Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
Dernekler Birliği Eski Başkanı ve TDF-Trabzon Dernekleri Federasyonu Kurucu Başkanı Sayın TAHSİN USTA’nın Aşağıda bulunan yazısına Sitemizin Yanıtı ;
Sayın Tahsin USTA’ nın aşağıda görülen bu yazısını Basın olarak kendimize değil, genel anlamda ortama yazılmış bir özür ve tekzip olarak kabul etmek gerekir.
Bu satırlar sadece Tahsin Usta için değil bu camiada kendisini birbirlerine taraf gören, rakip gören, birbirlerini kıskanan, birbirlerine doğrudan bir şey yapamayıp basın üzerinden çelme takmaya çalışan, iş görmeye çalışan, kemençe-horon şenlik-şölen ile gözboyayıp arkadan kişisel çıkarlar peşinde koşan ve hedefe ulaşmak için her şeyi mübah görenler için yazılmıştır.
Ancak Basın http://www.medyagunebakis.com ve diğerleri Sivil Toplum Kuruluşları ile onların Başkan ve yöneticilerinin rakibi değildir.
Kıymetini bilirlerse Basın her zaman “Gerçek Haber, Özgür Yorum” larıyla her kesimin büyük bir yardımcısıdır.
Basın, yaptığı yayınlar nedeniyle görev alanı içerisinde bulunanların aynasıdır. Aynaya ne yansıtıyorsanız, Aynada nasıl görünüyorsanız, ayna dışına yansıyan da o dur. Basın sınırlar ve kurallar çerçevesinde haberlerinin içerisinde adı geçen taraflara her zaman söz hakkı verir. Bu bir toplumsal gerekliliktir. İnsanlar birbirlerine her zaman lazımdır.
“Yazacağınız bir şey varsa önceden konuşabiliriz.” diyorsunuz fakat Ordu Akepe Milletvekili ziyareti haberinin kaynağı, Ordu Haber ve Siz’ siniz. Özellikle sizin daha dikkatli ve belirleyici olmanız gerekir. O basın yazmış demekle olmaz. Etrafınızda basın varsa sizin özellikle bilgilendirme notları vererek, uyarıda bulunarak belirleyici olmanız bu tür gereksiz ve olumsuz durumları önler. Ayrıca arkadaşım dediğiniz kişi-S.Z.Cörüt de söz konusu haberde ziyaret günü itibariyle sahip olmadığı eski unvanı ile anılıyor. O da mı tesadüf. Bu yanlışlık ve tesadüfler neden hep sizi buluyor. Bizim haberlerimizde neden böyle yanlışlıklar olmuyor. Sanırım bu da bizim farkımız.
Önemli bir konuyu da atlamayalım ki medyanın haber kayağı sizlersiniz. Bizler kendi kendimize asparagas-uydurma yapmıyoruz. Ayna neyi yansıtıyorsa biz de sizlerle birlikte onu görüyoruz.
Ayrıca yazınızın girişinde sitem ettiğiniz basın görevlileri ile ilk ayrımcılığı siz başlattınız. Özellikle TİAD-TİAB Kurumu bünyesine geçtikten sonra bu ayrımcılığa TİAD ın yeni yerinde hep birlikte şahit olduk. Kahvaltılı toplantılarda kullanılan bölücü ve ayrımcı sözleri topluluğa hitaben siz söylediniz. Bütün bu ve benzeri ayrımcı davranışlarınızın video kayıtları var.
Çok önemli bir konu da şudur ki; Birtakım kurumlarda Basın Danışmanlığı ile Özgür Basın işlerini birbirine karıştırmayacak hassasiyeti gözetip ilgili taraflara zarar vermeyecek, zan altında bırakmayacak, hiç kimseyi kırmayıp küstürmeyecek ölçütlere tarafımızdan her zaman ve tam layıkıyla uyulmaktadır ki bunu sizler çok iyi bilmektesiniz.
Aksi bir durum bizim kişiliğimize ve profesyonelliğimize uymaz. Böyle bir şey söz konusu olsaydı ne gibi olumsuzluklar yaşanırdı tahmin bile edemezsiniz, biz de düşünmek bile istemeyiz. Çünkü kimseye faydası olmaz.
Geçmişte hak edilmiş unvan ve sıfatlarınızı kullanmanızda tabii ki bir sakınca yok ve her zaman kullanabilirsiniz. Fakat “kör gözüne parmağım” gibi bu unvanlar görevi bıraktığınızdan bu yana neden bir kez bile doğru kullanılmadı.? Bunları da biz yapmadık ve yazdırmadık.
Selçuk Aydın, İbrahim Hacıosmanoğlu, Tahsin Usta arasında dolaşan ve basına yansıyan bilgiler karmaşa yumağı oldu. Birbirlerine çelme atmak için onlar yapmadı-yapamadı ben yaptım-biz yaptık mantığı ile atlatma eylemlere girşerek, arkadan dolaşıp puan alma davranışlarını hiç kimseye yakıştıramıyoruz. Birisi o beni aradı-çağırdı diyor. Öbürü ben onu tanımıyorum bu yaptıklarından haberim yok diyor. Birileri madem işin içinde o varsa yapsınlar göreleim biz bulaşmayız diyor. Selçuk bana sözler verildi yerine getirilmedi bir daha Türkiye’de maç yapmam diyor. Sonuç olarak; maç ve selçuk açısından sorun yok kazanıldı ama organizasyon birlik beraberlik Trabzonluluk ve Trabzonsporluluk açısından tam bir fiyasko..Bunun sorumlusu da mı biziz. Bizi arayıp, sorup, bir araya getirip, bilgilendirip, parasıyla reklam, haber, rcöportaj yaptırdınız da yapmadık mı.? Herkes kendi davulunu kendi tokmakladı, kendi dinledi ses dışarıya vatandaşa ulaşmadı
Gelelim Esas Konuya: İçinizdeki ve içimizdeki insanların kolay yetişmediği doğrudur. Ama bir doğru da bu yetişkin değerleri birilerinin, yerine göre yok sayarak, yerine göre destek vermeyerek, yerine göre dışlayarak, işlerine yaradığında görerek, işlerine gelmediğinde görmezden gelip adam yerine koymayarak (siyasi-ticari-dini ve sosyal yönlerden bizdendir-değildir kriteriyle) çok kolay harcadığıdır. Bu sadece bir iki kişi için değil çevrenizdeki yerel-ulusal, yazılı-görsel ve internet medyasında ve dernekler arasında bulunan bütün kişiler için yapılan bir yanlıştır.
“sübjektif yorumları da hak etmediğimi düşünüyorum” diyorsunuz ancak yukarıda yazılanlara muhatap olanlar da sonuçta birer insandır. Sınırları zorlandığında hata edip nadir de olsa sübjektif davranabilirler. Sizin kendinize gösterilmesini istediğiniz hoş görüyü onların da kendileri için sizlerden beklemeleri doğaldır.
Ökkeş Bölükbaşı-okkesb61@gmail.com
SİTEMİZDE DAHA ÖNCE YAYINLANAN BİR MAÇIN PERDE ARKASI, TRABZONLU 61 PARE ve CÖRÜT-USTA KARDEŞLİĞİ BAŞLIKLI HABERLER nedeniyle TAHSİN USTA’ nın AÇIKLAMA YAZISIDIR.
TAHSİN USTA Kime: bana, fatihsultan.kar, zeki.gokce61, dursunaliyilmaz,
bulentsirin1967 ayrıntıları görüntüle
Feshane - 2007 Arka Plan Sponsorlar.
Arkadaşlar, Merhaba.
Şahsımla ilgili zaman zaman, son birkaç gündür de yoğunlaşan, internet sitelerinde yayınlanan (özellikle Ökkeş Bey ve Dursun Ali Beyin sitelerinde) bazı konularla ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Amacım cevap vermek ya da sitelerinizde düşüncelerime yer vermeniz değil. Bunu bir sohbet kabul etmenizi isteyecek hakkım olduğunu düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar,
Sizlerle olan ilişkimiz Trabzon Dernekleri, Trabzonspor ve Günebakış gazetesi ya da bu çerçevede başladı ve gelişti. Hatırlatmak isterim ki; bu kurumlarda görev almak, hizmet etmek çok onurlu ve güzel görevlerdi. Ancak ben, Trabzon Dernekler Birliğinde başkan olmadan önce Trabzonspor’un Yöneticisi ve İstanbul sorumlusu idim.
Bundan öncede İstanbul S. M. Mali Müşavirler Odasında Yöneticilik, Marmara Üniversitesi Mezunlar Derneğinde Başkanlık yaptım.15 yıl önce Mavi Dergisini sahibi olarak 14 sayı çıkardım. Pek çok yerde çalışmalarım ve üretkenliklerim oldu. Bunların hiçbirinde bulunduğum kurumlardan güç almadım, oralarda hizmet verdim, emek verdim.
Sizlerin her birinden de gerekti güç aldım, gerekti emek verdim, pek çok olayları paylaşma fırsatımız da oldu. Benim eksiklerim de olmuştur, bilmeden hatalarım da. Ama hiç bir zaman negatif bir insan olmamışımdır.
Ve bilmenizi isterim ki Trabzon Derneklerinde görev yapmış, bu anlamda hevesini almış, önünde yeni hedefleri olan birisiyim. Hiç bir zaman, benden sonra görev alanlara -tüm olumsuzluk ve yanlışlarına karşı- bir anti propagandam, olumsuzluk örgütlemem olmamıştır. Kurucu başkanı olduğum kuruma karşı da sorumluluğumun ve Trabzonluluğun gerekliliğinin de bu olduğuna inanıyorum.
Ancak, basındaki bazı arkadaşların ve beni kendilerine rakip gören bazı arkadaşların Tahsin Usta kompleksinden kurtulmaları gerekmez mi.? Herkes, her yönetim kendi yaptıkları ve başarıları ile anılır. Ben ve arkadaşlarım bizden önce de ağabeylerimizin çok emek verdiklerini biliyoruz.
Bir hatırlayalım; adresi, telefonu, sekreteri olmayan 20-30 dernekle iletişim sağlayabilen bir derneği alarak nerelere taşıdık. Bir kıyaslayın lütfen. Bu gün İstanbul’da sıkıntılı bir Trabzon camiası var. Ancak camiayı birleştirmek, bütünlük sağlamak, varsa küskünleri barıştırmak görevde olan yöneticilerin görevi değil midir.?
İçimizdeki insanların kolay yetişmediklerine inanıyorum. Sizlere saygısızlık yapmak istemem, ama yapılan bazı sübjektif yorumları da hak etmediğimi düşünüyorum. Özellikle Federasyonda basın danışmanlığı yapan arkadaşlar, özgür kimliklerinizle hareket etmenizi rica ediyorum. Benimle ilgili varsa yazacağınız birşey önceden sorsanız, bilgimi alsanız daha güzel olmaz mı? Benim hiç bir kompleksim yok, her zaman konuşabiliriz.
Daha önce de şu an girmek istemediğim pek çok konuda yanlış şeyler yazıldı.
Son günlerde ise;
- Selçuk Aydının boks maçı ile ilgili olarak yazılanlar. Elbette ki her Trabzonlu gibi benimde oraya az insan gitmesi konusunda sorumluluğum olabilir. Hepimizin gayret sarf etmesi ve orayı daha kalabalık yapması gerekirdi. Şimdi bunun sorumluları arasında gösterilme çabam nedendir.
Beni Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu birkaç gün önce aradı. Bu konuda ilgi rica etti. Benim gibide pek çok insanla görüştü. Bende hiçbir eski unvanımı kullanmadan ulaşabildiğim arkadaşları davet ettim, katılmalarını rica ettim. Bazı yayın organlarında duyurmaya çalıştım.
Eski bir başkan olarak, TDF nin kurucu başkanı olarak, Eski bir Trabzonspor Yöneticisi olarak ve istendiği için imkânlarım ölçüsünde gayret ettim. Teşekkür beklemiyoruz da saldırı nedendir. Benim mi görevim olmalıydı. Kurumları yönetenler görevlerini yapamıyor, temsil edemiyor, kitleleri harekete geçiremiyor, sesleri çıkmıyor, çıksa da kimse ciddiye almıyor. Ama siz benle uğraşıyorsunuz. Biri bir şey yaptı da ben mi engel oldum. Asıl bu konuda görev alması gerekenleri, sorumlu olanları neden irdelemiyorsunuz.
- Orduluların Haber Sitesinde bir yazı yayınlanmış. Arkadaşlar, maden bulmuş gibi hemen alıp sitenize koyuyorsunuz. Tahsin Usta TDF başkanı olarak yazılmış, Türkiye de yeni illerin birliği kuruluyormuş, milletvekiline bilgi verilmiş.. Yalan..falan. Ben de haberi sizin sitenizden öğrendim, yanlışlarına bende katılmıyorum. Bilmenizi isterim ki Ordu Dernekler federasyon Başkanı Salih Ziya Çörüt arkadaşımdır. Harita müh. Odası eski Başkanı Mehmet Ali Candaş ile birlikte Ankara’da işimiz vardı. Salih beyle de beraber gittik. Onunda işleri vardı. Herkes işlerini halletti.
Ordu Milletvekili Sn.Mustafa Hamarat bizi
Ziyaret konumuz da bu değildi zaten. Sonra haber yapmışlar. Salih Bey beni, vekilin danışman ile tanıştırırken TDF nin kurucu başkanı olarak söyledi. Onlar haber yazarken başkan yazmışlar.
Tamam, yanlış ve şık değil, peki ama sizin bunu alıp çok işmiş gibi sunmanız nedendir. Ben kurucu başkanım, istersem bu sıfatımı her zaman kullanabilirimde, bunu kimse engelleyemez. Bu çok önemli değil ki.
Konu arıyorsanız bu konuda ben size hatırlatayım:
TDF NİN KASTOBA KATILMA KARARI SAHTEDİR. BÖYLE BİR GENEL KURUL KARARI YOK. Genel kurulda 18 delege seçildi, onlar karar verecekti. Kastob’a katılma kararı çıkmadı. Ya kararı değiştiler, ya da divan alınmamış kararı alınmış gibi aksine yazdı. Neresinden bakarsanız suç ve ayıptır.
Bu toplantıda sizde vardınız. Neden bu konuyu yok sayıyorsunuz.
TDF nin Üyeleri sağlıklı değil, derneklere eşit davranılmıyor,
İyi temsil edemiyorlar, bunları araştırın, önerilerinizi söyleyin.
Malzeme mi arıyorsunuz.?
Trabzon Derneği Kayserililere daha yakın. Seçimlerde hiçbir varlık gösterememiş. Gürpınar projesi ne oldu.? Onu araştırsanıza. Oradaki gerçekleri, yerin ne zaman alındığını, projeyi gerçekten kimin yaptığını, isimleri silerek yerine kendi isimlerinin yazıldığını, daha önemlisi sonuç bu gün ne, ne başarıldı bu konuda.
Bunlar gibi çok konu olduğunu sizler bizzat yaşayarak gözlemlediniz zaten. Benim anlatmama gerek yok.
Arkadaşlar, konular uzun ve derin.
İki konuda bilgilerimi sizlerle paylaşmak istedim. Beni anlamanızı rica ediyorum.
Biliyorsunuz TİAB’ın Ümraniye’de almış olduğu yerde bir idari görevim var. Tek tek veya birlikte ne zaman isterseniz buyurun, misafirim olun konuşalım. Ya da sizlerin tek tek ya da birlikte isteyeceği her yere gelebilirim.
Hepinize selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Tahsin USTA -
Gönderen;
ustatahsin@gmail.com, Tarih.
Gönderilenler;
okkesb61@gmail.com, fatihsultan.kar@gmail.com, zeki.gokce61@mynet.com,
dursunaliyilmaz@gmail.com, bulentsirin1967@gmail.com,
Dernekler Birliği Eski Başkanı ve TDF-Trabzon Dernekleri Federasyonu Kurucu Başkanı Sayın TAHSİN USTA’nın Yukarıda bulunan yazısına Sitemizin Yanıtı ;
Sayın Tahsin USTA’ nın yukarıda görülen bu yazısını Basın olarak kendimize değil, genel anlamda ortama yazılmış bir özür ve tekzip olarak kabul etmek gerekir.
Bu satırlar sadece Tahsin Usta için değil bu camiada kendisini birbirlerine taraf gören, rakip gören, birbirlerini kıskanan, birbirlerine doğrudan bir şey yapamayıp basın üzerinden çelme takmaya çalışan, iş görmeye çalışan, kemençe-horon şenlik-şölen ile gözboyayıp arkadan kişisel çıkarlar peşinde koşan ve hedefe ulaşmak için her şeyi mübah görenler için yazılmıştır.
Ancak Basın http://www.medyagunebakis.com ve diğerleri Sivil Toplum Kuruluşları ile onların Başkan ve yöneticilerinin rakibi değildir.
Kıymetini bilirlerse Basın her zaman “Gerçek Haber, Özgür Yorum” larıyla her kesimin büyük bir yardımcısıdır.
Basın, yaptığı yayınlar nedeniyle görev alanı içerisinde bulunanların aynasıdır. Aynaya ne yansıtıyorsanız, Aynada nasıl görünüyorsanız, ayna dışına yansıyan da o dur. Basın sınırlar ve kurallar çerçevesinde haberlerinin içerisinde adı geçen taraflara her zaman söz hakkı verir. Bu bir toplumsal gerekliliktir. İnsanlar birbirlerine her zaman lazımdır.
“Yazacağınız bir şey varsa önceden konuşabiliriz.” diyorsunuz fakat Ordu Akepe Milletvekili ziyareti haberinin kaynağı, Ordu Haber ve Siz’ siniz. Özellikle sizin daha dikkatli ve belirleyici olmanız gerekir. O basın yazmış demekle olmaz. Etrafınızda basın varsa sizin özellikle bilgilendirme notları vererek, uyarıda bulunarak belirleyici olmanız bu tür gereksiz ve olumsuz durumları önler. Ayrıca arkadaşım dediğiniz kişi-S.Z.Cörüt de söz konusu haberde ziyaret günü itibariyle sahip olmadığı eski unvanı ile anılıyor. O da mı tesadüf. Bu yanlışlık ve tesadüfler neden hep sizi buluyor. Bizim haberlerimizde neden böyle yanlışlıklar olmuyor. Sanırım bu da bizim farkımız.
Önemli bir konuyu da atlamayalım ki medyanın haber kayağı sizlersiniz. Bizler kendi kendimize asparagas-uydurma yapmıyoruz. Ayna neyi yansıtıyorsa biz de sizlerle birlikte onu görüyoruz.
Ayrıca yazınızın girişinde sitem ettiğiniz basın görevlileri ile ilk ayrımcılığı siz başlattınız. Özellikle TİAD-TİAB Kurumu bünyesine geçtikten sonra bu ayrımcılığa TİAD ın yeni yerinde hep birlikte şahit olduk. Kahvaltılı toplantılarda kullanılan bölücü ve ayrımcı sözleri topluluğa hitaben siz söylediniz. Bütün bu ve benzeri ayrımcı davranışlarınızın video kayıtları var.
Çok önemli bir konu da şudur ki; Birtakım kurumlarda Basın Danışmanlığı ile Özgür Basın işlerini birbirine karıştırmayacak hassasiyeti gözetip ilgili taraflara zarar vermeyecek, zan altında bırakmayacak, hiç kimseyi kırmayıp küstürmeyecek ölçütlere tarafımızdan her zaman ve tam layıkıyla uyulmaktadır ki bunu sizler çok iyi bilmektesiniz.
Aksi bir durum bizim kişiliğimize ve profesyonelliğimize uymaz. Böyle bir şey söz konusu olsaydı ne gibi olumsuzluklar yaşanırdı tahmin bile edemezsiniz, biz de düşünmek bile istemeyiz. Çünkü kimseye faydası olmaz.
Geçmişte hak edilmiş unvan ve sıfatlarınızı kullanmanızda tabii ki bir sakınca yok ve her zaman kullanabilirsiniz. Fakat “kör gözüne parmağım” gibi bu unvanlar görevi bıraktığınızdan bu yana neden bir kez bile doğru kullanılmadı.? Bunları da biz yapmadık ve yazdırmadık.
Selçuk Aydın, İbrahim Hacıosmanoğlu, Tahsin Usta arasında dolaşan ve basına yansıyan bilgiler karmaşa yumağı oldu. Birbirlerine çelme atmak için onlar yapmadı-yapamadı ben yaptım-biz yaptık mantığı ile atlatma eylemlere girşerek, arkadan dolaşıp puan alma davranışlarını hiç kimseye yakıştıramıyoruz. Birisi o beni aradı-çağırdı diyor. Öbürü ben onu tanımıyorum bu yaptıklarından haberim yok diyor. Birileri madem işin içinde o varsa yapsınlar göreleim biz bulaşmayız diyor. Selçuk bana sözler verildi yerine getirilmedi bir daha Türkiye’de maç yapmam diyor. Sonuç olarak; maç ve selçuk açısından sorun yok kazanıldı ama organizasyon birlik beraberlik Trabzonluluk ve Trabzonsporluluk açısından tam bir fiyasko..Bunun sorumlusu da mı biziz. Bizi arayıp, sorup, bir araya getirip, bilgilendirip, parasıyla reklam, haber, rcöportaj yaptırdınız da yapmadık mı.? Herkes kendi davulunu kendi tokmakladı, kendi dinledi ses dışarıya vatandaşa ulaşmadı
Gelelim Esas Konuya: İçinizdeki ve içimizdeki insanların kolay yetişmediği doğrudur. Ama bir doğru da bu yetişkin değerleri birilerinin, yerine göre yok sayarak, yerine göre destek vermeyerek, yerine göre dışlayarak, işlerine yaradığında görerek, işlerine gelmediğinde görmezden gelip adam yerine koymayarak (siyasi-ticari-dini ve sosyal yönlerden bizdendir-değildir kriteriyle) çok kolay harcadığıdır. Bu sadece bir iki kişi için değil çevrenizdeki yerel-ulusal, yazılı-görsel ve internet medyasında ve dernekler arasında bulunan bütün kişiler için yapılan bir yanlıştır.
“sübjektif yorumları da hak etmediğimi düşünüyorum” diyorsunuz ancak yukarıda yazılanlara muhatap olanlar da sonuçta birer insandır. Sınırları zorlandığında hata edip nadir de olsa sübjektif davranabilirler. Sizin kendinize gösterilmesini istediğiniz hoş görüyü onların da kendileri için sizlerden beklemeleri doğaldır.
Ökkeş Bölükbaşı - Okkesb61@gmail.com
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP