CHP ÖRGÜTLERİNDE GELECEĞİ KONUŞMAK.!

CHP’de Örgütlerimiz geleceği yeterince konuşmuyor. Ağırlıklı konuşmalar olağan ya da olağanüstü kongreler. Bu anlayışı yıkamazsak, nasıl iktidarı yakalayacağız.?

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

ÖRGÜTLERİMİZDE GELECEĞİ KONUŞMAK.!

CHP’de Örgütlerimiz geleceği yeterince konuşmuyor. Ağırlıklı konuşmalar olağan ya da olağanüstü kongreler. Bu anlayışı yıkamazsak, nasıl iktidarı yakalayacağız.?

CHP'li Dursun Bulut'dan Tüzük değişikliği önerisi

Cumhuriyet Halk Partisi bir önceki dönem Parti Meclisi Üyesi Dursun Bulut, tüzük kurultayı öncesi CHP tüzüğü hakkında önerilerde bulundu.

CHP’de Tüzük Kurultayı hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. İl içe ve bireysel üye önerilerinin bugün son günü. Eski PM üyelerinden Dursun Bulut konuya ilişkin bir dizi önerilerde bulundu. Bulut, “Özellikle yeni tüzük maddeleri önerisiyle partimizde başarısızlığın bedelinin olması yani istifa mekanizması, en fazla üç dönem görevde kalabilme, çok önemsediğim etik kurulların oluşturulması ve cumhurbaşkanı adayımızın üye ve halkla birlikte belirlenmesi” gibi taleplerini sıraladı.

DELEGE İSTERSE;

BAŞARDIK, GÖREVE HAZIRIM, TALEBİM YOK, KARİYERİZM,

Son günlerde en çok ifade edilen kelimeler; yazımın başlığını oluşturduğu gibi, bu ve benzeri kelimeler, cümleler aynı zamanda Türkiye’nin gündemini oluşturuyor. İktidar da bir yandan bu tür cümlelere kıs kıs gülüp ve havuz medyası aracılığıyla bunları köpürtürken, diğer yandan ortamı eskisinden daha fazla gererek; izlediği politikalar nedeniyle sebep olduğu açlığı, işsizliği, işlenen kadın cinayetlerini, yok ettiği özgürlükleri ve getirdiği istibdat rejimini, artan yobaz dinci akımların sapkınlıklarını gizlemek için her gün gündemi değiştiriyor. Ortağını ve kendi içindeki insanlık düşmanlarını, memnun etmek için Can Atalay ve onun gibi binlerce düşünce tutsaklarını yargı kararlarına rağmen içeride tutuyor.

OLİGARKLARIN İSTEDİĞİ ÖMÜRLERİNİ UZATMAK!

AKP İktidarı her gelişmeyi kendi ömrünü uzatmak için kullanıyor. Sözcüleri, lideri konuştuğunda mangaldan kül bırakmıyor. Örneğin: İsrail faşist bir devlet; Netanyahu faşist bir lider, haddini aşma Netanyahu; bizi başkalarıyla karıştırma İsrail gibi sözcükler akşam sabah kamuoyunda yer alıyor. Peki bu ifadeler doğru mu? Filistin'de Emperyalizm ve uşağı Netanyahu tarafından gerçekleştirilen ve 40.000'nin üzerinde insanın katliamına karşı, verilen mücadelede AKP samimi mi.? Cevap elbette ki hayır? Samimi olsalar başlatılan soykırımın üzerinde 10 Aydan fazla zaman geçti, iktidar daha yeni BM'ye başvurdu saldırılar durdurulsun, savaş suçluları cezalandırılsın diye. Bu gecikme insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Yine tepkiler çığ gibi büyümeseydi, İsrail'e ihracat (ki, daha yeni) durdurulmayacaktı. Bu riyakarlık değil de nedir.? Bu siyasi çıkar uğruna her yolu mübah görmek değil de nedir.?

PEKİ MUHALEFET DOĞRU YOLDA MI?

Bu soruyu olumlu cevaplandırmak mümkün değil. Kahvede, sokakta, iş yerlerinde sade vatandaşa "bu soruları sorsanız" soruları ve önerileri şunlar olurdu:

● "Yerel seçimlerden birinci parti olarak çıktınız. Bu çok önemli, aman ha bu havayı bozacak bir şey yapmayın" derdi.

● "Bir Planlama ve Üretim merkezi kurun, oradan geleceğe ilişkin politikalar üretin ve devamla; CHP'nin1959 Kurultayında ürettiği belgeler, sonraki sürecin temel belgeleri olmuştu, o nedenle bizim geleceğimize ışık tutacak projeler, politikalar üretin" derdi.

VATANDAŞ; KRİZLERİ YÖNETİN AKP’NİN ÇUKURLARINA DÜŞMEYİN DİYOR.!

● "Krizleri iyi yönetin.! AKP'nin kazdığı çukurlara düşmeyin" derdi.

● "Yerel Yönetimlerin kazanılmasında partinin, adayların, açlığın, işsizliğin dolayısıyla AKP'den kaçışın katkıları önemli ve değerliydi ancak 2028 veya öncesi bir seçimi sadece bu olumlu faktörlerle kazanamayız, yerel yönetimlerin tümünde birlik, bütünlük ve daha çok başarıya ihtiyacımız var. Bunu sağlamak için herkesin kenetlenmesi gerekir" derdi.

● "AKP Yerel yönetimleri kilitleyip, işlevsiz hale getirmek için adımlar attı. Buna karşı muhalefetin adımlarını çoğaltmak için, kriz platformları kurun, oradan bunları konuşun" derdi.

BUNLAR MI, YOKSA BAŞKA ŞEYLER Mİ KONUŞULUYOR.?

Ne yazık ki, muhalefet partisi olarak bunları konuşmuyoruz. Gündem bizim lehimize gelişiyor, anketlerde bizi birinci parti gösteriyor deyip, kulağımız üzerine yatarsak, gelecek bizimdir beklentisinin gerçekleşmesi zorlaşır. Hep birlikte bakalım, eğer aşağıda sıralayacaklarım konuşulursa özlemini duyduğumuz sonucun alınıp, alınamayacağına.!

● Liderimizin biri çıkıp "benim liderliğimde parti birinci parti oldu, Kemal Bey dahil hiçbir liderin döneminde birinci parti olamadı" derse, bu söylem özlemini duyduğumuz sonucu getirir mi.?

● Başka liderimiz çıkar " delege isterse aday olurum" derse, buradan özlemini duyduğumuz sonuç çıkar mı.?

ÖZLEDİĞİMİZ SONUCA NASIL GİDECEĞİZ.?

● Türkiye'yi geren, komşularımızla bizi konuşamaz hale getiren, içeride düşmanı dost gösterip, devletin içinde cirit attıran, sonra bu yaptıklarından sorumlu değilmiş gibi darbe girişimine sebep olan AKP anlayışı, orta yerde dururken, liderimiz çıkıp; "gerilim istemiyoruz, biz yumuşamadan yanayız" derse, özlediğimiz sonucu nasıl alacağız.?

● Kadın ve Gençlik Kolları kongrelerinde gırtlağımıza kadar işin içine ana kademelerimizi sokup, hatta geçmişte genel başkanın adayı diye lanse edilen-tanıtılan, şimdi de yeni bir arkadaşımızı genel merkez adayı olarak ilan eden kulisler, örgütlerde yaygınken ve bu anlayış nedeniyle örgüt içinde kırılmalara, kırgınlıklara, ötekileştirmelere sebep olunuyorken, özlemini düşlediğimiz sonuca nasıl kavuşacağız.?

TÜZÜK KURULTAYI KONUSUNDA ŞEFFAFLIK İLAN EDİLMELİ

● Tüzük Kurultayı yapmaya 20 günümüz kaldı. Daha genel merkezin taslağı Kurultay Delegelerimize, Örgütlerimize gelmedi. Tüzüğümüzü ortak mı yapacağız yoksa genel merkez mi yapacak? Bu konuda şeffaflığımızı ilan etmezsek, demokratik bir tüzüğü yapmadan ülkeyi nasıl demokratikleştireceğiz, bunu ilan edemiyorsak üyelerimize nasıl güven vereceğiz? Güven vermezsek iktidarımız nasıl gerçekleşecek.?

● Hayvanların katledilmesini sağlayan yasa nedeniyle Avrupa'da boykotlar başladı. İktidarın başlattığı ve Turizmi bitiren bu olumsuzluğu durdurmak için daha aktifleşmezsek, özlemini çektiğimiz sonuca nasıl ulaşacağız.?

KARANLIKLARDAN AYDINLIĞA NASIL ÇIKACAĞIZ.?

● Daha fol yok yumurta yokken, yerel öncülerimiz kendilerini İBB'ye başkan olmaya kilitlerse ve cepheler oluşursa birliği nasıl sağlayacağız, karanlıkları nasıl yırtacağız.?

● CB için gösterilecek adayları neredeyse 2 yıl tartışmıştık. Bu kanalın açılmasına, eski merkez yönetimimiz sebep olmuştu. Tıpkı 2023 seçimlerinde yapılan gibi, daha şimdiden tartışmaya başlarsak ve sonunda birliğimizi bozarsak, geleceği nasıl kazanacağız.?

● Örgütlerimiz geleceği yeterince konuşmuyor. Ağırlıklı konuşmalar olağan ya da olağanüstü kongreler. Bu anlayışı yıkamazsak, nasıl iktidarı yakalayacağız.?

Dursun Bulut, 2024 Ağustos, İstanbul

#ÖkkeşBölükbaşı, #www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,

 


GENÇLİK KOLLARI SEÇİMLERİ VE GELECEĞİMİZ GENÇLER!

Bugünlerde İlçelerimizde Gençlik Kolları seçimleri gerçekleşiyor. Kimi ilçelerde gerilimli, kimi ilçelerde oldukça vakur, kimi ilçelerde de sürecin başından itibaren iz bırakmadan gerçekleşiyor.

TOPLUMLARI GELECEĞE TAŞIYAN GENÇ KUŞAKLARDIR.

Gençler ne kadar iyi eğitilirlerse; geleceği belirlemek için ne gerekiyorsa o yapılırsa; sorgu, itiraz etme, eleştirme yanları ne kadar iyi geliştirilirse; toplumlar o kadar başarılı ve gelecekleri o kadar parlak olur.

Bu anlayış siyasi partilerde de hayati önem derecesinde geçerlidir. Partilerin gelecekleri gençlerdir. Geleceğimizi başarılı kılmak istiyorsak, gençlerimizi kendimize benzetmeden, özgür, üretken, aydınlık yarınların mimarları olacak şekilde yetişmelerini sağlamalıyız.

Üzülerek söylemeliyim ki, biz daha bu anlayışın çok gerilerindeyiz.

Bugün Eyüpsultan ilçemizde gençlerimizin bir yarışı olacak. Ana kademlerdeki partililerimiz, bu yarışı sanki kendileri yapıyorlar. Nasıl tarafgirlik, nasıl gençleri kutuplaştırma söylemleri aman Allah’ım, küçük dilimizi yutacak şekilde havalarda uçuşuyor. Sonra da geleceğimiz gençliktir diyoruz.

GENÇLER SOSYAL DEMOKRASİNİN GELECEKLERDİR.

Yapmayın Değerli Partililer.! Bırakın gençler yarışıyorlarsa yarışsınlar, tek liste çıkarıyorlarsa çıkarsınlar. Her iki tercihlerinin yeri, başımızın gözümüzün üzerindedir. Yeter ki, birbirlerini kucaklasınlar. Bu gençler koltuklarınızın garantörü veya koltuklarınızı kazandırma savaşçıları değildir. Onlar, geleceğimizdir. Sosyal Demokrasinin geleceklerdir.

Gençlere her fırsatta önerilerimi yaptım, yapmaya devam edeceğim. Sakın bize benzemeyin. Kimselerin gölgelerinin üzerlerinize düşmesine müsaade etmeyin. Özgür, itiraz eden, üretken, Demokrat anlayışa sahip, kucaklayıcı, barışçıl gençler olun. Seçilen tüm gençleri kutluyor, seçilecek gençlere dostlukla geçecek kongreler diliyorum.

Dursun Bulut, 2024 Ağustos, İstanbul

#GençlerGeleceğimizdir!, #BırakınOnlarHürYaşasınlar!,

#ÖkkeşBölükbaşı, #www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,

 


KADIN KOLU GENEL MERKEZ SEÇİMLERİ.!

CHP dün kendi içinde bir yarışı daha geride bıraktı.

Mevcut kadın kolu genel başkanı Sn. Aylin Nazlıaka seçimleri kaybetti, yeni başkan ciddi bir oy farkıyla (489'a 137) Sn. Asu Kaya Gedik oldu.

Kaybedenleri de kazananları da kutluyorum. Hiç şüphe yoktur ki, partimiz bugün ayaktaysa, yerel seçimlerde iktidarsa kadın yoldaşlarımızın payı çok büyüktür. Dolayısıyla emeği geçen tüm kadın yoldaşları tebrik ediyorum.

Sırası gelmişken bazı konuları önceden yazmama rağmen, dünkü seçimler vesilesiyle yeniden yazmak istiyorum. Eğer yazmasam kadın kollarına haksızlık etmiş olurum.

● Bugüne kadar ne gençlik ne de kadın kolları seçimleri, ana kademelerin müdahaleleri olmadan gerçekleşemedi. Gerçekleşmeyecekte. Çünkü; biz demokrasi denince koltuğu muhakkak kazanma veya koltuğu muhakkak koruma olarak algılıyoruz.

PARTİ İÇİ SEÇİMLER SADECE BİR NÖBET DEĞİŞİKLİĞİDİR

O nedenle çok kırıyor, döküyoruz. Bizi eleştirenleri ya da desteklediğimiz adayları desteklemeyenleri hemen ötekileştiriyoruz. Oysaki, demokrasiyi içselleştirsek seçimler sıradanlaşır, ülke, parti, ideoloji öne çıkar. Seçimler, sadece bir nöbet değişikliği olarak görülürdü.

● Kadın Kolları veya Gençlik Kolları ne yazık ki, ana kademelerin erkek müdahalelerine maruz durumdadır. Bu seçimlerde de yaygın söylenti bu yönde oldu. Seçimlere 20 gün kala genel merkezin adayı şu kişi diye söylentiler yayılınca durum birden değişti ve seçimde seçim olmaktan çıktı. Tıpkı kaybeden başkanın bir önceki seçimlerde önceki genel merkezin adayı diye söylenmesi gibi. Buna kimsenin hakkı yok ve her seferinde bu anlayış küskünleri, kırgınları çoğaltmaktadır.

● Yarışan her iki aday da koltuklarında birkaç karpuzu birden taşıyorlar. Ya PM üyesi ya da milletvekillidirler. Sanki, Saygı Değer Arkadaşlardan başka yönetebilecek Arkadaşlarımız yokmuş gibi bir algıyı yaratmakta kimsenin hakkı olmamalıdır.!

KADIN KOLU, GENÇLİK KOLU NEDEN AYRI.?

● Dünya'nın gelişmiş hiçbir demokratik ülkesinde kadın kolu yoktur. Çünkü: Demokrasilerde cinsiyet ayrımı olmaz. Biz temsilde eşitsizliği azaltma yerine, bu uygulamamızla cinsiyetler arasındaki eşitsizliği iyice körüklüyoruz.? Doğru çözüm kadın kolları, erkek kolları gibi demokrasiye ters uygulamalardan kurtulmaktır.

● Görünen o dur ki, kadın kollarından vazgeçilmeyecek. Dolayısıyla yanlışlar da devam edecek. Ancak yanlışları birazda olsa düzeltmek mümkündür. Eğer, Kadın ve Gençlik Kolları seçimleri, ana kademe seçimleriyle aynı gün yapılırsa müdahalelerin önüne azda olsa geçebiliriz. Dolayısıyla önerim: Baskıdan kurtarmak için, kolların seçimleri, ana kademe seçimleri ile aynı tarihlerde yapılsın.

KADIN KOLU, GENÇLİK KOLU 

ÖZERK YAPILARA DÖNÜŞTÜRÜLMELİ.!

● Eğer tüzük Kurultayında kadın kolları kalacaksa o vakit her iki kolda özerk yapılara dönüştürülmeli ve birer inisiyatif haline getirilmesi konuşulmalıdır. Bu gidişatın kimseye yararı yok. Enerjimizi içe dönük harcama yerine, dışa dönük harcamalıyız.

● Doğru çözümlerin bir başkası da Eş Başkanlık Sistemidir. Eğer demokrasiyi önemsiyorsak doğruyu bizden önce kim uygulamışsa uygulamış, bu tür karalamalardan endişelenerek doğru uygulamalardan kaçmamalıyız. Avrupa bu doğruya yıllardır sahip çıktı, eşitsizliği daha da azalttı. Vakit kaybetmeden Eş Başkanlık Sistemine sahip çıkılmalı.

● Yine eşitsizliği azaltmaya yönelik başka bir öneri; fermuar sistemidir. Adaylarımızı fermuar sistemle belirlersek, eşitliğe biraz daha yaklaşırız. Artık birbirimizi oyalamaktan vazgeçelim. Kadınlar listelerin süsü değildir. En az erkekler kadar hak sahibidir.

Dursun Bulut, 2024 Ağustos, İstanbul

 

#GençlerGeleceğimizdir!, #BırakınOnlarHürYaşasınlar!,

#ÖkkeşBölükbaşı, #www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,

 

 

 

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP