Bodrumlu Dört Atlı Süvariler

Böyle dört atla denizde savaşan süvari olur mu, demeyin, oldu bile. Bodrum’da ve Rodos’ta yaşadılar, Amazondular, kadınlı erkekli denizciydiler, Helen ordularıyla savaştılar, efsaneleştiler. Atinalıların ve Romalıların korkulu rüyaları oldular. Atinalılar için “mahşer günü”, Halikarnaslı denizci dört atlıların yeniden göründüğü gün demekti.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

http://www.medyagunebakis.com & http://www.istanbulgunebakis.com Bodrumlu Dört Atlı Süvarilerin Anısına Böyle dört atla denizde savaşan süvari olur mu, demeyin, oldu bile. Bodrum’da ve Rodos’ta yaşadılar, Amazondular, kadınlı erkekli denizciydiler, Helen ordularıyla savaştılar, efsaneleştiler. Atinalıların ve Romalıların korkulu rüyaları oldular. Atinalılar için “mahşer günü”, Halikarnaslı denizci dört atlıların yeniden göründüğü gün demekti. Onlar kim miydi? Rodos tarihinde anlatılan, her yıl Halikya Şenliklerinde, limandan, dört atın çektiği tekneyle denize açılanlardı! Bu, onların savaşırken de yaptığı şeydi! Bodrum anıtının tepesindeki, her biri 5 metre yüksekliğinde ve 6,5 metre boyundaki dört atın sürücüsü onlardı. Atların çektiği deniz teknesinde ayakta duran onlardı! Amiral II.Artemisia ve kocası! (MÖ.377-353) Halikarnas Balıkçısı’nın anlatımıyla, Helen donanmasını denize mıhlayan, tek askerinin burnunu kanatmadan limana geri dönen amiral Artemisia! “Pers ordularının komutanı Artemisia” diye yazdı tarih. Çünkü Batı Anadolu, o zamanlar Pers devletinin eyaleti idi, Darius’un soyundan gelenler yönetiyordu buraları. Darius, yani Toros, yani Kaşgari Oğuzlar, Gacarlar! Pers, Per-si, Mer-su/Su-mer kraliçesi idi Artemisia, yani bir Amazon’du. Yani Sümer Denizi Karadeniz’den buraları yönetmeye gelen ailenin kızıydı. İda’ya inanırdı. Adı, Türkçe İda-uri (Dor) olurdu eğer Farsça yazılmasaydı. Farsça Ari-ate/Arte yazıldı. Maz/Moisi/Misi soylu, Kafkaslıydı, ona, Arte-misi, dediler; Mis Arate! (İran’da Ari-ate adı Arat olarak halen kullanılmakta olup en makbul erkek adıdır. Allahın askeri, Tanrı için savaşan yiğit/er anlamındadır. Erata, Erat!) Halikarnas halkı, kor gibi, ateş gibiydi, kadınlı erkekli Romalı korsanlara karşı savaşırdı! Halikarnas Balıkçısı’na göre, onların konuştuğu dil bugün kaybolmuş bir dildi. Ama, adlarını bıraktıkları yerlerde bu dili bugün çözebiliyorsak, bu dil kaybolmuş bir dil değildir. Tamga/hece sistemiyle okuduğumuzda her söz anlamını bulacaktır. Şehrin adında “halk” var, işte Halika! Halika; Uli ka, Ulu kor/ateş. (Kor-ya) Halikarnas; Uli-kor-anasi. (Anası; bir şeyin cevheri, kaynağı) Bodrum; Ma-od(Maz)-ur-uma, Maz-uri-uma/Mauri Maz; Tanrı Ma’nın Er’i Maz’lar. (A’maz-on’lar) Bodrum, bir Amazon diyarı imiş! Orada, Halk yaşarmış, orada Artemisia denizci savaşçı, yani suvari (superi/perisu/pers) imiş, yani atına binip denizde savaşabilen Amazonmuş! (Bugün süvari, at binicisinin de, denizcinin de adıdır!) Rodos halkının Dorlar olduğu yazılıdır. Bakalım: Rodos; Ur-odo-us; Odo/Ada/Ata’dan üremiş ışık/uşak/oğullar. Rodos kraliçesi Ada, Artemisia’nın kızkardeşidir, denizci savaşçıdır. Kocası İdrianus, İdauri-ana-us, Dor analı oğul. Kısaca İdris; İ’dor-us(Toros), İda-reis! (Reis; kaptan!) Kral İdris öyle büyük denizciydi ki, Helen donanmaları Rodos’a giremezdi. Rodos limanına MÖ.281’de dikilen tunç heykeli dünyanın yedi harikasından biri oldu. Heykeli o kadar büyüktü ki, iki bacağının arasından gemiler geçerdi. Elinde tuttuğu meşaleyi yakmak için, ayak parmağından girilir, yüzlerce merdiven çıkılırdı. Heybeti Atinalı yağmacı korsanlara dehşet saçardı. (ABD’nin simgesi Özgürlük Heykeli yapılırken onun heykeli taklit edildi.) Rodos limanında, İdris’in heykelinin altında her yıl Halicia (Halika/Halk) şenlikleri yapılır, dört atın çektiği tekneler yarışırdı. Kaynaklarda yazıldığına göre, bu şenlikler Dorların Tanrısı “Helios” için yapılırdı. Ulu Işık demek olan Helios; Uli-oz/Uluod/Laodi/ Laoz/Laz tanrıçadır. Bütün Ege, Laodikya, Lidya ona inanır, onun adıyla anılırdı. Halikarnas’a Karya denildi; Kor-ya, Kor yeri. Burada Amazon deniz savaşçıları Kor gibiydi! Denizlerde dört atın çektiği tekneleriyle korkusuzca düşmanın üzerine gider, Akdeniz’in yağmacı korsanlarına mahşeri yaşatırlardı! Efsane oldular, Atinalıların korkulu rüyası oldular. Atinalılar, MÖ.354’de Herostratus’u gönderdiler, Efes Artemisia’sını yaktırdılar. Sonra MÖ.332’de İskender’i gönderdiler. İskender önce Biga’ya çıktı, Biga çayına zehir döktü de kazandı ilk zaferini. Efeslilere “Para vereyim, anıtı onarın, üzerine adımı yazın” dedi. Efes halkı onu reddetti ve İskender öfkesinden yerle bir etti Efes’i, dağlara kaçtı Efes halkı, dağalrda “Kardeşler Birliği” örgütünü kurdu Efesli Efe uşaklar, Latmos (Laz-maz) kayalarına kardeşliğin, Oğuz töresinin dayanışma andını kazıdılar! (1998’de bulunan yazılı kaya) Bodrum’un Güzel Artemis anıtı da İskender’den nasibini almış olmalıydı! MÖ.301’de Amasya’da toplandı Anadolu Birleşik Orduları, Darius’un torunu Pantus Oğuz kralı I.Büyük Bedri baştaydı, sürdü atlarını Ege üstüne, yağmacıları denize döktü, Efeler dağdan düze indi, artık hepsi Bedrin aslanlarıydı! Büyük Bedri denizleri aştı, Atina’ya vardı, yeğeni Amaztireis’i kurtardı! Ondan sonra 200 yıl Anadolu’ya ayak basamadı Roma’nın yağmacıları. Altı Büyük Bedri Sinop’tan yetişti her bir yana. VI.Büyük Bedri’nin üzerine Sullalar, Lukulluslar, Pompeyler gönderdiler, beş büyük savaşta yenilmedi Bedri! Sonrası hazin öyküdür, Bedri’nin hazin ölümünden sonra, onun, muhteşem atlar yetiştiren Taşköprü ve Ereğli’deki bütün haralarını ateşe verdi Pompey! İşte o zaman, MÖ.47’de Sezar ve onun yağma toplayıcı suvari birliği Ekuestriyaniler girdi Bodrum’a, mahşerin dört atlı denizcilerinden korkuları devam ediyordu; Artemisia ile kocasının heykelini atlarıyla beraber yerle bir ettiler! Ve Halikarnas halkı, canını kurtarabilen yine dağlara kaçtı! Yağmacılara şövalye nişanı verdi Roma! Ama, Halika halkı, dağ başlarında kurdukları kardeşlik sofralarında, onlardan “Çiçeron’un piçleri” diye söz etti. Yıktılar kaymak beyazı Ereğli mermerinden süvarisiz kalmış atları ve Ereğlili Heraklia Amazonlarının duvar kabartmalarını. Çünkü, onlardan, rüyalarında gördüklerinde bile korkuyorlardı! Çünkü, efsaneleşmiş dört atlının bir daha göründüğünde dünyanın sonunun geleceğine inanıyorlardı. Korkuları öylesine büyüktü ki, kaç yüz yıldan beri devam ediyordu, kaç yüz yıl daha süreceği de belli değildi; korktuklarından kutsal kitaplarına yazdılar korkularını! Sonra, Güzel Artemis’in ışıklı mermer kırıklarından kendilerine bir korsan kalesi yaptılar, adına da Petrus, Petronium dediler, o da korkularından. Çünkü Eupatore Mitridate/ VI.Büyük Bedri’yi bu taş yığınına gömerek korkularından kurtulacaklarını zannediyorlardı. Çünkü Bedri’n aslanları ya dirilirse diye uykuları kaçıyordu! Bir daha dirilecekleri korkusuyla, Dor atları, anıtları ve şehirleri, yerle bir edilmeli, tarihten ve hafızalardan silinmeliydi! Direnen bütün Mezopotomya şehirlerine Korbula’lar, Seferuslar, Klaudius’lar gönderilmeliydi, Samsat, Gerger, Tigranakarta, Ankara, Zanapa, Taşköprü, Kebertepe, Palmira, Mazata, Antakya ve diğerleri MS.1. ve 2. yüzyılda yerle bir edildi… Ve, mahşerin dört atlısından korkularından tarihten sildiler bütün Anadolu uygarlıklarını, Amazonları, Hititleri, Sümerleri… Sonra, onlar küllerinden yeniden doğdular, ama adları bir daha Hitit olmadı, Sümer olmadı, Amazon olmadı… Ya sonra? İşte yerle bir edilen 49 metre yüksekliğindeki Bodrum Güzel Artemisi anıt müzesinin tasviri resmi: http://www.irismaritime.com/Mausoleum_tk.htm Romalı korsanların (Romalılar Cenevizli Yahudi korsanlara şövalye ünvanı verirdi) yıktığı anıttan kalan, Londra müzesine kaçırılmış bir parça, Amazonlar rölyefi. Toros Ereğli’sinde (Heraklia) çıkan beyaz mermer (oniks) taşından yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Biraz daha fonetik sözcük analizi yapalım. Artemis anıtının bilinen adı Mousole, Ulu Maz demektir; Mouse, Moisi; Uma-isi; Ma-is, Maz. Hemen hemen bütün kaynaklarda Mousole, kocasının adı olarak geçer ve “müze” sözcüğünün de kökeni olarak gösterilir. Oysa, fonetik analizimiz sonucunda, Farsça Ulu Güzel ile örtüşen bir sonuca ulaştık. Farsça “siba/sima” ruh güzelliğinin karşılığı olan “güzel” demektir. Si-ba’nın simetrisinde, Sima/ Ma-isi, Maz, (İng.Mis) vardır. Farsça teşekkür etmek için “mersi” denir, aynen Paris/Parsi halkı gibi. Parsi-luna halkı güzel demek için “moisi” der, Arta-misi gibi. Şimdi, sevdalı bu gönlüm, Ereğlili fizikçi Herakles gibi, “gerçek şimdi ve burada” diyecek gerçek Bodrum aşıklarını görmek istiyor. Bodrum’da, dört atın çektiği tekneler görmek istiyorum ve galiba görmeye başladım; orda, Turgutreis’de bir çiftlikte at büyütülüyor, resimlerini gördüm… Az kaldı, dördü bir arada denize açılacaklarını görür gibi oluyorum! Uyanın Bodrumlular, iki bin yıllık uykusundan onu uyandırmanızı bekliyor, Artemis’in atını ve teknesini hazır edin! Herkese duyurun, davullar çaldırın, Ulu Kor Analı Halikya halkına müjdeler olsun, dört atını tekneye koşup mahşere doğru süren, İdrianus/İdris Reis ile superisi Artemis Süvari artık uyanıyor! M.Morgül - 22.9.2009 - Pazartesi 06.30 http://www.medyagunebakis.com & http://www.istanbulgunebakis.com

Diğer Haberler

  • CUMHURİYET KURTARILMAYI BEKLİYOR.!
  • İBN-İ HALDUN: 1332 - 1406
  • GEÇERKEN UĞRADIM; Özler Aykan Röportajı
  • BU; MİLLETİNE ÂŞIK BİR ADAMIN HİKÂYESİDİR.!
  • #BEN #MARİA #SUPHİ* OCAK.2021’de #KİTAPÇILARDA
  • *ERDOĞAN YARGILANSIN, CEZASIZ KURTULMASIN*
  • KAÇIŞ 1950 & İHSAN TAŞ
  • SABAH ALMANYA MUHABİRİ TÜRKİYE'Yİ TEHDİT ETTİ
  • ÜLKÜ TAMER'İN ARDINDAN
  • TÜRKİYE KISKAÇTA, AMBARGO BAŞLADI.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP