BRICS ÜLKELERİ ve TÜRKİYE.!

*BRICS* Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika,

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

BRICS ÜLKELERİ ve TÜRKİYE.!

*BRICS* Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika,

Bir Grup Devlet *BRICS* Daha Fazla Küresel Nüfuz İstiyor.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, BRICS ittifakına altı ülke daha ekliyor. Amaç: Batı egemenliğinin üstesinden gelmek.

BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) daha fazla güç için çabalıyor. Uluslararası yapının giderek değişmesi ve çok kutuplu, yeni bir dünya düzeninin ortaya çıkması nedeniyle önemi giderek artmaktadır. Altı yeni üyenin derneğin önemini daha da güçlendirmesi amaçlanıyor.

Ancak belirsizliğini koruyan şey, on bir devletin küresel meselelerde ortak bir çizgi bulup bulamayacağıdır.!

BRICS ülkeleri kimlerdir?

BRICS kısaltması, gayri resmi devletler grubu üyelerinin ilk harflerini temsil eder: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika. Kısaltma, zengin sanayileşmiş ülkelerin (G7, G8, G20) hâlihazırda mevcut olan “G” gruplarına yanıt olarak oluşturulmuştur. 2009’dan bu yana, Rusya hariç gelişmekte olan ülkeler olarak da adlandırılan gelişmekte olan ülkelerin düzenli zirve toplantıları yapılıyor.
Siyasi açıdan konfederasyon üyelerini ayıran pek çok şey var: Bazıları demokratik olarak yönetiliyor, bazıları ise yönetilmiyor. Beş eyalet büyüklükleri, ekonomik güçleri ve dış politika rolleri açısından da oldukça farklı. Ancak Batı’nın gücünü paylaşması gereken çok kutuplu bir dünya arzusunda birleşiyorlar. Ağustos 2023’teki son BRICS zirvesinde Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, dünya düzeninde “temel reform” ihtiyacından bahsetti.

BRICS Ülkelerinin Hedefi Nedir.?

Devletler ittifakının amacı, Batı’nın hâkimiyetine ve G7 gibi ekonomik açıdan güçlü ülkelerin diğer forumlarına karşı bir denge oluşturmaktır. BRICS ülkeleri ayrıca küresel rezerv para birimi olarak ABD dolarına bağımlılıklarını azaltmak istiyor ve bu nedenle ittifakın yerel para birimlerini ve alternatif ödeme sistemlerini ne ölçüde kullanabileceğini inceliyor.

Değişen bir dünyada nüfuzla ilgilidir. Güney Afrika’nın BRICS özel elçisi Anil Sooklal, BRICS ülkelerinin ortak hedefinin aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in de temel bir reformu olduğunu vurguladı. Güney Afrika da yıllardır Afrika kıtasının temsilcisi olarak Dünya Güvenlik Konseyi’nde daimi sandalye talep ediyor. Hindistan ve Brezilya da veto hakları da dahil olmak üzere konseyde yer almak istiyor.

Çin, BRICS Grubunda Nasıl Bir Rol Oynuyor.?

Büyük güç Çin, BRICS grubuna hâkimdir; bunun nedeni, Çin ekonomisinin Brezilya, Rusya, Hindistan ve Güney Afrika ekonomilerinin toplamından daha büyük olmasıdır. Çin, diğer tüm BRICS ülkeleri için önemli bir ekonomik ve ticari ortaktır.
Ancak bazı BRICS üyeleri Çin’in üstünlüğüne eleştirel yaklaşıyor; Hindistan, Pekin’in küresel siyasi üstünlük çabasına boyun eğmek istemiyor. Güney Afrikalı siyaset bilimci Sanusha Naidu, Çin’in BRICS genişlemesini ittifak içindeki hâkimiyetini genişletmek için kullanabileceği gerçeğinin Hindistan ve Brezilya’yı tedirgin ettiğini söylüyor.

Bilim ve Politika Vakfı’nın güncel bir çalışmasına (“BRICS’in yeni bir gelişme aşaması”) göre Çin için ittifakın genişlemesi, uluslararası düzeni yeniden şekillendirme stratejisinin bir parçası. Pekin Rusya tarafından destekleniyor.
Öte yandan diğer üç üye, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika, başlangıçta genişleme konusunda oldukça çekingen davrandılar çünkü bunu kendi statülerini tehlikeye atacak bir şey olarak gördüler – “en azından potansiyel katılım adayları arasında ekonomik açıdan güçlü bazı oyuncuların bulunması.

 

Konfederasyon Hangi Ülkeleri Kapsayacak Şekilde Genişletilmelidir.?

Ağustos 2023’te Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenen zirvede BRICS grubu altı yeni üyeyi kabul etmeye karar verdi: Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Arjantin, Mısır ve Etiyopya gruba katılacak.

Altı ülkenin eklenmesiyle ittifakın büyüklüğü iki kattan fazla artacak ve jeopolitik ve ekonomik ağırlık daha da artacak. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’ya göre yeni 911 grubu, küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 37’sini oluşturacak ve dünya nüfusunun yüzde 46’sını temsil edecek.

Alti yeni üyenin yanı sıra gelecekte çok sayıda başka ülke de BRICS grubuna katılabilir. Güney Afrika Dışişleri Bakanı Naledi Pandor’a göre, 23’ü somut olmak üzere yaklaşık 40 ülke üyeliğe ilgi gösterdi. Bunlar arasında Cezayir, Kuveyt, Bangladeş, Venezuela, Tayland ve Türkiye de yer alıyor.

BRICS Grubu Gelecekte Ne Kadar Birlik İçinde Görünecek.?

BRICS, merkezi aktör Çin’den oluşan ve diğer ülkelerin mutlaka bağlı olmadıkları oldukça *heterojen bir topluluktur*. Herkes uluslararası finans, ticaret ve ekonomi politikasında yeni kuralların belirleneceği konusunda hemfikirdi. Artık Batı düzen modelinin genel olarak kabul edileceğini varsaymanın mümkün olmadığını ve genişlemenin aynı zamanda BRICS ülkelerinde yeni bir özgüvenin işareti olduğunu söylüyor. Ancak genel olarak BRICS, ortak bir güvenlik politikası anlayışına sahip olmayan gevşek bir devletler birliğidir.

BRICS Verileri Batı İçin Ne Anlama Geliyor.?

Özellikle İran’ın BRICS grubuna dâhil edilmesi ABD’de muhtemelen yeterince iyi karşılanmamıştır. Ancak ABD BRICS’in genişlemesine temkinli ve diplomatik bir şekilde tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı, küresel barış ve güvenliği korumak için ABD’nin ortakları ve müttefikleriyle “ikili, bölgesel ve çok taraflı forumlarda” çalışmaya devam edeceğini söyledi. Her ülke iş birliği için ortaklarını özgürce seçebilir. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (Yeşiller) de benzer yorumlarda bulundu.
BRICS’in genişlemesi konusunda uzmanlar arasında farklı bakış açıları var. “BRICS ülkelerinin hâlâ siyasi kuralları yok. İttifakın açıkça otoriter olduğu açıkça görülen dört devleti de kapsayacak şekilde genişletilmesi, devlet liderlerinin stratejik bir pusulaya sahip olmadığını doğruluyor.
“Onların tek kaygısı, sözde Batı karşıtı tarafa mümkün olduğu kadar çok taraftar çekmek.” Genişlemenin ardından otokratik olarak yönetilen devletler ittifakta çoğunluğu oluşturacak. (Amaçlı)

Batı’nın artık “dünya düzeninin nasıl çalışması gerektiğine dair tamamen yeni fikirlere” uyum sağlaması gerekiyor. Yeni bir dış politika düşünülmesi çağrısında bulunulmaları gerekiyor.

“Değerlere dayalı Batinin dış politikalarında bir sorunu olduğunu düşünüyorum.”  Artık değer ortaklığına ortak bulmakta zorlanıyorlar.
 
BRICS’in Genişlemesi

“dünyanın kendisini yeniden düzenlediğinin ve çok sayıda devletin sistemik çatışmaya boyun eğmek istemediğinin kanıtıdır.” Almanya ve Avrupa, uluslararası eylemlerinden sonuçlar çıkarmalı ve pragmatik-yararcı bir yaklaşımın nasıl mümkün olabileceğini araştırmalıdır.

KENDİ GÖRÜŞÜM.

Şahsen ben Türkiye’nin bu birliğe girmesine karşıyım çünkü Çin yıllardır Uygur Türklerine ağır bir baskı uyguladı ve hala da yapıyor.

Bu BRİCS toplumunun bazı Devletleri bizi 1,5 milyon Ermeni’nin; bizi haksız ve yalan yere katili yaptı. Bu yüzden ben karşıyım.

Aslında herkesin kendine şunu sorması gerekmez mi? Türklerin, Türklerden başka dostları var mı bu Dünya da?

Hep birlikte el ele verip, kendi ülkemizin, milletimizin sorumluluğunu üstlenip, kimseye bağımlı olmadan çalışarak, ilim, bilim ve ekonomik dengemizi sağlayacağız. Mesela İsviçre’ye bakın.

Bu Arap milletinden ve USA ‘dan ne kadar uzak durursak bizim için o kadar faydalı olacağına inanıyorum. Ne mutlu Türk’üm diyene.!

Selen Atasoy, 23 Eylül 2024

 

#ÖkkeşBölükbaşı,

 #www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,



 

BRICS ÜYELİĞİNİN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI

Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in 2006 yılında kurdukları, Güney Afrika’nın 2011 yılında katıldığı BRICS, bu yılın başında Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de katılımıyla 10 üyeli bir grup haline geldi.

Şimdilik BRICS+ olarak anılan bu birlikteliğin cazibesine son kapılan ülkenin de Türkiye olduğu anlaşılıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz hafta başında yaptığı Çin ziyareti sırasında Çin’in Türkiye’yi BRICS’e üye olmaya davet etmesi ve Sayın Fidan’ın da bu konuyu “değerlendirdiklerini” ifade etmesi[1]  tartışmayı gündemin üst sıralarına taşıdı.

Türkiye 11 Haziran tarihinde Moskova’da yapılacak BRICS+ Dışişleri Bakanları toplantısına katılma kararı aldı. Türkiye’nin Moskova’da yapılan zirvede hemen üye olması beklenmese de bu oluşuma ilgi göstermesi Çin ve Rusya’yı memnun etti, cesaretlendirici ve davetkâr açıklamaların yapılmasına yol açtı.

Peki, Türkiye BRICS üyesi olmalı mı olmamalı mı? Olursa veya olmazsa, ne kazanır ne kaybeder.?

Türkiye’nin üye olması teorik olarak grubun jeopolitik etkisini ve ekonomik çeşitliliğini arttırabilecek olsa da, bazı faktörler Türkiye’nin üyeliğinin BRICS’in stratejik hedefleri ile uyumlu olup olmayacağı konusunda akla birçok sorunun gelmesine yol açıyor. Türkiye’nin stratejik hedeflerinin de BRICS üyesi olmakla ne kadar uyumlu olabileceği sorusu da madalyonun diğer yüzünde yer alıyor.

EKONOMİK EŞİTSİZLİKLER

BRICS’in temel güçlerinden biri üyeleri arasındaki göreli ekonomik tamamlayıcılık. Örneğin Çin ve Hindistan ekonomileri, Brezilya ve Güney Afrika’nın ekonomilerine kıyasla çok daha büyük ve dinamik. Yüksek volatilite, kronik cari açıklar ve son zamanlarda enflasyonla yaptığı güçlü mücadele ile tanınan Türkiye ekonomisinin, mevcut BRICS üyelerinin ekonomik profilleriyle ne denli uyum sağlayabileceği bir çok ekonomi uzmanının aklını kurcalıyor. Hatta, Türkiye’nin dahil edilmesinin, ek ekonomik istikrarsızlık getirebileceğinden ve grubun birleşik bir ekonomik oluşum yaratma çabalarını zorlaştırabileceğinden dahi söz ediliyor.

JEOPOLİTİK BAKIŞ

Uluslararası ilişkiler çalışanlarının gözünden kaçmayan bir konu da BRICS’in kısmen de olsa Batı’nın küresel kurumlardaki hâkimiyetine karşı bir denge unsuru olarak faaliyet göstermekte olduğu gerçeği. Kurucu ilk dört ülke BRICS’in gelişmekte olan ülkelerin uluslararası konularda daha çok söz sahibi olmasını hedeflediklerini baştan beri dile getirmekte. Grup içinde biraz daha yönlendirici bir konum sahibi olduğunu gizlemeyen Çin için aslında BRICS “küresel güney”in temsilcisi.

Bu açıdan bakıldığında, batılı gözlemciler Çin’in bu oluşum üzerinden özellikle Afrika’da gücünü ve nüfuzunu büyütmeye çalıştığını ileri sürüyorlar. Kimi gözlemciler ise, Rusya’nın da BRICS içinde kendine göre bazı stratejik hedefleri olduğunu, grubu Batı’ya karşı verdiği mücadelenin bir parçası olarak gördüğünü, Ukrayna’yı işgalinden sonra karşılaştığı yaptırımları aşmak için BRICS’ten yararlanmaya çalıştığını belirtiyorlar.

Türkiye’nin jeopolitik duruşu ise önemli farklılıklar gösteriyor. Türkiye bir yandan Batı politikalarına uyum sağlamak, diğer yandan ise kendi bölgesel hedeflerini ortaya koymak gibi ulusal dış politikasını BRICS ülkelerinden farklı bir eksene oturtan bir aktör. Örneğin, NATO üyesi olan Türkiye’nin dış politika hedefleri BRICS’in iki kilit üyesi olan Rusya ve Çin ile sık sık çatışabiliyor.

Bu durumun ileride Türkiye’nin BRICS üyesi olması halinde grup içinde anlaşmazlıklara yol açabileceğini şimdiden öngörebilmek gerekiyor. Hele İran’ın da bu gruba üyeliğinin kabul edilmesinden sonra, Türkiye’nin konumunu belki de daha dikkatli bir şekilde değerlendirmesi büyük önem taşıyor. Elbette, Türkiye gibi bir NATO üyesinin BRICS’e katılması, Batı karşısında farklı bir konumlanma peşinde olan Çin, Rusya ve İran açısından paha biçilmez bir kazanım olarak görülebilecek.

YÖNETİŞİM

BRICS ülkeleri yönetişim modellerinde çeşitlilik gösterseler de ekonomik büyümeyi ve uluslararası etkilerini hissedilir kılmak için siyasi istikrarı sürdürme konusunda ortak bir çıkarı paylaşıyorlar. Lakin temel evrensel değerler konusunda Batı ile aralarında derin ayrılıklar olduğunu da unutmamak gerekiyor. Türkiye’nin, bir yandan AB üyeliği için çabalar, demokrasi ve insan hakları uygulamalarına yönelik tartışmalı bir yaklaşımı olduğu ileri sürülerek bu konuda eleştirilirken, BRICS ülkelerinin yanında yer almakla kendini bu tartışma ve eleştirilerden kurtarabilme konusunda ne kadar ikna edici olacağı büyük bir soru işareti oluşturuyor.

BÖLGESEL ETKİLER

BRICS hâlihazırda üyeler arasındaki ekonomik eşitsizlikler ve farklı ulusal çıkarlar gibi iç sorunlarla boğuşmakta. Türkiye’nin de eklenmesi grubun yeni sorunlarla karşılaşabileceği anlamına geliyor. Mevcut BRICS ülkeleri coğrafi ve kültürel olarak çeşitlilik gösterse de ekonomik işbirliği, kalkınma finansmanı ve küresel kurumların reformu gibi birçok kilit konuda ortak bir zemin bulmayı başarmışlardır. Türkiye’nin ise farklı stratejik öncelikleri ve bölgesel hedefleri olduğu unutulmamalıdır.

Örneğin, Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere bölgesel çatışmalara müdahil olması, Yunanistan ve Kıbrıs gibi her an gerginlik ve tırmanma potansiyeli taşıyan ilişkileri, BRICS’in geleneksel olarak kaçındığı ve taraf olmamaya çalıştığı konularda Türkiye’yi desteklemek için farklı bir yaklaşım içine girmesine imkân verebilecek midir.? BRICS odak noktasını büyük ölçüde ekonomik kalkınma ve çok taraflı işbirliği üzerinde yoğunlaştırmış, bölgesel çatışmalara karışmaktan kaçınmıştır. Türkiye’nin üyeliği bu grubu istemeden Orta Doğu jeopolitiğinin içine çekebilir. Böyle bir gelişmeyi üye ülkelerin ne şekilde taşıyabilecekleri de bugün için cevabı net olmayan bir sorudur.



SONUÇ OLARAK

Türkiye’nin BRICS’e olası katılımı bazı ekonomik ve stratejik avantajlar getirebilecek olsa da, böyle bir hareketle ilişkili risklerin ve zorlukların faydalarından daha ağır basıyor gibi göründüğünü yadsıyamayız. Dolayısıyla, Türkiye’nin BRICS ülkeleriyle ne şekilde bir ilişki içinde olacağını ve bu beraberlikten neler bekleyeceğini gerçekçi bir yaklaşımla belirlemesi gerekir. Türkiye’nin, her çoklu yapılanmaya ilgi göstermesi doğal karşılanmalıdır zira uluslararası ilişkileri açısından önemli bir aktör olan ülkemizin kendini birçok kurumla ilişkilendirmesi hem bölgesel hem küresel konumu açısından bir gerekliliktir. Ancak  bu tür adımlar atılırken stratejik bir vizyonla hareket etmek de ulusal sorumluluğun gereğidir.



Ünal Çeviköz, 21 Haziran 2024

 

 

Ünal Çeviköz.?

1978 yılında Dışişleri Bakanlığı’nda göreve başlayan Ünal Çeviköz, Bakanlığın çeşitli kademelerinde çalıştıktan sonra 2001 yılında Türkiye’nin Azerbaycan Büyükelçisi olarak atandı. Ardından Irak ve İngiltere’de de Türkiye’yi Büyükelçi olarak temsil eden Çeviköz, diplomatik kariyerini tamamlayıp emekli olduktan sonra siyasete atıldı. Emekli Büyükelçi Çeviköz, TBMM 27’inci döneminde İstanbul Milletvekili olarak görev yaptı.

 

#ÖkkeşBölükbaşı, 

#www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,

 

 


Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP