SAHTE ERGENEKON

Beynimize Sıkılan Silah; Sahte Ergenekon Tarihimizle baş edemediklerini söylüyorlardı. Yani, tarihimizi silmenin bir yolunu bulmalıydılar, buldular.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

SAHTE ERGENEKON

 

Beynimize Sıkılan Silah; Sahte Ergenekon

Tarihimizle baş edemediklerini söylüyorlardı. Yani, tarihimizi silmenin bir yolunu bulmalıydılar, buldular.

İnsanın beyninden kayıtlar nasıl silinir bunu buldu Amerikano fizik bilimciler. Çok basit bir yolu vardı; eski imajların üzerine bozuk imajları yerleştirmek.

Tıpkı ses kasetleri gibi, yenisini eskinin üzerine kaydettiğinizde alttaki siliniyor. Bu yolu keşfettiklerinden beri, ders kitapları, radyo, televizyon, sinema aracılığıyla, görsel ve işitsel yollarla yanlış bilgi bombardımanına tutuyorlar bizi.

En son yöntem şok yöntemi; toplum önderlerini asılsız suçlamayla hapse atacaksın, düzmece iddiaları gazetelere servis edeceksin ve üst başlık değişmesini istediğin tarihi kavram olacak!

Değişmesi istenen kavram; Ergenekon, yani Türklerin bilinen ilk kurtuluş destanı. En zor koşullarda dağları delip geçen, zorlukları aşan, bilgi ve cesaret destanıdır.

Nedir Ergenekon destanından korktukları derseniz, çok basit, istedikleri şey özgüvenimizi kaybettirmek.

Bir millet tarihte kazandığı zaferler kadar ve yetiştirdiği önderler kadar büyüktür. Onlar bir ulusun damarlarındaki asil kandır, onlar özgüven kaynaklarıdır. Ulus olarak en büyük özgüven, cesaret ve akıl kaynağımız başta Mustafa Kemal’dir. Her birimizin ailesinden gelen sayısız özgüven kaynağımız vardır. Zaferlerle dolu tarihimizi, aklın ve cesaretin örneği olan destanlaşmış kahramanlıklarımızı bize unutturmak, yani bizi tarihsiz bırakmak

düşmanlarımızın istediği şeydir. Onun için kolları sıvadılar, yeni silahlar ürettiler.

Amerikano fizik bilimciler, insan beyninin plastik malzeme gibi şekil değiştirebildiğini keşfettiler. Sonra, beyin kayıtlarını silme, beyni dağıtma, zihinsel kaos yaratma silahları geliştirdiler.

Bu silahı bugün en yaygın olarak “yeni neslin eğitiminde” kullanmaktadırlar. “Yeni neslin eğitimi” deyimi de onlara aittir. Bu yıl parasız dağıtılan İlköğretim 1.sınıf Türkçe okuma kitabından küçük bir örnek:

-“Bulutlar kuzu sürüsüne benziyor”. (Bilgi kirliliği; kuzular annesiz yaşayamaz, kuzu sürüsü olmaz!)

 

-“Şu bulut beş kanatlı bir kuş”. (Yanlış bilgi; kuşlar iki kanatlıdır!)

-“Şu bulut Keloğlanın yaşlı annesi”. (Bilgi çarpıtma, tarihi kayıtları silme; Keloğlan öksüzdür, ninesi ile yaşar. Yaşlı anne olmaz, yaşlanınca nine olunur.)

Gelelim Ergenekon tertibine. Ergenekon destanı ders kitaplarından yıllar önce silinmişti ve şimdi Türk halkının hafızasından da silinmesi istenmektedir. Kullanılan kayıt silme silahı, toplumu şoklama şeklindedir; asılsız iddialar gazetelere manşet edilir, halk şoktadır, birkaç hafta arayla yeni iddialar ve tutuklamalarla şok dalgaları gönderilir. Beyinlerdeki kayıtlar aralıklı olarak zedelenir ve eski doğru kayıtlar yok olur, yerini yeni imajlara bırakır.

Akıllarınca beyinlerden doğru kayıtlar silinerek, Türklerin özgüven kaynaklarından biri yok edilecektir.

Görünen odur ki, bu tertipte özgüveni en yüksek Türk önderleri seçilmiştir; Doğu Perinçek, Emin Gürses ve diğerleri. Sayın Doğu Perinçek’in dedesi Adıgüzel Ağa’yı ve Sayın Emin Gürses’in dedesi Recep Emice’yi bilenler onların soydan gelen özgüvenlerini daha iyi anlar.

Adıgüzel Ağa bir halk önderidir, dağ gibi kayaları yarmış indirmiş, Kemaliye’ye yol açmıştır. Bir anlamda Kemaliye halkını Ergenekon’dan çıkartmıştır. Adıyla bağlantılı olarak bir açılım yapmak isterim. Adıgüzel sıfatı Tanrıça Kibele’nin diğer adlarından biridir. Hitit-Oğuz kültüründe, halk için yararlı bir iş yapan bu işi Tanrı adına yapmış kabul edilirdi. Tanrıça Adıgüzel adına bu işi yaptığı için Adıgüzel Ağa (ağabey/Oğuz beyi/Oğbey) adı ona yakıştırılmış ad görünmektedir.

Ergenekon sözcüğünün fonetik açılımına gelince; Er-gene-kon, Er genetikli Hun. Er, yiğit demektir. Yiğit soylu Hun’ların demir dağları eriterek çıkışı bulduğu yere onların adı verilmiştir. Onlar, kadın erkek, demiri eritip kılıç yapan ve etraflarını saran düşman kuşatmasını yarıp çıkan Akhunlardır. Akhunlar Göktürk devletinin kurucularıdır. Akhunlar, ak sütünü paylaşan akanaların (Anadolu’daki antik adı Akkalar) adını taşır, ki onlar “yarin yanağından gayrı her şeyde ortak” diyen atalarımızdır.

Mustafa Kemal işte bu törenin devamıdır. Adıgüzel Ağa’da, Doğu Perinçek de, Recep Emice de, Emin Gürses de.

12 Nisan Tandoğan Cumhuriyet Mitingine Ankara’nın Canıllı köyünden gelen tüm kadınları yürekten kutlayarak bitirmek istiyorum. Miting görüntüleri içinde ekranlara gelen en büyük Türk bayrağını kenarlarından tutarak taşıyanlar onlardı. Köyün tüm kadınları, 80 kadar yaşlı- genç anabacıların hepsi o bayrağın etrafında o meydandaydı. Al ipekten bayrağı kendileri dikmişler ve geçen yıldan beri köyün töresi olmuş, her Cumhuriyet mitingine bu bayrakla geliyorlar!

 

Yüce Türk ulusuna arz ederim.

Mahiye Morgül - 13.4.2008

 

 

 

Diğer Haberler

  • İMAMOĞLU GÖREVDEN AFFINI İSTESİN*MİŞ.!
  • TOPRAKLARIMIZ SATILMAMALI
  • SELOCAN & SELAHATTİN DEMİRTAŞ ve SİYASET
  • DEPREMDE YIKIMIN SUÇLUSU KİM.?
  • YENİ TÜRKİYE FİYASKOSU, K9 KADAR FAYDA YOK
  • BU ÜLKEDE HEM SOLCU, HEM ERMENİ OLMAK.!
  • *VATANDAŞLIK VERİLİRKEN, VATAN DA VERİLİYOR.!*
  • LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET
  • *SİYASETİN ANADOLU FIRTINASI OSMAN BÖLÜKBAŞI*
  • İSKİLİPLİ ATIF'IN OSMANLI SİCİLİ DE BOZUKTU.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP