Galiba şunu söylemek istedi: Ben çok uğraştım ama yapamadım, beceremedim, Karar bütün çabamıza rağmen hala 2 bin satıyor, ne olur siz de yapmayın, tavsiye etmem.”

13- 

Eylül’de MKYK’yı baştan sona kendi şekillendirmek isteyen hocaya karşı, REİS Erdoğan’ın talimatıyla Binali Yıldırım devreye girdi. 1353 delegenin 900’ünün imzasını topladı. Sonra da Abdülhamit Gül’den Mehmet Muş’a, Berat Albayrak’tan Ayşenur Bahçekapılı’ya kadar REİS Erdoğan'cı pek çok isim MKYK’ya girdi. Gül’ün ekibi (Hüseyin Çelik, Ali Babacan, Mehmet Şimşek vs.) ise saf dışı edildi.

14- 

Madem ki partinin has isimleri ve tabanı kendisine destek vermiyordu, o zaman diğer kesimlerin desteğinin alması lazımdı.

Gezici ve PKK’cı güruha bile şirin gözükmek için, PKK’nın ortalığı kan gölüne döndürdüğü, HDP’nin terör propagandası yaptığı, canlı bomba taziyelerine gittiği dönemlerde bile HDP’ye yönelik bir tepki ortaya koymadı. Baktı ki MHP kendisini eleştirmeye başlamış, işte o zaman, şişin ve kebabın yanmaması için, “bütün dokunulmazlıkları kaldıralım” dedi.

15- 

Bitmedi.! Hoca PKK’ya yönelik olarak “2013 Mayıs şartlarına dönülürse her şey konuşulabilir” diye bir açıklama yaptı. 

16- 

Aynı günlerde AK Parti milletvekili Özhaseki “paralel fabrika ayarlarına dönerse mücadele biter” açıklaması yaptı. Hocamdan tek bir itiraz gelmedi.

17- 

Avrupa Parlamentosu başkanı Schulz, REİS’e en galiz şekilde küfreden video klibe yönelik Türkiye’nin verdiği tepkiye karşı yine REİS Erdoğan’a yönelik “otoriter” kabilinden hakaretler etti. Hocamız ise Schulz’a karşı tek kelam etmedi.

18- 

Schulz’un “Biz Erdoğan’la anlaşmadık. Bizim muhatabımız Davutoğlu’dur, hükümettir, onlar da gayet ciddi muhataplar”  sözleri üzerine hocamız yine tek kelam etmedi. 

REİS Erdoğan ise önce bu Nazi bozmasına çaktı (…)  Sonra da mülteciler konusunda Almanya’ya övgüler düzen hocaya: “3 milyar euro meselesinde en büyük yükü Almanya alıyor deniliyor. Halbuki cüzi bir miktar hariç, Türkiye’ye gelen bir şey yok. Bizden neyin projesini istiyorsunuz.? Sizin proje dediklerinizi biz çoktan yaptık. Proje diyerek kimse bizi aldatmasın. Birileriyle fotoğraf verebilmek için böyle şeylerin içine girmeye gerek yok”

19- 

Her işte çuvallayan hocamız artık ne yapacağını, REİS Erdoğan’ı nasıl görünmezleştireceğini, kendisinin nasıl varlık göstereceğini şaşırır hale geldi. “Schengen vize anlaşmasını dört ay öne alacağız. Bu bizim başarımızdır” türünden laflar etti. 

REİS Erdoğan “artık yeter!” dedi ve patladı: “Başbakanlığım döneminde Schengen’in Ekim 2016’da uygulamaya gireceği açıklandı. 4 ay öne çekmenin kazanım gibi sunulmasını anlayamıyorum. Küçük şeylerin büyük kazanım gibi sunulmasına üzülüyorum.”

20- 

REİS Erdoğan Obama’yla görüştü.

REİS Erdoğan - Obama görüşmesinin üzerinden bir ay geçmeden, Hoca Davutoğlu Beyaz Saray’dan randevu istedi.

Başka söze gerek var mı.?

21- 

Hocam, Osman Sert eliyle Taha Ün’ü kendi trol ekibine dahil etti. İşin kötüsü Taha Ün’ün eşi, Emine Erdoğan hanımefendinin özel kalem müdiresi Sema Silkin. 

REİS Erdoğan açısından ne kadar berbat bir durum değil mi.? Taha Ün ve ekibi, yanlarına birkaç hırdavatı da alıp, hocayı eleştiren herkesi tvitırda FİTNEci ilan etmeye başladı.

22- 

Hoca Davutoğlu'nun fahri danışmanı yeni gazetecisi Mahcupyan, PKK ile masayı kuran onlarca yazı yazdı;  Devlete, “dönüp dolaşıp PKK’nın ayağına geleceksiniz, gelmezseniz anti-demokratiksiniz, gayrimeşrusunuz” minvalinde yazılar döşendi.

23- 

Beştepe’ye karşı paralellerin “İsrafsaray” hakaretleri, 250bin dolarlık masa iftiraları kol gezer, REİS Erdoğan bu kepaze ithamlarla boğuşurken bir kez olsun sesini çıkarmayan hocamızın partisi; Can Dündar serbest bırakılınca, sevinçle karşıladı. 

REİS Erdoğan “karara saygı duymuyorum” deyince,  hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş çıkıp  “Cumhurbaşkanı’nın şahsi fikridir” diyerek makamı küçümsemeye kalktı.

24- 

REİS Erdoğan’ın “yalan söyleyen zat” dediği, “paralel için cübbemi giyerim” diyen Arınç, Manisa’da özel törenle hocamız tarafından karşılandı ve ağırlandı.

25- 

REİS Erdoğan’a yönelik hemen her gün hakaretamiz haberlerin çıktığı Taraf gazetesinin sahibi Arslan’la Alkım Kitabevi’ne ziyaretine gidip el sıkıştı Hoca Davutoğlu'muz. O gün bugündür Taraf, hocaya taraf.

26- 

Hoca Davutoğlu, “her şeye ben karar vereyim hırsıyla bakanların müsteşar atamasına bile izin vermedi. 4 aydır müsteşarı atanamayan bakanlar var.

27- 

Hoca Davutoğlu'muz, REİS Erdoğan’ın şiddetle eleştirdiği, 1100 terör destekçisi Akademisyen’in imza kampanyası için “görmezden gelsek olay bu kadar büyümezdi” yorumu yaptı.”

AKP’de İl Ve İlçe Başkanlarını Atama Ve Görevden Alma Yetkisi Yeniden Genel Başkandan MKYK’ya Geçti

‘Erdoğan, Obama’yla Sıkı Fıkı Olan Davutoğlu’na Darbe Yapabilir.!’

AKP’nin Çok Yakında Seçime Gideceğinin En Güçlü Kanıtı

Bakan Yıldırım Oğlunun Kumarhane Görüntülerini ‘Operasyon’ İhtimaline Bağladı.!

Erdoğan Davutoğlu’nu ‘Ezdi’: Neymiş, Akademisyenler Tutuksuz Yargılansın Mış.!



ANKARA’DA ‘PELİKAN DOSYASI’ DEPREMİ

Türkiye Pelikan Dosyası İsimli Blogu Konuşuyor. Pelikan Dosyası Blogunda Cumhurbaşkanı Erdoğan İle Başbakan Davutoğlu Arasındaki Çekişmeyle İlgili Önemli İddialar Yer Alıyor.

Pelikandosyası adıyla açılan blogda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu arasındaki çekişmeyle ilgili önemli iddialarda bulunuldu. İddialar Twitter’da bir anda gündem olurken yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Reis’, Başbakan Ahmet Davutoğlu ‘Hoca’ olarak adlandırıldı. Yazıda şu iddialara yer verildi:

TEMAYÜLDE GÜL ÇIKTI: 

Temayül yoklamasında 1. Gül, 2. Yıldırım, 3. Davutoğlu çıktı. Buna rağmen Reis hocayı parti başkanı yaptı. Neden mi? 1-) Reis, hocanın Suriye ve Filistin politikalarından hareketle, kendini devirmek isteyen Batı’yla uzlaşmayacak bir politikacı çıkacağını umuyordu. 2-) Başkanlık sistemine geçerken argüman üretir, akademik karizmasını, taze politikacı kimliğini bu yolda işlevsel hale getirir diye düşünüyordu. Kendisinden bu iki konuda söz aldı. “Temayül yoklamalarını biliyorsun, seni BEN başkan yapıyorum! Ama bu iki konuda söz vermen şartıyla” dedi. Hoca kabul etti. Fakat etrafındaki muhteris danışmanlar kabul etmediler. Bunu biliyorum. Ali Sarıkaya, Osman Sert, Taha Özhan, Hatem Ete ve Ertan Aydın başlıcaları. Herkesle barışacaklar, REİS’i kurban edecekler.

ŞEFFAFLIK YASASI: 

Reisin ekonomi yönetimini ekarte etmek için ilk iş “Şeffaflık Yasası”nı çıkartalım dedi hoca. Reisin haberi olmadan hazırladı yasa paketini. Ve kamuoyuna bizzat kendisi açıkladı. Sonra reis kendisiyle istişare edilmeden bu paketin hazırlandığını söyledi. Hoca ve muhteris danışmanları tırstılar, paketi geri çektiler.

OYLAMADA YOKTU: 

17- 25 Aralık üzerinden 4 bakanı Yüce Divan’a gönderme oylaması sırasında bir konuşma bahanesiyle İngiltere’ye gitti, meclis grubunun başında durup liderlik etmedi. Ardından Davos’a gitti. Mesele 4 bakan meselesi değildi, reisti. Önce bunlar Yüce Divan’a gönderilecekler, sonra da reis. Yüce Divan oylamasından bir gün önce 4 bakanın partiye çağrıldı. Hocanın kurmayları kendilerine mecliste aklanmaları gerektiğini söyler. Hoca, “Bu bizzat Cumhurbaşkanımızın talimatıdır” der. Egemen Bağış, reisi arar. Reis, kendisine yönelik kumpasın farkına varır, sonra hocaya zılgıtı çeker. Yüce Divan oylaması ertelenir.

FİDAN KARARI: 

Hoca Reis’i devirmekte başarısız olunca, onu zayıftatmaya karar verir. Yine onunla istişare etmeden Fidan’ı milletvekili yapmaya kalkar. İşin kötüsü Fidan da Reis’le istişare etmeden hemen hocasının kucağına atlar. Bu sefer Reis, medya mensuplarının karşısında hocayı ve Fidan’ı azarlar. Fidan Umre’de Reis’i bulur, nedamet getirir. Sonra tekrar görevi kendisine iade edilir.

'ÇÖZÜM'ÜN KAYMAĞI: 

Hoca, Reis’in 10 seneden fazladır ince ince işlediği çözüm sürecinin kaymağını yemek ister. Dolmabahçe’de HDP’lilerle Yalçın Akdoğan, Efgan Ala ve Mahir Ünal bir araya gelir. Fakat asıl konuşan taraf HDP’dir. Reis, bir ay boyunca PKK tarafının azgınlıklarına rağmen İzleme Komitesi kurulacağı manşetlerde yer alınca, kendisiyle istişare edilmeden Dolmabahçe açıklamasının yapıldığını söyler.

ARINÇ’I TEBRİK ETTİ: 

Bülent Arınç, Reis’in süreçten haberdar olduğunu ve ülkeyi hükümetin yönettiğini söyler. Hocamız hemen Arınç’a telefon açar, televizyondaki açıklamalarından ötürü Arınç’ı tebrik eder.

BAŞKANLIĞA KARŞI: 

(7 Haziran sonrası) Başkanlık meselesini neredeyse ağzına hiç almamıştır seçim kampanyalarında. Koalisyon hükümetinden başkanlık sistemine “olur” vermesini beklemek imkansız olduğu için hoca “koalisyon da koalisyon” diye tutturur. Seçimden hemen sonra “başkanlığı getirmek istedik, halk yetki vermedi” açıklaması yapar.

BAHÇELİ’YE ALKIŞ: 

Bahçeli “Bilal’i ver koalisyonu al” diye nara atmaya başlar. Kendisinden açık açık çocuğunu kurban vermesini istemektedirler. Hoca ise Bilal Erdoğan’ı kurban olarak isteyen Bahçeli’nin meclis yeminini sonuna kadar bekler. Ve sonra da tüm kabinesiyle birlikte alkışı basar.

MKYK KRİZİ: 

MKYK’yı baştan sona kendi şekillendirmek isteyen hocaya karşı, Reis’in talimatıyla Binali Yıldırım devreye girdi. 1353 delegenin 900’ünün imzasını topladı. Reisçi pek çok isim MKYK’ya girdi, Gül’ün ekibi safdışı edildi.

TEPKİ KOYMADI: 

HDP’ye yönelik bir tepki ortaya koymadı. Baktı ki MHP kendisini eleştirmeye başlamış, işte o zaman, şişin ve kebabın yanmaması için, “bütün dokunulmazlıkları kaldıralım” dedi. Hocanın iki adamı Naci Bostancı ve Sefer Üstün, dokunulmazlık meselesini görüşmek üzere katil HDP’nin ayağına gitti. Hoca, PKK’ya yönelik olarak “2013 şartlarına dönülürse herşey konuşulabilir” diye bir açıklama yaptı. Aynı günlerde Özhaseki “paralel fabrika ayarlarına dönerse mücadele biter” açıklaması yaptı. Hocadan tek bir itiraz gelmedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz, Reis’e ‘otoriter’ kabilinden hakaretler etti, hoca tek bir kelam etmedi.

MEDYASINI KURUYOR: 

Hoca yavaş kendi medyasını kurmaya başlar. Mustafa Karaalioğlu, Etyen Mahçupyan, Hakan Albayrak, Yıldıray Oğur, Ceren Kenar, İbrahim Karagül, Abdülkadir Selvi, Akif Beki ve (Hoca’nın Alkım ziyareti sonrası) Taraf’ın tamamı köşesinden Reis’e yağdırmaya başlar. Reis meydanlara indiği, “Başkanlık” dediği için seçim kaybedilmiştir. Hoca itiraz etmez. Hakan Albayrak “artık konuşma reis.!” “artık köşene çekil reis!” yazıları kaleme alır. Hoca itiraz etmez. Bu ekip kendi medyalarında iki seçim arası dönemde tam yüzden fazla haber ve köşe yazısı yazar reis karşıtı. Hoca artık kendisine ait müstakil bir medya kurma vaktinin geldiğine KARAR verir. Basın danışmanı Osman Sert’in desteğiyle KARAR’ı kurar. KARAR’ın finansmanı “örtülü” olarak halledilir.

ARINÇ'A ÖZEL TÖREN: 

Reis’in “yalan söyleyen zat” dediği, “paralel için cübbemi giyerim” diyen Arınç, Manisa’da özel törenle hocamız tarafından karşılandı ve ağırlandı.

HER KONUDA AYRI DÜŞTÜLER

REİS 'YETER' DEDİ: 

Hoca, ‘Schengen vize anlaşmasını dört ay öne alacağız. Bu bizim başarımızdır’ türünden laflar etti. Reis, yeter dedi ve patladı: Başbakanlığım döneminde Schengen’in Ekim 2016’da uygulamaya gireceği açıklandı. 4 ay öne çekmenin kazanım gibi sunulmasını anlamıyorum.

OBAMA'DAN RANDEVU: 

Reis, Obama’yla görüştü. Üzerinden bir ay geçmeden hoca Beyaz Saray’dan randevu istedi.

DÜNDAR'A SEVİNDİ: 

Can Dündar serbest bırakılınca sevinçle karşıladı. Reis, “Karara saygı duymuyorum” deyince, hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Cumhurbaşkanı’nın şahsi fikridir” diyerek makamı küçümsemeye kalktı.

TEK İTİRAZ YOK: 

Hoca PKK’ya yönelik olarak “2013 Mayıs şartlarına dönülürse her şey konuşulabilir” diye bir açıklama yaptı. Aynı günlerde AK Parti milletvekili Özhaseki “paralel fabrika ayarlarına dönerse mücadele biter” açıklaması yaptı. Hocamdan tek bir itiraz gelmedi. “Biz Erdoğan’la anlaşmadık. Bizim muhatabımız Davutoğlu’dur, hükümettir, onlar da gayet ciddi muhataplar” sözleri üzerine hocamız yine tek kelam etmedi.

ATAMALAR: 

Hoca ‘herşeye ben karar vereyim’ hırsıyla bakanların müsteşar atamasına bile izin vermedi. 4 aydır müsteşarı atanamayan bakanlar var. Hoca, Reis’in şiddetle eletirdiği akademisyenlerin imza kampanyası için ‘görmezden gelsek olay bu kadar büyümezdi’ yorumu yaptı.

..VE AKADEMİSYENLER: 

Hocamız, REİS’in şiddetle eleştirdiği, 1100 terör destekçisi Akademisyen’in imza kampanyası için “görmezden gelsek olay bu kadar büyümezdi” yorumu yaptı. 02/05/2016 09:30

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2016 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2016okkesb61@gmail.com,

Diğer Haberler

  • ÜSKÜDAR’DA DEĞİŞİM DAHA HIZLI OLACAK
  • Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir.
  • HASAN H. GÜNER RAKİPLERİNE FARK ATIYOR.!
  • SEÇİMLERİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  • HANÇER; HANÇERLENDİ.!
  • Saadet Partisi İBB Başkan adayı Birol Aydın
  • SİVİL TOPLUMUN AFET SINAVI
  • İKTİDAR MUTLAKA YOZLAŞTIRIR
  • Vekalet Savaşları
  • CHP & TİP ARASINDA İŞ BİRLİĞİ GÖRÜŞMESİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP