Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
“ADALET” DÜŞÜK YAPTI.! Bu yazıda Amerika’nın ünlü magazin dergisi “People”‘in 12 Eylül tarihli sayısında yayınlanan tüyler ürpertici bir haber-yorumunu (1) paylaşacağım. Amerikan kamuoyunun Damien Echols (2) olarak tanıdığı; deri ceketli, “rock” müzik dinleyen, uzun saçlı 18’lik delikanlı ile iki arkadaşının yıllar önce başına gelenler, oldukça ilginç ve derslerle doludur. Anlatılanlar uydurulmuş değil, tümüyle yaşanmış olaydır. Hukuk terminolojisi ile “adli hata” olarak değerlendirilebilecek olan bu olayın bitiş bölümü, kendisini gölgede bırakıyor. Asıl ders alınacak olan da en sonundaki anlaşma bölümüdür… Echols, 1993 yılında 3 arkadaşı ile birlikte 8 yaşında bir çocuğu, tüyler ürpertici bir şekilde öldürmek şüphesi ile tutuklanmıştı. O günden bu güne, Arkansas cezaevinde boşu boşuna yere hapis yattılar. 18 yıl bu dile kolay. 18 yıl bizdeki 10 yıllık tutukluluk süresinin neredeyse iki katı. Echols hapse düştüğünde, ana rahmine düşün delikanlılar, bugün yasalar önünde reşit bireyler oldular. 18 yıl boyunca, sanıkların mahkûm olmalarına yetecek kanıt bulamayan savcılar, sonunda Damien Echols ve arkadaşlarına ilginç bir öneride bulundular: Savcılar önerilerinde; şüpheliler serbest bırakıldıktan sonra, haklarında tazminat davası açmamayı garanti ederlerse, kendileri de onlar hakkında kamu davası açmayıp tahliyeleri isteyecekler ve bu şekilde serbest bırakılmalarına katkı sunacaklardı.. Vaatleri bu kadardı… Aksi halde, mevcut delillerle haklarında kamu davası açılacaktı ve idamla yargılanacaklardı. Bilirsiniz dünyanın her yerindeki ceza yargılamalarında “top yuvarlaktır”. Bu tehlikeli durum, bazı ülkelerde “Atını dava eden, ineğini de ortaya koyar” deyimiyle anlatılır. Anlayacağınız; kimse bir davanın sonucunu önceden garanti edemez! Diğer yandan, yargılama sonunda şüphelilerin suçlu olup olmadığına karar verecek olan ise yargıçlar heyeti değil, jüridir. Jüridekilerin çoğu hukukçu bile değillerdir. Bu sistemde yargıcın görevi, sadece duruşmaları yapmak ve verilecek cezayı tayin etmektir. Yetenekli savcıların, jüriyi ikna etme olasılığı her zaman yüksektir... Nitekim bu davanın savcıları da tutuklama kararını verecek hâkimleri etkilemek için iddialarını bayağı süslemişlerdi... Sanıklar biraz da bu yüzden 18 yıl tutuklu kaldılar.! Unutmamak gerekir ki, “Yüzüklerin Efendisi”nin ünlü yapımcısı Peter Jackson ile kamuoyunun tanıdığı pek çok ünlü isim, bu davanın sanıklarının kurtarılması için kampanya başlatmışlar ve milyonlarca dolarlık savunma fonu oluşturup sanıklara yardım etmişlerdi. Bu tür çabalar ile kamuoyunun dikkati davanın üzerine çekilse de sanıklar, suçsuz oldukları halde elektrikli sandalyede yaşama veda edebilirler. Bu olasılığı hiçbir zaman göz ardı etmemek gerekir.! Nitekim 18 yıl boşuna yere yatan sanıklar da bu riski göze alamadılar… Soruşturmayı yürüten savcılar ile savunma avukatları arasında özetle şöyle bir anlaşma imzalanmış: Savcılar şüphelilerin suçsuz olduklarını kabul edecekler, buna karşılık şüpheliler de savcıların kendilerini suçlamak için ellerinde yeterli kanıt bulunduğunu kabul edecekler. Bir başka deyişle savcılar sanıklara diyor ki: Biz suçlu olduğunuzu kanıtlayamadık, bari siz suçlu olduğunuzu kabul edin.! Aslında savcıların tek derdi, 18 yıl kanıt olmadığı halde tutukladıkları gençlere, tazminat ödememekti. Belli ki, mutlak gerçeğin ortaya çıkmasından çoktan vazgeçmişlerdi.! Bizdeki yargılamalarda benzer olaylar yaşanacak gibi görünüyor. Ama bizim savcılar ve hâkimlerin bu tür rezil anlaşmalara girmesine gerek kalmamış. Çünkü AKP hükümeti, hâkim ve savcıları bu konularda güvence altına almış. Zaten yargıyı bağımlı hale getirmek de böyle başlıyor. Mehmet Haberal davasında, hâkimlerin haksız tutuklama nedeniyle tazminata mahkûm edilmelerinden sonra, AKP hükümeti yasa değişikliğine giderek, haksız tutuklama veya mahkûmiyet nedeniyle tazminat ödemeye mahkûm olan hâkim ve savcıların, tazminat sorumluluğunu devletin üzerine yıkmıştır. Savcılar ve hâkimler hakkında ceza davası açmak ise Adalet Bakanı’nın iznine tabi olacağı için zaten böyle bir tehlike yoktur. “İki kişiden biri”nin AKP’ye verdiği destek sayesinde, yargı bağımsızlığı yok edildi. Bu noktadan itibaren bizim hâkim ve savcıların Allah’tan başka korkacakları bir makam da kalmadı… “Silivri Hukuku” da denen bu ucube hukuku, Amerikalılar bize neden ihraç ettiler.? Madem uygulanması gereken hukuk bu idi, neden kendileri onu uygulamıyorlar.? Anlamak mümkün değil. Hani dost ve müttefiktik.? Nerde kaldı “model” ortaklığımız.? Hangi ülke diğerine “model” olacaktı.? Bu soruları “iki kişiden biri”ne sordum. Başını öne eğdi, ama yanıt vermedi… İdealist hukukçular, Damien Echols ve arkadaşlarına, böyle bir anlaşma yaptıkları için çok kızıyorlar. Onlara da sormak lazım, 18 yıl haksız yere tutuklu kaldıktan sonra, böyle bir anlaşmaya “evet” dememek mümkün mü? Sonunda elektrikli sandalyede idam edilme olasılığı da var. Şüpheliler, o beğenmediğiniz anlaşmayı sevinerek kabul etmişler... Anlaşıldığı gibi; savcılar, sanıklar hakkında dava açmadılar, sanıklar da savcılara karşı tazminat davası açmadılar…“Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” buna denir… Amerikalı entelektüeller o meşhur anlaşmayı şu cümlelerle özetlemişler: Nefes kesen bir başlangıcı gösteren bu anlaşma; Amerikan adaletinin; dikkatsizlik, beceriksizlik, bilgisizlik ve özensizlik düzeyini gösteriyor.! Sonunda Echols ve iki arkadaşı, çıkarıldıkları mahkemede serbest bırakıldılar… Şimdi Arkansas’taki sergileri gezip, yağmurun altında özgürce ıslanmanın keyfini çıkarıyorlar.! Av. Cemil Can DİPNOTLAR: (1) http://www.people.com/people/article/0,,20527616,00.html (Bu yazıyı okuyup anlamak için illa da akıcı İngilizce bilmek gerekmiyor. Sayfayı “Google”de açıp fareyi bilmediğiniz kelimelerin üzerine getirdiğinizde, anlamları orada açılacaktır. Kelimeleri yan yana koydunuz mu, tercüme tamamdır. Ben öyle yaptım.) (2) http://www.youtube.com/watch?v=LUsNSjYQzvk http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/ TDFAJANS – Toplum Dinamikleri Fikir Ajansı Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda; Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.! Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa; Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur. * * * * * * * * * * TEK YOL DEVRİM.! YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.! Yaşasın Halkların Kardeşliği.! KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.! ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.! |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP