CHP’NİN TASFİYE LİSTESİ

CHP’NİN TASFİYE LİSTESİ “DEVRİM” DEĞERİNDEDİR.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

CHP’NİN TASFİYE LİSTESİ

CHP’NİN TASFİYE LİSTESİ “DEVRİM” DEĞERİNDEDİR.!

 

Milletvekilleri listesi ile:

Bir: 12 Eylül’den sonra açıldığı günden itibaren işgal altında bulunan CHP, bu işgali sona erdirdiğini dünya âleme ilan etmiştir…

İki: Bundan böyle, CHP’de  “ağır top”, “eski tüfek”,  “parti büyüğü” ve “partiye emek veren” gibi siyaset biliminde yeri olmayan; çağdışı, anti-demokratik, ilkel kavramlar üzerinden siyaset üretilemeyeceği anlaşılır bir şekilde ortaya konulmuştur. Siyasi partilerde görev almak bir gönüllülük işidir. Bu görevi hizmet gibi anlayan ve karşılığına bir mevki koyan anlayış siyasi değildir. Çünkü “hizmet”in karşılığı, partide bir yerlere gelmek olarak kabul edilirse, partili ile parti arasındaki ilişki hizmet akdine döner.  Partideki makam ve mevkiler hizmete göre değil, yeterliğe ve niteliğe göre belirlenmek zorundadır. Liyakat buna denir. Dolayısıyla hiçbir sosyolojik ve bilimsel değeri olmayan az önce sözünü ettiğim kavramların, CHP gibi sosyal demokrat bir partide “sermaye” olarak kullanılması kabul edilemez. Bu yöne doğru olacak bir gelişmeye hiçbir şekilde yol vermemek gerekir.

 

SİYASET BİR MESLEK DEĞİLDİR. O DÖNEM ARTIK KAPANMIŞTIR…

Üç: Liste hamlesi ile CHP kendini işgal altında tutan hiziplerin değil,  ismine yakışır şekilde halkın partisi olacağını göstermiştir…

Dört: Kılıçdaroğlu kimsenin emanetçisi olmadığını, hak ederek CHP’nin liderliğine seçildiğini ispat etmiştir…

Beş: Halkın her kesiminden  (özellikle; kadınlara, gençlere ve özürlü) kişilere listelerinde yer vererek, halkı kucaklayacağını kanıtlamıştır…

Altı: CHP bu liste ile etnik ve dinsel kimliğe saygılı olduğunu, fakat bunlar üzerinden siyaset yapmayacağını da göstermiştir…

Yedi: Kamuoyu tarafından merkez sağda olduğu bilinen bazı isimlere yer vererek; “CHP Varsa Herkes İçin Vardır” anlayışını ete kemiğe büründürmüştür…

Sekiz: Haberal ve Balbay gibi ismi Ergenekon davası ile bütünleşmiş kişilere sahip çıkarak, bu davaların Cumhuriyetçileri ve TSK’ni etkisizleştirmeyi hedefleyen, uluslararası bir tertibin parçaları olduğuna inandığını ortaya koymuş ve geçmişi ile kimliğine yakışan ulusal bir duruş sergilemiştir.

Bu noktada Haberal’ı ve Balbay’ı sahiplenmek; hukuk dışılığa ve keyfiliğe karşı çıkıştır. Aynı zamanda da çağdaş demokrasiyi, cumhuriyeti ve adaleti sahiplenmekle eş anlamlı bir ilkeli davranıştır…

İşte CHP’nin milletvekili listesini bu başlıklar altında okumak gerekir.

Bu kez CHP iktidar olmak için ayağa kalkmıştır. Geliştirdiği stratejiyi anlamak hiç de zor değildir. Başarılı olabilmek için Türkiye gerçeği ile örtüşen bu stratejiyi iyi kavramak gerekir.

Kamuoyu araştırmaları ortaya koymuştur ki, Türk solu, seçmenin en fazla yüzde 30 kadarını teşkil eder. Kalan yüzde 70 merkez sağ diye nitelendirilen kesime aittir. Bu durum yadsınamaz bir gerçekliktir. CHP dışındaki solun ise,  seçim sonuçlarında ismi bile zikredilmez. ‘Diğer’ kavramı ile ifade edilen CHP dışı sol düşünsel olarak ağırlığı olmakla birlikte, parlamenter sistem içinde etkin değildir.

CHP’nin şimdiki Hedefi: Bu yüzde 30’u, yüzde 70’e galip getirebilmektir. Bu durumun matematiksel olarak ifadesi: Yüzde 30’u, yüzde 70’den daha büyük hale nasıl getirebiliriz, sorusuna doğru bir yanıt vermektir.

İşte matematiksel olarak çok kolay gibi gözüken bu işlemin, sadece iki çözüm yolu vardır: Birincisi,  70’ten 21 çıkarıp 30’a eklemektir. Böylece 30;  51’e çıkarken 70;  49’a iner. İkinci yol ise, 70’in en az üç parçaya bölünmesini ve en büyük parçasının 30’dan küçük olmasını beklemektir.!.? Bu durum ise ancak ve ancak merkez sağın, kendi iç çelişkileri sonucunda meydana gelebilir ki, bunda CHP’nin ciddi bir katkısı olamaz zaten. İşte bir de bu durumun gerçekleşmesi halinde; soldaki yüzde 30 en büyük parça haline gelebilir. Yüzde 30’u birinci yapmanın üçüncü bir yolunu kimse kanıtlayamaz.

Bu anlattığım aritmetik işlemi bir ilkokul öğrencisi bile anlayabilir…

Gördüğünüz gibi, yüzde 70’lik seçmen kitlesinin, üç parçaya bölünmesinde ve en büyük parçasının yüzde 30’dan küçük olmasında CHP’nin pek bir katkısı olamaz!..  Dolayısıyla bu seçeneğin gerçekleşmesini bekleyerek, iktidar olunamaz.

Bu bekleyiş biraz, elma ağacından kiraz beklemeye benzer.   O halde müdahale edilecek olan süreç, sadece birinci seçenek olarak anlatılandır. Yani yüzde 70’lik kitleden, en az %21’i koparıp almak.!.!.! Bu ise öyle kolay bir iş değildir. Merkez sağın oylarının %21’ini merkez sola taşımak için, o insanları ikna etmek gerekir… Bunun başka bir yolu yoktur…

Peki, bu ikna işi nasıl olacak.? Bu soruya akıllıca ve en doğru bir yanıtı vermek gerekiyor…

Yüzde 21’lik kitle, merkeze gevşek olarak bağlı olan son halkadaki seçmenlerdir.  Bunları teşkil eden bireylerin, sağ görüşlü ve gelenekçi olduğunu unutmamak gerekir. Aralarında yüzer-gezer de denen, kararsız seçmenler çoğunluktadır. İşte ikna edilecek olan asıl bunlardır. Kötü talihimize bakın ki, ülkemizin yönetimini belirleyen iradeyi oluşturanlar da bu kararsızlardır. Makarnaya, kömüre oylarını anında satabilirler.! CHP bu gerçeği görerek, o seçmen kitlesine dönük bir söylem geliştirmek zorundadır. 

 

“CHP VARSA HERKES İÇİN VAR” veya “HERKES İÇİN CHP” sloganları biraz da bu nedenle üretilmiştir…

Sadece slogan yetmez tabi. AKP’nin kararsız seçmenleri aldatmak için kullandığı “yardım” (para, kömür, bulgur, makarna ve beyaz eşya) silahını da elinden almak gerekiyor. Bu iş yapılırken hiç kuşkusuz AKP taklit edilmemelidir. Çünkü bir şeyin aslı varken, taklidine itibar edilmez.! AKP’lileşme o demektir işte.  İnsanların onurları ile oynanmadan, çağdaş sosyal demokrasilerde olduğu gibi ve  “sosyal devlet” olmanın bir gereği olduğu için halk, AİLE SİGORTASI ile sigortalanacaktır.  Bu çok önemli bir kozdur. Bu noktadaki hedef  son derece isabetli vurulmuştur.!

Aile Sigortası’nı bulup getireni kutlamak gerekir…

Kendini muhafazakâr veya dindar kabul eden geniş yığınları, CHP’nin kucakladığı gösterilmeden, onların oyununu sadece AİLE SİGORTASI ile almak olanaklı değildir. Peki, bu kesimi CHP tarafından kucaklanacağına nasıl inandırabileceğiz.?  Bu nokta da çok önemlidir. Sadece söz verme ile halkı ikna edemezsiniz. Çünkü bizdeki politikacılar, onlarca yıl Türk halkına verdiği sözleri tutmayarak, “söz vermeyi” de itibarsızlaştırmışlardır.  O halde halkı ikna etmek için söz yetmez,  eylem gerekiyor, eylem…

 

EYLEM NE OLABİLİR.?

Hiç kuşku yok ki, bu kitlenin kendilerinden biri olarak bildiği kişilere, listelerde yer vermek en doğru ve inandırıcı eylemdir. Bundan daha ikna edici bir yol gösteremezsiniz… İşte sağcı veya dindar  olarak bilinen fakat bir ayıpları  olmayan, bazı  popüler kişilere  CHP listesinde yer verilmesinin nedeni budur.! Bu kadar basit bir taktiği, siyasetle ilgilenen kişilerin  algılayamamış olmasını, anlamak mümkün değildir.! Bu konuyu istismar edenlerde kasıt aramak yanlış değildir…

Sırası gelmişken, bir konunun daha altını çizmek istiyorum. 50 yıldan fazla bir süre Türk siyasi hayatının en önemli aktörlerinden olan Demirel ile onun en zor ve olağanüstü zamanlardaki emanetçisi olan Cindoruk’un üstü kapalı bile olsa, CHP’ye başarı dilemeleri, küçümsenemez bir destektir. Asıl bu durumu değerlendirmemek nankörlüktür, ihanetin daniskasıdır.!

Bu bağlamda da onların işaret edeceği adaylara, listelerde yer vermek akıllıca bir taktiktir…

Bu durum bir tür seçim işbirliği gibi de görülebilir.

Çünkü hedef: Eskiden olduğu gibi muhalefet olmak değil, iktidar olmak olarak belirlenmiştir.! Bu durum, CHP VARSA HERKES İÇİN VARDIR sloganının içindeki mesaja da uygun düşer.! Kaldı ki, öyle bir işbirliği yapılmış da değildir. Tek taraflı desteğe hayır diyenler ise en büyük ahmaklardır.!

AKP‘nin eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay’ı İzmir’den aday göstermesini hangi nedene bağlıyorsunuz.? Ayrıca MHP’nin küskünlerine, listelerinde neden yer verdiğini sanıyorsunuz? Peki, sizce MHP’nin DSP ile koalisyon yaptıkları dönemdeki oyları nerededir.? MHP’yi barajın altında bırakmak için yapılmayan cambazlık kalmadı memlekette. MHP’nin AKP’ye kaptırdığı seçmenlerini geri alması için, CHP de elinden ne geliyorsa yapmalıdır.

Bu söylediğim siyasi etiğe aykırı gibi gözüken sözlerle, bir şeyi karikatürize ediyor değilim. Çünkü yalın gerçek;  MHP’nin AKP’ye giden oylarını, geri alabilecek olan ancak MHP’dir. Yukarıda anlatılan ikinci seçeneğin, kısmen işler hale gelebilmesi ancak bu şekilde olabilir. Kafaları tek yönlü çalışan klasik “delegelerin”, genel strateji içindeki, bu ince taktikleri anlayamamalarını anlamak mümkündür ama listelerde yer alamadığı için bu taktikleri kasten çarpıtıp CHP’yi yıpratan eski siyasileri anlamak mümkün değildir. Başka bir ifade ile söylersek; özellikle bu dönemde CHP’yi AKP’lileşti, ABD’nin istediği şekle girdi gibi haksız ve insafsız suçlamalar altında bırakanları, işgal kuvvetleri ile işbirliği içinde olmakla suçlayanlar haksız sayılmaz…

Söz işgale kadar gelmişken, bu konuda da bir şeyler söylemek gerekir. Ülkemizin gizli bir işgal altında olduğu, bunun da AKP eliyle yürürlüğe konulduğunu bilmeyen kalmamıştır. Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi, Eş Başkanlık, Dinler Arası Diyalog, Medeniyetler İttifakı gibi projeler,  bu işgalin yerli yerine oturması için oluşturulmuş maskelerdir. Ülkemizdeki işgali kıracak olan tek güç ise; CHP önderliğinde örgütlü halk hareketi olacaktır.

Kendisi işgal altında olan bir partinin ise, ülkedeki işgali kırması mümkün değildir.!

O halde “tasfiye” olarak nitelendirilen bu son liste olayı ile aslında parti içindeki işgal kırılmıştır. Bu kadarını başarabilen CHP, ülkedeki genel işgali kırmayı da başaracaktır… Bu anlamda listenin bir “devrim”  niteliğinde olduğu söylemek çok da yanlış sayılmaz.!

Bu güzelim ülkenin işgalden sonraki ikinci temel sorunu, bütün kurum ve kuralları ile demokrasinin işletilmesidir. Bu durum demokrasinin yokluğundan kaynaklanıyor elbette. Bir ülkede demokrasi ya vardır ya da yoktur. Eksik demokrasi olmaz. O tanım palavradan ibarettir. Dolayısıyla ülkemize, ikinci kez demokrasiyi getirecek olan yine CHP olacaktır.

Bunun için önce partinin demokratik olması gerekiyor. Kendisi demokrat olmayan bir parti,  ülkeye demokrasiyi nasıl getirebilir ki.?

 

CHP’de  DEMOKRASİ NASIL İŞLEYECEK.?

Kuşkusuz parti içi demokrasiyi işletmek için önce bir alt yapı gerekiyor. Bunun başında partiyi işgal eden hizipten kurtulmak gerekir.  Hoş bir sözcük olmasa da hizipten kurtulmanın yolu tasfiyeden geçer. Sonraki adım; partiye üyeliğin herkes için serbest ve açık ve kolay hale getirilmesidir. Bu yolda da önemli bir adım atıldığını gördük.. Önce hizip egemenliğini sağlayan sahte üyelikleri ayıklamak gerekiyor. “Sahte üyelik” sözcüğünü kullanırken bile kafamdan aşağıya kaynar sular dökülüyor. Aklıma gelmişken söyleyeyim: Sosyal demokrat partilerde, başarılı olamayan yöneticiler kendiliğinden istifa ederek, görevlerini diğer arkadaşlarına bırakırlar. Parti okullarında yetişmiş partililer var oldukça, hiçbir konuda adam sıkıntısı çekilmez.

Parti içinde yarışacak olanlar;  adil, demokratik ve gizli seçimler ile üyelerin huzurunda eşit koşullarda yarışırlar. En alt görevdeki bir üyenin en üst görev olan genel başkanlığa doğru giden yolda, önüne hiçbir fiili ve hukuki engel konulmaz… 

Parti içindeki işgalin sona erdirilmesi ile bu ilkelerin yaşama sokulabilmesinin yolu da açılmıştır diyebiliriz. Önümüzdeki günlerde demokrasi şölenleri yapılacaktır… Buna önce bizlerin inanması gerekiyor…

Yıllardan sonra CHP’nin önüne  ilk defa iktidar olma şansı geldi.! Bunu tepemeyiz… AKP’nin iki dönem aldattığı halka, doğru bir çıkış kapısını gösterecek olan CHP’dir… Bunu hiçbir zaman unutmayalım.!

Kim ne derse desin, Kılıçdaroğlu ve çalışma arkadaşları, bu son stratejiyi doğru şekilde çizmiştir…

Şimdi CHP zamanıdır, şimdi çalışmak zamanıdır…

Av. Cemil Can

BAĞLANTILARIMIZI PAYLAŞALIM.!

1:) 9 Yılın Hesabı: http://www.cemilcan.av.tr/9_yılın_hesabı.ppsx

2.) Aile Sigortası: http://www.cemilcan.av.tr/chp_aile_sigortası(2007_Sunusu).ppsx

3.) 41 Vaat: http://www.cemilcan.av.tr/41_soz.2007.ppsx

4.) CHP Ekonomi: http://www.cemilcan.av.tr/chp_ekonomi.ppsx 

  

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE

 

 

Diğer Haberler

  • SEÇİMLER, GAZETECİLER VE *HAVALA*
  • BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KADIN
  • ÜSKÜDAR’DA DEĞİŞİM DAHA HIZLI OLACAK
  • Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir.
  • HASAN H. GÜNER RAKİPLERİNE FARK ATIYOR.!
  • SEÇİMLERİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  • HANÇER; HANÇERLENDİ.!
  • Saadet Partisi İBB Başkan adayı Birol Aydın
  • SİVİL TOPLUMUN AFET SINAVI
  • İKTİDAR MUTLAKA YOZLAŞTIRIR
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP