Yıldız Mahkemesinin Hâkimleri

Yıldız Mahkemesinin Hâkimleri, Sanıkları ve Tanıkları(3) İmparatorluğa büyük ekonomik çöküntü yaşatan Abdülaziz’e rağmen, kurtarmaya çalışan devlet adamları, 63 kişilik Yeni Osmanlıcı kadro, 1876’da Abdülaziz’in indirilişinden beş yıl sonra, 1881’de, indirirken öldürmedikleri Abdülaziz’i öldürmekle suçlanarak hapse atıldı.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

Yıldız Mahkemesinin Hâkimleri, Sanıkları ve Tanıkları (3)

 

İmparatorluğa büyük ekonomik çöküntü yaşatan Abdülaziz’e rağmen, kurtarmaya çalışan devlet adamları, 63 kişilik Yeni Osmanlıcı kadro, 1876’da Abdülaziz’in indirilişinden beş yıl sonra, 1881’de, indirirken öldürmedikleri Abdülaziz’i öldürmekle suçlanarak hapse atıldı.

Beş yıl geriye dönük açılmış olan Yıldız davası ile bugün 2008’de açılan beş-on-on beş yıl geriye dönük açılan Silivri davasının diğer bütün özellikleri de benzerlik göstermektedir. Bu nedenle 1881 Yıldız Mahkemesi bugün yeniden yazımızın konusudur.

Yargılanmaları bir tiyatroydu, onlar için Yıldız Çadır Mahkemesi kuruldu. 

(27 Haziran-28 Temmuz 1881)

Mahkeme Heyeti:

1.Başkan Cevdet Paşa, 2.Başkan Rum Hirista Forides. 3.Üye Takavor Efendi, 4.Üye Gazi Osman Paşa. Sanıklar: (İlk 12 kişi)

İddianamede adı geçen sanıkların hepsi orada değildi. Hüseyin Avni Paşa, mahkeme heyetini gözünde bir numaralı sanıktı ama öldürülmüştü. Sanıklardan ikisi, Abdülhamit’in ömür boyu saraydan çıkmama cezası verdiği V.Murat ve annesi baş kadınefendi, mahkemeye getirilmediler, ifadeleri bile alınmadı. Mütercim Rüştü Paşa’nın ifadesi evinde alındı.

Hüseyin Avni Paşa ölmüş olduğu için, evindeki suikasttan tesadüf sağ kurtulan Mithat Paşa bir numaralı sanıktı.

1- Sadrazam Mithat Paşa. Ziraat Bankasının kurucusu olarak tarihe geçti. Taif zindanında boğdurularak öldürüldüğünde, Araplar onu gizlice Hz. Muhammed’in amcaoğullarının aile mezarlığına gömdü.

Tutuklanışı: İzmir Fransız konsolosluğuna sığındı, fakat Fransızlar onu Tunus’un Fransızlara terk edilmesi karşılığında teslim etti. Mahkeme sonunda, Taif’ e götürülürken Fransız gemisi de onları yakından takip etti. Bunu hep Fransızlar onu kaçıracaktı diye kamuoyuna aksettirdiler. Oysa, Mithat Paşa asıl Fransızlar için kaçmaması gereken esirdi. Çünkü o kaçarsa Tunus’u Osmanlı’dan alamayacaklardı!

2- Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Avni Paşa. Abdülaziz’in kaynı Çerkes Hasan tarafından öldürüldü. Mahkemenin ölü sanığıdır!(15.6.1876)

3- Sadrâzam Mütercim Rüştü Paşa. Yaşlı ve hastaydı. Manisa’daki evinde ev hapsinde tutuldu, ifadesi İzmir’de alındı, mahkemeye hiç getirilmedi.

4- Şeyhülislâm Hasan Hayrullah Efendi: İdam kararı müebbet hapis cezasına çevrildi. Mithat Paşa ile birlikte ayakları zincirli olarak kalenin zindanında yıllarca hapis kaldı.

Arap dünyasında sevilirdi. Taif’ te zindandayken, bir süre sonra halkın isteği yönünde ayaklarından zincirleri çözüldü ve kaleden dışarı çıkmaya başladı, tutuklu olduğu halde hizmetsiz kalmaması için bir Arap kadınla evlendirildi, 1898’de orada öldü.

5- Damat Nuri Paşa: Abdülmecit’in son damadıydı. Bu olaydan sonra Abdülhamit onun evliliğini feshetti ve karısı onu bir daha aramadı. Oysa Mithat Paşanın evliliği de fesholunduğu halde karısı onunla yazışmayı kesmedi.

6- Bahriye Nazırı Ahmet Paşa.1876, Beyazıt baskınında yaralı kurtuldu.

7- V.Murat. Tutuksuz sanıktı, mahkemeye hiç getirilmedi. Ona ömür boyu saraydan dışarı çıkmama cezası verildi. Adı deliye çıktı, oysa çok bilgili ve kültürlüydü.

Arapça, Farsça, Fransızca bilen V.Murat, Abdülaziz’in yerine çıkartıldığı tahttan 3 ay sonra alaşağı edildi. Mithat Paşa’nın yazdığı Anayasayı destekliyordu. Arap ülkelerinde seviliyordu, eğitimli, saygın bir şehzadeydi.

8- Şevkevza Kadınefendi. V.Murat’ın annesi. Tutuksuz sanıktı, mahkemeye hiç getirilmedi. Ömür boyu saraydan çıkmama cezası aldı.

9- Askeriye Nazırı Süleyman Paşa. Askeri okullar komutanı. İlk Türk Tarihi kitabını yazdı.  300 Harbiye öğrencisiyle sarayı kuşatarak Abdülaziz’i tahttan indirdi.

10- Ali Bey. Abdülaziz’in Magosa’ ya sürdüğü vatan şairi Namık Kemal Bey’in kardeşi. İdam cezası aldı, Taif’ e sürüldü.

11- Hariciye Nazırı Raşit Paşa. 1976’da Hüseyin Avni Paşa ile beraber Beyazıt’taki vekiller toplantısı baskınında o da öldürüldü. Davanın ölü sanıklarındandı.

12- Damat Mahmud Celalettin Paşa

 

Mahkemenin en önemli tanığı:

Pervin Felek Hanım: Abdülaziz’in 11 yaşındaki cariyesiydi. Abdülaziz’in ölü bulunduğu gece Feriye Karakolunun yanındaki Feriye sarayında kalıyordu.

Olaydan beş yıl sonra tanık olarak mahkemeye getirildiğinde, Abdülhamit’in Şura-yı Devlet azasının geliniydi. Olay gecesinin sabahı karakola ilk gelenin Hüseyin Avni Paşa’nın sesine benzediğini söyledi. Beş yıl önce duyduğu bir sesi hatırlayan bir çocuk cariyenin tanıklığı ile Mithat Paşa ve arkadaşlarına idam kararı veriliyordu!

Osman Selim Kocahanoğlu’nun yayına hazırladığı Mithat Paşa’nın Hatıraları adlı kitabın 155.sayfasından okuyalım:

“11 yaşındaki Pervin-Felek Hanım’dan daha iyi şahit olur mu? Üçüncü olarak Pervin-Felek denilen cariye, Şura-yı devlet azasından olup, bu meseleden dolayı vezaret rütbesiyle ödüllendirilip meramına ulaşan Mahmut Celalettin Bey’in oğlu Münir Bey’in hanımıdır. Bu şahadet meselesini müteakip iki başlı bir çocuk doğurmasıyla telef olmuştur. Bu cariye merhum Hakan’ın ölümü tarihinde on-on bir yaşında bir çocuk olduğu ve hazinedar olduğunun aslı olmayıp, basit cariyelerden biri olduğu halde, merdivenden iki zabitin çıktığını yalnız bu çocuk görmüş de, dairede bulunan üç yüzden fazla insanından hiç biri nasıl olmuş da görmemiştir? Bunların girip çıkmasından sonra olay meydana geldiğine göre, o hanım böyle iki zabiti gördüğünü kimseye haber vermeden beş sene gizli tutup da Münir Bey’e zevce olduktan sonra şimdi söylemesi ne hikmetten dolayıdır?”

Mithat Paşanın savunmasından: “Bu mahkeme bir orman ve aşiret mantığıdır. Ne çare ki bu şekilde cereyan etmiştir.”

Yazar Yılmaz Öztuna’ ya göre:  Abdülaziz’e yapılan darbenin 4 kişisi bakandı. Darbe Abdülaziz’e karşı olup hükümete karşı değildi. Darbe Serasker Hüseyin Avni Paşanın eseriydi, darbe tekniği açısından şaheserdi; padişah dışında hiç kimse hayatını kaybetmemiş (Abdülaziz darbe sırasında öldürülmedi.!M.M.), hiçbir ciddi ayaklanma olmamış, adeta tereyağından kıl çekilmişti.

 

Ekler:

1- Mareşal Serasker Gazi Hüseyin Avni Paşa:

2- Sadrazam Mithat Paşa

İlk Memleket Sandığını 1863 yılında Pirot Kasabası'nda kurarken, imece geleneğimizden esinlendi.

3- Şeyhülislam Hayrullah Efendi’nin Mithat Paşa’nın eşine taziye mektubu.

4- Hüseyin Avni Paşa adına çıkartılan madalya.

Serasker Hüseyin Avni Madalyası: 1862 yılında Karadağ isyanını bastırdığı için bu savaşta yararlıkları görülen Osmanlı subay ve erlerine verilmek üzere onun adıyla çıkarıldı.

5-Hüseyin Avni adaşları:

a- Çanakkale’de 57.Alayın başında şehit olan Yarbay Hüseyin Avni. Mareşal Hüseyin Avni Paşa ile benzerlikleri dikkat çekicidir.

b- 1885 Selanik doğumlu Aka Gündüz’ün asıl adı Hüseyin Avni Finci’ dir. Rize nüfusuna kayıtlı Binbaşı İbrahim Kadri’nin oğludur. Ailesi Buhara’ dan önce Tiflis’in Fin köyüne, oradan da Rize’ye yerleşmişti. Bazı kaynaklarda Aka Gündüz’ün sarayda itibarlı akrabasının olduğundan söz edilir. İhtimaldir ki Hüseyin Avni Paşa ile akrabadır ve adı ona verilmiştir. Yine ihtimaldir ki Hüseyin Avni Paşa her ne kadar Isparta doğumlu görünüyorsa da, o da Aka Gündüz’ün büyük dedesi ile akraba olup aslen Buharalıdır.

6- Hüseyin Avni Paşa’nın Üsküdar’daki yalısı. Daha önce Süleymaniye’de evi vardı. Seraskerlikten azledilip sürgüne gönderildiğinde o evi yakıldı.

Şimdi 2009’da bu ev ve kocaman ağaçlarla dolu bahçesi, büyük rant kavgalarıyla basına konu olmaktadır.

 

7- Hüseyin Avni Paşa Çeşmesi (Paşa Limanı Çeşmesi)

Yaptıran.: Sadrazam ve Serasker Hüseyin Avni Paşa. Yapım Yılı: 1874
Yeri: Üsküdar, Paşa Limanı Caddesi üzerinde. Tipi: Tek yüzlü duvar çeşmesi.

 

Kaynaklar:

http://www.dallog.net/tdsa/huseyinavni.htm

www.atukad.org.tr/rte/devam_yazi.asp?idyazi=66

http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/H%C3%BCseyin_Avni_Pa%C5%9Fa

http://www.azerbaycanturkleri.com/maresal-suleyman-pasa  (Osmanlı'da ilk Türkçüler)

MÎLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINDA 150 YIL. M.S. Bakanlığı 50. Yıl Yay.

Mithat Paşa’nın Hatıraları. Osman Selim Kocahanoğlu, Temel Yay.

 

Mahiye Morgül - 7.9.2009

(devam edecek)

 

Diğer Haberler

  • ŞEYHİMİZ, ŞIHIMIZ ÇOK, FİLOZOFUMUZ YOK.!
  • BEYAZ KÜRTLERİN GİZLİ İKTİDARI
  • BÜYÜK YAHUDİ GÖÇÜNÜN GERÇEK HİKÂYESİ
  • 74 YILLIK FAİLİ MEÇHUL: NURİ KİLLİGİL PAŞA
  • BUGÜN GÜNLERDEN ÂŞIK VEYSEL
  • CHESTER PROJESİ, OLTADAKİ BALIK TÜRKİYE
  • BAD-EL HARAB-ÜL BASRA.! & BAD-EL HARAB-ÜL TÜRKİYE.!
  • YENİ İSRAİL DEVLETİ KARADENİZ’DE KURULUYOR.!
  • SELANİK’TE BİR EVİN HİKÂYESİ
  • ADNAN KAHVECİ HAKKINDA.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP