REFERANDUM HAYIR OLURSA AKP NE YAPACAK.?

Referandumda “Evet” Çıkarsa Kim, “Hayır” Çıkarsa Kim Kaybeder.?

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

REFERANDUM HAYIR OLURSA AKP NE YAPACAK.?

Referandumda “Evet” Çıkarsa Kim, “Hayır” Çıkarsa Kim Kaybeder.?

Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş “referandumdan EVET çıkarsa terör örgütlerinin sesi kesilir” dedi. Bunun ne anlama geldiğini hepimiz 7 Haziran tecrübesinden biliyoruz. 7 Haziran seçimlerine kadar çatapat patlamazken, 7 Haziran seçimlerinde AKP kaybedince ülke birden kan gölüne dönmüştü. İstihbarat nedense birden kör ve sağır oldu ve tüm terör örgütleri ülkeyi adeta kurtarılmış alan ilan etti. İstihbaratın adını soyadını ve DNA’sını bile bildiği terör örgütleri göz göre göre Ankara’nın göbeğinde katliam yaptı. Amaç HDP’nin kampanya yapmasını engelleyip HDP’ye giden oyları AKP’ye çevirmekti. Başarılı da oldular.

İşte Numan Kurtulmuş bu tecrübeyle ifade ediyor. Kurtulmuş dolaylı olarak “şu anda terör varsa referandumdan EVET çıksın” diye var diyor. İktidarı tepe tepe kullanan, OHAL ilan edip vatandaşın ümüğüne çöken, istediğine istediğini yaptıran AKP terörü neden şimdi durdurmuyor da referandumdan EVET çıkmasını bekliyor.? 12 Eylül darbecileri de öyle yapmıştı da ondan. Kenan Evren 12 Eylül öncesi terörü neden durdurmadınız? sorusuna “şartların olgunlaşmasını bekledik” dememiş miydi.?

İşte böyle AKP de şartların olgunlaşmasını bekliyor. Aslında sadece şartların olgunlaşmasını beklemiyor.

Şartları olgunlaştırıyor da.

Çok basit bir soru: Hava limanından Türkiye’ye girip Türkiye’den bir daha çıkmayan yabancıların tamamının listesi Türkiye’nin elinde. Resmi kayıtları var. Yani teröristlerin adları soyadları ve hatta havalimanından girerken verdikleri irtibat isimleri de devletin elinde. Öyle kaçak göçek girmiyorlar bunlar.  Nasıl oluyor da bu yabancılar yılbaşı gecesinde tam da AKP’lilerin hedef gösterdiği gibi yılbaşı kutlayanları katlediyor.?

Daha açık soralım IŞİD veya El Nusra neden sadece AKP’li olmayanları vuruyor.? IŞİD veya El kaide saldırılarından zarar gören tek AKP’li var mı.?

AKP’lileri vursunlar diye söylemiyorum. Havuz medyası bunu çarpıtacaktır.  Ancak bu soruyu sormak zorundayız zira bu soruyu sormazsak o saldırıların asıl amacını göremeyiz. İstihbaratın ve polisin elinde kayıtları olan El Kaide ve IŞİD’cilerin seçtikleri hedeflere bakarak Türkiye’yi nereye sürüklemek istediklerini, istihbaratın buna neden sessiz kaldığını göstermek için bu soruyu soruyorum.

IŞİD veya El Kaide’nin hedeflerine baktığımızsa tek belirleyici unsurun “yaşam tarzı” olduğunu görüyoruz. IŞİD’in terör eylemlerinde turistik bölgeler, HDP tabanı gibi AKP’nin rakipleri ve seküler yaşam tarzındaki bölgeleri seçmesinin nedeni şu: Toplumu seküler dindar, sünni Alevi diye ayrıştırmak. Toplum bu şekilde ayrışınca kim kazanır.? %80 çoğunluğu sünni olan, %60’ı muhafazakar olan toplum, seküler Alevilere ve Kürtlere karşı bilenirse bundan kim kazanır.? 

Tabi ki SÜNNİCİ siyaset yapan parti kazanır. Şimdi o soruyu yeniden soralım: İstihbarat havalimanından giren tüm yabancıların adları soyadlarını, Türkiye’de kalacakları irtibat adreslerini bildiği halde, (bir yabancı otel adresi bile verse oteller her gece polise misafirlerinin adlarını vermek zorundalar. Havalimanından girerken otel adresi verip de otelde kalmayan bir kişi varsa bu otomatikman istihbaratın dikkatini çeker) neden El Kaide/IŞİD teröristlerini bulup yakalamıyor.?

Bir daha düşünün.

Bu soruyla bağlantılı ek soru şu: Türkiye’den IŞİD/El Kaide/El Nusra ve Ahrar El Şam gibi terör örgüleri ve cihatçı yapılara gidip eğitim alan binlerce Türk vatandaşı, Halep yenilgisinden sonra Türk istihbaratının girişimleriyle Halep’ten çıkarıldı. Bunlar şimdi nerede.?

Halep’e Suriye’ye cihada giden Hacı bayram ve Fatih gibi mahallelerden çıkan bu kişilerin aldıkları savaş eğitimini olası bir iç kargaşada kimin lehine kullanacaklar.?

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Genelkurmay karargahını basıp oradan canlı yayın yapan cihatçılar nerede?

Bu cihatçıların sayısını kim nasıl biliyor.?

AKP’nin 15 Temmuzdan sonra taraftarlarına silah dağıttığı bilgisini AKP’li yetkililer de doğrulamış “halk kendini korumak için silahlanmalı” demişlerdi. O AKP’liler neden silahlandırıldı?

Daha net soralım. AKP’nin arka bahçesi vakıflar ve derneklerdeki “güvenilir” kişilere 15 Temmuz öncesinde hazırlanın olası bir darbe durumunda sokağa çıkacaksınız denilmişti. Aynı çağırı aynı yönlendirmeler referandum sonrası için de yapılıyor mu yapılmıyor mu.?

Daha açık yazayım benim referanduma neden EVET dediğimi tartışma konusu yapan bazı okurlar daha net anlasın. AKP referandumda HAYIR çıkması ihtimaline karşı bir “Ergenekoncu/mezhepçi darbe” girişiminden korkuyor. AKP içinden aldığım bilgiler şu yönde: 15 Temmuzu organize edip darbecileri erken sokağa çıkararak darbeyi akim bırakan AKP aklı şimdi ortak çalıştıkları subaylardan çekinmeye başladı. Eğer referandumdan HAYIR çıkarsa 15 Temmuz darbesini akim bırakmak için anlaştığımız bazı “Ergenekoncu/mezhepçi” subaylar özellikle ÖKK’ daki Siyah Kuvvet unsurlarını kullanarak bir darbe girişiminde bulunacak. Buna hazırlıklı olmalıyız” diye düşünüyorlar. Bunun için de bir İÇ SAVAŞ senaryosuna hazırlanıyorlar. Bu beklenti gerçek mi yoksa tıplı 15 Temmuzdaki gibi AKP’nin Avrasyacı subayları tasfiye etmek için yaptığı bir hazırlık mı orasını bilemem. Ama AKP’nin böyle bir beklenti içinde olduğundan yüzde yüz eminim.

Sırf bunun için Yargıtay’dan çıkması beklenen ERGENEKON DAVASI KARARI bir değil İKİ DEFA ertelendi. Erdoğan’ın kontrol ettiği yargının Ergenekon Davası kararını neden iki defa ertelediğini anlarsanız yukarıda anlattığım o kavgayı daha iyi okursunuz.

Daha kötüsü şu: 15 Temmuz’da AKP ile anlaşıp rakiplerini tasfiye eden ekip de referandumdan EVET çıkması durumunda ordudaki yapılanmalarının tasfiye edileceğinden endişeliler. AKP’nin son ortağı Ergenekoncuların telaşa HAYIR demesinin, AKP’yi tehdit etmeye başlamalarının nedeni bu.

Şimdi dönün ve Numan Kurtulmuş’un “referandumdan EVET çıkarsa terör örgütleri susar” sözünü bir kez daha okuyup düşünün. Anladınız mı arka plandaki kavgayı?

Korkarım AKP haklı. Referandumdan HAYIR çıkarsa Türkiye’de bir Ergenekoncu/mezhepçi darbe olasılığı oldukça yüksek. Buna karşı AKP’nin derin devletin “Siyah Kuvvetler” gücüne paralel yetiştirdiği pratiğini Suriye’de yapıp, Halep boşaltılırken çıkardığı binlerce militan ve teröristin Türkiye’de çeşitli yerlere konuşlandırıldığı birlikte düşünülürse referandum sonrasında gelişen KAOS dalgasını görmemek için aptal olmak gerek.

“Referandumdan EVET de çıksa HAYIR da çıksa Türkiye kaybedecek” dememin nedeni bu. Bu kaos senaryosunu düşündüğümde referandumdan HAYIR çıktığı anda AKP’nin bekledikleri “Ergenekoncu darbeyi” önlemek için özellikle TSK/ÖKK içinde bir temizliğe başlaması kaçınılmaz. Buna paralel “Siyah Kuvvetler” unsurlarının sokakları alev yakma olasılıkları oldukça yüksek. Dahası referandumdan HAYIR çıkarsa AKP halka dayandırdığı meşruiyetini yitireceğinden dolayı olası bir Ergenekoncu Darbenin zemini de hazırlanmış olacak. Bu durumda referandumdan HAYIR çıkması demek en iyi ihtimalle kısa vadede bir Ergenekoncu DARBE, AKP’nin buna direnmesi durumundan bir İÇ SAVAŞ demektir.

Bu yüzden ben EVET çıkarsa AKP halka dayandırdığı meşruiyetini güçlendireceği için diktatörlüğü halka onaylatmış olacak. Böylece bir diktatörlük doğacak ama kısa vadede iç savaşı, değilse yüksek dozlu bir kosu, önlemiş olacağız.


 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2017 okkesb61@gmail.com,

 

REFERANDUMDA

“EVET” ÇIKARSA KİM,

“HAYIR” ÇIKARSA KİM KAYBEDER.?

Başkanlık referandumuna EVET diyeceğimi açıklamam seküler kesimlerde geniş çaplı bir sarsıntı yarattı. İlginç bir şekilde her gün Cemaate FETÖ diye hakaret eden sekülerler ve ulusalcılar, Erdoğan’ın arkasına saklanıp Cemaate düşmanlık edenler, Cemaatin referandumda kendilerinin yanında HAYIR demesini istiyor. Eğer bir kesimden bir beklentiniz varsa öncelikle onlara saygı duyarak işe başlayabilirsiniz.

Ayrıca şu gerçeğin altını çizelim. Perinçekçilerin/Ulusalcıların Cemaat karşıtlığı İDEOLOJİK VE MEZHEPSEL DÜŞMANLIKTAN hatta din düşmanlığından, AKP’lilerin cemaat karşıtlığı kızgınlık, kırgınlık, ihanete uğrama hissi ve hayal kırıklığından. Kırgınlık tamir edilir ama ideolojik düşmanlık kolay kolay ortadan kaldırılmaz. Bu gerçek bugün yazıma gelen tepkilerle bir kez daha gün yüzüne çıktı.

Benim uzun süredir bir teorim var. Cemaatin en büyük hatası bu ulusalcı / Kemalist seküler kesimlere şirin görüneceğim diye başlattığı DİYALOG çalışmaları. Defalarca eleştirmişimdir; Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın tek görevi, hiç bir zaman dindar ve muhafazakarları kabul etmeyen, sekülerlere yalakalık yapmakmış gibi, hep onların kuyruğunda gezdiler. Cemaat sekülerlerin peşinde dolandığı kadar dindar ve muhafazakarların yanında dursa bugün başına gelenler gelmezdi.

Biraz daha ileri giderek şunu da iddia edebilirim. Cemaati Erdoğan’ ile savaşa iten bugün utanmadan yalan söyleyip “FETÖ bana Vergi Cezası kesti” diye manşet atıp yırtacağını sanan kaçakçı ile onun ahbapları, Beykoz çetesidir. Bunu da en iyi kendileri, Erdoğan ve çevresi biliyor. Manşetlerini ve dalaksız tetikçilerini Erdoğan’ın hizmetine sunmak onu ve çevresini kurtaramayacak. Erdoğan, hukuken Başkan olur olmaz Kemalist rejimin ayrıcalıklarıyla semiren, özellikle 28 şubat döneminde yaptıkları vurgunlarla büyüyen o sermayeyi hedef alacak. Bu nedenle Başkanlık seçimleri en fazla eski rejimin BAZI PATRONLARINI etkileyecek.

Şimdi sorulması gereken temel soru şu: Referandumdan EVET çıkarsa ne olur, HAYIR çıkarsa ne olur.? Evet çıkarsa kim kaybeder Hayır çıkarsa kim kaybeder.?

Bu sorunun kısa cevabı belli; Evet de çıksa Hayır da çıksa Türkiye kaybeder. Bu konu Referanduma gelmemeliydi. Bunda en büyük vebal Devlet Bahçeli’nin. Ancak madem artık referandum kaçınılmaz, o zaman konuya daha yakından bakmak zorundayız.

Kimseyi kandırmaya gerek yok referandumdan EVET çıkarsa sıradan yurdum insanı için değişen bir şey olmaz. Zaten yurdum insanının özgürlük talebi diye bir talebi yok. Onlar ekmeğinin derdinde.

Dolayısıyla EVET HAYIR kavgası aslında Eski rejimin Sermayedarları ile Yeni Rejimin Müteahhitleri arasındaki bir kavga. Eski rejimin aydınları ile Yeni Rejimin tetikçileri arasındaki bir savaş bu.

Dünkü yazıda da belirttiğim gibi referandumdan HAYIR çıkarsa iç savaş çıkar. İç savaşın en büyük kaybedeni garibanlardır. İç savaş çıktığında entelektüeller ve zenginler uçaklarına atladığı gibi soluğu yurt dışında alırlar. Bu yüzden iç savaş zenginlerin parasının bir kısmını etkiler. Ama iç savaş asıl garibanı vurur. Bunun en güzel örneği Suriye Mısır ve Libya’dır. Suriye Mısır ve Libya’nın zenginleri bugün Beykoz villalarında hayatını sürerken garibanlar İstanbul sokaklarında dilencilik yapıyor. İç savaş çıkarsa Türkiye’deki garibanlara olacak olan budur. Bu nedenle, iç savaşın çıkmasını önlemek için be EVET diyeceğim ve diktatörlüğün geleceğini bile bile buna maalesef EVET demek zorunda olduğumuzu düşünüyorum.

Yani EVET çıkarsa ülkedeki diktatörlük tescillenmiş olur. Şu andaki fiili durum hukuki duruma dönüşür. Gariban için durum budur.

Ancak referandumdan EVET çıkarsa İstanbul zenginleri ve özellikle 28 Şubat zenginleri için durum böyle değildir. Öncelikle rejim değişeceği için SERMAYE de el değiştirecektir. Yani Aydın Doğan’ın başta olmak üzere bu süreçte Erdoğan ile kavgaya tutuşan 28 Şubat sermayesini iyi günler beklemiyor. Erdoğan’ın başkan olmasının ardından Aydın Doğan ve eski zenginlerinin sermayesinin üstüne gideceğini görmek için kahin olmaya gerek yoktur.

Gülen cemaati için de durum farklı değil. Erdoğan Gülen cemaatinden intikam almaya devam edecektir ancak Gülen cemaatinin kaybedeceği hiç bir şeyi kalmadı. Artık operasyonlar AKP’ye kaybettirmeye başladı. Bu nedenle Gülen cemaati için referandumdan EVET veya HAYIR çıkmasının fiilen hiç bir hükmü yoktur. Hatta referandumdan HAYIR çıkarsa Erdoğan iç savaş çıkarmak için yine Gülen cemaatini günah keçisi ilan edip, hapishanelere doldurduğu binlerce insanı infaza kalkacak çılgınlıklar yapabilir. Bu nedenle bence EVET demek uzun vadede Gülen cemaati için HAYIRLI bile olabilir.

Referandumdan EVET çıkması Erdoğan sonrası için hep sağ partilerin iktidara gelmesi anlamına geliyor. Yani CHP hep muhalefet partisi olarak kalacaktır. Bu durumda siyaseten referandumun en büyük kaybedeni CHP ve Ulusalcılar olacak.

Siyaset biliminin temel kanunu Duverger Kuramı bu durumu çok net anlatır. “Seçim sisteminiz nasılsa siyaset kurumlarınız da öyle olur” der. İki turlu başkanlık seçimlerini maksimum %30 halk tabanı olan CHP kazanamayacağı için, başkanlık seçimleri hep sağ partiler arasında geçecektir. Ancak CHP veya Sol partiler “king maker” Kralı belirleyen partiler olacaktır.

Erdoğan’dan sonra başkanlık yarışına çıkacak partiler, ilk seçimlerde sağın oyları bölüneceği için, soldan da oy alabilecek adaylar çıkarmak zorunda kalacaktır. Bu nedenle daha ılımlı sağ liderler görmek olasıdır. Bu da sağda yeni partilerin çıkması, AKP’nin alternatiflerinin doğması anlamına geliyor. Hatta adil bir seçim olursa, Erdoğan’ın karşısına çıkacak etkili bir sağ lider Erdoğan’ın yerine seçilebilir bile.

Örneğin Cemaat akıllı davranır bir parti kurarsa bu sistemin içinde on yıla iktidar bile olabilir. 

Seçimlerden EVET çıkarsa 1930’ların tam tersi olacak. Türkiye bir sağ parti diktatörlüğü olacak. Maalesef bundan kaçış yok. EVET çıkarsa eski rejimin sermayedarları, Aydın Doğan, CHP, Doğu Perinçek, İstanbul sermayesi kaybedecek. Zaten bu sermaye de parasını eski rejimin sağladığı imkanlarla kazandı. Ama HAYIR çıkarsa garibanlar ve tüm Türkiye kaybedecek. İşte ben bu nedenle EVET diyorum.

Ben referandumdan HAYIR çıkıp bir iç savaş ihtimalinde tüm Türkiye ve garibanların kaybetmesi yerine, diktatörlük bile gelse, son noktada 28 Şubat Sermayesi ve CHP’nin kaybetmesini EHVENİ ŞER olarak görüyorum.


Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2017 okkesb61@gmail.com,

 

 


REFERANDUMDAN “EVET” ÇIKTIĞINDA TÜRKİYE

Önceki Gün Referandumdan “HAYIR” Çıktığında Takim Meydanında Ve Tüm Türkiye’de Olacakları Yazmıştım. Bugün Referandumdan “EVET” çıktığında Ankara’da ve tüm Türkiye’de olacakları yazacağım.

Hiç bir şeffaflığın ve denetimin olmadığı bir seçim sürecinden, mafyanın Hayırcıları tehdit ettiği bir kampanya ikliminde, medyanın susturulduğu bir ortamda ve daha kötüsü AKP’nin trol yuvasına dönüşen Anadolu Ajansı’nın vereceği sonuca güveneceğiniz bir ülkede referandumdan HAYIR çıkma ihtimali var mı? Bence yok.

Ama yine de eski rejimin bekçilerinin son umut olarak HAYIR çabalarını da son derece saygıdeğer buluyorum. Eğer adil seçimler olsa sadece Türk halkının DEĞİŞİME ne kadar dirençli bir halk olduğunu bildiğim için Başkanlığa HAYIR çıkacağını düşünüyorum. Eğer Hayır kampanyası yapanlar Başkanlığın bir  yenilik, bir belirsizlik olduğunu işleyen kampanyalar yürütürse muhafazakar halkımız bundan korkar ve HAYIR der.

Ancak daha önce de söylediğim gibi referandumun sonuçlarını sandıklar değil bilgisayarlar belirleyecek.

Bu nedenle Referandum akşamı BİGİSAYARLARDAN EVET çıktığında Ankara’da olacak havayı ve planları anlamaya çalışmalıyız.

O akşam Ankara’da Ak Saray’ın önünde yüz binler toplanmış eğleniyor. (Bu noktada Melih Gökçek Erdoğan’a yaranmak için her şeyi yapıp Ankara’yı oraya yığacaktır) Ancak Türkiye’nin diğer yarısına bir hüzün çökmüş artık ölen 1. Cumhuriyete ağıt yakıyorlar. İşte bu noktada Erdoğan ve çevresinin o birinci cumhuriyetin önemli adamlarından intikam planları yaptığını görmek için orta zekalı olmak yeterli.

Ankara’da halk eğlenirken Erdoğan Aydın Doğan ve Beykoz Baronlarını nasıl alt edeceğinin düğmesine basmıştır bile. Erdoğan’ın kendisine iyilik yapan hiç bir kimseyi cezasız bırakmadığı düşünülecek olursa ona “iyilik” yapanlar kervanına katılan son vagon Aydın Doğan iyiliğinin cezasını en erken çekenlerden biri olacak.

Artık Hürriyet’e Abdulkadir Selvi’yi değil Cem Küçük’ü bile yazar yapsa kurtuluşu yoktur. Zira Doğan için hüküm çoktaan kesilmişti. Ankara’da gazetecilik yapan herkes Doğan için kesilen hükmün “yağmurlu havasa susuz bırakmak” olduğunu bilir.

Referandumdan Evet çıkması durumunda Erdoğan’ın üstüne gideceği ikinci kesim Ergenekoncular, ordudaki Ulusalcılar olacak. Ağustos ayında ordudaki Ulusalcı komutanlara toplu bir emeklilik bekleyin. Zira Erdoğan artık ordudan bir Ulusalcı darbe bekliyor ve bu darbeyi önlemek için daha önce anlaştığı ulusalcı komutanları tasfiye etmesi gerekecek. Böylece Erdoğan asıl zaferini Ağustos ayındaki YAŞ zirvesinden sonra taçlandırmış olacak.

Tabi ki referandumdan EVET çıkması fiili tek adam yönetimini hukuki hale dönüşmesi anlamına geliyor. Bundan sonra Erdoğan’a karşı çıkmak mümkün olmayacağı için bu kurumların Erdoğan’a göre son şeklini alması demek. Orduda hızla Erdoğan’cı bir ekip oluşturulacak, yargıda şimdiye kadar ittifak yaptıkları ülkücü kesimler tasfiye edilecek veya pasifleştirilecek, polise Türgev ve Ensar mezunları hızla doldurulacaktır.

Ortadoğu Siyasetini inceleyen akademisyenlerin çok iyi bildiği bir kavram vardır; “bunker state” yani sığınaklı devlet. Bu devlet modelinde devlet merkezi, yani lideri/diktatörü ve çevresini korumak üzere yapılandırılmıştır.

Ordunun görevi sınırları veya ülkeyi korumak değil, lideri korumaktır. Polisin görevi partinin cezalandırıcısı olarak faaliyet göstermektir. Hakim ve savcının görevi rejimi korumaktır. Bu devlet modeli Türkiye’de de nispeten kurulmuştu. Ancak AB süreci ile birlikte kurumların rolleri dönüşmeye başlamıştı.

Referandumdan EVET çıktığı akşam şu anda “fiilen/mecburen” yapılan Reisi koruma faaliyetleri artık hukuki zemin kazanmış olacak. Bunsan sonra daha çok tetikçi savcı, daha çok iktidar yalakası hakim, daha çok yardakçı bürokrat göreceğiz.

Ortadoğu örneği çok belli. Bu sistemde yönetici değişmeyeceği için eninde sonunda ya darbe ya devrim olacak. Mısır’da Tunus’da Libya’da olduğu gibi olacak.

Peki ben bu sitemin nesine EVET diyorum?

Ben bu siteme EVET demiyorum. Ben bundan kaçışımız yok, HAYIR çıkma olasılığı ne kadar artarsa AKP’nin ülkeyi iç savaşa sürükleme olasılığı da o kadar artıyor. Eğer EVET dersek iç savaş olasılığını geciktirmiş oluyoruz. Belki zaman kazanıp bir ilahi lütuf bekleriz diye EVET diyorum. Yoksa Erdoğan ölene kadar Başkan olacak ve bizim bundan kaçışımız yok. Maalesef yok.

Hiç sanmıyorum ama, eğer HAYIR cephesi benim gördüğümden farklı bir şeyler yapar bir iç savaş çıkmadan ülkeyi bu kaçınılmaz diktatörlükten kurtarırsa onlara bin yıl minnettar kalırım.  

 


Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2017 okkesb61@gmail.com,

Diğer Haberler

  • BERAT’A BERAT.!,
  • TÜRKİYE'NİN MEDYA HALİ & BALKAN ÜLKELERİ
  • ÜÇ YILDIR DİRENEN BOĞAZİÇİLİLER VE NAZIM
  • İSKİ'YE HAK ARAMAYA GİTTİLER, KOVULDULAR
  • MEDYA DÜNYASINI ÜZEN ÜÇ KAYIP
  • YENİ “DOSTUMUZ” İNGİLTERE... HAYIRLI OLSUN.!
  • 100’ÜNCÜ YILINDA TÜRKİYE FOTOĞRAFI
  • TÜRKİYE’DE SOSYAL DEMOKRASİ
  • LGBT VE 250 BİN KİŞİLİK GÖSTERİ
  • FELAKETİN DEMOGRAFİK ETKİSİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP