Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
DOKUN ve BAK
‘Hayat biri olmadan diğerinin olmadığı bir yolculuktur.!’
Sergi Adı: DOKUN ve BAK
Sanatçı: Hülya Düzenli
Sergi Tarih: 27 Kasım – 10 Aralık 2023
Yer: Sakarya Üniversitesi Sanat tasarım ve Mimarlık Fakültesi,
Esentepe Kampusu
Açılış günü: 27 Kasım 2023 / Pazartesi
Açılış saati: 12.00
Sakarya Üniversitesi Sanat tasarım ve Mimarlık Fakültesi, 27 Kasım 2023, Pazartesi günü saat 12.00, Esentepe Kampusu’nda Hülya Düzenli’nin “Dokun ve Bak” başlıklı sergisine ev sahipliği yapacaktır.
Ressam Hülya Düzenli, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim Ana Sanat Dalı, Adnan Çoker Atölyesi, yüksek resim bölümünden mezundur.40 yılı aşkın süredir çeşitli sanat okullarında öğretim elemanı olarak çalışmış, yurt içi ve yurt dışında müzelerde canlı anlatımlar yapmış, iki yayın çıkarmış ve birçok sergiye küratörlük yapmıştır. Çeşitli sanat etkinlikleri düzenleyen, konferanslar veren Hülya Düzenli, başta eşi ve çocukları olmak üzere birçok sanatçının bulunduğu geniş bir aileye sahiptir.
Sanatçının, Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinden fikir hakkını aldığı ‘Körler için Renk Alfabesi Buluşu’ bulunmaktadır.
Sanatçı bu sergide yer alan yapıtları hakkında şöyle bir açıklamada bulunuyor: “Bu sergi, Dünya Engelliler günü nedeniyle gündeme gelmiştir. 2016 yılında açtığım ‘Dokunarak Bakmak’ sergisiyle başlayan bir serüven Sakarya’da da devam ediyor. Körler için yaptığım Renk alfabesi çizgi ile rengin plastik ve psikolojik özelliklerinin örtüşmesiyle oluşmuştur. Benim için o günden beri renk ancak böyle ifade edilen bir olgudur ve apriyorik olarak edindiğimiz birçok bilginin değişmesi demektir: Giderek geliştirdiğim Körler İçin Renk Alfabesi görme ediminin göz değil parmak uçlarımızla da olabileceği üzerinden yola çıkılarak yapılmıştır. Renk ışıksız bir ortamda da algılanabilir mi? Sorusuna cevaptır. Yitirdiğimiz algı araçlarını yeniden kazanmamıza ilişkin bir uyarıdır. En önemlisi insanın insanla empati-duygudaşlık yaparak duyarlılıklarını geliştirebileceğine dair bir yaklaşımdır. Hayat biri olmadan diğerinin olmadığı bir yolculuktur. Bu yolculuğu umutlu, mutlu, deneyimsel ve zengin kılmak için alfabemiz genişleyebilir.
“Hayata dahil oldum sanata
döndü.!
Sanata dahil oldum hayata döndü.!”
Görmeyen kişiler için zor olan nedir? Şüphesiz soyut kavramlardır. Renk soyut bir kavramdır ve kabarık bir çizginin yürüyüşü ile her renge bir ‘kod’ oluşturdum. Örneğin yatay bir kabarık çizgi mor, yatay bir kabarık kırık çizgi sarı olur. Bu kabarık çizgileri takip eden parmaklar, o kodu bildiğinde o rengi algılayacaktır, dokunarak bakmayı gerçekleştirecektir.
Türkiye ve Avrupa
Birliği fikir haklarına sahip olduğum ‘’Körler İçin Renk Alfabesi’’
görmeyenlere dokunarak baktıklarında rengi gösterir. Görenler de dokunarak baktıklarında
görmeyenlerle duygudaşlık yapabilirler. Hayat budur yani sanat.! Benim
resimlerimde, renk alanları kabarık çizgilerden oluşan, görmeyenler için
yarattığım renk kodlarıyla tanımlanır. Sanat budur yani hayat.!
Derin sevgi ve saygılarımla…”
Halen online ve yüz
yüze olarak, Hülya Düzenli Sanat
Atölyesi’nde sanat tarihi, konsept yönetimi, resim ve portfolyo atölyeleri
yönetmekte, sanat ve kültür gezileri yapmakta, çalıştaylar yönetmekte ve
kişisel sanat çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.
EK BİLGİ
QR
ANLATIM İÇİN NOTLAR:
Görme
engelliler için yarattığım renk alfabesi nasıl ortaya çıktığını anlatmak
isterim.
Her şey bir
dostumun Körler için destek amaçlı, bir sergi istemesiyle başladı. Bu proje
için destek vereceğimiz kör çocuklara eğitim verilen bir okula gittim. O gün
gözlerimi kapatıp, duvarlarda bulunan kabartmalara dokundum. Ve birden
gördüğümü göremez oldum.
Atölyeme
kapandım ve kör bir insan için neyin zor olacağını düşündüm. Kavram, kavramı
algılamak ve kavramı anlatmak zor olmalıydı…
Renk
bizlerin fiziksel olarak somutladığı, kimyasal olarak oluşturduğu, madde haline
getirdiği bir kavramdır. Ve ancak ışık varsa görülebilir. Parmaklarımızla
görmek için ise; ışığa ihtiyaç yok. O halde dokunarak oluşturacağım kodlar
aracılığıyla görebilirlerdi...
Çizgiyi
kabarık hale getirerek ve rengin yarattığı etkiler ile çizginin yarattığı
etkiler arasında yapacağım bir eşleştirme onlara ulaşmamı sağlayabilirdi. Her
renk için kabarık bir çizgiyle bir tanım ortaya koydum. Örneğin dikey kabarık
bir çizgi yeşili, eğik kabarık bir çizgi kırmızıyı, yatay kırık bir çizgi
sarıyı, yatay eğri bir çizgi maviyi, vb.
Resimlerde
renk alanları böyle olunca, gören ya da görmeyen izleyici, ışıkta ya da
karanlıkta dokunarak bu kodlar aracılığıyla tanımlanan renkleri
algılayabilirler.
Renk algısı,
biçimden bağımsız niteliksel bir unsur olmalıdır.
Rengin
insan davranışları açısından etkileri, hem sanatın hem bilimin araştırmaları
içinde yer almıştır. Renk üzerine farklı yaklaşım ve araştırmalar, sanatlarla
bilimi hatta ekonomi, sosyoloji ve psikolojiyi birleştirir.
Ağacın
yeşil olduğu bilgisi sanatçının onu mor ya da kırmızı yapmasıyla değişecektir.
Öğrenilmiş olan bu gerçeklik, nesnenin bilinçte canlanan duyusal özelliğidir. O
halde kırmızı renk, yalnız kırmızı rengin kendisidir. Renk ve renk değerleri
öğrenilmiş, deneyimlenmiş, bilgisinden sıyrılarak, rengin saf fenomenine, kavramına
ulaşıldığında; rengi, her birey farklı olarak algılayacaktır.
Renk
sadece “optik” bir duyum mudur? Eğer
optik bir duyumsa, dokunsal görmenin yerini alabilir mi? Bir göz uygarlığının
ötesinde bambaşka imkânlar yok mudur?
Renkler görülmeden sadece dokunmakla hissedilebilir mi? Parmak uçları,
avuçlar hangi iz ve kıvrımla hissedebilir bu duygulanır mı? Sevinç, hüzün,
coşku, melankoli sadece dokunularak, renklerin parıltısı olmadan iletilebilir
mi?
İnsanlık
tarihinin neredeyse tümünde renk algısına ilişkin Optik bir egemenlik
düşünüldüğünde renk, hatta tüm görüntülerin iki boyutlu düzlem üzerinden
algısı, görsel bir dokunsallığı
hedeflemiştir. Yani bir yanılsama...
“Dokunarak
Bakmak” göze bağlı bir estetik deneyimin ötesindeki yeni potansiyeller sunar. Benim resimlerim aracılığıyla ortaya çıkan
Körler İçin Renk Alfabesi; renk algısının öğrenilmiş anlamlarını değiştirmek
içindir: Renkleri alışılagelmişin dışında dokunarak anlamaya çalışmak mümkün
müdür?
Kabarık
çizgilerden oluşan doku, çizginin yönleri aracılığıyla hissedilebilir. Çünkü
çizgi de tıpkı renk gibi dikey, yatay, eğik, kıvrık, eğimli olduğunda farklı
duygular yaratır. Durgun, sessiz, ağırbaşlı, heyecanlı, coşkulu, parlak,
kızgın, vb… O halde her renk için
seçilmiş kabarık bir çizginin farklı yön ve açılarla oluşturduğu doku, farklı
algılamalara, duygusal geçişlere neden olabilecektir.
“Renk
alanlarını hissetmek ile rengin kendisini görmek aynı değildir. Her rengin,
kimyasal, fiziksel, plastik, estetik, psikolojik, sosyolojik, sembolik, kültürel
anlam ve etkileri bulunmaktadır. Rengin bu özelliklerinin algılanması için
temel renkler ile siyah ve beyaz için, tanımladığım farklı kabarık çizgilerden
oluşan kodlar aracılığıyla ‘Körler İçin Renk Alfabesi’ doğmuştur.
Renk Alfabesi, 11.12.2017 de TC. Kültür Bakanlığı tarafından 91930458-120-(2017/04483) /E.2017-OE-541815 sayı ve 2017 04483 tescil numarası ile “Renk Alfabesi” olarak tescil edilmiştir. 22.06.2018 de DM/101 473 tescil numarası ile Avrupa Birliği tescili alınmıştır…”
Hülya Düzenli
@ #ÖkkeşBölükbaşı © #medyagunebakis.com, #ToplumsalMuhalefet
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP