HAMSİ VE GELECEĞİMİZ

Kış aylarında sofralarımızı şenlendiren, tava tava, ızgara ızgara tüketilen hamsinin, bolluğu ve yokluğu her yıl merakla beklenen bir konudur.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

HAMSİ VE GELECEĞİMİZ

Karadeniz'in bereketi, sofralarımızın vazgeçilmezi *Hamsi* Engraulis encrasicolus, sadece bir balık değil, aynı zamanda bir kültür, bir yaşam biçimi ve Karadeniz insanının sofrasının baş tacıdır.

Kış aylarında sofralarımızı şenlendiren, tava tava, ızgara ızgara tüketilen hamsinin, bolluğu ve yokluğu her yıl merakla beklenen bir konudur. Ancak son yıllarda hamsiyle ilgili *Hamsi boyları küçülüyor, stoklar azalıyor ve geleceği tehdit altında* gibi endişe verici ve can sıkıcı haberleri sıklıkla duymaktayız.

Hamsi stoklarımızda yaşanan azalmanın en önemli nedenleri arasında; aşırı ve kontrolsüz avlanma, deniz kirliliği ve doğal yaşam alanlarının bozulması, üremesine fırsat verilmemesi, iklim değişikliğinin deniz suyu sıcaklıkları üzerindeki etkileri ve besin zincirindeki bozulma gibi faktörleri sayabiliriz.

Aşırı avlanma ve yasak avcılık yöntemleri, hamsi sürülerinin doğal dengesini bozmakta ve toparlanma kapasitelerini düşürmektedir. Unutmayalım ki, denizlerin kaynakları sınırsız değildir ve sorumsuz avlanma, bu değerli kaynakların tükenmesine yol açması kaçınılmazdır.

İklim değişikliği ve deniz kirliliği de hamsi stoklarının azalmasında önemli faktörlerinden biridir. Karadeniz’deki deniz suyu sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, hamsinin göç yollarını ve büyüme süreçlerini olumsuz etkilemektedir.

Dinyeper ve Dinyester nehirlerinden gelen kirliliğin giderek artması ve ayrıca son yıllarda Marmara Denizi’nde görülen müsilaj, hamsi gibi pelajik balıkların yaşam alanlarını daraltıyor ve besin zincirini de bozuyor.

Ayrıca, Karadeniz bölgesinde vadi planlaması yapılmadan Karadeniz’i besleyen dereler üzerine kurulan *HES-Hidroelektrik Santralleri* nedeniyle de derelerin taşıdığı organik maddelerin denize ulaşamaması, hamsinin besin zincirini olumsuz etkilemektedir.

Sürüler halinde yaşayan, 9 cm’lik boya ve 1 yaşına geldiğinde cinsel olgunluğa erişen ve ülkemizdeki yaşam alanı Karadeniz ve Marmara denizi olan hamsi, yumurtlama döneminde ortalama 40.000 çıvarında yumurta bırakabilir.

Ancak hamsinin avlanmasına müsaade edilen boy uzunluğunun 11,5 cm’den 9,5 cm’ye, sonra da 9 cm kadar indirilmiş olması, henüz üreme boyu olan 9 cm’ye yeni ulaşmış hamsilerin avlanması, hem neslin devamı hem de  stokların korunması ve ekosisteminin sürdürülebilirliliği acısından ciddi tehdit oluşturmaktadır.

Avlanabilir hamsi boyunun düşmesinde en önemli faktörün, Karadeniz’e kıyısı olan altı ülkenin ortak bir avcılık politikası geliştirilememiş olmasındandır.  Zira Türkiye üreme boyu olan 9 cm’yi minimum avlanma boyu kabul ederken, Gürcistan’da 6-7 cm.’lik hamsinin dahi avlanmasına müsaade edilmektedir.

Başta hamsi olmak üzere, Karadeniz balıkçılığının geleceği acısından; Karadeniz’e komşu ülkeler olan Türkiye, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Bulgaristan ve Romanya’nın bilimsel veriler ışığında ortak bir avcılık politikası geliştirmesi, minimum av boyunun standartlaştırılması ve denetimleri artırarak sürdürülebilir balıkçılık yöntemlerini teşvik etmeleri çok önemli ve kıymetlidir.

Hamsi, Karadeniz'in ruhu, sofralarımızın neşesidir. Bu değerli kaynağı gelecek nesillere aktarmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Unutmayalım ki, bugün attığımız adımlar, yarın Karadeniz'in sofralarımıza sunacağı bereketi belirleyecektir.

Hepimiz biliriz ki, "hamsi tava olacak" sözü, belli bir iriliğe ulaşması gereken hamsiyi işaret eder. Ancak son yıllarda avlanan hamsinin boyu giderek küçülüyor. Gerekli ve yeterli önlemlerin alınmaması halinde, hamsi popülasyonunda ciddi düşüşler ve nihayetinde de, Karadeniz'in eşsiz lezzeti hamsiden mahrum kalmamız kaçınılmaz olabilir.

Hamsi, Karadeniz’in sadece bir balığı değil, aynı zamanda kültürel bir mirasıdır. Ancak aşırı avcılık, iklim değişikliği ve yetersiz denetim gibi faktörler, bu mirası tehdit ediyor. Hamsinin geleceğini kurtarmak, sadece balıkçıların ya da bilim insanlarının değil, hepimizin sorumluluğundadır. Sofralarımızda hamsi tava kokusunun eksik olmaması için bilinçli adımlar atmaya, denizi ve doğayı korumaya hep birlikte özen göstermeliyiz.

Dr. Haydar Dulkadiroğlu

 


#www.medyagunebakis.com,

#toplumsalmuhalefet,

#ökkeşbölükbaşı,


Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP