YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI NEDİR…

AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI NEDİR…

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK

ŞARTI NEDİR…

Avrupa Konseyi, 1981-1984 yılları arasında yerel idarelerin

özerkliği ile ilgili bazı ilkeleri tartıştı ve bir karar tasarısı hazırladı.

"Yerel idarelerin güçlendirilmesi, özerkliklerinin savunulması,

yerinden yönetim ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa'nın

kurulmasının temel koşuludur" görüşünden hareketle hazırlanan

tasarı daha sonra "Özerklik Şartı" olarak Avrupa Konseyi'nce

kabul edildi.

Türkiye, Özerklik Şartını 1988 yılında imzaladı. 1991 yılında

da 3723 sayılı yasa ile TBMM tarafından onaylanması uygun

görüldü ve 1992'de 92/3398 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile

onaylandı. (Resmi Gazete: 3.10.1992 - 21364)

Yürürlük tarihi ise 1 Nisan 1993 olarak belirlendi.

Türkiye, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın bazı

hükümlerini benimsedi.

(Türkiye'nin benimsediği maddeler için 3723 sayılı yasaya

bakınız...) 

(Süleyman Demirel’in Başbakanlığı Sırasında

Kabul Edilen Maddeler Mavi Karakterle Yazılmıştır.)

 

ÖNSÖZ

İşbu Şartı imzalayan Avrupa Konseyi üyesi Devletler,

Avrupa Konseyi’nin amacının üyeleri arasında ortak

mirasları olan ideal ve ilkeleri korumak ve gerçekleştirmek

için daha ileri bir birlik sağlamak olduğunu düşünerek,

Bu amacın gerçekleştirilmesinin yollarından birisinin idari

alanda anlaşmalar yapmak olduğunu düşünerek,

Yerel makamların her türlü demokratik rejimin

temellerinden birisi olduğunu düşünerek, Vatandaşların

kamu işlerinin sevk ve idaresine katılma hakkının Avrupa

Konseyine üye Devletlerin tümünün paylaştığı demokratik

ilkelerden biri olduğunu düşünerek, Bu hakkın en doğrudan

kullanım alanının yerel düzeyde olduğuna kani olarak,

Gerçek yetkilerle donatılmış yerel makamların varlığının

hem etkili hem de vatandaşlara yakın bir yönetimi

sağlayacağına kani olarak,

Değişik Avrupa ülkelerinde özerk yerel yönetimlerin

korunması ve güçlendirilmesinin demokratik ilkelere ve

idarede âdemi merkeziyetçiliğe dayanan bir Avrupa

oluşturulmasında önemli bir katkı sağlayacağını düşünerek,

Bunun demokratik bir şekilde oluşan karar organlarına ve

sorumlulukları bakımından, bu sorumlulukların

kullanılmasındaki olanak ve yöntemler bakımından ve

bu sorumlulukların karşılanması için gerekli kaynaklar

bakımından geniş bir özerkliğe sahip yerel makamların

varlığını gerektirdiğini teyit ederek,

Madde 1

Taraflar bu Şart’ın 12 maddesinde belirtilen şekil ve ölçüde

kendilerini aşağıdaki maddelerle bağlı kabul edeceklerini

taahhüt ederler.

 

I. BÖLÜM

Madde 2 
Özerk Yerel Yönetimlerin Anayasal ve Hukuki

Dayanağı

Özerk yerel yönetimler ilkesi ulusal mevzuatla ve uygun

olduğu durumlarda anayasa ile tanınacaktır.

Madde 3 
Özerk Yerel Yönetim Kavramı

1- Özerk yerel yönetim kavramı yerel makamların,

kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde, kamu işlerinin

önemli bir bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel

nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yönetme

hakkı ve imkânı anlamını taşır.

2- Bu hak, doğrudan, eşit ve genel oya dayanan gizli

seçim sistemine göre serbestçe seçilmiş üyelerden oluşan

ve kendilerine karşı sorumlu yürütme organlarına sahip

olabilen meclisler veya kurul toplantıları tarafından

kullanılacaktır. Bu hüküm, mevzuatın olanak verdiği

durumlarda, vatandaşlardan oluşan meclislere,

referandumlara veya vatandaşların doğrudan katılımına

olanak veren öteki yöntemlere başvurulabilmesini hiçbir

şekilde etkilemeyecektir.

Madde 4 
Özerk Yerel Yönetimin Kapsamı

1- Yerel yönetimlerin temel yetki ve sorumlulukları

anayasa ya da kanun ile belirlenecektir. Bununla beraber,

bu hüküm yerel yönetimlere kanuna uygun olarak belirli

amaçlar için yetki ve sorumluluklar verilmesine engel

teşkil etmeyecektir.

2- Yerel Yönetimler, kanun tarafından belirlenen sınırlar

içerisinde, yetki alanlarının dışında bırakılmış olmayan

veya başka herhangi bir makamın görevlendirilmemiş

olduğu tüm konularda faaliyette bulunmak açısından tam

takdir hakkına sahip olacaklardır.

3- Kamu sorumlulukları genellikle ve tercihan vatandaşa

en yakın olan makamlar tarafından kullanılacaktır.

Sorumluluğun bir başka makama verilmesinde, görevin

kapsam ve niteliği ile yetkinlik ve ekonomi gerekleri göz

önünde bulundurulmalıdır.

4- Yerel makamlara verilen yetkiler normal olarak tam

ve münhasırdır. Kanunda öngörülen durumların dışında,

bu yetkiler öteki merkezi veya bölgesel makamlar

tarafından zayıflatılamaz veya sınırlandırılamaz.

5- Yerel makamların merkezi veya bölgesel bir makam

tarafından yetkilendirildiği durumlarda, bu yetkilerin yerel

koşullarla uyumlu olarak kullanılabilmesinde yerel

makamlara olanaklar ölçüsünde takdir hakkı tanınacaktır.

6- Yerel makamları doğrudan ilgilendiren tüm konulara

ilişkin planlama ve karar alma süreçleri içinde, kendileriyle

olanaklar ölçüsünde zamanında ve uygun biçimde

danışılacaktır.

Madde 5 
Yerel Yönetim Sınırlarının Korunması

Yerel yönetimlerin sınırlarında, mevzuatın elverdiği

durumlarda ve mümkünse bir referandum yoluyla ilgili

yerel topluluklara önceden danışılmadan değişiklik yapılamaz.

Madde 6 
Yerel Makamların Görevleri İçin Gereken Uygun

İdari Örgütlenme ve Kaynaklar

1- Kanunla düzenlenmiş daha genel hükümlere halel

getirmemek koşuluyla, yerel makamlar kendi iç idari

örgütlenmelerini, bunları yerel ihtiyaçlarla uyumlu kılmak

ve etkin idare sağlamak amacıyla, kendileri

kararlaştırabileceklerdir.

2- Yerel yönetimlerde görevlilerin çalışma koşulları

liyakat ve yeteneğe göre yüksek nitelikli eleman

istihdamına imkân verecek ölçüde olmalıdır; bu amaçla

yeterli eğitim olanaklarıyla ücret ve mesleki ilerleme

olanakları sağlanmalıdır.

Madde 7 
Yerel Düzeydeki Sorumlulukların Kullanılma

Koşulları

1- Yerel düzeyde seçilmiş temsilcilerin görev koşulları

görevlerin serbestçe yerine getirilmesi olanağını

sağlayabilmelidir.

2- Görev koşulları söz konusu görevin yürütülmesi

sırasında yapılacak masrafların uygun biçimde mali

tazminiyle birlikte, uygunsa, kazanç kaybının tazminine

veya yapılan işin karşılığında ücret ve buna tekabül eden

sosyal sigorta primlerinin ödenmesine olanak

sağlayacaktır.

3- Yerel olarak seçilmiş kişilerin görevleriyle

bağdaşmayacak işlev ve faaliyetler kanunla veya

temel hukuki ilkelere göre belirlenir.

Madde 8 
Yerel Makamların Faaliyetlerinin İdari Denetimi

1- Yerel makamların her türlü idari denetimi ancak

kanunla veya anayasa ile belirlenmiş durumlarda ve

yöntemlerle gerçekleştirilebilir.

2- Yerel makamların faaliyetlerinin idari denetimi normal

olarak sadece kanunla ve anayasal ilkelerle uygunluk

sağlamak amacıyla yapılacaktır. Bununla beraber,

üst-makamlar yerel makamları yetkili kıldıkları işlerin

gereğine göre yapılıp yapılmadığını idari denetimine tabi

tutabileceklerdir.

3- Yerel makamların idari denetimi, denetleyen makamın

müdahalesinin korunması amaçlanan çıkarların önemiyle

orantılı olarak sınırlandırılmasını sağlayacak biçimde

yapılmalıdır.

Madde 9 
Yerel Makamların Mali Kaynakları

1- Ulusal ekonomik politika çerçevesinde, yerel

makamlara kendi yetkileri dâhilinde serbestçe

kullanabilecekleri yeterli mali kaynaklar sağlanacaktır.

2- Yerel makamların mali kaynakları anayasa ve kanunla

belirlenen sorumluluklarla orantılı olacaktır.

3- Yerel makamların mali kaynaklarının en azından bir

bölümü oranlarını kendilerinin kanunun koyduğu sınırlar

dâhilinde belirleyebilecekleri yerel vergi ve harçlardan

sağlanacaktır.

4- Yerel makamlara sağlanan kaynakların dayandığı

mali sistemler, görevin yürütülmesi için gereken

harcamalardaki gerçek artışların mümkün olduğunca

izlenebilmesine olanak tanımaya yetecek ölçüde çeşitlilik

arz etmeli ve esneklik taşımalıdır.

5- Mali bakımdan daha zayıf olan yerel makamların

korunması, potansiyel mali kaynakların ve karşılanması

gereken mali yükün eşitsiz dağılımının etkilerini ortadan

kaldırmaya yönelik mali eşitleme yöntemlerinin veya

buna eş önlemlerin alınmasını gerektirir. Bu yöntemler

ve önlemler yerel makamların kendi sorumluluk

alanlarında kullanabilecekleri takdir hakkını

azaltmayacaktır.

6- Yeniden dağıtılan kaynakların yerel makamlara

tahsisinin nasıl yapılacağı konusunda, kendilerine uygun

bir biçimde danışılacaktır.

7- Mümkün olduğu ölçüde, yerel makamlara yapılan

hibeler belli projelerin finansmanına tahsis edilme koşulu

taşımayacaktır. Hibe verilmesi yerel makamların kendi

yetki alanları içinde kendi politikalarına ilişkin olarak takdir

hakkı kullanmadaki temel özgürlüklerine halel

getirmeyecektir.

8- Yerel makamlar sermaye yatırımlarının finansmanı için

kanunla belirlenen sınırlar içerisinde ulusal sermaye

piyasasına girebileceklerdir.

Madde 10 
Yerel Makamların Birlik Kurma ve Birliklere

Katılma Hakkı

1- Yerel makamlar yetkilerini kullanırken, ortak ilgi

alanlarındaki görevlerini yerine getirebilmek amacıyla,

başka yerel makamlarla işbirliği yapabilecekler ve

kanunlar çerçevesinde birlikler kurabileceklerdir.

2- Her devlet, yerel makamların ortak çıkarlarının

korunması geliştirilmesi için birliklere üye olma ve

uluslararası yerel makamlar birliklerine katılma hakkını

tanıyacaktır.

3- Yerel makamlar, kanunlarla muhtemelen öngörülen

şartlar dâhilinde, başka devletlerin yerel makamlarıyla

işbirliği yapabilirler.

Madde 11 
Özerk Yerel Yönetimlerin Yasal Korunması

Yerel yönetimler kendi yetkilerinin serbestçe kullanımı

ile anayasa veya ulusal mevzuat tarafından belirlenmiş

olan özerk yönetim ilkelerine riayetin sağlanması amacıyla

yargı yoluna başvurma hakkına sahip olacaklardır.

II. BÖLÜM - Muhtelif Hükümler

Madde 12 
Yükümlülükler

1- Her Akit Taraf, bu Şart’ın I. Bölümündeki paragraflardan

en az 10 tanesi aşağıdakilerin arasından seçilmek üzere en

az 20 paragrafı ile kendisini bağlı kabul etmeyi taahhüt

edecektir:

  • Madde 2,
  • Madde 3, paragraf 1 ve 2,
  • Madde 4, paragraf 1,2 ve 4,
  • Madde 5,
  • Madde 7, paragraf 1,
  • Madde 8, paragraf 2,
  • Madde 9, paragraf 1,2 ve 3,
  • Madde 10, paragraf 1,
  • Madde 11

2- Sözleşmeye taraf olan her Devlet onay, kabul veya

tasvip belgesini tevdi ederken, bu Maddenin 1. paragraf

hükümlerine uygun olarak seçtiği paragrafları Avrupa

Konseyi Genel Sekreterine bildirecektir.

3- Herhangi bir Taraf Devlet, bu Maddenin 1. paragrafı

hükümlerine göre Sözleşmenin henüz kabul etmemiş

olduğu herhangi bir paragrafıyla veya paragraflarıyla

kendini bağlı addedeceğini daha sonraki herhangi bir

tarihte Genel Sekretere bildirebilir. 
Sonradan kabul edilen bu tür yükümlülükler, böylece

bildirimde bulunan Akit Tarafın onay, kabul veya tasvip

işleminin ayrılmaz bir parçası addedilecek ve Genel

Sekreterin bildirimi aldığı tarihten sonra geçecek üç aylık

süreyi izleyen ayın ilk gününden başlamak üzere aynı

etkiyi taşıyacaktır.

Madde 13 
Bu Şart’ın Kapsayacağı Makamlar

İşbu Şart’ta yer alan özerk yerel yönetim ilkeleri Akit

Tarafın ülkesinde mevcut bulunan yerel makamların tüm

kategorileri için uygulanır. Bununla beraber her bir Akit

Taraf, onay, kabul veya tasvip belgesini sunarken, bu

Şart’ın yerel veya bölgesel makamların sadece hangi

kategorileri için uygulanmasını öngördüğünü veya

uygulama dışında bırakmayı öngördüğü kategorileri

belirleyebilir. Avrupa Konseyi Genel Sekreterine daha

sonra yapabileceği bildirimlerle, yukarıdakilerden başka

yerel veya bölgesel makam kategorilerini de Şart’ın

kapsamına dâhil edebilir.

Madde 14 
Bilgi Sağlanması

Her Akit Taraf bu Şart’in hükümlerine uygunluk sağlamak

amacıyla kabul ettiği mevzuat hükümleriyle aldığı öteki

önlemler konusuna ilişkin tüm bilgiyi Avrupa Konseyi

Genel Sekreterine iletecektir.

III. BÖLÜM

Madde 15 
İmza, Onay ve Yürürlüğe Girme

1- Bu Şart Avrupa Konseyi üyesi tüm ülkelerin imzasına

açık olacaktır. Onay, kabul veya tasvip işlemine tabi

olacaktır. Onay, kabul veya tasvip belgeleri Avrupa

Konseyi Genel Sekreterine tevdi edilecektir.

2- Bu Şart Avrupa Konseyi üyesi ülkelerden dördünün bu

Şart’la bağlı olmayı kabul ettiklerini yukarıdaki paragraf

hükümlerine uygun olarak daha sonra bildirmelerinden

itibaren geçecek üç aylık süreyi izleyen ayın ilk günü

yürürlüğe girecektir.

3- Bu Şart’la bağlı olmayı kabul edeceğini daha sonra

beyan eden herhangi bir üye Devlet bakımından, bu

Şart onay, kabul veya tasvip belgesinin tevdi tarihinden

sonra geçecek üç aylık bir süreyi izleyen ayın ilk günü

yürürlüğe girecektir.

Madde 16 
Topraklara İlişkin Hüküm

1- Herhangi bir Devlet, imzalama sırasında veya onay,

kabul veya tasvip belgesini tevdi ederken bu Şart’ın

uygulanacağı toprak ya da toprakları belirleyebilir.

2- Herhangi bir Devlet daha sonraki herhangi bir tarihte

yapacağı ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne muhatap

bir beyanla, bu Şart’ın uygulanma alanını beyanda

belirleyeceği başka herhangi bir toprağı teşmil edebilir.

Şart, bu tür topraklar için, bu beyanın Genel Sekreterin

eline geçtiği tarihten sonra geçecek 3 aylık süreyi izleyen

ayın ilk günü yürürlüğe girecektir.

3- Yukarıdaki iki paragraf çerçevesinde yapılan herhangi

bir beyan, bu beyanda belirlenen herhangi bir toprak

bakımından, Genel Sekretere hitaben yapılacak bir bildirim

ile geri çekilebilir. Bu geri çekme, Genel Sekreterin bu

bildirimi aldığı tarihten sonra geçecek altı aylık süreyi

izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girecektir.

Madde 17 
Çekilme

1- Herhangi bir Taraf, kendisi bakımından bu Şart’ın

yürürlüğe girişini izleyen beş yıllık bir sürenin geçmesinden

 sonra, bu Şart’tan çekilebilir. Bu durumlarda, Avrupa

Konseyi Genel Sekreterine altı ay önce bildirimde

bulunulacaktır. Bu tür çekilmeler, Taraf Devlet sayısının

dörtten az olmaması koşuluyla diğer Taraf Devletler

bakımından Şart’ın geçerliliğini etkilemeyecektir.

2- Yukarıda paragrafta belirlenen hükümler çerçevesinde

herhangi bir Taraf Devlet, 12. maddenin 1. paragrafında

öngörülen sayı ve tipteki paragraflarla bağlı olduğu sürece,

Şart’ın I. Bölümünün herhangi bir paragrafından çekilebilir.

Herhangi bir Taraf Devlet bir paragraftan çekilerek 12.

maddenin 1. paragrafının gereğini karşılamayan bir

duruma geliyorsa, Şart’ın kendisinden de çekilmiş sayılacaktır.

Madde 18 
Bildirimler 
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri:

a) Her imzalamayı; 
b) Tüm onay, kabul veya tasvip belgelerinin tevdiini; 
c) Bu Şart’ın 15. madde hükümlerine göre her yürürlüğe

giriş tarihini; 
d). 12. Maddenin 2. ve 3. paragraflarının hükümlerinin

uygulanması çerçevesinde alınan her bildirimin; 
e) 13. Maddenin hükümlerinin uygulanması çerçevesinde

alınan her bildirimi; 
f) Bu Şart’a ilişkin diğer herhangi bir işlem, bildirim veya

yazışmayı Avrupa Konseyi üyesi Devletlere bildirecektir.

Yukarıdaki hükümleri kabul zımnında gereği gibi yetkili

kılınmış aşağıda imzaları bulunanlar işbu Şart’ı imzalamışlardır.

Avrupa Konseyi arşivlerinde saklanacak işbu Sözleşme,

İngilizce ve Fransızca olarak ve her iki metin de aynı

derecede geçerli olmak üzere, tek nüsha halinde 15 Ekim

1985 tarihinde Strasbourg’da düzenlenmiştir. Avrupa

Konseyi Genel Sekreteri Avrupa Konseyi üyesi Devletlerin

her birine bu Şart’ın aslına uygun suretlerini iletecektir. 

AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK

ŞARTININ ONAYLANMASININ UYGUN

BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

Kanun No: 3723 - Kabul Tarihi: 08.05.1991 
Resmi Gazete: 21.05.1991 - 20877

Madde 1- Avrupa Konseyi çerçevesinde hazırlanan ve

Türkiye tarafından 21.11.1988 tarihinde Strasburg’da

imzalanan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının

12 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasına göre;

a) 2 ve 5 inci maddelerinin, 
b) 3, 7 ve 8 inci maddelerinin 1 ve 2 numaralı fıkralarının, 
c) 4 üncü maddesinin 1, 2, 3, 4 ve 5 inci numaralı fıkralarının, 
d) 6 ncı maddesinin 2 numaralı fıkrasının, 
e) 9 uncu maddesinin 1, 2, 3, 5 ve 8 numaralı fıkralarının, 
f) 10 uncu maddesinin 1 numaralı fıkrasının,

Kabul edilerek onanması uygun bulunmuştur.

Madde 2- Avrupa Yerel Yönetimler Şartının 12 inci maddesinin

3 numaralı fıkrası gereğince bu şartın diğer maddelerinin

veya fıkralarının bilahare kabulünü beyana Bakanlar Kurulu

yetkilidir.

Madde 3- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 4- Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

Avrupalı Konuşmacıların Tamamı Türkiye’de Yapılmaya Çalışılan Yeni Anayasa Metninde Âdemi-İ Merkeziyetçiliğin Yer Alması Gerektiğini Savundular.

 

ÖZERKLİK ŞARTI ve TAM BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN.!

Ana muhalefet partisi Y-CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın:”Yerel yönetimlere mali ve idare anlamda özerklik verilmesini istiyorum. Eğer Türkiye Avrupa’da ilerlemek istiyorsa adem-i merkeziyetçiliği dikkate almalı” dedi… İki dönem Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanlığı’nı yapan; Hukuk, Ziraat ve İktisat Fakülteleri mezunu olan Gökhan Günaydın; Abant İzzet Baysal Üniversitesinde öğretim üyesidir. AB sürecinde, tarımın başına gelecekleri anlatmasına fırsat verilmedi. Y-CHP’den Milletvekili seçilerek, onu da sesi kısılanlar arasına kattılar. O Şimdi BOP’nin alt başlıklarını savunmakla görevlidir!..

Geçenlerde Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Sosyalist Grubu üyeleri, Kadıköy Belediyesi öncülüğünde bir araya gelerek, Türkiye’de Yeni Anayasa Yapım Süreci ve Adem-i Merkeziyetçilik (1) konularını tartıştılar...
Konferansın birinci oturumunda AB Avrupa Birliği üye ülkelerinde Âdem-i Merkeziyetçilik süreçleri ve Türkiye’de Âdem-i Merkeziyetçileşme önündeki zorluklar tartışıldı. Öncelikle Avrupa’dan gelenler, kendi ülkelerinden yerel yönetimlere özerklik ve âdem-i merkeziyetçilik konusunda örnekler sundular. Avrupalı konuşmacıların tamamı Türkiye’de yapılmaya çalışılan yeni anayasa metninde âdemi-i merkeziyetçiliğin yer alması gerektiğini savundular. Türkiye’de farklı kimlikler olduğuna dikkat çeken Avrupalı temsilciler, bu farklılıklar açısından her bölgenin kendi özerkliğini elde etmesi gerektiği üzerinde durdular...

Türkiye’de farklı kimlikler olduğuna dikkat çeken Avrupalı temsilciler, bu farklılıklar açısından her bölgenin kendi özerkliğini elde etmesine vurgu yaptılar…

Türkiye genelinde 57 belediyenin üye olduğu SODEM-Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği’nin işbirliği ile gerçekleştirilecek konferansa, derneğin aynı zamanda kurucu başkanlık görevini de üstlenen Kadıköy’ün Belediye Başkanı Selami Öztürk, hükümetin son yasal düzenlemelerdeki dayatmacı tutumunu eleştirdi. 7 milyon nüfusu temsil ettiklerini ileri süren belediye başkanı, yeni anayasa yapımına toplumun her kesiminin katılması gerektiğini savunarak, gerçek demokrasinin merkezden değil, yerelden geçtiğini vurguladı…

Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye ile Çalışmalar Grubu Başkanı Bernard Soulage ise, konuşmasında; “Bu bir özerklik projesidir. Siyasi bağlamı olan bir şey" dedikten sonra, “Adem-i merkeziyetçi devlet olmadan, müktesebat gereği de AB’ne giremezsiniz. CHP’nin bu konuyu sahiplenmesi belirleyici” olduğunu vurguladı...

CHP Milletvekili, Türkiye- AB Karma Parlamento Komitesi Üyesi Umut ORAN da Anayasa yapım sürecinde samimiyet gerektiğini, oysa iktidarın samimi olmadığını vurgulayarak, ''Türkiye'de 'Ya bendensin ya yok ol, ya tarafsın ya bertaraf, ya sev ya terk et' zihniyeti var. Bu zihniyet değişmediği sürece, ne Adem-i Merkeziyetçilik olur ne de yeni Anayasa” diyerek Bölünme Anayasasının yapımında CHP’ye bekledikleri önemin verilmediğinden yakındı!..

Oturumun ikinci bölümünde, TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi CHP Milletvekili Rıza Türmen konuştu.

Türmen: ”Yeni anayasaya toplumsal bir talep var. Bunu gittiğimiz yerlerde görüyoruz” dedikten sonra, başarılı bir anayasada, bütün farklı kimliklerin korunması ve bunların anayasa yoluyla tanınması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin Avrupa Yerel Yönetimler Sözleşmesi’nin (2) 20 paragrafına taraf olduğumuzu ve 10 paragrafına çekince koyduğumuzu belirten Türmen, “Söz veriyoruz, Bu 10 paragrafa da biz taraf olacağız diye konuştu…

Grubun 11. Çalışma Toplantısı, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde 19 Eylül 2011'de Antalya'da gerçekleştirilmişti… O zaman yapılan toplantının açılış oturumunda konuşan Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel, AB projesinin bir devlet politikası olduğunu, siyasi kaygılarla bu sürecin engellenmemesi gerektiğini, AB standartlarının, halkın hayat standardını yükselteceği anlayışıyla önemsediklerini vurgulayarak, yapılan çalışmaların Türkiye için reform niteliğinde olduğunu kaydetmişti. Toplantıda AB 'li dostlarından da aynı yaklaşımı beklediklerini belirten Yücel, "Gelin, sürecin önünü tıkamayın, ekonomik olarak daha kalkınmış bir Türkiye AB'nin lehinedir" demişti…

Hatırlıyor musunuz.? 24.05.2011 günü Van’da düzenlenen mitinginin ardından Hakkâri’ye geçen Kılıçdaroğlu, Hakkâri’deki konuşmasında; “Avrupa'da kabul edilen Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı aynen kabul edeceğiz” demişti… Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımının, CHP'nin 22 ve 23. İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ tarafından Avrupa Birliği hukuku ve uygulamalarıyla ilgili olarak yürütüp ‘“Toplumsal Mutabakat ve Milli Bütünleşme Raporuna bağladığı çalışmalara dayandığını, Milliyet Gazetesi yazarı Fikret Bila 28.05.2011 tarihli köşe yazısında dile getirmişti...  Bölünme kaygıları nedeniyle pek çok kişinin karşı çıktığı ve esasen bu kaygılar nedeniyle, Demirel hükümetince sözleşme, 10 paragrafa çekince koyularak imzalanmıştı. Tehlike henüz ortadan kalkmış değil. Tam aksine daha da yaklaşmışken, Şükrü Elekdağ: “Anayasa’nın 127. maddesine göre (3) merkezi idare, yerel yönetimlerin hizmetlerini denetlerken bu hizmetlerin 3 ilkeye (1. İdarenin bütünlüğü ilkesi, 2. Kamu hizmetlerinde birliği sağlama ilkesi ve 3. Toplum yararının korunması ilkesi) uygun olmasını dikkate alacaktır. Bu ilkeler dikkate alındığı takdirde, Şart ile ileri derecede bir adem-i merkeziyetçilik uygulanamayacağı da anlaşılır” diyerek, ısrarla çekince konulan 10 paragrafın kabul edilmesi ile ulusal bütünlüğün pekişeceğini” savunmaktadır.!

İlginçtir, bu deneyimli diplomat, sorunun çözümünün gerçek anlamda ileri demokrasi”de olduğunu savunarak, bu konuda AKP ile aynı dili konuşmaktadır!.. İleri Demokrasi insana ABD’nin son yıllarda bazı ülkelere özgürlük ve demokrasi götürmesini çağrıştırıyor. Tıpkı Graham Fuller’in geçenlerde bölünmeyi, entegre” (bütünleşme) sözcüğü ile anlatmasında olduğu gibi… İleri Demokrasi” tesis edildiğinde, sorun çıkarmayacağı ileri sürülen Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının, var olan cılız demokrasi bile yok edilirken, Y-CHP tarafından gündeme taşınmasını anlamak mümkün değildir!..

Elekdağ, bu düşüncesini Anayasa’nın 127. maddesinde hüküm altına alınan idari vesayet nedeniyle, merkezden kopuk bir yerel idareye izin vermeyeceği fikrine dayandırmaktadır. Halbuki, önümüzde yeni anayasa çalışmaları var ve pek yakında “idari vesayet”i kabul eden hükmün de yerinde yeller esebilir!.. Kaldı ki, idari vesayet Anayasa’da kaldıktan sonra yerel yönetimlere özerklik tanımak, işlevsiz bir ifade olmaktan öteye bir anlam taşımayacaktır. AB’nin bir isteğini yerine getirirken, o isteği bir anayasa hükmü ile işlemez hale getirmeye Şark Kurnazlığıdenir. Bunu ise AB’ye yutturmak olanaksızdır… O halde uyutulmak istenen yine Türk halkı olacaktır. Ve ne yazık ki, bu görevi de Y-CHP üzerine almış bulunmaktadır.!

Y-CHP, Bölünme Anayasasının yapımında neden görev almaktadır.? Y-CHP halkının partisi olmaktan çıkarılıyor mu.?

Y-CHP’nin okumuş, yazmış deneyimli milletvekilleri, bugünlerde kraldan daha fazla kralcı görülüyorlar Türk halkını yatıştırmak için AKP’nin ağzına almadığı konuların tümünü, önce onlar dile getirmektedirler. Neymiş efendim? İktidara geldiklerinde, Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın çekince konulmuş bütün maddelerini imzalayacaklarmış! Güleyim bari. Ülkenin bölünmesine hizmet eden bu söylemlerle iktidara gelinebileceğine inanıyorlar mı acaba.?

Bölünme Anayasasına evet” diyen Y-CHP iktidara gelebilir mi.? Y-CHP’nin işbirliği stratejisi giderek ortaya çıkıyor aslında. Anlaşılan bu dönem seçilenlerin tek derdi var. O da: AKP’nin iktidardan düşmemesidir. Tıpkı MHP’nin “AKP’de bir bölünme olursa kaos çıkar” düşüncesinde olduğu gibi. Halkın üç beş adım gerisinden gelerek muhalefet yapmayı siyaset yapmak sanıyorlar! Üstelik de risksiz iş. “Ana muhalefet”in üzerine aldığı bu iş son derece de kolay. AKP’nin yapacağı icraatları onlardan önce, dile getirip sahiplenmek. Hepsi bu kadar işte, Paralı Askerlikve Vicdani Ret” olaylarında olduğu gibi... Gerisini hükümet zaten yapacaktır… Tıpkı 28 Şubat nedeniyle başlatılan operasyonlar da olduğu gibi. Hükümet sözcüleri de öyle demiyor mu.? CHP Meclis’te defalarca bu konuyu dile getirdiği için, biz de soruşturmayı başlattık.!

Bu noktadan sonra, Atatürk Cumhuriyeti’nin yıkım taşeronları arasına ne yazık ki, Y-CHP’yi de katmak zorundayız....

Y-CHP Milletvekillerinin, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nın çekince konulan maddelerinin tamamının imzalanarak ulusal bütünlüğün pekişeceği masalı, halkı sakinleştirmek için AKP adına yapılmış bir hamledir. Artık onlara aldanmamak gerekir. Zira çok yakında nelerin yaşanacağını BDP eş başkanı açık açık söylüyor bize. Dilerseniz bu noktada ona kulak verelim. Hazret; Suriye’de özerk Kürdistan oluşabilir. İran’da zaten Kürdistan eyaleti var. Bu durumda Iğdır’dan Hatay’a, Türkiye’nin tüm güney sınırları resmen Kürdistan olacak” diyor…

Y-CHP’yi dinleme yerine, Demirtaş’ın özlemini dile getirdiği bu söylemine göre konuşlanmak çok daha akıllıcadır.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

(1) Adem-i merkeziyetçilik: Devlet merkezinin gücünü azaltarak yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasını ifade eder.

(2) Avrupa Yerel Yönetimler Özerlik Şartı

http://www.belgenet.com/arsiv/sozlesme/aas_122.html

3723 Sayılı Yasa Metni

http://www.belgenet.com/yasa/k3723.html

İlgili Resmi Gazete

http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/21364.pdf&main=http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/21364.pdf

(3) ANAYASA m.147/3: “Merkezî idare, mahallî idareler üzerinde, mahallî hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine sahiptir.” 

 

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

 

Diğer Haberler

  • ALİ SİRMEN UĞURLANDI
  • TİP, ESENYURT ADAY TANITIM TOPLANTISI
  • ÖDEMİŞLİLER GELENEKSEL KAHVALTIDA BULUŞTU
  • *BELEDİYE HİZMETİ PARTİCİLİK DEĞİL, HALK HİZMETİDİR.!*
  • MUSTAFA AKGÜN ve KAÇAR SOKAK SAKİNLERİ RÖPORTAJI
  • AYSEL ÖYMEN SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
  • KRİZİN FATURASINI ÖDEMEMEK İÇİN NE YAPMALI.?
  • TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ BEYLİKDÜZÜ İLÇE ÇALIŞTAYI YAPILDI
  • TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ ŞİŞLİ İLÇESİ ÇALIŞTAYI YAPILDI
  • TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP