İKTİDAR VALİLİK KANALIYLA HALKI TEHDİT ETTİ

Tepeleye Tepeleye Geldikleri Yere Kadar Demokratik bir Şekilde Tepeleyeceğiz.! Dedi.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

İKTİDAR VALİLİK KANALIYLA HALKI TEHDİT ETTİ

 

“Tepeleye Tepeleye Geldikleri Yere Kadar

Demokratik bir Şekilde Tepeleyeceğiz.!” Dedi.

 

Silivriye Gelecek Olanlara Tedbirde “adım adım hangi safhaya kadar gerekiyorsa o safhaya kadar devam edileceği” Belirtildi. Yani, Vali; “Tepeleye Tepeleye Geldikleri Yere Kadar Demokratik bir Şekilde Tepeleyeceğiz.!” Dedi.

İstanbul Valiliğinin 5 Ağustos 2013 Tarihinde Silivri’de Yapılacak Duruşmaya İlişkin Açıklaması Ve 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Açıklık İlkesini İhlal Eden Kararı Hakkında;

Barolar Birliği Basın Açıklaması

1.                  Kamuoyunda Ergenekon olarak bilinen ve 5 Ağustos 2013 tarihinde Silivri Cezaevi’nde görülecek olan davanın duruşmasına, “basın mensupları ile milletvekilleri dışında izleyici alınmamasına” İstanbul Özel Görevli 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce karar verildiği öğrenilmiştir. İstanbul Valiliği ise, duruşmanın yapıldığı yere gitmek isteyenlerin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlal edeceklerini, buna rağmen gitmek isteyenlere karşı tedbir alınacağını ve bu tedbirlere “adım adım hangi safhaya kadar gerekiyorsa o safhaya kadar devam edileceği”ni bildirmiştir.

2.                  Anayasa’nın 141 ve CMK’nın 182/1. maddelerine göre duruşma herkese açıktır. Duruşmanın açıklığının kısıtlanabilmesi için, kamu güvenliğinin bunu kesin olarak gerekli kılması zorunludur. Bu halde dahi, duruşmanın kapalı yapılmasına dair kararın gerekçesi ve hüküm, mutlaka açık duruşmada açıklanır. Yüksek güvenlikli cezaevi kampüsünün ortasında kurulu bir duruşma salonunda, kamu güvenliğinin tehdit altında olabileceği iddia dahi edilemez. Demek ki duruşmanın açıklığının kısıtlanmasının yasal koşulları bulunmamaktadır. Esasen bir davanın şehirden yaklaşık 100 km uzakta ve cezaevinin içindeki bir salonda görülmesi de, duruşmanın açıklığı ilkesinin devlet eliyle ihlal edildiğinin başlı başına göstergesidir. Anılan yargılamada bu aşamaya kadar yaşanan hukuksuzluklar silsilesinin ardındaki temel nedenlerden biri de, davanın kamuoyunun erişiminden uzak ve cezaevi koşulları nedeniyle psikolojik baskı yaratan bir ortamda sürdürülmüş olmasıdır.

3.                  Öte yandan, CMK’nın “Duruşmanın Düzen ve Disiplini”ne ilişkin 203. ve devamı maddelerine dayanılarak, duruşmanın belirli kişiler dışında kalan izleyicilere yasaklanmasına hiçbir şekilde karar verilemez. Aksine bir uygulama, duruşmanın açıklığı ilkesinin keyfi bir şekilde ihlalidir.

4.                  Mahkemenin, anılan hukuka aykırı kararı ve İstanbul Valiliği’nin bu karara atıf yapan açıklaması, Valilik ile Mahkeme’nin mutabakat içinde hareket ettiği algısı yaratmaktadır. Oysa demokrasinin ön şartı; bağımsız ve tarafsız yargı ile kuvvetler ayrılığıdır. Mahkeme kararının, kararı veren mahkeme tarafından değil, Valilikçe kamuoyuna duyurulması, yürütme ve yargı birliğini vurgulayan fevkalade talihsiz bir gelişmedir.

5.                  İstanbul Valiliği’nin açıklaması, Anayasa’nın 23. maddesinde yer alan “Seyahat Özgürlüğü” ile 34. maddesinin “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” hükmüne doğrudan aykırılık teşkil etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yerleşik içtihadına göre ise, barışçıl gösterilerin güç kullanılarak engellenmesi ve dağıtılması, Sözleşme’nin ihlalidir. Valilik, elbette duruşmanın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almalıdır. Ancak bir hukuk devletinde, yasaklama yoluyla değil, temel hak ve özgürlükleri korumaya özen gösteren düzenlemelerle güvenlik sağlanabilir.

6.                  Şöyle ki; Valiliğin hukuka aykırı yasaklama kararı ve duruşmanın yapıldığı yere gelmek isteyenlere karşı güç kullanılacağına dair açıklaması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde güvence altına alınan “İfade Özgürlüğü”ne ve bu özgürlüğün hayata geçirilmesine yönelik olarak Sözleşme’nin 11. maddesinde düzenlenen “Toplantı Özgürlüğü”ne aykırılık teşkil etmektedir.

7.                  Sözü edilen Valilik kararına dayanak yapılan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun bütün maddeleri, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ışığında yorumlanmalı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı hükümleri ise, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca hiçbir şekilde uygulama alanı bulmamalıdır.

8.                  Valiliğin, ancak bir polis devletinde görülebilecek açıklaması, bu davada yaşananların özetidir. Mahkeme de, aleni açıklaması gereken kararını, adeta bir mahcubiyet içinde ve gizlice açıklamak istemektedir.

 

Türkiye Barolar Birliği Olarak, Bütün Yaşananlara Rağmen, Yargıya Hala Güvenmek İstiyoruz.

Açıkladığımız gerekçelerle, Mahkeme’nin hukuka aykırı kararını gözden geçirmesi ve İstanbul Valiliği’nin hukuka aykırı açıklamasını geri alması için ilgili makamlara demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları adına kamuoyu önünde çağrıda bulunmayı bir görev kabul ediyoruz. Saygılarımızla.

Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU
Türkiye Barolar Birliği Başkanı

 

 

 

İKTİDAR HAK İHLALİ YAPIYOR

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde yer alan “ifade özgürlüğü”nün olmazsa olmazı “bilgi edinme hakkı” kabul edilemez biçimde kısıtlanmış, ayrıca etkin şekilde “hak arama özgürlüğü” ihlal edilmiştir. 

 

KAMUOYUNA DUYURU
Kamuoyunda
“Torba Yasa” olarak bilinen “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir. 
Söz konusu Kanun’un 33. maddesi ile Bilgi Edinme Kanunu’nun 2. maddesine bir fıkra eklenmiş, böylece ÖSYM tarafından uygulanan sınavlar ve sonuçlarına ilişkin soru ve cevaplar “Bilgi Edinme Kanunu” kapsamı dışına çıkarılmıştır. 
Yapılan düzenleme, önceki yıllarda ÖSYM tarafından yapılan, güvenirliği açısından kuşku yaratan ve dava konusu olan bazı sınav ve sonuçlarıyla ilgili olarak soru sorma ve bilgi edinme hakkını ortadan kaldırmıştır. 
Çeşitli meslek grupları için yapılan adaylık sınavları ile KPSS lisans sınavlarına ilişkin olarak; soruların önceden belli kişi ya da gruplara verildiği, kopya ve sızdırma yapıldığı iddiaları çerçevesinde açılan soruşturmalar ve iptal davaları kamuoyunu tatmin edecek şekilde sonuçlandırılamamıştır. Hal böyleyken, 
yurttaşın bilgi edinme hakkını ortadan kaldıran bu düzenlemenin yapılmasına neden ihtiyaç duyulduğu yeni bir soru olarak karşımıza çıkmaktadır. 
Sözü edilen değişiklik ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde yer alan “ifade özgürlüğü”nün olmazsa olmazı “bilgi edinme hakkı” kabul edilemez biçimde kısıtlanmış, ayrıca etkin şekilde “hak arama özgürlüğü” ihlal edilmiştir. 
“Kamuoyunun bilgi edinme hakkı” ile bireyin “hak arama özgürlüğü”nün zedelenmesi, kısıtlanması ya da engellenmesi, hukukun üstünlüğüne saygılı, çağdaş ve demokratik devletlerin asla başvurmaması gereken bir yöntemdir. 
Türkiye Barolar Birliği olarak talebimiz; “vahim bir hak ihlali” olarak değerlendirdiğimiz bu kısıtlayıcı düzenlemeden geri dönülmesi ve bilgi edinme hakkının önündeki engellerin kaldırılmasıdır. 
Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu 
Türkiye Barolar Birliği Başkanı

 

 

 

UZUN TUTUKLULUK İNSAN HAKLARINA AYKIRI

Yargı Kararlarının Hukuk Devleti İlkesini Daima Koruyup Gözetmesi Gerekir. Aksine Bir Davranış, Vicdanlarda Telafisi Çok Zor Yaralar Açar.

BASIN AÇIKLAMASI

On Yıla Kadar Tutukluluğa İzin Veren Terörle Mücadele Kanunu’ndaki Düzenlemenin İnsan Haklarına Aykırı Olduğu Anayasa Mahkemesi’nce Tespit Edilmiştir

BU ANDAN SONRA SÖZ KONUSU HÜKMÜN UYGULANMASINA DEVAM EDİLMEMELİDİR

1.                  Anayasa Mahkemesi, Terörle Mücadele Kanunu’nda yer alan “Türk Ceza Kanunu’nun 305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeleri hariç olmak üzere, İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır” hükmünü Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir.

2.                  İptal kararı henüz gerekçeli olarak yayımlanmamış olsa da, anılan hükmün iptal edildiği Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Dolayısıyla kamuoyu ve ülkedeki tüm hâkimler, anılan hükmün iptal edildiğini öğrenmişlerdir.

3.                  Anayasa Mahkemesi’nce iptal kararının yayımlandıktan bir yıl sonra yürürlüğe gireceğine hükmedilmiş olsa da, Terörle Mücadele Kanunu’nun iptale konu düzenlemesinin temel hak ve hürriyetleri ihlal eden bir düzenleme içerdiği, Anayasa Mahkemesi tarafından herkese duyurulmuştur. Öyleyse bu düzenlemenin insan haklarına aykırı olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir.

4.                  Nasıl ki bir hekim öldürücü yan etkisi olduğu bilimsel olarak saptanmış bir ilacı, bunu öğrendiği andan itibaren hastalarına reçete edemezse, bir hâkim de insan haklarına aykırı olduğuna Anayasa Mahkemesi’nce hükmedilmiş bir kanun maddesine dayanarak, kişilerin temel hak ve hürriyetlerini sınırlayan kararlar veremez. Aksine bir davranış, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinden olan hukuk devleti ilkesine açıkça aykırı olur.

5.                  Nitekim Danıştay’ın pek çok kararında (Danıştay 5. D., 23.12.1992, E. 1992/1219, K. 1992/3872; Danıştay 3. D., 27.04.2010, E. 2008/5391, K. 2010/1360; Danıştay 6. D., 24.12.1991, E. 1991/482, K. 1991/3229; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 26.06.2008, E. 2007/2326, K. 2008/1714) ve Uyuşmazlık Mahkemesi’nin bir kararında (23.03.1992, E. 1992/9, K. 1992/12) Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği kamuoyuna duyurulan kanuni düzenlemelerin mahkemelerce uygulanmaya devam edilemeyeceğine vurgu yapılmıştır.

6.                  Öte yandan, iptal kararının tutuklama kurumuna ilişkin hiçbir boşluğa sebebiyet vermediği de açıktır. İptal kararı, tutuklama tedbirini uygulanamaz hale getirmemiş, yalnızca, belirli suçlarda tutukluluğun üst sınırını on yıl olarak düzenleyen hükmü iptal etmiştir. Bu karara bağlı olarak, iptale konu düzenlemede yer alan suçlarda tutukluluğun azami süresi, genel hükümlere göre belirlenecektir.

Yargı kararlarının hukuk devleti ilkesini daima koruyup gözetmesi gerekir. 
Aksine bir davranış, vicdanlarda telafisi çok zor yaralar açar.

Anayasa Mahkemesi’nin insan haklarına, dolayısıyla Anayasa’ya aykırı bularak iptal ettiği bir kanun hükmüne dayanılarak tutukluluğa devam edilmesine dair hukuka aykırı yargısal uygulamanın yine yargı kararıyla düzeltilmesini diliyoruz.

Saygılarımızla kamuoyuna duyururuz.

 

Prof. Dr. Av. Metin Feyzioğlu
Türkiye Barolar Birliği Başkanı

 

 

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul Ağustos.2013

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul Ağustos.2013

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sinan OĞAN @sinan_ogan2 sa

Oy Verin AKP'ye Gitsin PKK'ya...

Önümüzdeki Yerel Seçimlerin Sloganı

 

Rakı İçerek Yapılanları,

Ayran İçerek Sattılar, Yıktılar.!.  Bekir Coşkun

 

Who İs İt.?  Wanted.!.
"White Men Have Forked Tounge.!."

“Dili Çatallı, İki Dilli Beyaz Erkek.!.”

Türkçesi; Yalancı, İki Yüzlü Adam.!.

Kızılderili Deyişi....

 

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin.

Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya da Üstündeki Hacı Ölebilir.!. İ.İnönü

 

Nene dedim.

“Dedem Sana Hiç Çiçek Aldı mı.?”
Durdu ve Şöyle Dedi:

“Bana Aldığı Fistanların Hepsi Çiçekliydi.!.!”

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88. Sıradadır.  Av. Ayşe Eren

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!.

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!.

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!.

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!.

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!.

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!.

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!.”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE.!.!.

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ.!.

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!.

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN.!.

 

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar

Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette

Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü


Huzuri.1923 - Kurtuluş Savaşının En İyi Anlatımı

 

Kızardık, Bozardık, Yandık Yakıldık

Uzun Boylu Harareti Sor Bize.

Mateme Tutulduk, Yes’e Kapıldık,

Unutulmaz Sefaleti Sor Bize.!.

 

Çün Dest-İ Sakiden Nuş Ettik Kevser

Cennetle Cehennem Oldu Her Yer.

Atladık Sırat’ı, Kopardık Mahşer,

Gittik, Geldik Kıyameti Sor Bize.!.

 

Huzuri.1923 - Kurtuluş Savaşının En İyi Anlatımı


Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu

Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.!.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.!.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana

Bulanmasıdır. İ.İnönü


Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik

Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer

Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz

Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır.

Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek

Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet

Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız

Türk Olmalarıdır. İ.İnönü

 

Kızıldere Şehitleri Ölümsüzdür
Onlar Halkın Yüreğinde Yer Edinmişlerdi
Her Şey Özgür Bir Vatan İçin Dediler
Hiç Bir Tereddüt Etmeden Toprağa Düştüler
Anıları Önünde Saygıyla Eğiliyorum.
Yaşasın Devrim,Yaşasın Sosyalizm.!.

 

"Siz Bana Din İle Refaha Ulaşmış Bir Toplum

Gösterin, Ben de Size Devrim İle Geri Kalmış

Bir Toplum Göstereyim".!. E. Che Guevara

 

“Yurda Ve Halkın Özgürlüğüne

Düşman Olanlar,

Her Zaman Halkın Soylu Davası

Uğrunda Kendilerini Feda

Edenlere

Haydut Gözüyle Bakmışlardır.”

Emiliano Zapata 

Diğer Haberler

  • BİR ÖLÜM & BİR ÖYKÜ & HALNAME
  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ DENİLİNCE.!
  • 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ VE HAFTASI
  • *AYNI FAY ÜZERİNDE BU BÜYÜKLÜKTE DEPREM OLMADI*
  • THE WORLD RALLİES İN THE FACE OF DİSASTER
  • ABD SAVAŞ GEMİSİ USS NİTZE İSTANBUL BOĞAZI'NDA
  • İSTANBUL’UN BÜTÇESİ EMİN ELLERDE
  • YENİLENEN YEREBATAN SARNICI TÖRENLE AÇILDI
  • KIBRISTA NELER OLUYOR.?
  • Kahvaltıya Atılan İmza:*BALIKESİR*
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP