Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
Milletvekilleri, Cumhurbaşkanına Soru Bile Soramayacak.! Halk, kaldırılan ve değiştirilen anayasal kurum ve kuralları oylamayacak sadece; anayasal ve siyasal miras ile Türkiye ülkesi ve toplumunun geleceğini oylayacak. Gerçi 6771 sayılı Kanun’da ‘ülke ve insan yok’; doğrudan
düzenlenen, iktidar ve -Sorumluluk İlkesine Tabi
Olmayan- bir kişinin yürütme (Bütünüyle),
yasama (Paylaşılmış) ve yargı (Güdüleme) yetkileri. İbrahim Ö. Kaboğlu - 30.03.2017 http://www.birgun.net/haber-detay/halk-neyi-oylayacak-5-milletvekilleri-cumhurbaskanina-soru-bile-soramayacak-153237.html
Bu Ön Belirlemeler Işığında, Gündemdeki Yanlış Ve Çelişkilere Derli Toplu Bakmak Yararlı Olabilir: Yanlış 1; “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”: Hükümet ad olarak da kaldırıldı. Buna karşılık, Cumhurbaşkanı’nın sadece adı kalıyor; ama kurum ve statü olarak kaldırılıyor. Bu bakımdan, ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ yanlış bir kullanım. Hükümet zaten olmayacak; Cumhurbaşkanı’nın ise sadece adı kalacak. Yanlış 2; “TBMM Güçlendiriliyor”: Yasama yetkilerinin önemli bir kısmı tek kişiye devredildiği halde, o kişiye soru bile soramayan bir TBMM, adıyla uyumlu olmayan bir konuma indirgeniyor. “Yazılı soru, yazılı olarak en geç on beş gün içinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı olarak soru sormalarından ibarettir” (md.6/son). Yanlış 3; “Fesih ve Yenileme”: Haftaya damgasını vuran yenileme ve fesih tartışması, tam bir kelime oyunu. Çünkü ilk Meclis’in 30 yıl süreyle askıya alınmasının bir sonucu olarak Meclislerin sürekliliği ilkesi geçerli; yoksa yenileme ve fesih arasında hukuki bir fark yok. Yanlış 4; “Tarafsızlık ve Partizanlık”: Yargı için tarafsızlık ilkesi öngörülmekle birlikte, yargının üst örgütü, partizanlık yolu açılan Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan veya dolaylı olarak oluşturulacak. Yanlış 5; “Bütçe Yetkisi”: “Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde bir önceki yılın bütçesinin, yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konaca(ğını)” düzenleyen 6771 sy.lı Kanun, parlamentoların yüzyıllar önce elde ettiği bütçe yetkisinden TBMM’yi yoksun kılmakta. Zira Meclis onay vermese de tek kişi, bütçesiz kalmayacak. Oysa- ister parlamenter rejim olsun, ister başkanlık rejimi- hukuk devletine uygun rejimlerde bütçe, Meclislerin asliliğinin somut göstergesi. Meclisin, bütçeye onay vermemesi, yürütmenin hizmet politikasını uygun bulmadığı anlamına gelir. Böylece, hukuk devletlerinde Meclis, hem görevleri belirleme aşamasında, hem de görevlerin yerine getirilmesi politikasının onayı aşamasında devrede. Meclisin, yürütmenin hazırladığı bütçeyi onaylamaması halinde yeni bir bütçe hazırlanır ve bu dönemde de yürütme, vergi toplamaya ve günlük zorunlu işleri görmeye devam edebilmesi için geçici olarak yetkilendirilir. Yanlış 6; “Sorumluluk ve Sorumsuzluk”: Cumhurbaşkanı, ne TBMM önünde, ne de herhangi bir biçimde siyasal bakımdan sorumlu. Bakan ve yardımcıları da Meclis önünde sorumlu değil; sadece CB’ye karşı sorumlu; Cumhurbaşkanı ise hiç kimseye karşı. Yanlış 7; “Denge ve Denetim”: Meclisin devre dışı tutulması, yargının partizanlaştırılması ötesinde, Anayasa Mahkemesi’nin çok sonradan ve geçmişe etkili olmayan kararla sınırlı kalması, anayasal denge ve denetim düzeneğini en aza indirgeme anlamına gelir. Yanlış 8; “Türkiye Anayasası”: Bir kişi için yapılmadığı vurgusu yapılsa da, yardımcı sayısını bile şimdiden belirleyen görevdeki Cumhurbaşkanı, kendini proje ile özdeş görüyor. Bu nedenle, oylama, kural ve kurumlar ile bir kişinin çerçevesi belirsiz düzenleme yetkisi arasında yapılacak. Yanlış 9; “Oylama Konusu”: Oylama, sadece 6771 sy.lı Kanun ile yürürlükteki Anayasa arasında değil, Kanun-i Esasi’den bu yana bütün anayasal kazanımlar arasında yapılacak. Yanlış 10; “1982 Anayasası’nın Geleceği”: 6771 sy.lı Kanun, 1982’de yapılan değişiklikler sonucu edinilen anayasal kazanımları ortadan kaldırdığı gibi, kabul edilmesi durumunda yeni bir anayasanın da önünü kapatacak. Kazanımları sahiplenme fırsatı yaratacak olan ‘Hayır’ ise, yeni ve demokratik bir anayasanın yolunu da açmış olacak. İbrahim Ö. Kaboğlu - 30.03.2017
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mart.2017 – okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb – E.mail: okkesb@telmar.net,https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, okkesb@gmail.com, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mart.2017 – okkesb61@gmail.com,
HALK NEYİ OYLAYACAK.! -(4)-
TBMM'nin Yetki Kayıplarını Oylayacak.! 16 Nisan Oylamasında ‘Evet’ Ve ‘Hayır’, TBMM Açısından Ne Anlama Geliyor.? 1. Halk Ve Temsilcileri: 6771 sayılı Kanun, ‘Evet’ oyu alırsa, Meclis’in görev süresi yeniden 4’ten 5 yıla çıkarılacak. 1961 Anayasası’nın 4 yıl olarak öngördüğü milletvekili seçim süresini 1982 Anayasası, halk ve onu temsil eden Meclis arasına mesafe koymak için 5 yıla çıkarmıştı. Bu düzenleme, 1982 metnini yazanların, ‘daha az demokrasi’ iradesini yansıtıyor olmakla birlikte, siyasal yaşamın gerçeklerine uymuyordu. Bu nedenle, TBMM, hep erken seçim kararı aldı. 2007 değişikliği vesilesiyle TBMM seçim süresinin 5 yıldan 4 yıla indirilmesi, hem gerçekçi hem de demokratik bir adım oldu. Şimdi, yeniden beş yıla dönüş, atılan demokratik adımın ve halkın kazanılmış hakkının geri alınması anlamına gelmekte. 2. Yasa Ve Yasama: Yasalar ve yasama (yasayıcı), herkes için uyulması zorunlu kurallar ve bunu koyan organ. Anayasa değişikliği ile, TBMM’nin genel-kişilik dışı ve soyut kural koyma yetkisi, belli alanlar ile sınırlı tutuluyor: Anayasa’nın kanunlara yollama yaptığı konular. Buna karşılık, Anayasa değişikliğine göre, devletin yapılanmasına ilişkin düzenlemeler, Cumhurbaşkanı kararnamesi ile yapılacak. Bu konuları TBMM, görüşme ve müzakere konusu yapamayacak. Haliyle, TBMM’nin asli ve genel yetkiyi kaybetmesi söz konusu. 3. Yasama Ve Yürütme: Yasama, yetkilerini tek kişilik yürütme organına (Anayasa’ya aykırı biçimde) devretmesinin yanı sıra, yürütmenin sorumluluğu üzerinde denetim yetkisini de kaybediyor. Bu yetki, Meclis araştırması, genel görüşme, Meclis soruşturması ve yazılı soru ile sınırlı. 4. Cezai Sorumluluk: TBMM, Cumhurbaşkanı (suç işlediğine), CB yardımcıları ve bakanların görevleriyle ilgili (suç işlediğine dair) iddiaları, 301 milletvekilinin imzası olmadan (görevleri sona erdikten sonra bile) gündemine alamayacak. 5. Yetki Kanunu Kaldırılıyor: TBMM, artık, ‘kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme’ yetkisine sahip olmayacak. ‘Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi’ veren TBMM’nin bu yetkisi, tek kişilik yürütme için geçerli olmayacak. 6. Sosyal, İktisadi Ve Kültürel Haklar; Bu Haklar için de yetki kanunu yok: Yetki kanunu olmadan Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 2. Kısmının 3. Bölümünde yer alan hak ve özgürlükleri düzenleyebilecek. 7. OHAL Kararnamesi: Olağanüstü hal döneminde Cumhurbaşkanı’nın tek başına kullanacağı kararname (OHAL KHK gibi) yetkisi için de TBMM’nin yetki kanunu gerekmeyecek. 8. Geri Gönderme: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır;” (1982 Any., md.89/3). 6771 sayılı K’ye göre, “Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri gönderir.” Geri gönderilen kanun için TBMM ‘üye tamsayısının salt çoğunluk’ kaydı arandığı için, TBMM, bir yasayı 151 oy ile kabul edebilecek; ama eğer Cumhurbaşkanı geri gönderirse, TBMM, bu kez onu 301 oy ile kabul etmek zorunda. 9. Cumhurbaşkanına Vekâlet: TBMM Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekâlet edemeyecek. Böylece Cumhuriyeti, seçimle gelmemiş ve atama yoluyla belirlenen bir bürokrat temsil edebilecek. 10. Başbakan Ve Bakanlar: Başbakanlık kaldırılacağı için TBMM’den başbakan çıkmayacak; bakan ve CB yardımcılarının hepsi TBMM dışından atanabilecek. 11. Seçimleri Yenileme Yetkisi Zor: Yürürlükteki Anayasa’ya göre TBMM, 139 milletvekili ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilir; buna karşılık, Cumhurbaşkanı’nın seçimleri yenilemesi çok sıkı koşullara bağlı. 6771 sy. Kanun ise, TBMM’nin kendini yenilemesi için 3/5 gibi yüksek bir çoğunluk öngördüğü halde, Cumhurbaşkanı’nın TBMM’yi feshinde herhangi bir koşul öngörülmüyor. 12 Asli Ve Genel Yetki:
Değinilen ve başkaca düzenlemeler ile TBMM, yasama işlevine içkin, asli ve
genel yetkili bir organ olmaktan çıkacak; norm koyma tekeli elinden alındığı
için, hukuk devletinin temel gereği olarak kuralı koyan ve onu uygulayan organ
ayrımı da büyük ölçüde zedelenmiş olacaktır. Sayısı 550’den 600’e çıkartılan TBMM’nin 1876-1909-1921-1924-1961 ve 1982 ekseninde genellikle artan ve kurumsallaşan yetkilerinin kaldırılmasına ‘evet’ mi, ‘hayır’ mı.? İbrahim Ö. Kaboğlu - 23.03.2017
HALK NEYİ OYLAYACAK.?.! -(3)- Hükümet, Hukuk ve Ahlak...!
“Fiili durum” deyimi pek tutmuştu, özellikle Cumhurbaşkanı seçimini
izleyen dönemde. Bu kavramın kullanılmasına karşı çıkanlara göre fiili durum,
“anayasal darbe” demekti. D. Bahçeli, 16 Ekim 2016 günkü çıkışı “Anayasa dışı
yönetime son” şeklinde olumlu bir okunuşa açık olsa da, Türkiye’yi,
“Anayasa’dan arındırılmış bir Cumhuriyet”e dönüştürme yolunda sacayağı işlevi
gördü. Anayasal emri yerine getirmeyen ve anayasal yasaklara aykırı
davranan Hükümet üyeleri, ihlallerde “sınır” tanımıyor. İşte yasa ve yasak;
üstelik kendilerinin koyduğu: “Yurt dışı seçmenler, milletvekili genel seçimi,
Cumhurbaşkanı seçimi ve halkoylamasında oy verebilirler. Yurt dışında ve
yurt dışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz” (5749 sayılı. Ve
13/3//2008 sayılı K. md. 94/A) İbrahim Ö. Kaboğlu - 16.03.2017
HALK NEYİ OYLAYACAK.?.! -(2)- Yasama Yetkisi Kimin: 600 Kişi mi, Bir Kişi mi.? “Yasama yetkisi Türk
milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir. Bu yetki devredilemez” (1982
Any., md.7) Cumhurbaşkanı Kararnameleri
Özgürlükleri Düzenleyebilir mi.? İbrahim Ö. Kaboğlu - 09.03.2017
HALK NEYİ OYLAYACAK.?.! -(1)- Yasama Yetkisi Kimin
Anayasa değişikliği 16 Nisan’da kabul edilirse tarihimizin en büyük siyasal ve anayasal kırılmasına yol açacak. Bu nedenle, içeriği, çelişkileri ve yaratacağı tehlikeler göz önüne serilmeli Anayasa değişikliği Kanunu, eğer 16 Nisan’da yüzde 50+1 oy alarak kabul edilirse, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dahil, tarihimizin en büyük siyasal ve anayasal kırılmasına yol açacak. Bu nedenle, bu metnin içeriği, çelişkileri ve yaratacağı tehlikeler gözler önüne serilmeli; daha çok bir yazı dizisi şeklinde (2010 Anayasa değişikliği için bkz.: (...) Halk Neyi Oylayacak.? , İmge 2010). Şu soru ile başlanılabilir: Bu denli kökten değişikliğin gerekçesi ne? Bir buçuk sayfalık ‘genel gerekçe’ hangi nedenleri öne çıkarmakta ve bunlar, ‘büyük kırılma’ için haklılaştırıcı olabilir mi? Beş başlık altında özetlenebilir: ‘Toplum Mühendisliği’ Gerekçesi: Anayasalar toplum
tarafından devleti hukukla sınırlamak için hazırlanan metinlerdir. Türkiye’de
tam tersine, vesayetçi zihniyete sahip elitlerce, devleti sınırlamak için
değil, toplumu hizaya sokmak için hazırlanan metinlerdir. ‘Vesayetçi
Anayasa’
Gerekçesi: Saptama 1: Anayasa
Mahkemesi, bir vesayet organı değil, Anayasa’nın üstünlüğünü sağlayan bir yargı
mercii. II. “1961 Anayasası döneminde yasama kuvveti zayıflatılmış, yürütme iktidarı da çift başlılık ve az yetki ile çalışamaz hale gelmiştir.” Saptama 1: 1961’de TBMM,
yasama yetki tekeline sahip olup, 1971 değişikliğine kadar KHK bile yoktur. III. “15 Temmuz
2016’da millet iradesiyle oluşan iktidarı hazmedemeyen vesayetçi anlayış, başka
bir kisve ile başını kaldırmış.” ‘Cumhurbaşkanının Kökeni’ Gerekçesi: “1980’lerin sonunda bürokratik Cumhurbaşkanı yerine demokratik siyasetten gelen bir Cumhurbaşkanının seçilmesi, vesayetçi tasarımı bozmuştur”; parlamentonun seçtiği sembolik yetkileri olan ‘bürokrat’ cumhurbaşkanından milletin doğrudan seçtiği ‘siyasetçi’ cumhurbaşkanı profiline geçiş, “Hükümet sistemini bütüncül bir yaklaşımla ele almayı engelleyen sosyal ve siyasi şartlar ve gelişmeler, sonuçta bir sistem karmaşasına yol açmıştır”. Çelişki: Siyasetten gelmiyorsa vesayetçi, seçimle geliyorsa Anayasa üstünde görülen Cumhurbaşkanı anlayışı ile gündeme getirilmeyen ‘tarafsız statüsü ve hukuka saygı yükümlüğü’ arasındaki çelişki açık. ‘Hükümet Sistemi Ve Sayısı’ Gerekçesi: “1961’de
oluşturulan mevcut hükümet sisteminin Türkiye’de bir türlü istikrar üretemediği
görülmüştür. 1983’ten günümüze kadar geçen 33 yılda 21 hükümet kurulmuş”. ‘Türkiye’nin Deneyimi Ve Dünya Pratikleri’ Gerekçesi: TBMM “dengelerinin hükümet kurma ve hükümet düşürmede etkili olduğu bir sistem yerine; yasamanın ve yürütmenin ayrı ayrı ve doğrudan millet tarafından seçildiği bir sistemin benimsenmesinin ülkemizin şartları ve ihtiyaçlarına daha uygun olduğu anlaşılmıştır”. Sunulan model, “Türkiye’nin sistem tecrübesi ve dünya hükümet sistemi pratikleri gözetilerek geliştirilmiş rasyonel bir modeldir.” Açık olan; denge ve denetim
düzeneğinden duyulan rahatsızlık ve bundan hareketle çizilen kara tablonun AK
Parti dönemini de kapsıyor olması. |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP