YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR.!
Dağ Başını Duman Almış..
Yürüyelim Arkadaşlar.!
Dağ Başını Duman Almış,
Gümüş Dere Durmaz Akar,
Güneş Ufuktan Şimdi Doğar,
Yürüyelim Arkadaşlar .!
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin,
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin,
Bu Gök, Deniz Nerede Var,
Nerede Bu Dağlar Taşlar,
Bu Ağaçlar Güzel Kuşlar,
Yürüyelim Arkadaşlar .!
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin,
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin,
Dağlar Taşlar Güzel Kuşlar,
Ya Bu İnsanlar
Bu İnsanlar,
Güneş Ufuktan Bir Gün Doğar,
Yürüyelim Arkadaşlar .!
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin,
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin,
Yürüyelim
Arkadaşlar .!
@ Medya Günebakış
Ökkeş
Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 – okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,
Ökkeş
Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 – okkesb61@gmail.com,
Ayaklar, Baş Oldu.!
Yerlerde Aramayın.!
GÜBRECİLERE İTHAF
OLUNUR:
"HERKES
YEDİĞİNDEN İKRAM EDER.!"
Yavuz
Sultan Selim döneminde, İran Hükümdarı Şah İsmail, saraya kıymetli mücevher ile
dolu bir hediye sandığı gönderir.
Sandık açılır. Çeşit
çeşit taşlar,kıymetli atlas kadife kumaşlar çıkar. Fakat sandık açılır açılmaz,
etrafa pek fena bir koku yayılır.
Önce hiç kimse bir
anlam veremez, nadide mücevherlerle dolu sandıktaki bu fena kokuya… Sonra
mesele anlaşılır. Sandığın dibine Şah İsmail kendi dışkısını doldurmuştur.
Yani Şah İsmail Padişaha
hakaret etmektedir.
Yavuz Sultan Selim emir verir. ”Herkes Düşünsün,Bu Edepsizliğe,Osmanlı’nın Şanına Yakışır Bir
Şekilde Mukabele De Bulunmalıyız” der.
Ve Çözümü Yine Kendisi Bulur.
Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık
hazırlatır. Sandığın içine, o zamanın en nefis gül kokulu lokumlarından
hazırlanmış bir kutu yerleştirilir. Kutunun altına da bir satırlık yazıdan
ibaret bur not iliştirilir.
Hediye sandığı, itina ile süslendikten sonra Şah İsmail’e
gönderilir. Sandık Şahın huzuruna çıkarılır. Sandık açılır açılmaz, etrafa mis
gibi gül kokusu yayılır.
Mücevher vs. gibi hediyeler takdim edildikten sonra, Osmanlı
Elçisi Şahın tedirgin olmaması için, önce kendisi tatmak kaydıyla,büyük bir
saygı ve nezaketle, Şah İsmail’e lokumdan ikram eder.
Daha sonra görevliler, huzurda bulunanlara teker teker lokumu
ikram etmeye başlarlar. Şah bütün bu olup bitenlere bir anlam veremez. Osmanlı
Elçisi Şahın şaşkınlığını gidermek için lokum kutusunun altına iliştirilmiş
mütevazı notu uzatır.
Pusulayı okuyan Şah’ın yüzünde, bu sefer şaşkınlığın yerini
büyük bir utanç ifadesi alır;
“İSMAİL,
HERKES YEDİĞİNDEN İKRAM EDER…
@ Medya Günebakış
Ökkeş
Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 – okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,
Ökkeş
Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 – okkesb61@gmail.com,
Ey Türk Gençliği.!
Birinci
vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, İlelebet, Muhafaza Ve Müdafaa
Etmektir.
Mevcudiyetinin Ve
İstikbalinin Yegâne Temeli Budur. Bu Temel, Senin, En Kıymetli Hazinendir.
İstikbalde Dahi, Seni Bu Hazineden Mahrum Etmek İsteyecek, Dahilî Ve Haricî
Bedhahların Olacaktır.
Bir Gün, İstiklâl Ve Cumhuriyeti
Müdafaa Mecburiyetine Düşersen, Vazifeye Atılmak İçin, İçinde Bulunacağın
Vaziyetin İmkân Ve Şerâitini Düşünmeyeceksin.!
Bu İmkân Ve Şerâit,
Çok Nâ müsait Bir Mahiyette Tezahür Edebilir. İstiklâl Ve Cumhuriyetine
Kastedecek Düşmanlar, Bütün Dünyada Emsali Görülmemiş Bir Galibiyetin Mümessili
Olabilirler.
Cebren Ve Hile İle Aziz Vatanın,
Bütün Kaleleri Zapt edilmiş, Bütün Tersanelerine Girilmiş, Bütün Orduları
Dağıtılmış Ve Memleketin Her Köşesi Bilfiil İşgal Edilmiş Olabilir.
Bütün Bu Şerâitten
Daha Elîm Ve Daha Vahim Olmak Üzere, Memleketin Dahilinde, İktidara Sahip
Olanlar Gaflet Ve Dalâlet Ve Hattâ Hıyanet İçinde Bulunabilirler.
Hattâ Bu İktidar Sahipleri Şahsî
Menfaatlerini, Müstevlilerin Siyasi Emelleriyle Tevhit Edebilirler.
Millet, Fakr-ü Zaruret İçinde
Harap Ve Bîtap Düşmüş Olabilir.
Ey Türk İstikbalinin
Evlâdı.!
İşte, Bu Ahval Ve
Şerâit İçinde Dahi, Vazifen; Türk İstiklâl Ve Cumhuriyetini Kurtarmaktır.!
Muhtaç Olduğun Kudret,
Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur.!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
http://biomaten.metu.edu.tr/genclige-hitabe
|