İSLAM’DA MUTA

Cemaatin, Polis İstihbarat Kaynaklarına Yakın Yazarları Olmasa Biz Bu Bilgileri Nereden Öğreneceğiz

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

İSLAM’DA MUTA

Cemaatin, Polis İstihbarat Kaynaklarına Yakın Yazarları Olmasa Biz Bu Bilgileri Nereden Öğreneceğiz

Türkiye yeni bir seçime gidiyor. Kıran kırana bir seçim olacağı değerlendirmesini herkes yapıyor. 

2011 seçimlerine seks kasetleri damga vurmuştu.

Bu seçim döneminde yine seks kasetleri ortaya çıkacak mı?

Bilmiyoruz.

Bildiğimiz cemaatin eski savcı yazarı Gültekin Avcı bakın Bugün gazetesinde ne yazdı:

İŞTE O YAZISI

İran cumhurbaşkanlarından Rafsancani, 90'lı yıllarda gençleri mut'aya teşvik eden hutbeler okumuştu.

İran resmi makamlarının, mut'a araştırmalarında, "10 milyon kişinin Mut'a sebebiyle evlilikten daima kaçındığı" sonucuna ulaşılmıştı.

Bu da mut'anın bazı Şiiler'in iddialarının aksine istisnai bir uygulama olmadığının nişanesi.

10 dakika ile 99 yıl arasında süren mut'alar

Bugün İran'da 10 milyon civarında insan mut'ayla cinsel birliktelik yaşıyor.

Hal böyle olunca sorumlulukları olan evlilik kurumuna herkes uzak duruyor.

4-5 saatlik mut'ayla dünyaya gelen ve kimsenin sahip çıkmadığı çocuklar ortada kalıyor.

Çoğu mut'a süresi bittikten sonra doğan bu zavallı bebekler, cinsel heveslerini tatmin edip terk eden babalarınca reddediliyor; bakımları üstlenilmiyor.

Karnındaki bebekleriyle terk edilen binlerce annenin göz yaşartıcı akıbetleri içler acısı.

Talihsiz mut'a kadınları, sokaklarda ve izbe evlerde sefalet içinde yaşamaya mahkûm ediliyor.

Küçük çocuklarının ellerinden tutup caddelerde erkekleri durdurarak kendilerine mut'a yapması için yalvaran kadınların görüntüleri, yazık ki İran ve İranlılar için alışılmış enstantaneler.

Hatta Meşhed şehrinde El-Rızavi Örgütü tarafından açılan genelevin kuruluş gayesi ilanda şöyle anlatılmaktadır:

"Örgütümüzce açılan genelev, İmam Rıza'nın türbesini karılarından uzakta kalarak ziyaret eden kardeşlerimizin ruhaniyet ortamlarını ve kalp rahatlığını temin etmek içindir."

Üstelik "Besmele" ile başlayan bu ahlaksız ilanda mut'a sürelerine göre fiyatlar belirtilmekte, "12-35 yaş arası bacılarımız" denilerek çalışmaya (fuhşa) davet edilmektedir.

Ve mut'a, İran'ca en etkili istihbarat araçlarından biri olarak başarılı bir şekilde kullanılıyor.

Iğdır'da yakalanan İranlı Zehra Y. adli soruşturmada, Pasdaran'ca yönlendirildiğini, kendisine "Ne sorarlarsa ne görev verirlerse yap. Açık ol. Seni Türkiye'ye yasal yollardan sokacaklar" dediklerini ifade etmişti.

Peki, VEVAK/Pasdaran mut'a arşivlerinde saklanan görüntülerde kimler var?

Kendi ülkesinde Acem oltasına takılan ve kayıtları Pasdaran'a intikal eden, angaje olan bürokrat ve siyasiler dışında...

İran ve Suriye gezilerinde mut'a macerasına girenlere bakalım:

-Mut'adan istifade eden bazı devlet adamları.

-Siyasiler ve kritik nokta bürokratları.

-İş dünyasının önemli simaları,

Zaman ve zemine göre azami istifadeyle kullanılacağı an geldiğinde arşivden çıkar ve misyonunu ifa eder.

Mevcut arşivler Şii jeopolitiğinde yer alan tüm aktörler lehine ve karşıtlar aleyhine kullanılmaktadır.

Suriye Muhaberatı da İran tarafından eğitiliyor.

Mut'a operasyonlarıyla İran'ı ve Suriye'yi ziyaret eden Ortadoğulu devlet adamları, siyasiler, istihbaratçılar ve bürokratlar tuzağa düştüyse önlerinde iki yol kalır.

Ya Şii jeopolitiğine ve talimatlarına ram olmak veya görüntülerin servisiyle prestijinin/istikbalinin yerle bir olmasını kabul etmek.

Mut'a eksenli bal tuzağı, en vurucu ve yıkıcı etkisini İslam ülkelerinde doğurur.

Zira bir İslam toplumunun önde gelenlerinin mut'a maceralarının servis edilmesi, zina açısından o kişinin manen idamıdır.

Türkiye de mut'a entrikasının azami sonuç doğurduğu bir toplum yapısına sahiptir.

Adam gibi kontrespiyonaj yapmazsanız...

Başka istihbarat hamlelerine gerek bile kalmadan sadece Acem bal tuzağıyla, merkezi istihbaratınızdan devlet kademelerine kadar yüzlerce stratejik noktada, Acemler'e prangalı köstebekler peyda olur.

Ve ne olur biliyor musunuz?

Darbecilerden daha da vahşi bir şekilde bu ülkenin gövdesini kemirirler ve ülkenizi Acem şeytanlarına teslim ederler.

İsrail askeri istihbaratı SHABACK, Hamas ve El Fetih yöneticilerinin seks kasetlerini bile servis etmişti.

Dil öğrenmek ve eğitim gibi mazeretlerle İran ziyaretinde bulunan ve istikbal vadeden kişiler tespit edilip mut'a tezgâhına alınır. Ve arşive kaldırılmak üzere kayda geçilir.

İşadamları ve varlıklı kişilerin mut'a turları da kayıttadır.

Bugün İran'ın hararetle müdafiliğini yapanların geçmişlerine bakıldığında belirli sürelerle İran'da bulunmuş olması dikkat çekicidir.

Haber kaynağıma göre mut'ayla Acem tarafına çekilen Türk kamu görevlileri olduğu gibi, en kritik noktalara sızan ve sonradan angaje edilen VEVAK unsurları da var.

Türkiye'deki İran yanlısı STK, yayın, yazar, siyasi, dernek ve vakıfların çokluğu İran istihbaratına etkili manevra sahaları açıyor.

Merkezi istihbaratımıza ve bürokrasiye sızan/angaje edilen/uyandırılan Acem köstebekleri var ki o konuya henüz hiç temas etmedik."

Odatv.com

 

 

4 Eylül 2013 Çarşamba Aydınlanma savaşçısı Turan Dursun’un kontrgerillanın şeriatçı tetikçileri tarafından katledilişinin 23. yıldönümü.  

Dursun, kendisini tehdit eden “karanlık böceklerine” ölümünden kısa süre önce meydan okuyor, “binlerce yıllık ilkelliklerin elbette bir gün sonu gelecektir” diye sesleniyordu.

Bilim ve Ütopya da 20 yıllık mücadelesiyle, Dursun’un dogmalara meydan okuma kararlılığını sürdüren öncü yayınlardan...

Dergi Eylül sayısının kapak dosyasını, gericilerin tabu kabul ettikleri bir konuya, İslam’da ücretli cinselliğe, mut’a nikâhına, ayırmış. Bilim ve Ütopya, bu sayıyı Turan Dursun’a armağan ediyor.
Dergide yer alan kapsamlı makale Arif Tekin imzasını taşıyor. Tekin, tıpkı öncülü Turan Dursun gibi eski bir din adamı. Yazarın başta Kur’an olmak üzere kutsal kitapların kaynaklarına ve İslam’da kadın ya da içki gibi tartışmalı konulara ilişkin yayımlanmış çok sayıda kitabı ve makalesi bulunuyor. Tekin aynı zamanda, “Kur’an’ın Kökeni” başlıklı çalışmasıyla 1999 Turan Dursun İnceleme ve Araştırma Ödülü’nün de sahibi...
SÜNNİ İSLAM’DA YERİ YOK MU.?
Arif Tekin “İslam’da mut’a nikâhı (ücretli cinsellik)” başlıklı makalesinde, konuyu İslamcıların da “sahih”/inanılır kabul ettikleri Buhari ve Müslim gibi ünlü hadis ustalarından aktarılan alıntılarla açıklıyor. Makalenin bir diğer özelliği de, Tekin’in tamamen Sünni kaynaklardan yararlanmış olması. Zira günümüzde pek çok Sünni yorumcu ve tarikat önderi, mut’a nikâhının “Şia sapkınlığının” ürünü olduğunu iddia ediyor. Bu bağlamda makale, köktenci Sünni yorumcuların İran, Esad ve Hizbullah gibi Ortadoğu’nun önemli siyasi aktörlerine karşı kullandıkları temel argümanlardan birini de çürütüyor.
‘ASR-I SAADET’ DÖNEMİ
Makalenin bir diğer dikkat çekici yönü ise, günümüz İslamcıları arasında son derece yaygın olan “Hz. Muhammed’in mut’a nikâhına savaş dönemlerinde kısa süreli olarak izin verdiği, ama daha sonra bunu kesin olarak haram kıldığı” yönündeki inanışı geçersiz kılması. Tekin, sağlam hadislere atıfla, Hz. Muhammed döneminde ücretli cinselliğin yedi kez helâl kılınıp sonra yasak edildiğini, fakat bunun hiçbir zaman sonsuza dek haram kılınmadığını açıklıyor. Nitekim makalede, “Asr-ı saadet” dönemi ve sonrasında mut’a nikâhı yapan ünlü İslam önderlerinin kapsamlı ve ilginç bir listesini de bulmak mümkün.
GÜNCEL ÖRNEKLER DE VAR
Makalenin belki de en dikkat çekici boyutu, mut’a nikâhı üzerinden İslam toplumunda kadının yerini sorgulaması. Tekin, konuya ilişkin verdiği ayrıntılı bilgilerle, mut’a nikâhının kadını aşağılayan bir uygulama olduğunu ortaya koyuyor. “Mücahitleri” harekete geçirmenin bir aracı olarak hizmet gören mut’anın kadının cinsel istismarının yolunu nasıl açtığını örneklerle açıklıyor. Söz konusu örnekler içerisinde son derece güncel olanları da var: Tıpkı Suudi müftü el-Arifî’nin geçtiğimiz aylarda Suriyeli kadınlara, uluslararası şeriat lejyonerlerinin cinsel isteklerini karşılama çağrısı yapması gibi!
“BU DAHA BAŞLANGIÇ...”
Arif Tekin’in İslam’da cinsellik konusunda yaygın hurafelere darbe vuran çalışmaları mut’a nikâhına ilişkin makalesiyle de sınırlı kalmayacak. Tekin şu sıralar konuya ilişkin çok daha kapsamlı bir kitap hazırlamakla meşgul. Bu çalışma da yakın zamanda Berfîn Yayınları etiketiyle kitapçı raflarındaki yerini alacak.
4 Eylül 2013 Çarşamba

 

 

Abdullah Gözaydın, İstanbul–Ekim.2013 – agozaydin@hotmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/  - okkesb@telmar.net,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,              

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

MEDYAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Abdullah Gözaydın, İstanbul–Ekim.2013 agozaydin@hotmail.com,

Diğer Haberler

  • YAŞLI HAKLARI MÜCADELESİ İVME KAZANIYOR
  • *SIRA EMEKLİYE GELİNCE KAYNAK YOKMUŞ.!*
  • KADIN DOSTU MARKALAR FARKINDALIK ÖDÜLLERİ
  • SOHBET BAHANE, KAHVE ŞAHANE.!
  • EMEKLİLER GÜNÜ ve EMEKLİLER HAFTASI
  • DEPREM ŞEHİDİ AHMET HAKAN ŞENTÜRK ANILDI
  • İÇLİ KÖFTECİLİK ALİ BABA’DAN MİRAS
  • HELALLEŞME
  • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
  • *LAS TESİS DANSI* HAPİS GEREKÇESİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP