BÜLENT ARINÇ ZEHİR ZEMBEREK

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cemaat’in darbe girişiminin ardından Kendisini “Cemaatçi” olarak işaret eden AKP’lilere ve AKP’ye yakın gazetecilere ilişkin açıklama yaptı.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

BÜLENT ARINÇ ZEHİR ZEMBEREK

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cemaat’in darbe girişiminin ardından Kendisini “Cemaatçi” olarak işaret eden AKP’lilere ve AKP’ye yakın gazetecilere ilişkin açıklama yaptı.

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cemaat’in darbe girişiminin ardından “Cemaatçi” olarak işaret eden AKP’lilere ve AKP’ye yakın gazetecilere ilişkin açıklama yaptı.

Dokuz sayfalık yazılı açıklamasını Twitter’da paylaşan Bülent Arınç, “Ankara’da Çukurambar’da veya İstanbul’un boğaza nazır kafelerinde nargile fokurdatırken aldıkları talimat üzerine Sn. Abdullah Gül’e, Sn. Ahmet Davutoğlu’na, Sn. Hüseyin Çelik’e, Sn. Sadullah Ergin’e, Sn. Ali Babacan’a, isimleri kamuoyunca bilinen diğer bazı arkadaşlarımıza ve şahsıma sosyal medya ve medya üzerinden vurmayı görev edinmiş bu medya trolleri, ekranlarda gazeteciymiş gibi görünüp tetikçilik trollük yapıyorlar dedi.

AKP’ye yakın Star ve Akit gazetelerinin “Gizlenmek için Gülen’e küfür edin” şeklindeki “kripto cemaatçileri” anlatan haberlere yer veren Arınç, AKP’ye yakın köşe yazarı Ersoy Dede’nin Twitter mesajlarından örnek verip “Telaşıyla kendisini ele veriyor” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek'in Cemaat'in cinleri kullandığı açıklamasını "Cinlerin etkisiyle cinlik yapıyor" diyerek hatırlatan Bülent Arınç, Gökçek'e ise "Dilindeki zifti bana değil Ankara'nın bozuk asfaltına dökmesini tavsiye ederim. Öyle tahmin ediyorum ki sevgili Ankaralıların da Melih Gökçek'ten beklentisi budur. Çünkü epeydir başkansızlar..." sözleriyle yüklendi.   

 

Soner Yalçın Yazdı:

Siz bu kafayla giderseniz daha çok 15 Temmuzlar yaşamaya devam edersiniz

Sorun kurumlarda değil. Sorun kafadadır! Sorun zihniyettedir. Askeri okullarda darbe dersi yok.!

Sorun kurumlarda değil. Sorun kafadadır! Sorun zihniyettedir.

Askeri okullarda darbe dersi yok.! AKP bunu anlayamıyor.

27 Mayıs 1960 askeri harekatı, hükümeti denetlemek için “Milli Güvenlik Kurulu” ve “Anayasa Mahkemesi” inşa etti. Sonuç, darbelere devam edildi!..

Peki bugün TSK'yı denetleyecek kurumlar üzerinde duruluyor mu; hayır.!

Siyasal iktidar Sayıştay tarafından denetlenmesine izin veriyor mu; hayır!

İşte mesele aslında budur; mesele demokrasi anlayışımızın sakatlığından kaynaklanıyor.

AKP kendi iç güvenliği için bin yıllık orduyu hallaç pamuğu gibi dağıtıyor.

Sanıyorlar ki; kuvvet komutanları Milli Savuma Bakanlığı'na ve Genelkurmay da “tek adam” Erdoğan'a bağlanınca bu ülkede darbe filan olmaz! Şaka mısınız siz.?

Hâlâ palyatif/geçiştirici kararlar alıyorlar! Şekilcilikle uğraşıyorlar.!

Biliyordum olacakları; ve geçen hafta arka arkaya Osmanlı ordu tarihi hakkında dört makale yazdım.

Dedim ki, “evet orduda büyük yapısal sorunlar var” ama bunu aceleye getirmeyin; konuşulsun, tartışılsın!

Öncelikle stratejik konsept belli olsun.

Kararlar rasyonel olsun. Kararlar bilimsel olsun. Ne gezer.!

Sürekli kandırılan kadrolar yine kararlarını dayattılar ülkeye.

Tarihi bilmiyorlar ve bu nedenle ders filan çıkardıkları yok.

Örneğin… İttihatçılar, -haklı olarak çağın gerisinde kalmış, okuma yazma bile bilmeyen- alaylı subayları ordudan attı. Sonra, savaş sırasında alaylı subayların deneyimlerini çok aradılar ve kökten tasfiye hareketi yapmanın yanlışlığını kabul ettiler. Bugün de…

Bir türlü şehirleşememe sonucu “göçebe kültürü” anlayışıyla derinli araştırma-çalışma yapmadan, kimselere danışmadan ve geçmişten hiç ders çıkarmadan ani/günlük kararlara imza atıverdi AKP kadroları.

İSTİŞARE SORUNU

Dikkat ediniz: Türk Ordusu'yla ilgili dayatılan kararların doğruluğunu-yanlışlığını tartışmıyorum. Öncelikle yöntemsel hata olduğunu belirtiyorum.

Toplumsal uzlaşma havası yakalanmışken AKP ısrarla eski hatalarında devam ediyor.

AKP'liler; Erdoğan'ın iki dudağından çıkacak söze bakıyorlar hâlâ.

Böylesine köklü değişim kararı, TBMM ve muhalefet partileri liderleriyle görüşülmeden alınabilir mi.?

Kamuoyunun bir kısmı haklı olarak “AKP Ordusu'nu kuruyor” diye düşünüyor.

Kamuoyunun bir kısmı haklı olarak, “AKP orduyu kendine bağlayarak siyasallaştıracak” diye korkuyor.

AKP, güven duyma konusunda hassas olan çevrelerin görüşlerini hâlâ önemsemiyor; “palas pandıras”/yıka-döke gidiyor. Bakınız…

Asıl meselemiz işte bu:

AKP ne hükümet ne de iktidar olmayı beceriyor. Ülkeyi yönetme kabiliyeti yok; bilmiyor!

Bu nedenle, “demokrasi” denince akıllarına sadece sandık ve çoğulculuk geliyor.

Devleti, muhalefet partileriyle birlikte yönetmenin ne olduğu konusuna dair tek fikirleri ve pratikleri yok. Aksilik. Sorunun buradan çıktığını da kavrayamıyorlar. İletişim, istişare ve ikna konusunda sorunları olduğunu anlamıyorlar.

CHP lideri Kılıçdaroğlu haklı olarak “bizden görüş almadılar, almaları gerekiyordu” diye sitem edince hatalarını anlıyorlar.

17-25 Aralık sürecinde de CHP için bunu yazmıştım; hükümetler güçsüz düştüğünde devleti ana muhalefet partisi yönetebilir.

Demek istediğim, bakanlık koltuklarına oturarak değil, fikirler vererek yönetmektir!

AKP'nin demokrasi anlayışı ve CHP'nin de muhalefet yapma bilinci eksiktir. Öğrenmeleri Türkiye yararına olur…

ASIL MESELE

Ordu, asırlardan beri devletin kurucu unsurudur.

Ordu, asırlardan beri devletin bekası için görev yapar.

“Cici demokrasicilik oyunu” için ordunun kişiliğini, moralini, özgüvenini ve hiyerarşik disiplinini yok ederseniz tamiri zor hallere düşeriz. Bir dönem Latin Amerika ya da Afrika'da olduğu gibi erken kalkanın darbe yapacağı ülkeye döneriz.

OHAL kararı gibi dayatmalarla askerin, ülkesine adanmışlığına zarar vermeyiniz.

Mesele okullar değil; askeri liselerin kapatılması nostaljik olarak insana hüzün veriyor. Biliyorsunuz, askeri ortaokulları da çok önce kapatılmıştı.

Evet asıl mesele bunlar değil…

Bir orduyu kötürüm kılmanın yolu; -hangi görüş olursa olsun- onu politikleştirmekten geçer.

Keza…

En büyük hata; Peygamber Ocağı Türk Ordusu'nu Batı ordularıyla kıyaslamak olur. Dönek liboşları dinleyerek “Batı'da öyle, onlarda böyle” diye şekilci değişimlere başlarsanız hata yaparsınız. (Ayrıca. Bırakınız şu; ülkesel çıkarlarımız umurunda olmayan NATO-AB konseptini filan.)

Örneğin… Askerlik meslek olarak benzese de işin ruhu çok başkadır. Yani… Mehmetçik'i, -”profesyonel ordu kuracağız” diye- “para için görev yapan asker” haline dönüştürürseniz, bu TSK için yıkım olur.

Mehmetçik'in ruhunu öldürmek devletin yıkımı olur.

İstedikleri budur; ulusal orduyu yok etmektir.

Biliniz ki…

Mesele ordu-askerin vasıflı olması ise…

– Ordu ve askerin vasıflı olması, siyasetin-siyasetçinin vasıflı olmasından geçer.

– Ordu ve askerin vasıflı olması, ülke ekonominizin vasıflı olmasından geçer.

– Ordu ve askerin vasıflı olması, demokratikleşmenin vasıflı olmasından geçer.

– Ordu ve askerin vasıflı olması, insan kalitesinin vasıflı olmasından geçer.

Odatv.com, 2.08.2016 07.54 

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul–Ağustos.2016okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul–Ağustos.2016okkesb61@gmail.com,

 

 

BÜLENT ARINÇ AÇIKLADI.!

Başbakan Eski Yardımcısı Bülent Arınç, Katıldığı Canlı Yayında Aktif Siyaseti Neden Bıraktığını Açıkladı.

Bülent Arınç aktif siyaseti bırakmasını da, partilerin yenilenmeye ihtiyacı olduğunu, kendisinin kadere inanan birisi olduğu ve bu işin artık bitmiş olduğunu gerekçe gösterdi. Arınç ayrıca, AKP’nin kuruluşunda kendilerinin olduğunu ifade ederken, “AK Parti’nin kuruluşunda ‘biz’dik, şimdi ‘ben’ olduk” dedi.

Koalisyon sürecinde yaşananlara da değinen Arınç, koalisyonun kurulamamasında kimin sorumlu olduğu sorusuna “Onu söyleyemem. Söylersem başka yerlere gider” şeklinde yanıt verdi.

ARKADAN GELENLERİ DÜŞÜNMEK LAZIM

Birçok tweet, mesaj aldım. Siz AK Parti’nin vicdanısınız, siz olmazsanız parti güç kaybeder mesajları geldi. Bunların hepsine teşekkür ediyorum. 3 konuya dikkat ediyorum. 3 dönem kuralı faydalı bir kural olarak düşünüyorum. Böyle bir kurala da ihtiyaç olabilir. 95’te girdim parlamentoya ve 5 dönem yaptım.

Partilerin yenilenmeye ihtiyacı var. Ben gençlik kollarından geldim. Tayyip Bey de gençlik kollarından geldi. Gençlik kollarından gelince arkadan gelenleri de düşünmek lazım. ‘Adam kalksa da sıra bize gelse. Biz de en az onun kadar başarılı olabiliriz’ diye söylemeseler de içinden geçirdiklerini düşünüyorum. Ben ve benim gibiler artık bir kenara çekilmezlerse bu doğru olmaz.

“DEDİKODULAR, GIYBET, FİTNELER…”

Pek çok görev yaptık. Başbakan Yardımcısı, Meclis Başkanı denmesi bana bir şey katmıyor. Makamlarından değer almamalı insanlar. Bugün tüm sıfatlarımdan sıyrılsam “Bülent Arınç ne demiş’ diye düşünebilirler. Evet bunların dışında başka sebepler de olabilir. Ama bunları konuşmanın bir faydası yok.

Tüm siyasi hayatım boyunca, her sözümün, hareketimin AK Parti’ye faydalı olmasını isterim. Farklı anlaşılmalar, dedikodular, fitneler olabilir. Çok gördüm geçirdim. Başka partilerde bulunmadım. Tek çizgide yer aldım.

Bu fitne günümüzde çok fazla kaynıyor. Trollerden bahsedebilirim. Hergün dedikodu üretenlerden bahsedebilirim.

Bu fitne ve zararlar liderime zarar vermeye gelmişse, Erbakan’ın bize öğrettiği gibi kenara çekilmektir.

Biz çok şükür kendisini feda edebilecek dünya adına bir beklentisi olmayan bir insan olarak kalmak isteriz. Fitne bir gün biter, yanılmış olanlar yanılmış olarak kalır. Dedikodu, gıybet, yanlış anlaşılmalar çok kötü bir şey. Susmamız bir kenara çekilmemiz ve dua etmemiz lazım.

Neden Böyle Oldu Sorusuna.?

ŞİMDİ ÜZÜLÜYORUM Kİ, ‘BİZ’ RUHU ‘BEN’E DÖNÜŞTÜ

Bilemem. AK Parti’nin kuruluşunda pek çok arkadaşımızla beraber çalıştık, çok toplantılar yaptık. O zaman birlikte ve kolkolaydık . Zulüm görüyorduk, mağduriyet vardı, gerici görülüyorduk. Partilerimiz kapatılmıştı. Çok acılar ve güzel günler de yaşadık.

Aday listeleri belli oldu. İstanbul 1. Sıra 1. Bölge Recep Tayyip Erdoğan yazıyor. Yargıtay kendi kararlarını çiğneyerek Tayyip Bey’in kurucu olamayacağını ve milletvekili olamayacağını açıkladı ve adaylığını iptal etti. O gün dünya başımıza yıkıldı bizim. Tayyip Bey de ‘davamız yürüyor’ diye bir açıklama yapıyor. Karşımda Anavatan’dan CHP’den temsilciler var. Çok sevinçliler. 3’ü birden atıldı, Erdoğan Başbakan olamayacak. Söyleyin bakalım Arınç sizin adayınız kim olacak.? Çok zor bir durum. Adamlar ateşin üzerine benzin döküyor.

Alacakları cevaptan da çok eminler. Acınacağımızı bekliyorlar. DYP’liye cevap vereceğim ama size de bir sorum var. Doğru Yol iktidara geldi ve Çiller seçilemedi. Sizin adayınız kim? Verin cevaplarınızı dedim. Veremediler. O zaman bizdik. Şimdi üzülüyorum ki ‘ben’e döndük. O ‘biz’ ruhu şimdi neye dönüşmüştür bunun görülmesi lazım.

“BEN KADERE İNANIRIM, BU İŞ BİTTİ”

Ben Abdüllatif Şener değilim Erkan Mumcu değilim. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç olarak anıldık.

Lider devam ediyor Cumhurbaşkanlığı noktasında. Partinin başında çok güçlü bir Genel Başkan var. Dışardayız AK Partiliyiz, bağlı kalacağız. Onun başarısı için 24 saat çalışacağız. Her zaman göreve hazırız.

Sayın Başbakan beni davet etti. Kararınız nedir dedi.? Gerekçeleriyle anlattım. Milletvekili olmamı ve MKYK’da görev almamı istedi. Ben de kararıma saygı duyun dedim. 18’ine kadar süre var dedi. Sonrasında bana bu fırsatı tanıdı. Ona da çok teşekkür ediyorum. Bu iş bitti. Bunda hayır olacaktır. Ben kadere inanırım.

TUVALETLERİ TEMİZLEDİK

2007 seçimlerinden sonra 3’ümüz bir araya geldik. Abdullah Bey’i aday göstereceğiz. Meclis Başkanlığı konuşulacak. Ben kendimi hazırladım. 5 sene zor ve yorucu geçti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olursa eşinin başı örtülü. Abdullah Gül olursa eşinin başı örtülü. Tayyip Erdoğan olursa eşinin başı örtülü. Ben bu dönemde olmayacağım dedim, teşekkür ettiler.

Siyasette olması gerekenleri birisinin düşünmesi lazım. Ben şimdi siyasette olması gerekeni yapıyorum. Bana güvenen ve inanan insanlar müsterih olsunlar.  Tuvaletleri temizledik, santral başında çalıştık.

BEN HEP KOALİSYON TERCİHİNDEN YANA OLDUM

2019’a kadar ne olur bilemem. Ümitsizlik anlamında söylemiyorum. Ama Türkiye çok dinamik bir sürece girdi. ‘Dinamik’i olumlu anlamda söylemiyorum. Ben hep koalisyon tercihinden yana oldum. Seçim benim tercihim değildi. Başbakan da bunu çok iyi götürdü ama kurulamadı.

Bir tek örnek vereyim: Kocaeli’nden bir milletvekili arkadaş geldi. ‘Niye hükümet kurmadınız’ diye sormuş. O da açıklamış ‘Bizimle hükümet kurmadılar’ demiş.

Ak Partili vatandaşın cevabı, ‘Bizi aldatmayın’ olmuş. ‘Siz 40 günde bir hükümet kuramadınız’ demiş. Biz hükümet kurabilir miydik? Kurabilirdik. Sonuçta kurulmadı. Yuvarlana yuvarlana bir seçime gidiyoruz.

Seçimden sonra Kılıçdaroğlu’nun ve parti görevlilerinin açıklamalarını takip ediyorum. Bir sorumlulukları var. Ben sonuca bakıyorum.

Koalisyonun Kurulamamasında Sorumlu Kim.?

Onu Söyleyemem. Söylersem Başka Yerlere Gider.

KRİTİK AKP KONGRESİ

Yarın inşallah çok güzel bir kongre olacak. ‘Klik’ iddiaları maksatlı, gerçek değil. Partiyi içerden zarara uğratmak isteyenler kurulduğumuz günden bu yana vardı. Parti içinde ‘şucular’ ‘bucular’ bize yakışmaz.

İNSANI  TANRI HALİNE GETİRMENİN MANASI YOK

Zor sorular soruyorsun ama benden cevap alacağını bildiğin için. Seninle program yapmamızdan işkillenenler de olabilir. Seninle program yapacağımızı çok önceden belirledik. Dürüst cevaplar verelim. Cumhurbaşkanımız bizim ilk kurucumuz. Siyasette ve belediye başkanlığında başarılı olmuş. Lider olmak kolay değil, bu biraz Allah vergisi biraz da çalışarak olacak şeyler. Tayyip Bey’de bunların hepsi var. Onda bir liderlik mayası, kumaşı var.

Ben geçenlerde bunu arkadaşıma da söyledim. Lider ileriyi planlayabilir, kahramanlık yapabilir ama unutmayalım ki o da bir insan. Beşer olarak da zaafları olabilir. Karşımızdaki insanı yarı tanrı haline getirmenin manası yok. Abdullah Gül ile ilgili yazılan kitabı okuyanlar bana geldi.

Sen birisinde, birilerinin Atatürk’te aradığı gibi, hiçbir kusuru yoktu, aslandı, yiğitti noktasına gelemezsiniz. Kaprisleri olacaktır, vefadan uzak hareketleri olacaktır. Acıktığınız zaman hanıma çıkışıyorsunuz. İnsani hareketlerimizi terk edemeyiz.

R. T.  ERDOĞAN KADERİMİZDİR, KADERE KIZILMAZ

İnsanlara da beşer olarak zaaflarını kabul etmek lazım. Benim 100 tane zaafım vardır, Erdoğan’ın 10 tane vardır. Sizin 500 tane vardır, diğerinin 300 tane vardır.  Herkesi olduğu gibi kabul etmemiz lazım.  Recep Tayyip Erdoğan bizim bir kaderimizdir. Kadere kızılmaz. Ben de kadere rıza gösteriyorum.

ERDOGAN’LA ÇOK TARTIŞMAMIZ OLDU

Davutoğlu’na çok güveniyorum. Günde 45 dakika uyuyabilecek bir çalışma yapıyor. Küçük hesap yapanlara ‘yapmayın’ diyorum. Bu adam herkesten daha temiz. Dava ve tarih bilincine sahip. Tayyip Bey’deki hasletlerin çoğunu Davutoğlu’nda görüyorum.

Kriz yok. Ama herkesle herkes arasında tartışma çıkabilir. Bakan olduğum dönemde Erdoğan’la çok tartıştığım, onu çok kızdırdığım oldu. Onun da benim de çok kırıldığımız oldu. Çok kötü bir ayrılıktan sonra davet etti kucaklaştık, yolumuza devam ettik.

ABDULLAH BEY’İ HERHANGİ BİRİ GİBİ ÇAĞIRAMAZSINIZ

Abdullah Bey’i herhangi biri gibi çağıramazsınız. Miting malzemesi yapamazsınız. Biz dolgu malzemesi değiliz. Tam içinde olmadığımız bir şeye dekor gibi bakanlar olursa kızar ve üzülürüz. Birilerinin değeri bu olabilir. Dışardan gelenlere bile bizden daha fazla değer verilmiştir. İlk Başbakanımız, ilk Cumhurbaşkanımıza ‘sen de gel de şurada görün’ demek çok yanlış bir harekettir.

AK Parti’de senin mutlaka hizmet etmen, şu görevleri yapman lazım demeleri lazım. Şu mitinge katıl, şurada kendini göster bu olmaz. Cumhurbaşkanlığı yapmış bir insana sen gel bakalım da sonrasında bir şeyler düşünürüz diyemezsiniz, derseniz yanlış olur. Teklifi bana yapılmış kabul ediyorum. Böyle kıytırık davetlerle bu iş olmaz. Gül mesajını gönderecek,  okunur mu okunmaz mı bilemiyorum.

ABDULLAH GÜL PARTİ KURACAK MI.?

Gül bir parti kurmaz. AK Parti’yi kurduk AK Parti’deyiz. Birileri bizi imtihan etmesin. Biz hangi çizgiden geliyoruz. Eskiden ‘fırıldak kubi’ler vardır. Biz öyle değiliz. Bizim partimizin en kötüsü diğer partilerin en iyisinden daha iyidir. Bizi sıkıştırmaya kalkanlar olursa bizim öyle bir niyetimiz yok. İkide bir de böyle sorular gelmesin. Şu kadar boyu olan adamlar dedikodu üretiyorlar.


Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2016 - okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2016 - okkesb61@gmail.com,


Diğer Haberler

  • ÜSKÜDAR’DA DEĞİŞİM DAHA HIZLI OLACAK
  • Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir.
  • HASAN H. GÜNER RAKİPLERİNE FARK ATIYOR.!
  • SEÇİMLERİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  • HANÇER; HANÇERLENDİ.!
  • Saadet Partisi İBB Başkan adayı Birol Aydın
  • SİVİL TOPLUMUN AFET SINAVI
  • İKTİDAR MUTLAKA YOZLAŞTIRIR
  • Vekalet Savaşları
  • CHP & TİP ARASINDA İŞ BİRLİĞİ GÖRÜŞMESİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP