Antrakt Sinema Gazetesi

Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin Yayın Yönetmeni Deniz Yavuz İle Sizler İçin Söyleşi

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

http://www.facebook.com/antraktsinemagazetesi

 

NHA-Nazım Hikmet Akademisi

Antrakt Sinema Gazetesi Haberi

Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin Yayın Yönetmeni Deniz Yavuz İle Sizler İçin Söyleşi

Nazım Hikmet Akademisi’nde yeni dönem

Geçtiğimiz yıl kurulan Nazım Hikmet Akademisi’nin yeni akademik yılı için başvurular başladı. Sinema, müzik, sosyal bilimler ve edebiyat bölümleri olan Nazım Hikmet Akademisi’nin sinema bölümü eğitimcileri arasına geçtiğimiz yıl en iyi film dalında Bornova Bornova filmiyle Altın Portakal ödülü alan İnan Temelkuran ve Handan İpekçi de katıldı.

“NHA Sinema Bölümü, eğlence sektörünün bir parçası olmaya indirgenmesine karşı sinemanın sanatsal boyutunu sahiplenerek bir bütünlük tarif etmeye soyunuyor.

İnsanlığın tarihsel, estetik, gelişiminin bilgisini edinmenin yollarını birlikte geliştireceğimiz, bu bilgiden güç alarak kendi toplumumuza, ülkemize ve insanlığa gözlerimizi çevireceğimiz bir yol arkadaşlığı tarif ediyor eğitim süreci olarak,” olarak mottosunu açıklayan akademinin sinema bölümü yöneticisi Çağrı Kınıkoğlu’yla bir söyleşi gerçekleştirdik.

Geçtiğimiz dönem kaç sinema öğrencisi başvurdu, bu sene kaç sinema öğrencisi alacaksınız.?
Nâzım Hikmet Akademisi Sinema Bölümü'ne geçtiğimiz yıl yüze yakın öğrenci başvurmuştu. Başvuran arkadaşlarımızdan yirmi dördü mülakatlarda başarılı oldu ve eğitime başladı. Yoğun ilgi nedeniyle kontenjanımızı otuz kişiye çıkardık. İlgilenen arkadaşlarımızın 3 Eylül 2010 tarihine kadar başvurmaları gerekiyor. 13–17 Eylül 2010 haftasında mülakatlar gerçekleşecek.

Geçen sene öğrenciler neler üretti.?

Kısa film, yazı vs.
Geçtiğimiz yıl birinci sınıftaki arkadaşlarımız ağırlıklı olarak dersler için gereken etüd çalışmaları çerçevesinde filmler çektiler. Bunun yanı sıra AKP'nin kısa film yarışmasına karşı gerçekleştirilen Kısa Film Dayanışması için 8 film üretildi. Teknik anlamda bunlar da daha çok eğitim sürecinin bir parçası olarak üretilen filmlerdi.
Üretim kanalını sadece filmsel üretimle sınırlamıyoruz. NHA Sinema Bölümü olarak, Yeni İnsan Yeni Sinema dergisini akademi öğrencileri ve öğretim görevlilerinin bir yayın organı haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda çok sayıda öğrencimiz dergimizin son üç sayısında yazılar kaleme aldılar. Hem Türkiye sineması, hem dünya sineması, hem de farklı kuramsal başlıklarda.

Öğrenci profiliniz nedir?
NHA Sinema Bölümü'ne başvurmak için bir diploma ön şartımız yok. Sinema-TV, İletişim bölümlerinde okumuş ya da mezun olan arkadaşlarımızın yanı sıra, farklı disiplinlerden gelen öğrencilerimiz de var. 
Sinema alanında üretken olma iddiası ve hedefi taşıyan, kolektif bir düşünsel ve üretim faaliyetine katılmayı arzulayan, kendini bu alanda geliştirmek için ısrar ve inat sahibi, kararlı tüm arkadaşlarımız bu bölüme başvurabilirler. 
Birlikte düşünmek, tartışmak, öğrenmek ve üretmek için kararlı olmak, tek koşulumuz.

Bu seneki hedefleriniz nelerdir.?
Bu yıl, genel olarak üretkenliğimizi arttırmayı hedefliyoruz. Daha çok sayıda filmsel üretim gerçekleştirerek, Yeni İnsan Yeni Sinema dergimizi düzenli çıkararak, üretimlerimizle kendimizi, iddialarımızı ortaya koymayı hedefliyoruz.

 

Bu seneki sinema eğitimcileriniz kimler.?
Bu yıl, kuruluşumuzda akademimizin web sitesinde duyurduğumuz eğitimcilerin arasına İnan Temelkuran ve Handan İpekçi de katıldı. Tüm eğitimcilerimiz, heyecanla yeni yılın başlamasını bekliyor, hazırlıklarına devam ediyor.

Eklemek istedikleriniz…
Sinema eğitimi ve sinema alanında üretmek, hem teknik, hem toplumsal koşullar nedeniyle, hem de sinemanın doğası gereği, kolektif bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor.

Ancak ülkemizde “piyasa” işleyişi de, rekabet mekanizmaları da, insanları, yaratıcı ve üretici adaylarını yalnızlaştırıyor. Bu yalnızlığa teslim olmak istemeyen tüm arkadaşlarımızı, NHA Sinema Bölümü'ne davet ediyoruz, bu keyifli yolculukta onları da aramızda görmek istiyoruz.

Başvurular ile ilgili ayrıntılı bilgiyi Akademi’nin web sitesinden edinebilirsiniz.

http://www.nazimhikmetakademisi.org/

Kaynak: Antrakt Sinema Gazetesi 

 

 

Deniz Yavuz - Bir Maraton, Sinema Gazetesi

Röportaj: Deniz Yavuz - Bir Maraton, Sinema Gazetesi


Bu hafta Sinemasal’da Türkiye’nin haftalık tek sinema yayını olan ve sinemamıza yayıncı, eleştirmen, oyuncu, yapımcı, prodüksiyon amiri ve bir çok görev vesilesiyle büyük hizmetler vermiş olan, ayrıca Sinema İşverenleri Sendikası ile SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) başkanlığı yapmış olan 
Saim Yavuz’un yarattığı Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin şu andaki yayın yönetmeni Deniz Yavuz ile sizler için konuştuk:

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz.?
Yirmi bir yaşındayım. İstanbul'un Ortaköy semtinde doğmuşum ve bundan on bir sene sonra beni dünyaya getiren insanlar yollarını ayırmışlar. Hayal meyal hatırlıyorum o günleri. Çocukluk dönemimi anneannem ve dedemin yanında geçirerek değerlendirdim. Evet değerlendirdim çünkü ailesi olmayan bir çocuğun ufak darbelerle hayatının küçük yaşta şekillendirilmesi çok kolay ve bu darbelerin ortaya çıkardığı sorunlardan kendinize geldiginizde pek de hoşnut kalmıyorsunuz. Kendi darbelerimi kendim attım diyebilirim. Yalnız, sorunları tek başına, isteklerini kendince imkanlarla halleden bir çocuktum ve şimdi oldukça mutluyum. Annem ve babam da çok mutlu, Onlar yeni ve mutlu evliliklerini sürdürüyorlar. Birer de kız çocukları var. Sekiz yaşındaki Derin ve 1991 doğumlu Derya. Onları çok sıkça gördüğüm söylenemez. Yalnız yaşıyorum. Uzun süredir maddi ihtiyaçlarımı sürdürdüğüm işimle sağlıyorum. Bunun da maddi anlamda bağımsızlık ve rahatlık artılarını yanında getirdiğini biliyorum. İşimin yanı sıra Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema -TV bölümü öğrencisiyim. Liseyi bitirdiğimde şuydu amacım: ÖSS sınavından sonra Mimar Sinan ve Marmara Üniversitelerinin Sinema Tv bölümlerinin yetenek sınavlarına girip kazanmak. Bir sene denemek, ikincisinde de ve belki de üçüncüsünde de denemek. Bu bölüme giremeseydim de okumamak. İkinci katılışımda bahsi geçen bölüme girdim. Üç senedir öğrenimim sürüyor. Fazlaca devam ettiğim söylenemez. Tüm öğrencilerin sorunlarının olduğu gibi benimde bölümümle bir hayli sorunum var. Zamanımın büyük bir kısmını işim alıyor. İşimi seviyorum. Zamanımı, özel hayatımı da paylaşarak geçirmeyi seviyorum. Fakat bu paylaşımlardan aldığım zevk sürekli değişiyor. En fazla hoşuma giden ise paylaşımın en anlamlı gözüktüğü aşk ilişkisidir. Şu an için iş, sinema, sorunlar ve aşk etrafında dönen bir hayat benimkisi.


Sinema sektörünün tek haftalık yayını olmak ve bunu 10 yıldır sürdürmek nasıl sağlanıyor.?
Sinema Gazetesi'nin on birinci senesinin içindeyiz. Önemli olan şu: Sinema Gazetesi künyede adı geçen herhangi bir şahsın değil, sinemacıların ve sektörün gazetesi. Bunun bilinmesi şart ve gazete sayfalarının da kullanılması, sinemacıların ve sinemaseverlerin kendi çıkarları ve amaçları için yayını kullanması gerekiyor. Biz bunu istiyoruz.

Bu gazeteyi on senedir nasıl çıkarıyorsak şu anda da öyle çıkarıyoruz On bir senelik hayatının son dört senesinde ben varım ve bu dönemden şöyle bahsedebilirim. Hızlı, dürüst ve objektif bir yayın. Çalışanları sektör içinden, sinema sanatını seven ve kendini bu amaç için geliştirmek isteyen, işlenebilir kişiler. Bu işlenebilirlik kötü anlamda değil tabi ki. Öyle insanlar ki kulakları söylenenlere ve önerilere açık, yenilenen ve kendinin tamamıyla işin içine atan insanlar. Gazetenin kulağı ise duymak istediklerini değil sektörde yer alan her şeyi duymak isteyen bir kulak. Sinema gişeleriyle, yer göstericilerle, sinemaseverle ya da yapımcıyla aynı dili konuşan bir yayın. En büyük avantajı ise bir yayın için uzun bir süre olan on bir senenin kazandırdığı ilişki, arşiv bilgisi ve bir şeyin hangi yolla ve nasıl yapılacağını biliyor olması. Haftalık bir yayın olduğundan o (Sinema Gazetesi) şu an da ileride 'bir çırpıda, nasıl da hızla aktı geçti' diyeceği günleri yaşıyor. Gerçekten de öyle sayfaları hazırlarken çok fazla değişiklik hissetmiyoruz artık. Öğlen yemeği yememiz, gece uyumamız ve Sinema Gazetesi çıkarmamız gerekiyor. En azından benim için öyle. Benim uyumam, öğlen yemeği yemem kimsenin umurunda olmadığı gibi gazetenin yayınlanması da kimsenin umurunda değil sanırım. Biz de bu umursamazlığı dikkate alarak on senedir çıkarıyoruz Sinema Gazetesi'ni. Yedi gün öyle güzel dönüyor ki. Pazartesi sayfa düzeni, salı resimler, çarşamba son işler, bu çark böyle döner gider.


İnternetle aranız nasıl, İnternet ve sinema ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz.?
İnternet çıktığımız yolun üzerinde zorunlu olarak uğramamız gereken bir durak. Olmalı, gelişmeli tabi ki. Sinema da gerektiği gibi bu dünyaya kendini aktarmalı. E büyük ölçüde yapılanmaya başladı zaten. Giderek hareket etmez hale geleceğimizden bir parmak hareketiyle de sinemaya ulaşılabilmeli. Sinema Gazetesi de elbette kendini bu alana sokacak, orada da yayınlanacak. Fakat şu an çeşitli İnternet sitelerine bilgi akışı ve bilgi sağladığından buna zamanı yok. Bir gün olacak, henüz olmadı.

Sinema yayıncılığı alanında ürünler verenlerin karşılaştıkları sorunları anlatır mısınız.?
En büyük sorun bilgi akışı ve böyle de olmalı. Yani okunmak, satılmak bence dert olmamalı. Çünkü sinema büyük bir yelpaze ve ona uygun bir kalbinizin olması gerekiyor. Onunla ilgili beklentilerin sıfıra indirilmesi gerekiyor belki. Sektörde, sinemacı, dağıtımcı-yapımcı ve sinemasever arasında bir diyalog sağlamak, ortak noktaları açıklamak, onları birbirinden haberdar etmek oldukça zordur. Ve siz de bir yayınla bu sektörün içindeyseniz bu en büyük sorununuz. Bilgileri bir araya getirmek. Ne yayınlarsanız yayınlayın, gazete, dergi, web, broşür, program. Tutarlı ve inanılır olmak için yılmadan bu zorluğa göğüs germeniz gerekiyor. Sektörün yayınları pek etkilemeyen sorunu ise her basamağının bağımsız ve başına buyruk işlemesi, işlemek istemesi diyebilirim.

Gazetenizde yayınlanan bir yazı ya da röportaja yönelik olarak sektör içinden ya da dışından aldığınız en büyük tepki ne olmuştu.?
Çeşitli yazılar üzerinde çok tepki geldi. Fakat bunlar bu kadar önemli, özellikle anlatılması gereken olaylar şeklini almadı. O yüzden yok diyebilirim.

Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi ve sizin geleceğe yönelik planlarınız nelerdir.?
Sinema Gazetesi'nin uçsuz bucaksız bir geleceği var. Arta bilecek sayfa sayısı, değişebilir kağıt kalitesi, yanına ekleyebileceği kardeş yayını, daha fazla çalışanla daha hızlı çıkabilir o. Her şey olabilir. Bir sonu yok. Hiç bir zaman 'Tamam oldu işte. Sinema Gazetesi budur' diyemeyiz. Demeyeceğiz de. Fakat benim bir sonum var ve ben bu zaman içerisinde birçok amacıma ulaşmak istiyorum. Öncelikle Sinema Gazetesi'nin yıllarını arttırmak, bunu yaparkende sürekli gelişmek. Geri kalan zamanda da paylaşımın en anlamlısını yaşamak yani aşık olmak hatta bu yüzden ölmek. Sevgilerle....
Bu anlamlı sözleriniz ve bize ayırdığınız zaman için teşekkür ederiz.
Röportaj: Özgür Şeyben

 

 

Hüseyin IRMAK, İstanbul – Mart.2013

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Hüseyin IRMAK, İstanbul – Mart.2013

 

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88.Sıradadır. 

 

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin. Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya Da Üstündeki Hacı Ölebilir. İ.İnönü

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

 

 

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü

Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana Bulanmasıdır. İ.İnönü


Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır. Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız Türk Olmalarıdır. İ.İnönü 

Diğer Haberler

  • İSTANBUL’UN YILDIZLARI TRAFİKTE MUTLULUK DAĞITIYOR
  • GELENEKSEL PERPA ŞİİR GÜNLERİ
  • DÜNYA ANADİL GÜNÜ & BİLİNMEYEN DİL KOMEDİSİ
  • GÖNLÜMDE AÇAN AKÇİĞDEM
  • SERKAN BAYER RESİM SEVERLERLE BULUŞUYOR.!
  • 100.YIL PLATFORMU *CUMHURİYET VE KADIN* ETKİNLİĞİ
  • 100.YIL PLATFORMU ÖĞRETMEN KONFERANSI
  • DOKUN ve BAK
  • DARÜŞŞAFAKA ÖĞRENCİLERİ “J.U.C. AWARDS” dan 13 ÖDÜL ALDI
  • CAHİT ARF ve YAPAY ZEKÂ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP