Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
100’ÜNCÜ
YILINDA TÜRKİYE FOTOĞRAFI
Cumhuriyet’in
100’üncü yılında Türkiye fotoğrafı
Geçenlerde,
ana muhalefet partisinin eskiden üst düzey yönetiminde görev alan bir politikacı
ile sohbet ediyorduk ve neredeyse AKP’liler kadar ülkenin durumunun iyi
olduğundan söz etti.
Muhalif
politikacıların bile böyle düşünmeleri gerçekten şaşırtıcı; AKP’nin 20 yılı
aşkın süre iktidarda kalmasının nedeni de bu olsa gerek. Peki, gerçek öyle mi.?
Türkiye gerçekten,
cumhuriyetin 100’üncü yılında daha iyi durumda mı.?
Bu soruya yanıt vermeden önce, isterseniz ülkenin bir fotoğrafını çekelim, kararı siz verin, iyi miyiz, kötü durumda mıyız.?
Mesela Türkiye’de asgari ücret bugün itibariyle 11 bin 402 lira, dolar olarak da 400 dolar bile değil; yani asgari ücretli günde 12 dolar kazanıyor, buna karşılık bir kahve artık 50-100 lira arasında satılıyor. Tabii gelişmiş ülkelerin işçileri, Türk işçisinin bir günde kazandığından fazlasını bir saatte kazanıyorlar.
Devletinin
bakanının açıklamasına göre 2023 itibariyle asgari ücretli çalışanların toplama
oranı yüzde 37; yani üç çalışandan birinin geliri asgari ücret düzeyinde.
Buna karşılık
otomobil fiyatları, dünyanın en pahalısı, çıkın Irak Kürdistanı’nda Erbil’e gidin,
çıkın Ermenistan Erivan’ına gidin, herkes Türkiye’de 10 milyonlara satılan lüks
araçları çok ucuza alıp keyif çatıyor.
Enflasyonu söylemeye gerek yok, dünya şampiyonlar ligindeyiz ama yine de yazalım; artık açıkladığı hiçbir sayıya güven olmayan TÜİK yüzde 61,98 diyor, akademisyenlerden oluşan ENAG’a göre ise oran yüzde 129,27 olmuş.
İşsizlik sayılarını da TÜİK açıklıyor ve herhalde düşük göstermeye çalışıyorlar bu yüzden oranı vermeye gerek bile yok, çevrenize bakın yeter; bir iş ilanı assanız stadyum dolar.
Eğitimin
hali ortada, üniversite seçme sınavına yılda üç milyon kişi giriyor. Üniversitelerin
kalitesi ise, yerlerde sürünüyor, atanan rektörlere bakın yeter.
Sağlıkta durum,
parası olmayan için ölümcül hale geldi, devlet kendi vatandaşından çok
sığınmacıları kolluyor; açın telefonu, bir devlet hastanesinden randevu almaya
çalışın bakalım kaç günde veriyorlar.
Özel hastaneler ise, birer sağlık kuruluşundan çok, birer basma makinasına dönmüş haldeler, sadece cüzdanınıza bakıyorlar, yoksa içeri bile almıyorlar.
Medyanın
geneli tek elden kontrol ediliyor, gazetelerin dağıtımı, basımı hep orada. Bu
yüzden ortada gazete filan kalmış değil, en ciddi gazetelerde bile çikolata
kutuları dolaştığı yazılıyor, bu nedenlerle medya, milyar dolarlık vurgunları
değil, sosyal medyada para çarpmış çoluk çocuğu veya gözünü para hırsı bürümüş
ve imzalı peçete karşılığında paralarını sözde bankacılara kaptırmış
futbolcuları yazıp duruyor.
Medyanın
tek yanlılığı, muhaliflere de yansımış durumda; ceza korkusuyla oto-sansür
uyguluyorlar, kendi taraftarı saymadıkça, destekledikleri partinin liderini
bile sansürlüyorlar.
Hapiste hala onlarca gazeteci var, daha dün 80’inde bir kadını da hapsettiler, hapisteki gazetecilere gazeteci demek tehlikeli suçlamalarla karşılaşma riski taşıyor; işsiz gazetecilerin ise haddi hesabı yok, bizden değilse ‘yaşayan ölü’ olsun diyorlar.
Kavala’yı,
Demirtaş’ı bir yana bırakın, halkın oyuyla seçilmiş Milletvekili Can Atalay bile,
arkasına yargının tüm kademelerini aldığı halde serbest kalamadı.
Söz
yargıdan açılmışken, başka ülkelerde, kendileri ‘kanun’ sayılan ve ölünceye
kadar görevlerinde kalsınlar ki, adalet terazisini dengede tutsunlar denilen
yüksek mahkeme üyeleri, Türkiye’de kovuşturma konusu edildi, hapse girmezlerse
iyi. Popülizm tam gaz gidiyor, oy için EYT çıkarıldı yetmedi, şimdi emeklilere parasal
yardımlar yapılıyor, pahalılıkta vatandaş ekmek bile alamaz halde olduğu için
de bol keseden dağıtılan paralara “Bu çeşmenin suyu nerden?” demek mümkün
değil.
Zenginler
vergi ödemiyor, devlet neredeyse vergisinin tümünü, benzinden, sigaradan, içkiden
filan topluyor, dolaylı vergilerde Türkiye dünya şampiyonu. Para gelsin de nasıl gelirse gelsin
denilerek, kara para, kaçak para, kirli para ne kadar kötü para varsa
Türkiye’ye gelsin diye başlatılan uygulama hala sürüyor. TC vatandaşlığı ise,
400 bin dolarlık evi alana ailece veriliyor. Ama gazetelere yansıyanlara
bakılırsa, elin uğursuzları 400 bin dolar bile getirmiyor, uyduruk evleri kâğıt
üzerinde 400 bin dolara alıp, pasaportu cebine koyuyorlar.
Bu iki uygulamanın doğal sonucu olarak, konut fiyatları, iki üç yıl öncesine göre dolar bazından 2-3 misli artmış durumda, Bağcılar’da 1 artı 1 fiyatı Manhattan’la yarışıyor. Böyle olunca kiralar uçtu, Türkiye’nin vatandaşları ucuz kiralık ev bulamadığı için büyük kentlerden hicrete başladı.
Devlet
kendi sattığı ne varsa her yıl yüzde 100 zam yaparken, kiralara yüzde 25 zam
sınırı koydu, yüzbinlerce ev sahibi ile milyonlarca kiracı da bu yüzden kanlı
bıçaklı. Yargıda en küçük dava için bir sene sonrasına gün veriliyor. 10 ay
önce depremde yıkılan şehirler, hala toz toprak içinde.
Amerika’nın
milyoneri Trump’ın 30-40 bin liraya aldığı bir cep telefonu Türkiye’de 100 bin
liraya satılıyor. Dışarda yemek artık zengin işi oldu, en uyduruk restoranlar,
vergilerle fiyatı şişen en kalitesiz şarapları, Petrus fiyatına satıyorlar.
Vatandaş da ucuz
içki bulmak için, 4. Murat dönemindeki gibi kendi içkisini kendi üretiyor,
sigarasını ucuz tütünden kendi sarıyor.
Mülteciler
konusunda ise dünya şampiyonu olduk, Kandahar’dan sırtına torbasını atan,
İstanbul’un, Ankara’nın atölyelerinde iş buluyor, daha az para istedikleri için
de işletme sahibi de kamu yöneticisi de çok memnun ve ‘Aman bu konuyu deşmeyin’
diyorlar.
Ve
dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar Starbucks, kafe, kahve dünyası, kahvehane
açıldı, işsiz milyonlar, günlerini buralarda geçiriyor. Bir de gurbetçilerimiz
var, Türkiye ucuzladıkça, daha çok yazlık alırız diye seviniyorlar ve iktidarı
öve öve bitiremiyorlar, sadece hava atmak için devasa Mercedesler kiralayıp, AB
plakalarıyla yollarda 200 km basıp, hiç ceza yemiyorlar.
Eğer bu fotoğrafa iyi diyorsanız, Nasrettin Hoca’yı analım; valla siz de haklısınız.
Doğan
SATMIŞ
#ÖkkeşBölükbaşı, #medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP