KURTULUŞUMUZ KADINLARIN ELLERİNDEN

KURTULUŞUMUZ DA KADINLARIN ELLERİNDEN OLACAK.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

KURTULUŞUMUZ KADINLARIN ELLERİNDEN

 

KURTULUŞUMUZ DA KADINLARIN ELLERİNDEN OLACAK.!

  

Ne Kadınlar Sevdim Zaten Yoktular

ne kadınlar sevdim zaten yoktular

yağmur giyerlerdi sonbaharla bir

azıcık okşasam sanki çocuktular

bıraksam korkudan gözleri sislenir

ne kadınlar sevdim zaten yoktular

böyle bir sevmek görülmemiştir

hayır sanmayın ki beni unuttular

hala ara sıra mektupları gelir

gerçek değildiler birer umuttular

eski bir şarkı belki bir şiir

ne kadınlar sevdim zaten yoktular

böyle bir sevmek görülmemiştir

yalnızlıklarımda elimden tuttular

uzak fısıltıları içimi ürpertir

sanki gökyüzünde bir buluttular

nereye kayboldular şimdi kim bilir

ne kadınlar sevdim zaten yoktular

böyle bir sevmek görülmemiştir

Attila İlhan

“Kadın hakları” terimi yanlıştır.  Kadın erkek eşitliğine inanmayan erkekler tarafından uydurulmuş olduğu kesin. İnsanı elma gibi ortadan ikiye bölmeyi meşru gösteriyor... Kadın ve erkek birlikte insanı temsil edebilir. Türünü devam ettirebilmesi için doğa bu gerçeği gizlememiş! Gerçek karşımıza böyle gelince,  erkek tek başına “insan” değil demek yanlış değildir...

Nüfusun yarıdan fazlasını kadınlarımız teşkil ediyor. (1) En üretken olanlar da onlardır tabi. Bir an için eşinizin baba evine döndüğünü düşünün. Oturduğunuz yerde çakılıp kalırsınız.  Yaşam kaliteniz birden düşer... Çocuktan farkınız kalmaz. Çoraplarınızı bile bulamazsınız!.. Kadınlar hiç tatil yapmazlar. Yakınmadan evin bütün hizmetlerini tek başlarına yürütürler. Haklarını arayacak bir sendikaları yoktur. Fazla çalışma ücreti, yıllık ücretli izin vb gibi işçilik haklarının tümünden yoksundurlar… Devletin “hukuk” niteliği gibi  “sosyal” niteliği de işlemediğinden çoğunun sosyal güvencesi kocasıdır!..

Ulu Önderimizin, Avrupa ülkelerinin pek çoğundan önce, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını vermesiyle, Cumhuriyet’in kandına bakış açısını oluşturulmuştur. (2) Buna rağmen, bugün onun partisi CHP’de bile, kadına yeterli önemin verildiği söylenemez. Cumhuriyet Halk Partisi’nde kadına “kota” uygulanmaktadır.! Diğer partilerde kadının esamisi bile okunmaz. Sosyal demokrat bir partide kadına bakış açısına bakın hele!  Sanki kadınlarımız Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilecek tekstil ürünüdür.!

 

AKP’ye iki dönem iktidarı sunan da kadınlarımızdır. Kapı kapı dolaşıp oyları AKP’ne yönlendiren kadınlarımız, bu kez uyanır da Cumhuriyetin onlar için öngördüğü güçlü konumu alabilirler mi, onu bilemem.!  13 Haziran’a kadar bekleyip görmek gerekir… Aksi halde yaşam, yine kadınlarımızın elleriyle zindan olacak bize.! Bu kötü gidişe “evet” diyen kadınlarımızı ise, ancak diğer kadınlarımız durdurabilecek. Başka yolu yok bunun… Bu nedenle siyasi parti yönetimlerinde “kota” denen çağdışı uygulamalara derhal son verilerek, en etkin görevler kadınlara verilmelidir.! (3)  Her ne kadar CHP’nin Tüzük hükümlerinde, bu durum “cinsiyet kotası” olarak geçmekte ise de belli ki bu kural kadınlar için konulmuştur. Uygulama önemlidir, gerisi boş laftır. Son derece açıktır ki, orda da kadınlar evlerine hapsedilmiştir. Her ne kadar “kota” nın kadınlara bir sınırlama getirmediği, aksine yönetim kurullarında bulunması gereken en az sayının belirlendiği savunsa da yaşanan gerçekler, yazılanlar gibi değildir!  Nüfusun yarısından fazlasını teşkil eden kadınların, hiçbir partinin yönetim kademelerinde, nüfusları ile orantılı olarak temsil edildiği söylenemez…

Nüfus kütükleri istatistiklerinin ortaya koyduğu verilere bakılırsa, siyasi partilerin de hedef kitlesinde kadınlar olmalıdır. Aile içindeki etkin konumlarından yola çıkarsak, eşlerine ve çocuklarına söz dinletebilen ve gerektiğinde (manevi baskı ile) onları hizaya getiren yine kadınlardır. Erkek, eşini ve çocuklarını siyasi partilerin etkinliklerine katmakta zorlanabilir ama kadın için bu iş, çocukları sofraya çağırmak kadar kolaydır. Üstelik onun verdiği işten kaytarmak da mümkün değil.!

Kim ne derse desin, kadının gücünü ve yaşam içindeki önemli yerini, en iyi AKP’liler değerlendirmiştir. Bunu önce onların yaşam tarzlarını istismar ederek yapmışlar tabi. Cahil, mazlum ve zavallı yanlarını temsil ettiklerini söyleyip, onları kendi örgütlü yapıları içine almışlardır. “Türban eylemleri” nde kullanılan kızları anımsayın. Onların annelerini de aynı eylemler yüzünden siyasetin içine çekmiştir. Hiç kimse aksini söyleyemez.  AKP’yi iktidara taşıyan o kadınlarımızdır. Gelin görün ki, bu iktidar kadınların seçme ve seçilme hakkını bile ellerinden almak için, yine kadınları kullanmaktadır.

Ne yazık ki, pek çok kadınımız kendilerini insan yapan Cumhuriyeti yıkmak için aralıksız çalıştırılmaktadır. İnsanlıktan çıkmak için çalışmak ne tuhaftır! İnançları ve kutsal sayılan değerleri sömürülen kadınların, siyasette yaptığı en temel hata da bu olsa gerekir. Korkaklığımızı gizlemek için üzerlerinde “güç” denemesi yaptığı kadınlarımızın, ikinci önemli hatası ise, kendi siyasi çalışmalarının karşılığını eşlerine devrederek, onları bir yerlere getirme istekleridir. Bu durumunun, kendi elleriyle üzerlerine “kuma” getirmekle eş anlamda bir çalışma olduğunu, nedense düşünemezler.!  Her gün “töre” denen akılsızlığın kurbanı edilen kadınlarımız, siyasetin içine aktif olarak çekilmedikçe toplum olarak kurtuluşumuz mümkün olamayacaktır.!

Dünyayı başımıza yıkacak olan da kadınlardır.  İçine çekildiğimiz karanlıktan  kurtaracak olan da.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

(1) 2008 yılı verilerine göre toplam nüfusumuz 76 milyon 175 bin 873’tür. Bunun 38 milyon 28 bin 412’si erkek 38 milyon147 bin 461’i kadındır.

http://www.nvi.gov.tr/Hizmetler/Istatistikler,Nufus_Kutukleri_Istatistikleri.html

Adrese Dayalı Nüfus Sayım Sistemi sonuçlarına göre, Türkiye nüfusunun yüzde 7,01'inin 65 yaş üzerinde olduğunu ve yaşlı nüfusun yüzde 56'sını kadınların oluşturmaktadır.

''65 yaş üzeri erkeklerin oranı yüzde 3,06, kadınların oranı ise yüzde 3,94'tür. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre (2003), yaşlı kadınların öğrenim düzeyleri erkeklere göre düşüktür. 65 ve üstündeki kadın nüfusun yüzde 83'ü hiçbir öğrenim kurumuna devam etmemiş ya da ilkokulu bitirmemiştir. Erkeklerde ise bu oran yüzde 53'tür. 65 ve üstündeki kadın nüfusun yüzde 53'ü okuma yazma bilmezken, erkeklerin yüzde 18,9'u okuma yazma bilmemektedir.

Beklendiği gibi yaş ilerledikçe dul olan yaşlıların oranında artış görülmektedir. Kadınlarda dul olma oranı erkeklere göre daha yüksektir. Ülkemizde, ileri yaşlardaki kadın nüfusun eşini kaybettikten sonra daha az evlenme eğiliminde olması, kadın nüfusun yaşam beklentisinin erkek nüfusunkinden yüksek olması, evliliklerde kadın ve erkek arasındaki yaş farkı gibi nedenler, yaşlı nüfus içinde eşi ölmüş kadın nüfus oranında artışa neden olmaktadır.''

 http://www.sabah.com.tr/Yasam/2010/03/14/turkiyede_yasli_nufusun_cogunu_kadinlar_olusturuyor

(2) Bu konuda yapılan yasal düzenlemeler, Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal alanda yapılan en önemli yeniliklerdendir ve birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransa ve İtalya’da kadınlara 1946’da, İsviçre’de ise 1971’de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.

Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Atat%C3%BCrk_Devrimleri_a%C3%A7%C4%B1s%C4%B1ndan_T%C3%BCrk_kad%C4%B1n%C4%B1A

 

(3) CHP Tüzüğü’nün 48/J maddesinde “kota” uygulaması şu şekilde formüle edilmiştir:” İl ve ilçe yönetim kurullarında, her iki cinsiyetten en az dörtte bir (yüzde yirmi beş) oranında üye bulunur. Bu husus genel sıralama ile sağlanmamışsa, ayrı cinsiyetten aday olanlar arasında aldıkları oya göre ayrı ayrı sıralama yapılır. Aldıkları oya bakılmaksızın her iki cinsiyetten yeterli üye alınarak organlar seçilmiş sayılır. Geri kalanlar, o cinsiyetten üyelerin yedeği olur. İl ve ilçe yönetim kurullarında, bir cinsiyette, üye sayısının herhangi bir nedenle bu oranın altına düşmesi halinde, varsa o cinsiyetten yedek üyelerle, yoksa cinsiyete bakılmaksızın yedek üyelerle sayı tamamlanır.

İl ve ilçe kongrelerinde, her iki cinsiyetten yeter sayıda aday çıkmazsa katılan adaylarla seçim yapılır.”

Kadınlarımız

Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,

sanki gidenler hiçbir zaman

hiçbir menzile erişemeyecekti.

Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle

Ve onlar

ayın altında dönen ilk tekerlekti.

Ayın altında öküzler

başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi

ufacık kısacıktılar

ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında

ve ayakları altından akan

toprak,

toprak,

ve topraktı.

Gece aydınlık ve sıcak

ve kağnılarda tahta yataklarında

oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.

Ve kadınlar

birbirlerinden gizleyerek

bakıyorlardı ayın altında

geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.

Ve kadınlar

bizim kadınlarımız:

korkunç ve mübarek elleri

ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle

anamız, avratımız, yarimiz

ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen

ve soframızdaki yeri

öküzümüzden sonra gelen

ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız

ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki

ve kara sabana koşulan ve ağıllarda

ışıltısında yere saplı bıçakların

oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan

kadınlar,

bizim kadınlarımız

şimdi ayın altında

kağnıların ve hartuçların peşinde

harman yerine kehribar başlı sap çeker gibi

aynı yürek ferahlığı,

aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.

Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde

ince boyunlu çocuklar uyuyordu.

Ve ayın altında kağnılar

yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

Nazım Hikmet

http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.

Diğer Haberler

  • İMAMOĞLU GÖREVDEN AFFINI İSTESİN*MİŞ.!
  • TOPRAKLARIMIZ SATILMAMALI
  • SELOCAN & SELAHATTİN DEMİRTAŞ ve SİYASET
  • DEPREMDE YIKIMIN SUÇLUSU KİM.?
  • YENİ TÜRKİYE FİYASKOSU, K9 KADAR FAYDA YOK
  • BU ÜLKEDE HEM SOLCU, HEM ERMENİ OLMAK.!
  • *VATANDAŞLIK VERİLİRKEN, VATAN DA VERİLİYOR.!*
  • LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET
  • *SİYASETİN ANADOLU FIRTINASI OSMAN BÖLÜKBAŞI*
  • İSKİLİPLİ ATIF'IN OSMANLI SİCİLİ DE BOZUKTU.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP