15.AĞUSTOS.1461 ve YUNANİSTAN’IN PONTUS SEVDASI

15 Ağustos 1461 ve Yunanistan’ın “Pontus Soykırımı” İddiaları Hakkında Bilmediklerimiz.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

15.AĞUSTOS.1461 ve YUNANİSTAN’IN PONTUS SEVDASI

15 Ağustos 1461 ve Yunanistan’ın “Pontus Soykırımı” İddiaları Hakkında Bilmediklerimiz.!

Yunanistan için, Türkiye, milli bir meseledir. Hükümetler değişse de Yunanistan’ın Türkiye ile sorun yaratma politikası değişmemektedir. İki ülke arasında halihazırda çözüme kavuşturulamamış Kıbrıs, Ege, azınlıklar gibi köklü sorunlar bulunmakta olup, Yunanistan bunlara bir de Pontus meselesini ekleme gayreti içerisindedir. ( 1 )

Yunanistan, ülke içindeki sıkıntıları unutturmak ve halkın ilgisini başka yöne çekmek içim milliyetçilik duygularının ön plana çıkartılması yolunu tercih etmiştir.

Özellikle de 1980’li yıllardan sonra yoğun şekilde Pontusçuluk faaliyeti sürdürülmüştür. PASOK Yönetim Kurulu üyesi ve Halkların Hakları ve Kurtuluşu için Yunan Birliği adlı grubun ileri gelenlerinden Mihalis Haralambidis’in başını çektiği ve aralarında Giorgos Fotiadis gibi tarihçilerin de bulunduğu bir grup bu hareketin önderliğini yapmışlar ve özellikle “Pontus soykırımı” iddialarını gündeme getirerek dönemin Başbakanı Andrea Papandreou’yu bu yöndeki çalışmalarını desteklemesi için ikna etmişlerdir. ( 2 )

“Pontus Soykırımı” İddiasına İlişkin Yasa Tasarısı;

24 Şubat 1994 tarihinde Yunanistan Millet Meclisi tarafından kabul edilmiş olup, 7 Mart 1994 tarihinde Yunanistan Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919 tarihi de bu soykırımın anma günü olarak kabul edilmiştir. Bunun yanısıra, Yunanistan Parlamentosu 14 Eylül tarihini de 1998 yılında aldığı bir kararla “Küçük Asya Helenlerinin Türkler tarafından soykırıma uğratılmasının yıldönümü” olarak kabul etmiştir.

Her yıl Yunan Meclisinde bu tarihte tören düzenlenerek, burada hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunulmakta ve anma töreni düzenlenmektedir.

Dernek ve Federasyonlar

Yunanistan soykırım iddialarını kanıtlamak ve uluslararası kamuoyunda Türkiye’yi zor durumda bırakmak amacıyla yoğun bir gayret içersindedir. Bu nedenle, Yunanistan’da ve dünyanın çeşitli bölgelerinde kurulmuş 176 Pontus derneği ve federasyon bulunmaktadır.

Bunlardan Bazıları;

“Tüm Yunanistan Pontuslular Federasyonu”, “Güney Yunanistan Pontus Dernekleri Federasyonu”, “Avustralya Pontus Dernekleri Federasyonu”, “Almanya Pontus Dernekleri Federasyonu”, “ABD-Kanada Pontus Dernekleri Federasyonu” ile “Selanik Pontus Araştırma Merkezi”, İskeçe Pontuslular Derneği, Selanik Pontuslu Öğrenciler Birliği, Selanik Panagia Sümela Derneği”dir. Özellikle Almanya Pontus Dernekleri Federasyonu faal bir şeklide çalışmalarını sürdürmektedir.

Her yıl 1500 çocuğun katılımıyla bir dans festivali düzenlenmekte olup, daha çocuk yaşlarda milli bilincin oluşturulması yolunda ciddi çabalar sarf edilmektedir.

Tüm Yunanistan Pontuslular Federasyonu, 2004 yılında Atina’da düzenlenen Olimpiyat oyunlarının açılış töreninde horon oynayan dansçıların yer almasını sağlamıştır. Ayrıca her yıl Pontuslu gençlerin bir araya gelmesini sağlamak amacıyla Pontus Gençliği adlı organizasyonlar yapmaktadır. ( 3 )

Söz Konusu Derneklerin Tüzüklerine Baktığımızda;

Amaçlarının Pontus kültürünü, dansını ve müziğini yaşatmak, “Pontus soy kırımı”nın tanınması yolunda çalışmalar yapmak olduğunu görmekteyiz. Bu dernekler, her yıl 19 Mayıs “Pontus soy kırımı”nı anma etkinlikleri düzenlemekte ve bu etkinlikler çerçevesinde konferanslar, sergiler, yürüyüşler yapmaktadırlar.

Selanik kentinde iki “soykırım” anıtı bulunmaktadır. Bunlardan biri Aya Sofya Meydanında, bir diğeri ise Selanik Kordelyu semtinde açılmıştır. İkinci heykelde, kucağında çocuk taşıyan bir kadın resmedilmektedir. Etkinlikler çerçevesinde bu anıtlara çelenk konmakta ve soykırımda ölenlerin anısına kiliselerde ayinler düzenlenmektedir.

Selanik Valisi Panagiotis Psomiadis;

Pontus derneklerinin erkinliklerinde faal rol oynamakta, ayrıca kentte bir Pontus Hellenizmi Müzesi açma çalışmalarını sürdürmektedir. Psomiadis, beraberindeki grupla 15 Ağustos 2009 yılında Sümela Manastırına gelerek izinsiz ayin düzenlemek istemiş ancak güvenlik güçleri tarafından bu girişim engellenmiştir.

15 Ağustos 2010 tarihinde Sümela Manastırı’nda düzenlenecek ayine katılarak soykırımda ölenlerin adlarını okuyacağını belirten Psomiadis’in ayine katılması, Fener Rum Patriği Bartholomeos ve Selanik’teki Pontus dernekleri tarafından engellenmiştir. ( 4 )

Bu Noktada Geçmişte Yaşanmış Bir Olayı Hatırlatmakta Fayda Var.

Selanik Vali yardımcılarından Mihalis Tremopoulos bir toplantıda, “Mustafa Kemal bu şehrin çocuğudur” diyerek Mustafa Kemal Atatürk’ün adının Selanik’te bir sokağa verilmesini teklif etmiştir. Selanik Valiliği ve Pontus dernekleri bu teklife şiddetle karşı çıkmışlardır.

Selanik Valisi Psomiadis tarih bilmeyenlerle muhatap olmayacağını ifade etmiş, valilik üyesi Vula Patulidu ise, “Kimse Pontuslu Rumların soykırımını unutamaz.

Soykırımcı Kemal Atatürk’ün adının burada bir sokağa verilmesi, Hitler’in doğum yeri olan Avusturya’da aynı şekilde onurlandırılması gibi bir durumdur” demiştir. Kasım 2010’da düzenlenen yerel seçimlerde Selanik Belediye Başkanlığına seçilen Yannis Butaris de bir sokağa Atatürk adının verilmesini gündeme getirdiği için büyük tepki toplamıştır.

Bunların yanı sıra, 1992, 1997, 2003 ve 2006 yıllarında Pontus Hellenizmi Dünya Kongreleri düzenlenmiştir.

Bu kongrelere dünyanın çeşitli yerlerindeki Pontus dernekleri temsilcileri de katılmışlardır. Bahse konu kongrelerde Yunanistan, başbakan ya da bakan seviyesinde temsil edilmekte olup, Yunanistan Kilisesi Başpiskoposu ve diğer üst düzey temsilciler kutlama mesajları yollamaktadır.

Dönemin Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni söz konusu etkinliklerden birine yolladığı mesajda şöyle demektedir: “Yunan devleti soykırımın uluslararası kamuoyu tarafından tanınmasını kabul ettirmeye çalışmaktadır”.

Öte yandan o dönem Ana Muhalefet Lideri olan Yorgo Papandreou ise mesajında, “Uluslararası toplumun Pontuslu Rumların uğradığı soykırımı tanımakla yükümlü olduğunu” dile getirmiştir.

Söz konusu kongrelerde Türkiye’nin Pontus soykırımını tanıması ve Türkiye’deki tarihi eserlerin restore edilerek faaliyete geçirilmesi istenmektedir. ( 5 )

Öte Yandan Söz Konusu Etkinlikler Çerçevesinde Düzenlenen;

“Üç Soykırım ve Bir Strateji” Adlı Konferansta;

Türkiye, Ermeni, Süryani ve Pontus nüfusuna sistemli ve bilinçli bir şekilde soykırım gerçekleştirmekle suçlanmıştır. Sözkonusu konferansa katılanlar arasında Belge Yayınları’nın sahibi Ragıp Zarakoğlu’nun yer alması da ilgi çekicidir.

Yurtdışındaki Pontus derneklerinin yoğun çalışmaları neticesinde, İsveç Parlamentosu, Pontus soykırımını, Ermeni ve Süryani soykırımlarıyla birlikte 2010 yılında 130’a karşı 131 oyla tanımıştır.

Soykırımın tanınmasını sağlayan bir oyun sahibi ise İsveç Parlamentosu’nda yer alan Gülan Avcı’dır. Amerika’da da bazı eyaletler Pontus soykırımını tanımışlardır.

Pontus’a ilişkin konferansların yanı sıra Pontus tarihinin ve de kültürünün anlatıldığı kitaplar yazdırılmaktadır.

Bu kitaplar Türkiye’de de yayınlanmaktadır. Pontus’u anlatan kitaplardan biri de Ömer Asan’ın yazmış olduğu “Pontus Kültürü” adlı kitaptır. Ömer Asan da, eserlerinde Pontus’taki gizli Hıristiyanlar konusunu ele alan Yunan yazar Yorgo Andreadis gibi Abdi İpekçi Dostluk ve Barış ödülüyle onurlandırılmıştır. Ancak hangi eseriyle bu ödülde layık görüldüğü net olarak bilinmemektedir.

“Pontus Kültürü” adlı eser 1996 yılında İstanbul’da Belge Yayınları tarafından Türkçe yayınlanmış, daha sonra Yunancaya çevrilmiştir.

Ne tesadüftür ki, Yunan yazar Yorgo Andreadis’in eserleri de Belge Yayınları tarafından yayınlanmaktadır. Ömer Asan’ın kitabının önsözüne Yunan tarihçi Neoklis Sarris şunları yazmıştır: “Elimizdeki bu kitap, basit ve sıradan bir kitap değildir. Bu, tarihte yol açacak bir kitaptır. Bu nedenle Ömer Asan, bir öncü, bir şaiirdir. Düşünce özgürlüğü savaşçısıdır ve özgürlük erdem gerektirir”. ( 6 )

Ömer Asan’ın “Pontus Kültürü” adlı kitabı 2002 yılında bölücülük yapıldığı iddiasıyla toplatılmıştır. Ömer Asan, “Kardeş Nereye, Bir Ayrılık Öyküsü” adlı bir belgesel hazırlamıştır. Henüz yayınlanmamış olan belgeselde, Selanik ve Drama illerinden Ordu’ya; Karadeniz’den de Yunanistan’a giden göçmenlerin ikinci ve üçüncü kuşaklarının hikayesi anlatılmaktadır. ( 7 )

Pontus’a ilişkin olarak hazırlanan belgesellerden biri de “Argonotların Ayak İzleri” adını taşımaktadır. Belgeselin fragmanında “Aynı dili konuşuyoruz, aynı dansları ediyoruz. Pontus’a gittiğimiz her defasında kardeşlerimizi yeniden bulmuş gibi hissediyoruz. Pontus hala yaşıyor” ifadeleri kullanılmaktadır.

Belgeselin ilk gösterimi 22 Aralık 2010 tarihinde Selanik’te gerçekleştirilmiştir. ( 8 )

 “Unutulmayan Vatanlara” Geziler

Öte yandan, Yunanistan’daki Pontus dernekleri aracılığıyla düzenli olarak “Unutulmayan Vatanlara Gezi” adı altında Karadeniz bölgesine turlar düzenlenmektedir.

Bu gezilerin amacının ata topraklarını görmek olduğu söylenmektedir. Türk kamuoyunun PKK lideri terörist başı Abdullah Öcalan’ın yakalanması sırasında yanında bulunan isim olarak hatırlayacağı Pontusçu faaliyetleriyle de tanınan EİP (Yunanistan İstihbarat Kurumu) ajanı Savvas Kalenderidis bu konuya ilişkin olarak, “Bu soruna çok büyük hassasiyetle yaklaşmak gerekmektedir.

Çünkü Türk devleti bu konuyu çok yakından takip etmektedir. Dernekler tarafından toplu halde düzenlenen geziler dikkat çekmekte, hem Türk devletini hem de bölge insanlarını tedirgin etmekte ve yakınlaşma çabası başarısızlığa uğramaktadır. O nedenle bu girişimler bireysel olmalıdır.

Orada karşılaşılan insanlarla bireysel ilişkiler kurulmalıdır. Sohbetlerde de din, tarih gibi konular ele alınmamalı, bizi birbirimize bağlayan dil, kültür ve müzik gibi konulardan konuşulmalıdır” şeklinde açıklamalarla bölge halkına yaklaşımlar konusunda ders vermektedir. ( 9 )

Kalenderidis, bölgede bu yönde çalışmalar yapan isimlerdendir.

O nedenle bölge halkına nasıl yaklaşılması gerektiğini gerçekten de bilmektedir. Zira eğitim vaadiyle kandırarak yaklaşık 30 gencimizin Yunanistan’a götürülmesinde başrol oynamıştır. Bu gençler üniversitelere kaydettirilmiş, kendilerine kalacak yer sağlanmış ve burs verilmiştir. Yunan devleti, bu gençleri Pontusçuluk faaliyetleri için kandırmıştır.

Henüz 20’li yaşlarında olan bu insanlar etnik kimlikleri üzerinden oynanan bu oyunu anlayamamış ve bu oyunun bir parçası olmuşlardır. Yunanistan bu gençlerle işi bitince onları bir kenara atmıştır. Bu insanların bazıları halen Atina’da oturma izni olmadan yaşamaya çalışmaktadırlar. ( 10 )

Yunanistan’ın Trabzon’da bir başkonsolosluk açma arzusu da bulunmakta ancak Türkiye tarafından bu isteğe izin verilmemektedir. Yunanistan ayrıca, Pontus soykırımını Ermeni soykırımıyla ilişkilendirmekte ve tanınması yolunda her tür çabayı göstermektedir. Yunanistan Parlamentosu, 1996 yılında 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımını anma günü olarak kabul etmiştir.

Ancak Ermenistan halen “Pontus soykırımı” iddiasını kabul etmemiş olup, bu nedenle bazı Yunan tarihçiler tarafından eleştirilmektedir. Yunanistan’ın PKK terör örgütüyle olan ilişkileri de malumdur. Yunanistan’da bulunan Kürt gruplar ile Pontus destekçileri arasında yakın iliş kiler bulunmaktadır.

Yunanistan bu çalışmaların yanı sıra, eski SSCB’nin dağılmasından sonra; burada bulunan Rumları Yunanistan’a göç etmeleri konusunda teşvik etmiş ve bu insanları özellikle Batı Trakya Türk azınlığının bulunduğu bölgelere yerleştirme çalışmalarına başlamıştır. Yunanistan böylece, buradaki Türk azınlığın etkisini azaltmak ve bölgenin demografik yapısını bozmak istemektedir.

Yunanistan bu amaçla, Rusya’dan gelen göçmenler için konutlar inşa etmekte, düşük faizli krediler vermektedir.

Ancak yine de verilen tüm desteğe rağmen bu insanların Yunan toplumuyla uyumu sağlanamamıştır. Çünkü Yunanlar, Rusya’dan gelen bu insanları benimseyememişlerdir.

Pontuslu göçmenler “ikinci sınıf” vatandaş olarak görülmekte ve dışlanmaktadırlar.

Yunan polisi de bu göçmenlere karşı acımasız davranmakta olup, her tip olayın baş şüphelisi olarak görmektedir. Neticede bu göçmenler, Yunan hükümetlerinin seçim politikalarının kurbanı olmuşlar ve şu an kötü koşullar altında yaşam mücadelesi vermektedirler.

Gizli Hıristiyanlık

Yunanistan’ın Pontus çalışmaları çerçevesindeki faaliyetlerinden biri de Doğu Karadeniz bölgesinde gizli Hıristiyan bulmak yönündedir. İddialarına göre, Yunanistan’a gitmeyi başaramayan çok sayıda Hıristiyan burada kalmış, ancak Türklerden korktukları için Müslüman görünmeye çalışmışlardır. Buna göre aslında bu insanlar Hıristiyan kalmışlar ve ibadetlerini gizli gizli yerine getirmişlerdir. Günümüzde bölgede yaşayan bu insanlar Pontuslu gizli Hıristiyanlar olarak adlandırılmaktalar.

Yunanistan’dan bölgeye düzenlenen gezilere katılanlarca bölge halkına etnik kimlikleri ve dinlerine ilişkin fikirler aşılanmakta ve insanlar kimlik ve din gibi hassas konularda şüpheye düşürülmek istenmektedir. Bununla da sınırlı kalınmayıp, gizli Hıristiyanlık konularının işlendiği filmler çekilmektedir. Bunlardan biri de Yeşim Ustaoğlu’nun “Bulutları Beklerken” adlı filmidir.

Söz konusu filmin senaryosu da Yunan yazar Yorgo Andreadis’in “Pontus’un Yitik Kızı Tamama” adlı eserinden uyarlanmıştır. Pontusçu faaliyetleriyle tanınan ve bu nedenle Türkiye’ye girişi yasaklanan Yorgo Andreadis’in kızı da Karadeniz bölgesinden bir Türk vatandaşıyla evlidir.

Bilindiği üzere Doğu Karadeniz bölgesi sadece Yunanistan için değil, pek çok ülke için önem arz etmektedir.

Bu nedenle Türkiye’nin bu bölgeye çok daha fazla ilgi göstermesi gerekmektedir. Bölge halkı sahipsiz bırakılmamalıdır. Ekonomik yönden bölgenin kalkındırılması, eğitim ya da çalışma vaadiyle bölge gençlerinin kandırılarak Pontusçuluk eğitimi için Yunanistan’a götürülmesinin önüne geçecektir.

Bu yöndeki çalışmaların yan sıra, Yunanistan’ın yürüttüğü sistemli federasyon ve dernek çalışmaları göz önüne alınarak ilerde çok daha ciddi sorun ve suçlamalarla karşı karşıya kalmamak için şimdiden bu iddiaları çürütecek çalışmalar yürütülmesinde fayda vardır. Yunanistan Türkiye’nin soykırım yapmış bir ülke olduğunu kanıtlamak ve tazminat ödemeye mahkum ettirmek istemektedir.

Bu sorunun Avrupa Birliği adayı Türkiye’nin karşısına, tam üyelik şartı olarak getirilmesi de şaşırtıcı olmayacaktır. Ermeni soykırımı iddialarıyla mücadelede geç kalmış olan Türkiye, bu kez Pontus iddialarını daha ciddiye almalı ve gerçekçi politikalar uygulamalıdır.

21. YÜZYIL - Yeliz Karadaş

 

@ #Medya Günebakış

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Eylül.2017okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Eylül.2017okkesb61@gmail.com,

 

 

DİPNOTLAR:

* 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü

 Karadeniz Araştırmaları Merkezi,

Araştırmacı; yeliz77@gmail.com

Yusuf Gedikli, Pontus Meselesi, z Yay., 2008, 16.s

21. YÜZYIL Ocak ’11 • Sayı: 25

Yunanistan soykırım iddialarını çok say›da dernek ve internet sitesi aracılığıyla dünya kamuoyuna duyurmaya çalışmaktadır.

Diğer Haberler

  • ŞEYHİMİZ, ŞIHIMIZ ÇOK, FİLOZOFUMUZ YOK.!
  • BEYAZ KÜRTLERİN GİZLİ İKTİDARI
  • BÜYÜK YAHUDİ GÖÇÜNÜN GERÇEK HİKÂYESİ
  • 74 YILLIK FAİLİ MEÇHUL: NURİ KİLLİGİL PAŞA
  • BUGÜN GÜNLERDEN ÂŞIK VEYSEL
  • CHESTER PROJESİ, OLTADAKİ BALIK TÜRKİYE
  • BAD-EL HARAB-ÜL BASRA.! & BAD-EL HARAB-ÜL TÜRKİYE.!
  • YENİ İSRAİL DEVLETİ KARADENİZ’DE KURULUYOR.!
  • SELANİK’TE BİR EVİN HİKÂYESİ
  • ADNAN KAHVECİ HAKKINDA.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP