DENİZ GEZMİŞ, YUSUF ASLAN, HÜSEYİN İNAN

Baharın En Güzel Ayı Benim İçin De Mayıs Olabilirdi. Eğer Abim Deniz Ve İki Yiğit Arkadaşı 1972, 6 Mayıs’ta, Kin Ve İntikam Duygularıyla İdam Edilmeseydi.!Hamdi Gezmiş

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş


6 MAYIS 1972

1972 yılının...
Mayıs ayının altıncı günü...
Sabaha karşı...
Karanlıklar içinden bir haykırış duyuldu...
"Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının kardeşliği..."
Arkasından bir sessizlik...
Ve darağacının tahtalarındaki kahredici gıcırtı...
Bir güvercin havalandı avludan...
Sonra bir ikincisi ve ardından üçüncüsü...
Böylece katledildi üç fidan...

Rüstem Ayral - 6 Mayıs 2015
Anıları Önünde Saygıyla Eğiliyorum...


DENİZ GEZMİŞ, YUSUF ASLAN, HÜSEYİN İNAN



SON BAKIŞ & SESLENİŞ

Bakmayacak mıyım Yarınlara
Seslenmeyecek miyim İnsanlara.?


“Yenilmişsem
Elim Kolum Bağlı
Boynumda Yağlı İp
Gelip Dayanmışsam
Darağacına.!
* * *
Dudaklarımda Yarın,
Gözlerim Yarınlarda,
Unutmak mı Gerek Seni.?
* * *
Kapılar Kapalı,
Tutulmuşsa Gece,
Kapkara Yollar,
Sıcacık Bir Sevgi,
Sunmayacak mıyım
İnsanlara.?
* * *
Bakmayacak mıyım Yarınlara
Seslenmeyecek miyim
İnsanlara.?”

Deniz Gezmiş - Mayıs 1972


DENİZ GEZMİŞ, YUSUF ASLAN, HÜSEYİN İNAN

“Baharın En Güzel Ayı Benim İçin De Mayıs Olabilirdi. Eğer Abim Deniz Ve İki Yiğit Arkadaşı 1972, 6 Mayıs’ta, Kin Ve İntikam Duygularıyla İdam Edilmeseydi.!”  Hamdi Gezmiş

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamının üzerinden 43 yıl geçti.

Dünyada sol ve özgürlükçü hareketlerin hâkim olduğu '68 dönemi Türkiye’de de geniş kitleleri etkisi altına aldı.1965 seçimlerinde yüze 3 oy alarak 15 milletvekiliyle parlamentoya giren TİP -Türkiye İşçi Partisi, Meclis'e sosyalist milletvekillerini taşıyan ilk parti oldu. Dönemin gençliği arasında heyecan yaratan TİP, 60’lı yılların başında Türkiye’deki sol hareketin önemli merkezlerinden biri oldu. 
Bu dönemde, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydolan Deniz Gezmiş TİP’e, ODTÜ’de okuyan Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ise, FKF -Fikir Kulüpleri Federasyonu’na üye oldu. Ancak, sol hareket içinde hızla politikleşen ve öğrenci lideri olarak sivrilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın tanınmasını sağlayan olay Amerika 6. Filosu’nun Türkiye’ye gelişini protesto etmek için düzenlenen eylemler oldu.

68 yılının sonuna doğru Deniz Gezmiş ve arkadaşları TİP’ten koparak daha radikal bir hareket olan DÖB -Devrimci Öğrenci Birliği’ni kurdular. Bu sırada FKF de Dev-Genç'e dönüştü.
1969 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin işgaline öncülük eden Gezmiş hakkında tutuklama kararı çıkartıldı, ancak Gezmiş yakalanmaktan kurtulmayı başararak Filistin'e gitti. Bu dönemde ileride THKO -Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun kadrolarını oluşturacak gençler (Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Cihan Alptekin, Kadir Manga, Atilla Keskin, Mustafa Yalçıner...) FKÖ -Filistin Kurtuluş Örgütü kamplarına giderek gerilla eğitimi aldı.

1970 yılında Türkiye'ye dönüşlerin ardından THKO -Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu kurdular ve böylece silahlı mücadele dönemi başladı. 1971 yılında Ankara Emek'teki İş Bankası soygununda yer alan Gezmiş daha sonra Balgat'taki Tuslog tesislerinden 4 ABD'li askerin kaçırılmasında yer aldı. Bu askerler daha sonra serbest bırakıldı.

12 Mart 1971'de muhtıra ile gelen askeri darbe, öğrenci hareketini hedef tahtasına oturttu. THKO ve Mahir Çayan önderliğindeki THKP-C'nin pek çok üyesi tutuklandı veya öldürüldü. Deniz Gezmiş, Gemerek'te, Yusuf Aslan Şarkışla'da, Hüseyin İnan Kayseri'de yakalandı. 
Gezmiş, Aslan ve İnan, savcılığını Baki Tuğ'un üstlendiği, Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığındaki Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Askeri Mahkeme'de yargılanarak idama mahkûm edildi. Kimsenin canına kıymayan üç genç hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Tamamını, Bir Kısmını Tağyir, Tebdil Veya İlgaya Teşebbüs Ettikleri " iddiasıyla "TCK'nın 146/1 maddesi uyarınca" idam kararı verildi.

Bu dönemde onları kurtarmak için yapılan girişimlerin çoğu sonuçsuz kaldı, hapisten kaçmayı başaran Mahir Çayan önderliğindeki bir grup NATO'ya ait radar istasyonunda çalışan iki İngiliz ve bir Kanadalı teknisyeni kaçırarak Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın serbest kalması istemiyle eylem başlattılar, ancak Kızıldere'de kuşatıldıkları evde öldürüldüler.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında verilen idam cezaları TBMM'de 24 Nisan 1972'de yapılan oylamada 48’e karşılık 273 kabul oyuyla kesinleşti.

İdam kararları, TBMM Genel Kurulu'nda Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi grubunca, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra idam edilen Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'a karşılık olmak üzere "üç - üç" diye tempo tutularak onaylandı.
CHP kanadında ise İsmet İnönü ve Bülent Ecevit ile arkadaşları "siyasi suçlarda idam cezasına karşı çıkarak" ret oyu kullandılar.

Deniz Gezmis, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972'de, bugün müze olan Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde sabaha karşı asılarak idam edildiler. İdam edildiklerinde Gezmiş ve Aslan 25, İnan ise 23 yaşındaydılar.

Deniz Gezmiş’in son sözleri "Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği" oldu.

Darağacına çıktıklarında idam sehpalarını kendileri ayaklarının altından iten Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 43 yıl önce bugün idam edilmeden önce, sevdiklerine son kez şöyle yazmışlardı:

 

@ Medya Günebakış

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – 6 Mayıs.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – 6 Mayıs.2017 okkesb61@gmail.com,

 

 

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!.

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!.

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!.

Emperyalizme ve Faşizme Geçit Yok.!.

ÜLKÜMÜZ; TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!.

 

Deniz Gezmiş

Baba, Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir.

Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu.

Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum.

Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim.

Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma.

Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…

Oğlun Deniz Gezmiş

Merkez Cezaevi

 

Yusuf Aslan

Sevgili Babacığım; Bu mektubu aldığım zaman ben edebiyyen bu dünyadan göç etmiş olacağım. Ne kadar sarsılacağını tahmin ediyorum. Bir  buçuk seneden beri, benim yüzümden nasıl üzüntü içinde olduğunuz malum Bu son onayı da metanetle karşılamanızı sadece dileyebiliyorum.

Babacığım, bu olayda da annemin ve Yücel’in senin tesellilerine ve desteklerine ihtiyaçları çok. Bunun için ne kadar metin olursan hem senin sağlığın için hem de onlar için o kadar iyi olur. Elbette ki, yıllarca emek verip yetiştirdiğin bir oğlunun bir günde öldürülmesi, kolay göğüslenecek bir olay değildir. Fakat siz benim ne için,  kimlere karşı mücadele verdiğimi biliyorsunuz. Ben bu açıdan rahat ve vicdan huzuru içinde gidiyorum. Sizlerin de bu bakımdan rahat ve huzur içinde olduğunuzu ve olacağınızı biliyorum.

Babacığım, annemin ve Yücel’in, senin desteklerine muhtaç olduklarını yukarıda söylemiştim. Onları rahat ettirmek için bütün gücünü kullanacağından zaten eminim. Babacığım, burada şunu ilave edeyim ki, Yücel’in hastalığından kendimi sorumlu hissediyorum. Yücel için her şeyinizi ortaya koyacağınız konusunda da kuşkum yok. Ablamlar için söyleyeceğim: fazla üzülmesinden, olayın sarsıntıları geçtikten sonra normal hayatlarını devam ettirsinler. Mehtap’a ne diyeyim… Benim için her zaman bol bol öpün.

Babacığım, cezaevinde kalan arkadaşları ara sıra yoklarsan, hallerini hatırlarını sorarsan çok memnun olurum. Her birisi oğlun sayılır.

Dışarıda bizler için uğraşan dostlarımı ve dostlarını hiçbir zaman unutmayacağını biliyorum.

Mektubum burada biterken sizi, anemi, Yücel’i, ablamı, Aziz Abiyi, Mehtap’ı hasretle kucaklarım babacığım… Sağlıcakla kalın.

T. Yusuf Aslan

 

 

Hüseyin İnan

Babama, anneme, kardeşlerime ve yakın akrabalarıma,

Söyleyecek fazla söz bulamıyorum.

Bir insanın sonunda karşılayacağı tabii sonuç bildiğiniz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı.

Üzüntü ve acınızı tahmin ediyorum.

İleride durumunu çok daha iyi anlayacağınız inancındayım.

Metin olunuz. Üzüntü ve acılarınızı unutmaya çalışınız.

Bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar sevgiler.!

Yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil. Candan selamlar

Hüseyin İnan

 

@ Medya Günebakış

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – 6 Mayıs.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – 6 Mayıs.2017 okkesb61@gmail.com,

 

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!.

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!.

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!.

Emperyalizme ve Faşizme Geçit Yok.!.

ÜLKÜMÜZ; TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!.

 

 

Hüseyin İnan.?

Hüseyin İnan, 1949'da Kayseri'nin Sarız ilçesine bağlı Bozhöyük köyünde doğdu. İlk ve ortaokulu Sarız'da, liseyi Kayseri'de okudu.

1966'da ODTÜ İdari Bilimler Bölümü'ne kayıt oldu. 1968'de TİP ve daha sonra Milli Demokratik Devrim (MDD) içindeki ayrılıklarda, giderek belirginleşen illegal ve dar örgütçülük fikri etrafında çekirdek bir grup oluşturup, kır gerillası yoluyla anti-emperyalist mücadele verme fikrini geliştirmeye çalıştı. Özellikle ODTÜ kökenli olan ve temelini İnan'ın attığı bu grup daha sonra, THKO'nun çekirdek kadrosunu oluşturacaktı.

14 Ekim 1969'da Filistin Kurtuluş Örgütü'nün El Fetih kamplarına gitti ve orada İsrail'e karşı savaştı. 1 Ocak 1971'de Türkiye İş Bankası Emek Şubesi soygunu, ABD askeri tesislerinin basılarak bir ABD'lilerin kaçırılması ve daha sonra dört Amerikalının kaçırılması eylemlerinde yer aldı. 24 Mart 1971'de Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde yakalanarak, 9 Kasım 1971'de Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan'la birlikte idama mahkûm edildi. 6 Mayıs 1972'de idam edildi.

 

Yusuf Aslan.?

Yusuf, 1947'de Yozgat'ın bir köyünde doğdu. Ortaöğrenimini dindar ve anti-komünist eğilimlerle, gelenekçi önyargıların güçlü olduğu bir çevrede tamamladı.

1966'da ODTÜ'ye girdi. Bir yıla kalmadan ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü'nün üyesi oldu, Dev-Genç içinde çalışmaya başladı. Bu dönemden itibaren önce hazırlık okulunda, sonra da mühendislik fakültesinde patlak veren boykotların ve hemen ardından ODTÜ işgalinin önde gelen örgütçülerinden oldu. İlk yargılandığı eylem,  ABD Büyükelçisi Commer'in arabasının yakılmasıydı.

1969'da arkadaşlarıyla birlikte Filistin'e gitti. Burada helikopter ve uçak pilotluğunu öğrendi. Traktörden helikoptere kadar her türlü aracı büyük bir ustalıkla kullanıyordu.

1970 yılında kurulan THKO'nun kurucusu ve önderlerinden olan Yusuf Aslan, Deniz Gezmiş'le birlikte Nurhak'a dağdaki gerilla grubuna katılmaya giderken, Sivas Şarkışla'da yaralı olarak yakalandı. Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı. 6 Mayıs 1972'de Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan'la birlikte idam edildi.

 

Deniz Gezmiş.?

Deniz Gezmiş, Ankara'nın Ayaş ilçesinde 27 Şubat 1947'de doğdu. Öğretmen bir ailenin çocuğu olarak çeşitli kentlerde ilk ve orta öğrenimini gördü. Liseyi İstanbul'da bitirdi.

1966'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne giren Gezmiş, lise yıllarında sol düşünceyle tanıştı ve 1965'te Türkiye İşçi Partisi'nin Üsküdar İlçesine üye oldu. 30 Ocak 1968'de Hukuk Fakültesi'nde Devrimci Hukukçular Örgütünü kuran Gezmiş, 12 Haziran 1968'de İstanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesine önderlik etti.

İstanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz'da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül'de serbest bırakıldı. 1 Kasım 1968'de Samsun'dan İstanbul'a Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi.

1969 Haziran'ında Filistin'e giderek Eylül'e kadar Filistin gerilla kamplarında kalan Gezmiş, 20 Aralık 1969'da yakalandı ve Cihan Alptekin'le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. Daha sonra Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan'la birlikte THKO -Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nu kurdu. 4 Mart 1971'de dört ABD'li erin kaçırılması eyleminde bulunan Gezmiş, erlerin serbest bırakılmasından sonra Sivas'ın Şarkışla ilçesinin Gemerek nahiyesinde Yusuf Aslan'la birlikte yakalandı.

9 Ekim 1971'de idam cezası verilen Gezmiş, 6 Mayıs 1972'de idam edildi. - 05 Mayıs 2009, İstanbul

 

@ Medya Günebakış

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – 6 Mayıs.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – 6 Mayıs.2017 okkesb61@gmail.com,

 

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!.

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!.

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!.

Emperyalizme ve Faşizme Geçit Yok.!.

ÜLKÜMÜZ; TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!.

 

 

DENİZ’LERİ MİLLİ İRADE ASTI

Deniz Gezmiş Ve Arkadaşları İntikam Kurbanıydı. Türkiye, Yaşlı Bir Trajedisinin İntikamını, Genç Bir Trajedi İle Alıyordu.


Gezmiş ve arkadaşlarının İdamını milli irade istedi. Askeri yargı mahkum etti.! Ertuğrul Özkök:

12 Mart muhtırası döneminde, THKO -Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu üyesi olarak “Anayasayı Değiştirmek, Bozmak Ve Ortadan Kaldırmak”la yargılanan dönemin gençlik hareketi liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarına karar veren Ankara 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı emekli Tuğgeneral Ali Elverdi yaşamını yitirdi..

Bu haber medyada geniş yer buldu. Hatta Elverdi'nin cenazesinde bir ilk yaşandı ve İmam 'merhumu nasıl bilirsiniz' diye sormadı. 
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök; Gezmiş ve 2 arkadaşının idam edilmesinde Elverdi'yi tek sorumlu gibi gösterenlere çattı.

Özkök'e göre Türkiye Gezmiş ve arkadaşlarından intikam aldı ve onları idama 'Milli İrade' götürdü...

Askeri yargı idama mahkum etti, milli irade de onay verdi.! İşte Özkök'ün o yazısı:
İçimde bir adam var. Provokatör mü provokatör. Ta derinden bir ses geldi mi; sahici, sorgulayan bir ses, mümkün değil duramıyor. Başlıyor kendi kendine mırıldanmaya.
HABERLERİ VERENLER 'MİLLİ İRADE' DERSİ VERİYOR
Dört gündür Deniz Gezmiş’i idama mahkûm eden mahkeme heyetinin subay başkanının ölümü ile ilgili haberleri okuyorum. Boğazına bir şey takılmış ve nefes borusunu tıkadığı için ölmüş. Arkasından haberlerin verilişi beni irkiltti. Neredeyse layığını buldu havasına sokuldu. Geride bıraktığı ailesi bile işin içine sokuldu. Haberleri verenlere bakıyorum. Bugünlerde harıl harıl “Milli İrade” dersi çalışıyorlar. Pardon, milli irade dersi veriyorlar. Bu Anayasa’ya “Hayır” diyene, hatta “Evet” deyip de araya birkaç masum “Ama” sokmak isteyene bile vuruyorlar da vuruyorlar. Var mı yok mu “milli irade”... Arkadaşlar size soruyorum.


DENİZ’İ İDAMA ‘MİLLİ İRADE’ GÖNDERDİ
Deniz Gezmiş’i idama kim gönderdi.? Sadece mahkeme başkanı Ali Elverdi mi.? Hayır, o sadece kararı verenlerden biri. Deniz’i idama “Milli İrade” gönderdi. Halkın seçtiği milletvekillerinin kaldırdığı parmaklar gönderdi.
Hayatımda o kadar çok ağladığımı hatırlamıyorum
5 Mayıs 1972 gününü 6 Mayıs’a bağlayan gece, hayatımın hiç unutamadığım gecelerinden biridir.

Üç gün boyunca Paris’te Deniz Gezmiş’in asılmasına engel olunması için bildiri dağıtmıştım. 6 Mayıs sabahı saat 06.00’da RTL radyosunu açtığımda, üç gencin idam edildiği haberini dinledim. Hayatımda o kadar çok ağladığımı hatırlamıyorum. Siyasi olarak Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile hiç de aynı çizgide değildim.
YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ İÇİN ONAYI VEREN KİMDİ.?
Ama o üçünde de sol bir masumiyet görüyordum. Evet, idam kararını Ali Elverdi’nin başkanı olduğu heyet verdi. Peki, infazın yürürlüğe girmesi için onayı veren kimdi.?

Türkiye Büyük Millet Meclisi değil mi.?

Yani duvarında o gün de “Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazan o Yüce Meclis. Şimdi milli irade adına tek adamlık rejiminin hukuki altyapısını hazırlayan o aynı salonda alındı idam kararı.

EVET DİYENLER KİMLERDİ.?

Menderes çizgisinden yürüyenler.. O gün, tam 276 el kalktı ve “Evet” dedi. Aralarında 35 doktor milletvekili vardı. Ama bugün “Milli Şef” diye yerden yere vurulan, geçmişi bizzat Başbakan tarafından didik didik edilen rahmetli İsmet İnönü, “Hayır” dedi. Bülent Ecevit “Hayır” dedi. Evet diyenlerin çoğunluğu kimdi.? Bugün, “Milli İrade Şehidi” olarak anılan ve AK Partililerin de övünerek üstlendiği “Yeter Söz Milletin” pankartının arkasında saf tutarak savunduğu Adnan
Menderes çizgisini sürdüren insanlar. O gün Meclis’te kapaklar vuruluyordu ve “Üçe Üç” çığlıkları atılıyordu. Yani “Üç Bizden, Üç Sizden...” “Bizden” dedikleri Menderes, Zorlu, Polatkan. “Sizden” dedikleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan.
Türkiye; Gezmiş Ve Arkadaşlarından İntikam Aldı.!
Birini asker, ötekini Milli İrade, Kana kan, dişe diş...

Avukatı Halit Çelenk, Yıllar Sonra Anlattı.
Deniz’in sehpada ölümü 25 dakika sürmüş. Cüsseli bir babayiğit olduğu için, cellât çifte ilmek atmış.

O nedenle 25 dakika can çekişmiş.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları intikam kurbanıydı. Türkiye, yaşlı bir trajedisinin intikamını, genç bir trajedi ile alıyordu.
Askeri Yargı Mahkûm Etti, Milli İrade Onay Verdi
Her şeyin altında “Milli İrade” arayan, “Milli İrade” kavramını fetişleştiren ahir zaman demokratlarına bunu hatırlatmak istedim. Adnan Menderes ve arkadaşlarını askeri bir yargı idama mahkûm etti.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam onayını “Milli İrade” verdi. Şimdi söyleyin bana, birinin sicili ötekinden daha mı temiz.?

Sizce bugün yine rövanş duygularıyla yaratılmaya çalışılan “tek adam yargısı” nın adaleti bundan daha temiz olabilir mi.?

 

@ Medya Günebakış

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – 6 Mayıs.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – 6 Mayıs.2017 okkesb61@gmail.com,

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!.

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!.

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!.

Emperyalizme ve Faşizme Geçit Yok.!.

ÜLKÜMÜZ; TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!.

Diğer Haberler

  • BİR ÖLÜM & BİR ÖYKÜ & HALNAME
  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ DENİLİNCE.!
  • 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ VE HAFTASI
  • *AYNI FAY ÜZERİNDE BU BÜYÜKLÜKTE DEPREM OLMADI*
  • THE WORLD RALLİES İN THE FACE OF DİSASTER
  • ABD SAVAŞ GEMİSİ USS NİTZE İSTANBUL BOĞAZI'NDA
  • İSTANBUL’UN BÜTÇESİ EMİN ELLERDE
  • YENİLENEN YEREBATAN SARNICI TÖRENLE AÇILDI
  • KIBRISTA NELER OLUYOR.?
  • Kahvaltıya Atılan İmza:*BALIKESİR*
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP