Bugün Yaşadığımız Tüm Sıkıntılar; Atatürk İlkelerine, Cumhuriyet Devrimi Kazanımlarına, Tam Bağımsızlığa Ve Emperyalizm Karşıtlığına Kararlı Şekilde Sahip Çıkan Bir Halk İle Aşılabilecektir.

            Y-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’dan İstanbul’a yaptığı adalet yürüyüşünden olumlu sonuç aldıktan sonra bunun devamı olarak 26-30 Ağustos 2017 tarihleri arasında Çanakkale Gelibolu’da adalet kurultayı yaptı. Adalet kurultayı için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 50 dönümlük arazi kiralandı. söz konusu alan, çadırlar ve konteynırlarla donatılarak, tüm katılımcıların 5 gün boyunca bu alanda konaklaması sağlandı.  

            Ancak bir sorun var, Kurultay için kararlaştırılan yer ve tarih bu işin ruhuna ne kadar uygun, kimler, hangi amaç ve gerekçeyle 26-30 Ağustos Zafer haftasını önerdi.? Bilindiği gibi; 26 Ağustos Büyük Taarruz’un başladığı gün, 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın kazanıldığı gündür. 30 Ağustos, zamanın en büyük emperyalist devletlerinin Anadolu topraklarında toplu olarak tarihi yenildikleri, kısaca emperyalizmin ilk kez ve çok büyük tokat yediği gündür. Tüm yurtta yapılacak kutlamalara katılmak gerekirken, özellikle Ankara’yı boş bırakarak, partilileri Gelibolu’ya kurultaya çağırmak hata değil de nedir.

            Trabzon Fethedilmeden, İstanbul Fethedilmiş sayılamaz diyerek Trabzon Rum İmparatorluğunu 15.Ağustos.1461 Pazar günü Fetheden Fatih Sultan Mehmet'in bütün başarısını göz ardı ederek; 15 Ağustos'ta Trabzon'da Rum'ların, Patriklerinin ve Papazlarının yenilgi ve kayıpları için ayin yapmalarına izin veren, Trabzonluların 15 Ağustos 1461 Trabzon'un Fetih gününü, kutlamasını Ekim ayına kaydıran AKP 26 Ağustos’ta Malazgirt Zaferi’ni kutlayacağını açıklayarak, 30 Ağustos Zaferini de kenara atmaktadır. İktidar zaten ulusal bayramları yasaklamaya çalışırken, böyle bir tarih ve yer seçimi, onların ekmeğine yağ sürmek değil midir.? CHP'nin de aynı tarihte Gelibolu'da kurultay düzenleyerek, Kurtuluş Savaşımız ve Atatürk'ün unutturulmak istenmesine destek vermiş olmuyor mu.?

CHP GÜÇLÜ OLMAYACAK, GÜÇ KAYBEDECEK.

            CHP Yönetimi; parti kimliğini ön plana çıkarmama ve parti bayrağı ile logosunun olmaması kararını alarak; adalet, demokrasi, özgürlük talebi olan insanların duygu ve hassasiyetlerine yönelik

bir adalet kurultayına bu yönde kaygısı olan herkesin katılımını istemişti.

            CHP Yönetimi; Adına kurultay düzenlenmesi gereken o kadar çok ve önemli konu varken, gelin, hepiniz konuşun ama partiyi ve altı oku anımsatacak simgelerle gelmeyin çağrısı ile

kendi isim, logo ve bayrağının kullanılmasının başarısızlık getireceği korkusuyla Adalet kurultayına karar verilmesinin sebepleri de tam olarak anlatamadılar.

            Birileri hırsızlarını bile milli kahraman gibi koruyup, kollayıp topluma zoraki de olsa kabul ettirebiliyor fakat ana muhalefet

partisi logosunu, bayrağını ve ismini halk adına yaptığı toplumsal bir sorunun çözüm arayışı toplantısında kullanamıyor.

SİYASETTE ADALET NEDEN İSTENMİYOR

            Bu kurultay boyunca, sabah ve akşam oturumlarında konuşulmak üzere “Mahkemede Adalet”, “Devlette Adalet”, “Seçimde Adalet”, “Geçimde Adalet”, “İnançta Adalet”, “Eğitimde Adalet”, “Yaşamda Adalet”, “Medyada Adalet” konulu oturumlar yapılıyor, nedense “Siyasette Adalet” CHP de kimseyi ilgilendirmiyor ki, böyle bir konu  düşünülmemiş.

            CHP Yönetimi; “Cumhuriyet kurultayı” toplaması gerekirken, Cumhuriyet olmadan,  adaletin de, demokrasinin de olmayacağının bilincinde değil midir.?  “Adalet Mülkün Temelidir”, Ancak “Mülk de Cumhuriyetin Temeldir” Mülkün olmazsa Cumhuriyetin de olmaz. Bunu bilenler yıllardır satılmadık ve özelleştirmedik şirket, arazi, çiftlik, inşaat, devlet malı ve mülkü bırakmadılar.!

            Adalet, tek başına yeterli olmaz ve zaten devletin temelinde var olması gerekendir. İşte bu yüzden  de kurultay için Cumhuriyet ön plana alınmalıydı. Günümüzde demokratik ve laik cumhuriyete yapılan saldırılar düşünüldüğünde, emperyalizmin nasıl ve nerelere sızdığı daha net olarak görülmektedir.

            CHP Yönetimi; güç kazanmak için adalet yürüyüşü ve kurultayı yaparak, kalabalıklarla şimdilik güçlenmiş gibi görülebilir ve birileri yerlerini koruyabilir ama asıl güçlenmesi ve korunması gereken şeyin partinin kurucu ilkeleri ile ideolojisi olduğunu ne zaman fark edecekler kimse bilmiyor.

            CHP Yönetimi; Türkiye’nin, ve Türk siyasetinin geleceğinin uzlaşma kültürünün benimsenmesine, karşılıklı olarak kabulüne ve hayata geçirilmesine bağlı olduğunu, Legal ve uzlaşma temelli siyaset platformu için de en önemli buluşma zemininin adalet olduğunu düşünüyor olabilir. Ancak bunu bütün siyasetçilerin anlaması, bilmesi, kabul etmesi, özümseyerek çatışmasız uygulaması gerektiği bilincini bu topluma anlatması gereken de öncelikle CHP'nin kendisidir. Fakaaat;

            İstanbul Kadıköy Yoğurtçu parkında ‘Vicdan ve Adalet’ nöbeti tutan HDP çadırına, 2 Ağustos 2017 tarihinde TR 705 kodlu yeni CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile CHP il başkanı Cemal Canpolat destek ziyaretinde bulunmuşlar ve “yeniden çözüm süreci başlamalı” diye açıklama yapmışlar. Yoğurtçu parkında bu ittifak yaşanırken HDP sözcüsü Osman Baydemir, 25 Eylül 2017 tarihinde bağımsız Kürdistan kurulması için Kerkük’te yapılacak halk oylamasını desteklediklerini açıklamıştır.

            Trabzon’un Maçka ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile bir grup PKK terör örgütü üyeleri arasında çıkan çatışmada Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik şehit olmuş, teröristlerin girdiği evi gösterdiği sırada 15 yaşındaki Eren Bülbül de vurulmuştur. Bu konuyla ilgili açıklama yapan Kemal Kılıçdaroğlu, “15 yaşındaki bir çocuğa kurşun sıkacak kadar alçaksınız” ifadesini kullanmıştı. PKK terör örgütü için “alçak” diyeceksiniz ama alçakla birlikte yürüyeceksiniz, alçakla birlikte adalet kurultayı yapacaksınız, yetmedi alçakla ittifak yapacaksınız ve utanmadan bu alçaklara özgürlük isteyeceksiniz. 

            Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığını ilke edinen ve TBMM’nde PKK terör örgütünün yasal temsilcileriyle birlikte hareket etmek, ülkemizi büyük felaketlere götürecek bir yoldur ve CHP’nin kesinlikle bu emperyalist oyunlara alet olmaması gerekir. Bunun için fabrika ayarlarına dönmeli, “halk için halkla beraber olmalı”, bütün gücünü halktan almalı, yapacağı her iş ve eylemi halk ile birlikte yapmalıdır.

            Bugün Yaşadığımız Tüm Sıkıntılar; Atatürk İlkelerine, Cumhuriyet Devrimi Kazanımlarına, Tam Bağımsızlığa Ve Emperyalizm Karşıtlığına Kararlı Şekilde Sahip Çıkan Bir Halk İle Aşılabilecektir.

            Çözüm; “Atatürk, Cumhuriyet, Hak, Adalet, Özgürlük, Demokrasi, Laiklik, Emperyalizme karşı olmak” ve Ne Mutlu Türküm Diyene Diyebilmektedir.

@ #Medya Günebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2017 – okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2017 – okkesb61@gmail.com,