Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
*TRAKYA’DA S
U L A R KİRLENİYOR,
T Ü K E N İ Y O R..!*
Başta Tekirdağ
olmak üzere, Kırklareli ve daha sonra Edirne’de durum ciddi boyutlara ulaştı.
*S U L A R
I M I Z KİRLENİYOR, T Ü K E N İ Y O
R..!*
Lüleburgaz’ın
önde gelen siyasilerinden ve çevrecilerinden, Lüleburgaz Emek ve Demokrasi
Platformu çatısı altında verdiği çevre mücadeleleri ile öne çıkan Hakan
Dedeoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı videolu paylaşımla, Trakya’nın çevre sorunlarının gündeme
getirdi. Susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımızı bir kez daha önemle
hatırlatan Dedeoğlu, bugünlere nasıl geldiğimizi de anlattı.
*T R A K Y
A ’N I N A C I G E R Ç E Ğ İ *
Dedeoğlu;
“Yaklaşık 38 yıldır çevre konusunda gönüllü biriyim. “Trakya toprakları amaç
dışı kullanılamaz.!” diyerek çıktığımız yolda ben ve arkadaşlarım uzun yıllar
boyunca çevre mücadelesini devam ettirdik. Hala da bu mücadeleyi sürdürüyoruz.
Artık çok ciddi bir kuraklık yaşadığımız bu günlere nasıl geldiğimizi kısaca
özetlemek istiyorum” diyerek şunları kaydetti;
“Bundan 38 yıl
önce bölgemizde başlayan çarpık sanayileşme hamleleri; sularımızın,
topraklarımızın kirlenmesiyle artarak bugün içinden çıkılamaz noktalara
getirildi.
Bir dönem
“İstanbul’un taşı toprağı altın” denilerek, Güneydoğu’dan, Doğu Anadolu’dan,
Karadeniz’in büyük bir kesimi ile Ege ve Akdeniz bölgelerinden büyük şehre akan
göç, bugünkü durumu ortaya çıkardı.
Tabi bununla
bitmedi. Kocaeli’de yaşanan sanayileşmeyi; Çerkezköy, Çorlu, Muratlı,
Lüleburgaz ve son dönemde de yavaş yavaş Edirne bölgesine kaydırma hamleleri
uzun zamandır devam etti.
*TOPRAKLARIMIZ PAZARLANDI*
Bununla
birlikte 1999 yılında Trakya Üniversitesi’nin o günkü Rektörü Sayın Osman İnci
önderliğinde, bir grup değerli bilim insanının katkılarıyla 1/100.000’lik
Trakya Çevre Düzeni Planı gerçekleştirildi.
Fakat
2008-2009 yıllarında bu planlar revize edildi. Siyaset ön plana çıktı. Rant
odaklı, insan içerikli olmayan, bölgemizi fabrikalara veya benzer oluşumlara
açmak adına, emlakçılık mantığıyla topraklarımız pazarlandı. Ne yazık ki tarım
olumsuz anlamda bu durumdan çok etkilendi.
*GÜNDE 4 MİLYON METREKÜP SU
ÇEKİYORLAR*
Bildiğiniz
gibi su bugün çok çok önemli. Bölgemizde de olağanüstü bir su kullanımı söz
konusu.
Rakam vermek
gerekirse bugün Trakya’mızda irili ufaklı 3000 kadar fabrika var. Ve bu
fabrikalar tarafından her gün yaklaşık 4 milyon metreküp içilebilir doğal su
yer altından çekiliyor. Ve bu sular yine fabrikalar tarafından işlenip
kirletildikten sonra Ergene Nehrine verilmekte.
“Arıtmalar”
var deniyor, “çalışmalar” var deniyor ama esas bir gerçek var ki o da sularımız
tükeniyor. Başta Tekirdağ olmak üzere, Kırklareli ve daha sonra Edirne’de durum
ciddi boyutlara ulaştı. Tabi tüm dünyada böyle bir tehlike var. İklim
değişikliği sonucunda sıcaklıklar yükseldi.
Haliyle bu
sıcaklıklara ek olarak bölgemizdeki 3000 fabrikanın birer soba olduğunu
düşünün. Dolayısıyla aşırı bir buharlaşma söz konusu. Maalesef geldiğimiz nokta
ortada.
*SUYU ÇOK İYİ KULLANMALIYIZ*
Yine eskiden
ani hava değişiklikleri yaşanmazdı. Ama bugün bakıyorsunuz; hava güneşli ve çok
sıcak. Yarın bakıyorsunuz sel olmuş. Ve bu durum giderek artacak.
Tüm bunlara
bağlı olarak bize düşen görev suyumuzu çok iyi kullanmak, tasarruflu olmaktır.
Elbette
fabrikalar iş, aş kaynağı. Ama nasıl ki yurt dışına gidenler geldiklerinde,
“Şöyle üretim yapıyorlar, böyle tarım yapıyorlar” diye anlatıyorlar ya, işte onların
hepsi aslında bizde mevcuttu. Şimdi nehirlerimizin, derelerimizin temiz
olduğunu bir düşünün. O zaman nasıl bir tarım yapabileceğimizi hayal edin.
Dışarıdaki hiçbir ülkeyle kıyaslanamaz bir konumda olurduk.
*KİRLENEN VERİMLİ TOPRAĞIN GERİ
GELME ŞANSI YOK*
Mustafa Kemal
Atatürk 1923’te Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yüzlerce fabrika kurdu. Ama bu
fabrikalar bölgesine göre, toprağına göre, suyuna, insanına göre açılan
fabrikalardı. İşte o güzel insanların sayesinde bugünlere geldik.
Ancak hemen
hemen son 35 yıldır ülkemizde olağanüstü bir bocalama var. Belki teknolojik
anlamda ilerlemiş olabilirsiniz ama eğer tarımı baypas edersek, sularımızın
topraklarımızın kirlenmesine engel olamazsak bu hiçbir anlam ifade etmez. O
Yüzden doğalı korumak önceliktir, elzemdir.
Çünkü kirletilen verimli toprakların geri gelme şansı ne yazık ki yok.! Yine özellikle güneydoğuda yeni kentlerin yaratılması ve göçün tersine döndürülmesi, İstanbul başta olmak üzere kargaşa ve susuzluğa bir çözüm niteliği taşıması açısından çok önemlidir.
*TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN BU
ADIMLARI ATMALIDIR*
Trakya’nın ciğerleri Istrancalar’ın da korunması gerektiğinin de altını çizen Dedeoğlu açıklamalarının sonunda, 3 ilin de atanmış ve seçilmişlerinin bu konularda daha rasyonel ve doğru adımlar atmaları gerektiğini önemle vurguladı.
Hakan Dedeoğlu, Lüleburgaz
#ÖkkeşBölükbaşı, #www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,
KAYNAK
Trakya’da
yeraltı suyunun yüzde 85’i tükendi
Dursun Yıldız, 2021_08_03 - © DHA
Tekirdağ
Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Lokman
Hakan Tecer, Trakya Bölgesi’nin yer altı sularının yüzde 85’inin
tükendiğini söyledi.
https://supolitikalaridernegi.org/2021/08/03/trakyada-yer-alti-suyunun-yuzde-85i-tukendi/
Trakya
Platformu’nun Suyu
Müşterekleştirme,
Ortaklaştırma Mücadelesi
Sağlıklı bir
çevrede yaşamak haktır, sağlıklı çevrede yaşam hakkının savunucusu olmalıyız.
Sürdürülebilir
kalkınma değil, sürdürülebilir bir gelecek istemeliyiz…
Doğal kaynakların
sınırsız olduğu yanlışından dönmeliyiz.”
https://suhakki.org/2018/07/trakya-platformunun-suyu-mustereklestirme-mucadelesi/
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP