Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
KAMBER ÖZCİVAN KİM ve NE YAPMAK İSTİYOR.?
Kamber
Özcivan, 1952 Yılında Hacıbektaş İlçesinde Doğdu. 37 Yıldır Üsküdar’da Yaşıyor
Ama Bir Ayağı da Hacıbektaş’ta Olan Emekli Tarih Öğretmeni.
Yaşadığı memleketin dertleriyle dertleniyor gördüğü problemlerin çözümü için çalışıyor, görevlileri, yetkilileri uyarıyor ve kendisi de bu konularda çalışmak yararlı olmak için görev almak istiyor.
Kendisini tanıyanların çoğu, derneklerde ve
partide, büyük fedakârlıklar yapan çok az insan olduğunu bilir ama çoğunlukla
görmemezlikten gelirler. 12 Eylül’den sonra 1988 yılında ilk Hacı Bektaş Kültür
Derneğini Kadıköy’de kurucularında biridir.
1973 yılından buyana CHP üyesi olarak, Belediye seçimlerinde İstanbul gönüllüleri arasında ondan yaşlısı yoktur. Birinci seçimde, bir okul için bir tek onu yazmışlardı.
30 yıl
kadar önce, Taksim Atatürk Anıtı dökülen mermerleri nedeniyle yıllardır harap
durumundaydı, o zamanki Anıtlar Kurulu’na dilekçe verdi, üzerine değişik renk
mermerden yama yapıldı. Daha sonra Baktı ki bir parça daha düşmüş; iki yıl önce
Kültür ve tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na yine dilekçe verdi. Dilekçesinde,
yamaların çok çirkin olduğunu ve hepsini tek renk mermerle değiştirilmesini
istedi.
Kamber Özcivan; *Her yıl Hacıbektaş’a giden bir milyona yakın kişinin 2-300 bini İstanbul’dan gidiyor. Bu insanların beklentilerini biliyor, Hacıbektaş ilçesinin sorunlarına yaklaşık yarım yüzyıldır kafa yoruyorum* Diyor.
Bu çağda
her cem evinin yanında küçük bir koyun ağılı ve kesimhane olmamalı. Genellikle,
siyasiler ve dernekçiler hep yönetimde kalmak ve kimseyi küstürmek için bu tür
konuları görmüyorlar.
NEDEN GÖREV ALMAK İSTİYOR.
25 yıl
boyunca İstanbul’da işlenen bu şehircilik cinayetinin Hacıbektaş’ta da işlendiğini,
Bu ülkenin en seçkin Üniversitelerinden mezun, bu konulara kafa yoran gönüllü
akademisyen ve aydınlarıyla beraber, 10-15 kişilik geniş bir çalışma grubu
oluşturarak, size ve bir yıl sonra iktidara gelecek olan CHP’ye de yardımcı
olmak istiyor.
Kamber
Özcivan makam ve aylık istemiyor, gönüllülerle birlikte İstanbul’un ve özellikle
de cem evi sorunlarıyla ilgili olarak size, sivil toplum kuruluşlarına ve
siyasilere yardımcı olarak, toplumun sorunlarına çözün üretmek istiyor.
Bir aslan, bir farenin hayatını kurtarmış, fare; “Aslan kardeş, bir gün ben de sana bir iyilikte bulunurum” demiş. Doğal olarak aslan gülüp geçmiş. Bir gün fare bakmış, o aslan, avcıların kalın halatlı tuzağına düşüş, çırpınıyor ama halatları koparamıyor. Fare, “Dur aslan kardeş, seni hemen kurtarırım” demiş ve halatları kıtır kıtır kesmiş ve aslanı kurtarmış.
07.11.2022, Kamber Özcivan, 0505 562
04 88
@
#ÖkkeşBölükbaşı © #medyagunebakis.com, #ToplumsalMuhalefet,
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul-Ocak.2023- http://www.medyagunebakis.com/
İBB’ nin BASIP DAĞTTIĞI HACI BEKTAŞ-I VELİ KİTABINDA GÖRÜLEN HATALAR
Bir kitapta, yıldızı beş köşeli Türk
bayrağı, 4 veya 6 köşeli olarak hatalı basılsa, bayrak hatalı diye kitap
toplatılır ve yeniden bastırılır. Küçük bir hatası olan otomobiller tüm
dünyadan toplatılıyor.
Yayınlamış
olduğunuz Hacı Bektaş-ı Veli kitabının ilk sayfasında (211) bile birçok hata
gördüm. Kadıncık ile Hacı Bektaş'ın çeşme başında ilk karşılaşmasının nasıl
olduğunu bilmeyen Alevi yok gibi.
Kadıncık
Ana, Hacı Bektaş'ı evinde görünce kaçgöç (tesettür) varmış gibi mutfağa kaçmaz.!
Çünkü biz, 800 yıl önce bile, Alevi (Kızılbaş) Türkmenlerde kaçgöç (tesettür)
yoktur. Kadıncık, mutfağa gitmez, olsa olsa tandır evine gider.
Hacı
Bektaş, İdris ile karşılıklı koltukta (!) oturmaz; Otursa otursa koyun-keçi
postuna veya yer minderine otururlar. Hacı Bektaş, Hacım Sultan'ın sarayında
kalıyor.! Kitapta Hacım Sultan adı, Hacı Bektaş adından 28 kez fazla geçiyor.
12
köşeli, Bektaşi tarikatının sembolü olan teslim taşı dini bir sembolüdür.
Kitabın çizeri, Hacı Bektaş'ın boynundaki takının bazılarının köşelerini, 11,
12 ve 14 köşeli herhangi bir kolye gibi kafasına göre çizmiştir.
Bu
şekliyle, Alevi-Bektaşi toplumunun dini sembolü teslim taşı şekline hiç
benzemiyor. Köşeler arası açı şeklinde değil yarım daire şeklinde olmalıydı. 12
sayısı peygamberin torunları olan 12 imamları temsil ediyor. Dedelerden
bazıları, görgü kurallarına aykırı olarak kapalı mekânlarda bile şapkalarını
çıkarmaz. Baktıkça, Cemil İpekçi'yi anımsatan, başıkabak, ayakları yalın,
yangın söndürmeye giden tulumbacılara da benzeyen Hacı Bektaş Veli görüntüsünü
kabul etmiyorum. Bu, Atatürk'ün resimli romanındaki Atatürk’ü çirkin çizmek
gibi bir şey. Belediyenin inanç masasındakiler de, kitabın içerik ve yayın
danışmanı da bu konularda yetersiz. Bu konularda gönüllü danışmanlık yaparım.
Yazdıklarımın hepsi eleştirilir ama 14 ve 11 köşeli Teslim taşı kabul edilemez!
Alevi-Bektaşi toplumuna bu şekilde iyilik yaptığını sananları ve Alevi-Bektaşi
geçinip de bu hataların düzeltilmesi için gerekli tepkiyi göstermeyen herkesi
kınıyorum!
Kadıncık
Ana’ya kaçgöç - tesettür uygulatılarak, sosyalleşememiş uygarlaşamamış gibi
gösteriliyor. 500 yıl önce yazılan Vilayetname’de Kadıncık Ana, 800 yıl önce,
bugünkü Avrupalı kadınlardan daha sosyal, yani, daha uygar bir kadın olarak
anlatılıyor.
800
yıl sonra bugün yazılan İBB nin Hacı Bektaş kitabındaki KADINCIK ANA'yı yazan,
800 yıl önce kaçgöç - tesettür varmış gibi yazmış (sayfa 211). Yani, kadının
erkeği görünce kaçmasını gizlenmesini yazarak, KADINCIK ANA tesettüre
sokulmuştur. Vilayetnameye göre, Kadıncık, her gelen derviş topluluğuna gelip
“sefa geldiniz” diye selamlıyor. Kadıncık Ana, tesettüre sokulamaz!
Çanakkale
Savaşı konusunda roman yazanlar, Koca Seyit’i, yaşlı, silahını bile taşıyamayan
bir roman karakteri olarak yazamaz sanıyorum.
Hacı
Bektaş Veli ile Kadıncık Ana’dan bahseden sadece dört kaynak kitap var. 1240
yılındaki ünlü Babalılar isyanının lideri Baba İlyas’ın en önemli adamı,
baldırı çıplak, serseri bir derviş olarak anlatılamaz.
Hem
de Baba İlyas’ın torunlarından Aşıkpaşaoğlu, 130 yıl sonra yazdığı tarih
kitabında, Sünni yöneticilere yaranmak için, Hacı Bektaş’ı tıpkı bu kitaptaki
gibi küçük düşürücü ifadeler kullanmıştır. Oysa aynı aileden Elvan Çelebi,
Aşıkpaşaoğlu Tarihinden 70 yıl kadar önce yazdığı Menâkıbu’l-Kudsiye Fî
Menaâsıbi’l Üsniyye adlı eserinde Şeyh Edebali ile Hacı Bektaş’ı, Babalılar
İsyanına katılmadığı için eleştiriyor.
Ariflerin
Menkıbelerine göre Hacı Bektaş, Baba İlyas’ın en önemi halifesidir. Kardeşi
Menteş ile gelip doğruca Anadolu’daki en önemli kişi olan Baba İlyas ile
görüşen Hacı Bektaş, baldırı çıplak bir derviş olamaz. Aşıkpaşaoğlunun kasıtlı
yazdığı küçük düşürücü iftiralarını 500 yıldır daha temizleyemedik. Bunun için,
bu kitabın toplatılması görüşündeyim.
Bu kitabın, bu konuların uzmanı Prof.
Ahmet Yaşar Ocak ile bir roman yazarımız tarafından incelenmesini istiyorum.
Kamber
ÖZCİVAN, 0505 562 04 88, kamberozcivan@gmail.com
İSTANBUL
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ,
İSTANBUL
KÜLTÜR VE SANAT ÜRÜNLERİ TİCARET A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE,
07.11.2022, Kamber Özcivan, 0505 562
04 88
@
#ÖkkeşBölükbaşı © #medyagunebakis.com, #ToplumsalMuhalefet,
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul-Ocak.2023- http://www.medyagunebakis.com/
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP