Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
*HER YER TAKSİM*, *HER YER DİRENİŞ*
Sosyal Demokrasi Vakfı'nın *Demokrasi* ödülü *Gezi Tutuklularına*
SODEV -
Sosyal Demokrasi Vakfı, *İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü* *Gezi
Tutsakları* na verildi.
SODEV ödül töreni 27.Ocak. 2023 Cuma Günü 19.00'da Taksim
Hill Hotel'de düzenlenen törenle Gezi Davası tutuklularının ailelerine ve yakınlarına
takdim edildi.
Haber: Ökkeş Bölükbaşı, Dilek
Karafazlı, 28.Ocak. 2023
Bağımsız jüri üyeleri Arzu Çerkezoğlu, Can Atalay, Kadri Gürsel, Türkan Elçi ile Doğal jüri üyeleri Ertan Aksoy, Ercan Karakaş, Aydın Cıngı, Erol Kızılelma, Babür Atila'dan oluşan Seçici Kurul, 2023 yılının *İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü*nün bu yılki sahiplerini belirledi.
SODEV'den yapılan açıklamada; “Ödül
Seçici Kurulumuz, 2022 SODEV İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma
Ödülü'nü, ‘Ya kin ve kibir baskın olacak, ya da kardeşlik, eşitlik, özgürlük ve
demokrasi kazanacak. Biz adaleti, kardeşliği, vicdanı, özgürlüğü ve tabii ki
Gezi’yi savunacağız’ diyen Gezi Tutsakları’ na verme kararı aldı” denildi.
Haber: Ökkeş Bölükbaşı, Dilek
Karafazlı, 28.Ocak. 2023
SODEV’İN '2022 İNSAN HAKLARI ÖDÜLÜ' GEZİ TUTUKLULARINA VERİLDİ.!
AYŞE BUĞRA:
“ADALETİN VARLIĞI, BİRLİKTE YAŞAMANIN ÖN KOŞULUDUR”
Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV) ‘İnsan Hakları, Demokrasi,
Barış ve Dayanışma Ödülü’ne, 2022 yılında Gezi Parkı davası tutukluları layık
görüldü. İstanbul’da düzenlenen törende konuşan iş insanı Osman Kavala’nın eşi
Ayşe Buğra, “Büyük bir adaletsizliğe, büyük bir gaddarlığa maruz kalan insanlar
için, bu adaletsizliğin ve bu gaddarlığın farkında olanların varlığı son derece
önemli. Adaletin, bağımsız bir yargı sisteminin varlığı, birlikte yaşamanın bir
ön koşuludur” dedi.
SODEV’in 2001 yılından beri düzenli
olarak verdiği ‘İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü’, bu yıl
Gezi Parkı davası tutuklularına verildi. Ödül, bugün İstanbul Taksim’deki bir
otelde düzenlenen törenle tutukluların ailelerine takdim edildi.
Törene, CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, HDP İstanbul Milletvekili
Züleyha Gülüm, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Şişli Belediye
Başkanı Muammer Keskin de katıldı.
ERTAN AKSOY:
KORKAK BİR YÖNETİM VE ONA BAĞLI MAHKEMELERİ VAR
Törenin açış konuşmasını, SODEV
Başkanı Ertan Aksoy yaptı. Aksoy, Gezi direnişinin önderinin halk olduğunu
söyledi. Aksoy, şöyle konuştu:
“Gezi, kimin hangi hakkı gasp
ediliyorsa onu savunmak için alanlarda olduğu bir direnişti. Gezi, en hoyrat,
en sert, en acımasız, en ölümcül müdahalelere akıl ile mizah ile karşı koyan
bir kardeşleşmeydi. Gezi, yeryüzü sofralarında hayat bulan bir paylaşmaydı.
Gezi Taksim’di, Türkiye’ydi. Gezi, içinde yer almaktan, parçası olmaktan
hepimizin onur duyduğu, Anadolu tarihinin en barışçıl direnişlerinden biriydi.
Gezi direnişinin başladığı ilk günden bugüne birçok dostumuz, yoldaşımız çok
ağır bedeller ödedi, ödemeye de devam ediyor. Öncelikle Gezi direnişinde
yaşamını yitiren canlarımızı saygıyla ve minnetle anıyorum. Hepimiz haklarımızı
koruyabilelim diye onlar yaşam hakkını yitirdiler. Elbette zalimin zulmü
bitmediği gibi, onlara teslim olmayanların mücadelesi de bu süreç içerisinde
bitmedi. Bugün hâlâ özgürlükleriyle bedel ödeyen dostlarımız var. Hepimiz
tanıklık ediyoruz ki bir yanda otoriter ve bir o kadar korkak bir yönetim ve
ona bağlı mahkemeleri var. Diğer yanda insan yaşamına sığdırılacak en anlamlı
mücadelelerden birini veren, kararlılıkları kadar cesaretleri de büyük Gezi
tutsakları olan bizlerin dostları var. Bir yanda elindeki yetkilerle muktedir
olan iktidar ve onun düzmece mahkemeleri var. Diğer yanda sahip oldukları
ahlâk, erdem, vicdan, haysiyet, onur ve cesaretle güçlü olan bizim dostlarımız
var. Bu vesileyle Sayın Osman Kavala’yı, Mine Özerden’i, Mücella Yapıcı’yı, Ali
Hakan Altınay’ı, Yiğit Ali Ekmekçi’yi, Çiğdem Mater’i ve iki sevgili dostum
Tayfun Kahraman ile Can Atalay’ı dostça, kardeşçe ve yoldaşlık duygularıyla
selamlıyorum. Bizim ideallerimiz onlarla içeride, onların idealleri bizlerle
birlikte dışarıda. Yakındır, hesabını soracağız.”
KADRİ GÜRSEL:
GEZİ DİRENİŞİNİ DURDUĞU YÜKSEK AHLÂKİ ZEMİNDEN İNDİRMEK MÜMKÜN
OLAMAMIŞSA BUNDA EN BÜYÜK PAY GEZİ TUTSAKLARININDIR
"Bu yıl SODEV İnsan Hakları,
Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü'nü Gezi tutsaklarına verme kararı"
aldık diyen jüri üyesi gazeteci Kadri Gürsel, bunun gerekçelerini şöyle
anlattı:
“2023’te 10’uncu yıl dönümünü idrak
edeceğimiz Gezi direnişi, Türkiye’nin modern tarihinde bir benzeri daha
yaşanmamış; demokratik, barışçıl, olağanüstü yaygın, buna karşılık lidersiz ve
kendiliğindenci bir kitlesel itiraz hareketidir. Gezi direnişinden yükselen
itiraz; şehir, hayat ve özgürlükler üzerinde kurulan ağır antidemokratik
baskılara karşıdır. İşte Gezi direnişinin bu karakteri nedeniyledir ki Gezi
davası, bu direnişi yargı silahıyla kriminalize etmek, gayrimeşru kılmak ve bu
sayede gerçekleşmesi muhtemel her türlü barışçıl protestoyu baskı yöntemleriyle
ezmenin sözde hukuki zeminini hazırlamak gibi özgürlük ve demokrasi karşıtı bir
siyasi amaç taşıyordu. Bu bağlamda üç ana husus, bu yılki SODEV İnsan Hakları,
Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü’nü Gezi davası tutsaklarına vermemizi
gerektirmiştir. Birincisi, iktidarın Gezi davası vasıtasıyla Gezi direnişini
karalama, suçmuş gibi gösterme çabasındaki siyasi maksada ilişkindir. Adlarını
zikrettiğimiz Gezi davası tutsakları, duruşma salonlarında, tutuldukları
cezaevlerinde ve özgür yargılandıkları zamanlarda yaptıkları açıklamalar ve
tavır alışları ile Gezi direnişinin demokratik, meşru ve barışçıl özünü her
fırsat ve vesileyle savunmuşlar ve iktidara, dizayn ettiği bu politik davayı
kendi amacı doğrultusunda başarıya ulaştırma şansını vermemişlerdir. Gezi
direnişini durduğu yüksek ahlaki zeminden indirmek mümkün olamamışsa bunda en
büyük pay Gezi tutsaklarınındır.
“AİHM’İN KARARINA UYMAYAN ANKARA,
TÜRKİYE’Yİ EVRENSEL HUKUK NORMLARINDAN DAHA DA UZAKLAŞTIRDI”
İkinci husus; günün sonunda Gezi
tutsaklarının içine topluca konuldukları bir torba davaya dönüştürülen Gezi
davasının, Türkiye’de hukukun ve yargının iktidara bağımlılaştırılarak,
araçsallaştırılarak, siyasi amaçla kullanılan bir silaha dönüştürülerek
düşürüldüğü, milli felaket tanımına uyan feci durumu gözler önüne seren bir
dava olmasıdır. Bu dava süreçlerinde tutuklama müessesesi, iktidarın siyasi
ihtiyaç ve çıkar mülahazaları doğrultusunda son derece keyfi ve fütursuz
biçimde kullanılmıştır. Örneğin Osman Kavala, delilsiz suçlamalarla 5 yılı
aşkın bir süre cezaevinde tutulmuş ve akabinde nasıl olduğu anlatılamadığı
hâlde hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiği iddiasıyla ağırlaştırılmış
müebbet cezasına çarptırılabilmiştir. Kavala hakkında ileri sürülen Gezi’nin
finansörü ve organizatörü olmak, 15 Temmuz darbe girişimine katılmak ve
casusluk suçlamaları, sırayla veya aynı anda tutuklama gerekçesi olarak
kullanıldı ama ne Kavala hakkındaki bu suçlamalara ne de diğer 7 sanığın 18 yıl
ağır hapse mahkum edildikleri 25 Nisan 2022’de tutuklanmalarına neden olan
‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım’ suçlamasına mesnet teşkil eden
herhangi bir somut delil bulunabildi. AİHM’nin Kavala hakkında 10 Aralık
2019’da verdiği ‘derhal tahliye’ kararına uymayan Ankara, Türkiye’yi bağlı
kalmakla yükümlü olduğu evrensel hukuk normlarından daha da uzaklaştırdı.
“8 GEZİ TUTSAĞI, EVRENSEL İNSAN HAKLARINDAN YOKSUN BIRAKILMIŞLARDIR”
Seçici kurulu 2022 yılı İnsan Hakları,
Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü’nü Gezi tutsaklarına vermeye teşvik eden
üçüncü husus, kendilerinin maruz bırakıldıkları ağır insan hakları
ihlalleridir. 8 Gezi tutsağı, Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalarda
ve kendi anayasasında yer alan, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde adil
yargılanma ve kişi hürriyetinin korunmasıyla alakalı temel ve evrensel insan
haklarından yoksun bırakılmışlardır. SODEV’in 2022 yılı İnsan Hakları,
Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü’nü Gezi tutsaklarına vermesinin, ülkemizin
2023’te geçtiği kritik süreçte barış, demokrasi ve hukukun üstünlüğü
ideallerinin gerçekleşmesine katkıda bulunacağını umuyoruz.”
HANDE ALTINAY:
DAHA EŞİT BİR TOPLUMDA YAŞAMAK İSTEYEN İNSANLARIN BİRLİKTELİĞİ,
DAYANIŞMASI BAKIMINDAN DA BU ÖDÜL ÇOK DEĞERLİ
Gezi Parkı davası tutuklusu, sivil
toplum kuruluşu yöneticisi Hakan Altınay'ın ödülünü, eşi Hande Altınay aldı.
Ödülü, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Adnan
Serdaroğlu’nun elinden Altınay, “Gezi’de vücut bulan ve daha özgür, daha
adil, daha demokratik, daha eşit bir toplumda yaşamak isteyen insanların
birlikteliği, dayanışması bakımından da bu ödül çok değerli. Çok sağ olun.
Bugün, bizim görüş günümüzdü. Biraz da zor bir görüş günüydü. Bazıları daha iyi
oluyor, bazıları daha zor oluyor. Onun için bu akşam burada sizlerle buluşma da
inanın, benim adıma özel olarak çok anlamlı" diye konuştu. Hande Altınay,
eşi Hakan Altınay’ın ödül dolayısıyla gönderdiği teşekkür mesajını da okudu.
AKİF BURAK ATLAR:
BİZ, BÜYÜK BİR GEZİ AİLESİ DEĞİL MİYİZ.?
Avukat Can Atalay adına ödülü, Taksim
Dayanışması’ndan Akif Burak Atlar aldı. Atlar’a ödülü, öldürülen Diyarbakır
Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi takdim etti. Atlar, teşekkür
ederek başladığı konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün 27 Ocak. Can’a da ön ismini
veren Şerafettin Atalay’ın evinin önünde katledilişinin 52’nci yıl dönümü.
Dolayısıyla Atalay Ailesi, bugün Amasya’daki anmaya katılmak üzere aramızda
değiller. O nedenle ödüllü sevgili Can Atalay adına da teslim alıyorum ama biz
de büyük bir Gezi ailesi değil miyiz? Sevgili Can ile sabah beraberdik
Silivri’de. Can’ı, Hakan’ı, Tayfun’u ve onların sıcaklığını gördük. O sayede
ısındık bu sabah. Can’ın küçük bir mesajı var. Onu sizlerle paylaşmak
istiyorum. ‘Sosyal Demokrasi Vakfı’nın 2023 İnsan Hakları Ödülü’ne
arkadaşlarımla birlikte layık görülmenin onurunu yaşıyorum. Bu ödülün bize
layık görülmesine sebep olan kararlılıkla mücadelemiz sürecek. Her hâl ve
şartta umudu dürtecek, umutsuzluğu yatıştıracağız. Tören sonrası buraya doğru
bir kadeh kaldırırsanız çok seviniriz.’”
MURAT UTKU:
ADALETSİZ BİR SÜREÇ, AMA BİTECEK
Eşi Çiğdem Mater adına ödülü, eski
SODEV Başkanı Babür Atila’nın elinden alan Murat Utku, bu birlikteliğin
kendilerine güç verdiğini söyledi. Utku, şöyle konuştu:
“Hep birlikte olmak, hep birlikte
olduğumuzu hissetmek, sizlerin desteğini yanımızda, arkamızda her zaman
hissetmek ki bu ancak karşılıklı olarak birbirimize destek vererek
atlatabileceğimiz bir süreç. Adaletsiz bir süreç. Hukuksuz bir süreç. Kötü bir süreç
ama bitecek. Dolayısıyla işte buna hep beraber ‘Yarın nasıl daha iyi çözümler,
nasıl daha adaletli bir ülke ve nasıl daha haysiyetli bir yönetim biçimi
yaratabiliriz’ diye düşünmek ve hep bunu hep beraber yapabilmek çok değerli,
çok kıymetli. Dolayısıyla bu ödül töreninde bulunmak bizler açısından son
derece değerli, çok teşekkür ediyoruz SODEV yönetimine ve jürisine. Çiğdem’in
de bir mesajı var sizlere. Onu okuyarak sözlerimi tamamlamak istiyorum.
‘Sevgili SODEV üyeleri, içeride ve dışarıda bir arada olmanın, birlikte
durabilmenin bunca önemli olduğu şu günlerde dayanışmanız ve desteğiniz
avlumuza kondu. Çok teşekkürler. Herkesin hakkının herkese verildiği, eşit
yurttaşlığın ve gerçek bir demokrasinin hüküm sürdüğü günlerin hayaliyle
Bakırköy Kadın Cezaevi’nden hepinize sevgiler.’”
SU ÖZERDEN:
YAKINLARIMIZ, BU ÜLKEDE HAKSIZLIĞA UĞRAYAN NE İLK NE DE SON
İNSANLAR
Mine Özerden adına ödülü, kızı Su
Özerden, eski SODEV Başkanı Aydın Cıngı’dan aldı. Su Özerden, şunları dile
getirdi:
“Annem adına, SODEV Yönetim Kurulu’na
ve jüri üyelerine çok teşekkür ediyorum. Yakınlarımız, bu ülkede haksızlığa
uğrayan ne ilk ne de son insanlar; bunu biliyoruz. Kendileri de bunu
biliyorlar. Umutlarını asla yitirmeden bekliyorlar. Çalışmalarına devam ediyorlar.
Üretmekten, düşünmekten ve bizlere de umut dağıtmaktan vazgeçmiyorlar. Annemin
mesajı şöyle, çok kısa. ‘Her şeye rağmen bu coğrafyanın kadim bilgilerine
güvenmeye devam ediyorum; merakla ve sakince. Sosyal Demokrasi Vakfı’na,
bizleri unutmadığı için teşekkür ediyorum.’”
CANSU YAPICI:
SEÇİCİ KURULUNUN GEREKÇESİ, ANNEMİ EN ÇOK MUTLU EDECEK BİR METİN
CHP İstanbul İl Başkanı Canan
Kaftancıoğlu, Mücella Yapıcı'nın ödülünü kızı Cansu Yapıcı’ya verdi. Cansu
Yapıcı, şöyle konuştu:
“SODEV seçici kurulunun ailelerimizi
seçme gerekçesi, okunduğu anda annemi en çok mutlu edecek metinlerden bir
tanesi. O yüzden tekrar teşekkürler. Kendisinin mesajını okumak istiyorum:
‘Sevgili dostlar, bu ödül ve her şey için gönülden teşekkürler. Desteğiniz, dayanışmanız,
haksızlıklara karşı inatlı duruşunuz sadece bizlere değil, gelecek güzel
günlere umut ve ışık oluyor. Bugün aranızda olamadığım için çok üzgünüm ama
bilin ki varlığını derinden hissettiğim o salondaki inat, dirayet, neşe ve
umut, cezaevinde bu akşam bizlerle. Özgürlük, hak ve emek için mücadeleye devam
eden sizleri hasretle kucaklıyorum. Tekrarlamakta ısrarcıyım. Gezi; eşitlik,
özgürlük ve demokrasi için bu ülkenin sönmeyecek umududur. Biz hâlâ bu umutta
inatçıyız. Kaybettiğimiz çocuklarımıza özlemle özgür meydanlarda buluşacağız.’”
OSMAN KAVALA ADINA ÖDÜLÜ ALAN EŞİ AYŞE BUĞRA GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Akademisyen, yazar Ayşe Buğra, eşi
Osman Kavala’nın ödülünü Ertan Aksoy’un elinden aldı. Konuşmasında gözyaşlarına
hâkim olamayan Buğra, şunları söyledi:
“Büyük bir adaletsizliğe, büyük bir
gaddarlığa maruz kalan insanlar için, bu adaletsizliğin ve bu gaddarlığın
farkında olanların varlığı son derece önemli. Onun için burada olmaktan çok
memnunum. Çok teşekkür ederim. Bir de şunu söylemek istiyorum. Adaletin,
bağımsız bir yargı sisteminin varlığı, birlikte yaşamanın bir ön koşuludur.
Bunun farkında olan, bunu gören ve bunun için mücadele eden herkese çok
teşekkür ederim. Osman’a bu ödül törenini zamanında haber veremedik. Onun için
bir mesajı yok ama eminim, ödül gerekçesini okuduğu zaman o da çok
duygulanacak. Tekrar teşekkürler.”
MERİÇ DEMİR KAHRAMAN:
BÜTÜN AİLELER EMİNİM, SENELER SONRA, HEPİMİZ ORADAYDIK, AYNI
ŞEYLERİ DÜŞÜNÜYORLARDIR
Meriç Demir Kahraman da şehir
plancısı eşi Tayfun Kahraman adına ödülü, Kadri Gürsel’in elinden aldı.
Kahraman, eşi Tayfun Kahraman ile Gezi Parkı protestolarında tanıştıklarını
belirterek;
“Bugün, yıllar sonra, 10 yıl sonra, onun mücadelesine, onun duruşuna neden gönül verdiğimi bugün tekrar daha iyi anlıyorum. Buraya gelirken, Gezi Parkı’nda yürürken bunları düşündüm. Bütün aileler eminim, seneler sonra hepimiz oradaydık, aynı şeyleri düşünüyorlardır. Bugün görüş günümüzdü. Tayfun’un hepinize çok selamı var. Kısa da bir notu var. Onu da okumak isterim. ‘Sevgili SODEV ailesine, ülkemizde insan hakları ve demokrasi bilincinin gelişmesi için çok kıymetli katkılarınız kapsamında biz Gezi tutsaklarına layık gördüğünüz bu değerli ödül ve gösterdiğiniz yüksek dayanışma nedeniyle sonsuz teşekkürler. Yalnız gelecek kuşaklara değil, Gezi direnişi sırasında kaybettiğimiz canlara da borcumuz olan özgür, adil, demokratik bir düzen, kardeşçe bir yaşam kuruluncaya kadar haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Her yer Taksim, her yer direniş.’”
Sosyal Demokrasi Vakfı'nın *Demokrasi* ödülü *Gezi Tutuklularına*
SODEV - Sosyal Demokrasi Vakfı, *İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve
Dayanışma Ödülü* *Gezi Tutsakları* na verildi.
Bağımsız jüri üyeleri Arzu Çerkezoğlu, Can Atalay, Kadri Gürsel, Türkan
Elçi ile Doğal jüri üyeleri Ertan Aksoy, Ercan Karakaş, Aydın Cıngı, Erol
Kızılelma, Babür Atila'dan oluşan Seçici Kurul, 2023 yılının *İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve
Dayanışma Ödülü*nün bu yılki sahiplerini belirledi.
SODEV'den yapılan açıklamada; “Ödül
Seçici Kurulumuz, 2022 SODEV İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma
Ödülü'nü, ‘Ya kin ve kibir baskın olacak, ya da kardeşlik, eşitlik, özgürlük ve
demokrasi kazanacak. Biz adaleti, kardeşliği, vicdanı, özgürlüğü ve tabii ki
Gezi’yi savunacağız’ diyen Gezi Tutsakları’ na verme kararı aldı” denildi.
SODEV ödül töreni 27.Ocak. 2023 Cuma Günü 19.00'da Taksim
Hill Hotel'de düzenlenen törenle Gezi Davası tutuklularının ailelerine ve yakınlarına
takdim edildi.
Haber: Ökkeş Bölükbaşı, Dilek
Karafazlı, 28.Ocak. 2023
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP