Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
BİNLERCE FİDAN DENİZ OLDUK"HEPİMİZ DENİZ’İZ" - "ŞİMDİ DENİZ OLUNMALI"
Denizleri Anmak İçin Büyük Gençlik Yürüyüşü: "Şimdi Deniz Olunmalı" Beyoğlu’ndan Beşiktaş’tan Şişli’den Dolmabahçe’ye Yapıldı. Denize Karanfiller Bırakıldı.Öğrenci Kolektifleri, 6 Mayıs’ta 3 fidanın ölüm yıldönümünde onları anmak için Büyük Gençlik Yürüyüşü’nde buluşmaya, herkesi o gün “Deniz” olamaya çağırıyor...
Denizlerin o dönem emperyalizme ve yerli işbirlikçilere karşı yükselttikleri mücadele bugün üniversitelilere yol gösteriyor. Deniz gezmişlerin 42 yıl önce başlattıkları mücadele hiç durmadan sürdü. Bugün ise hem emperyalistler hem de işbirlikçi AKP savaş politikalarını sürdürüyor. Tayyip Erdoğan 'Suriye ile savaş halindeyiz' diyor. Barış ve özgürlük için AKP'ye karşı muhalefet edenlerin karşısına ise yasakları, polisleri, TOMA'ları dikiyor. Bizler de tıpkı Denizler gibi özgürlük için emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. AKP'nin istediği gençlik değil Denizler gibi genç olup ülkemiz ve geleceğimiz için sokaklarda direneceğiz. Savaş ve yoksulluk politikalarına, özgürlük düşmanı yasakları ve baskılarına karşı ŞİMDİ DENİZ OLUNMALI diyoruz.
Denizlere verdiğimiz sözü tutacağız. Haziran İsyanı'nda cesaretle, dayanışmayla omuz omuza mücadele ederek gücünü gösteren gençlik Denizlerin yolunda yürümeye devam edecek. Eşitlik, Özgürlük, Barış, Adalet ve AKP'yi Yenmek İçin Sen de ŞİMDİ DENİZ OLUNMALI Diyorsan Büyük Gençlik Yürüyüşünde Buluşalım. Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2014 - okkesb@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb –E.mail: okkesb61@gmail.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2014 - okkesb@gmail.com, DENİZ’LERİN 42.YILDÖNÜMÜ Deniz'lerin Ölüm Yıldönümü 6 Mayıs Salı Günü Dolmabahçe’de Anıldı
BİNLERCE ÖĞRENCİ 6 MAYIS'TA DENİZ GEZMİŞ OLDU
Öğrenci liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmelerinin yıldönümünde üniversite gençliği, onlara ve mücadelelerine sahip çıktığını göstermek için 6 Mayıs Salı günü saat 16.00’da Galatasaray Lisesi önünde buluştu ve Dolmabahçe'ye yürüdü. Öğrenci liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmelerinin üzerinden kırk yıl geçmesine rağmen üniversite gençliği onlara ve mücadelelerine sahip çıkmaya devam ediyor. Onların ölüm yıldönümü olan 6 Mayıs'ta Galatasaray Lisesi önünde buluşup, Denizlerin ABD askerlerini denize döktüğü Dolmabahçe'ye yürüyecek olan TKP'li Öğrenciler, Öğrenci Kolektifleri ve Gençlik Muhalefeti "... Mücadelemiz eşitliğin, kardeşliğin ve özgürlüğün ülkesi kurulana kadar sürecek" diyecekler. Öğrencilerin konuyla ilgili yaptıkları açıklama ise şu şekilde: "Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilmelerinin üzerinden tam 40 yıl geçti. Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen ne Denizlerin mücadelesi bitti ne de savundukları fikirler. Denizlerin idam edildiği gün olan 6 Mayıs 1972’den beri gençliğin emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı mücadelesi hiç durmadan sürüyor. O dönemin devrimci gençleri Denizler, Mahirler ve İbo’lar Türkiye halklarının sömürülmediği, eşit ve özgür bir ülke kurmak için mücadele ettiler. Demokratik bir üniversite için üniversitelerde boykotlar ve işgaller örgütlediler. İşçi grevlerinde, köylü mitinglerinde yoksulların yanında yer alarak en önde mücadele ettiler. Emperyalizme karşı ‘tam bağımsız Türkiye ‘ diye haykırdılar. Emperyalizme karşı mücadele ederken İstanbul’a gelen 6. Filoyu protesto ettiler ve Dolmabahçe’de Amerikan askerlerini denize döktüler. Deniz Gezmiş Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilecekleri süreçte düşüncelerinden ödün vermediler, savunmaya devam ettiler. Denizlerin idam sırasında son sözleri; Yaşasın tam bağımsız Türkiye, kahrolsun emperyalizm ve yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği oldu. Denizlerin bu sön sözleri bugün üniversitelilerin mücadelesine ışık tutuyor. Denizlerin o dönem emperyalizme ve yerli işbirlikçilere karşı yükselttikleri mücadele bugün güncelliğini koruyarak üniversitelilere yol gösteriyor. Türkiye halklarını o gün sömüren emperyalizm ve işbirlikçileri bugün hala görev başındalar. Emperyalizmin taşeronluğunu her geçen gün artırarak sürdüren AKP iktidarı Suriye’ye emperyalistlerin istekleri doğrultusunda savaş açmayı planlıyor. Suriye’de emperyalizmin güdümündeki askeri muhalefete silah yardımı ve lojistik destek veren AKP, ABD emperyalizmin ihtiyaçlarına göre roller alıyor ve Suriye halkına saldırmayı planlıyor. Böylesi bir dönemde Deniz Gezmişlerin başlattığı antiemperyalist mücadele geleneğini sahiplenen bugünün üniversitelileri emperyalizme ve işbirlikçi AKP’ye karşı mücadele etmekten vazgeçmeyecek. 60’lı 70’li yıllarda Denizler gibi ‘Tam bağımsız Türkiye’ için mücadele etmeye devam edecek. Deniz Gezmişin idam sehpasındaki son sözlerinden biri olan ‘yaşasın halkların kardeşliği’ sloganı bugün AKP iktidarının Kürt sorununda geliştirdiği savaşçı ve ırkı çizgiye karşı üniversitelilerin halkaların kardeşliğini savunan mücadelelerine yol göstermektedir. 40 yıl önce Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam kararını mecliste iki kolunu havaya kaldırarak onaylayan zihniyet bugün iktidarda bulunuyor. Denizleri anmayı bir suç sayıyor ve bu anmalara katılanlara dava açıyor. Her fırsatta Denizlerin mücadelesini karalamaya çalışan bu zihniyet Denizler gibi gençlerden korkuyor olacak ki ‘dindar nesil yetiştirmek istiyoruz’ açıklaması yapıyor. AKP’nin istediği gençlik 6. filo eyleminde 6. filoyu koruyup öğrencilere saldıran gericilerin gençliğidir. Bugünün üniversitelileri AKP’nin istediği gibi itaatkâr, dindar, düşünmeyen bir kuşak olmayacak. Deniz Gezmişler’in de parçası olduğu birikimin taşıyıcısı olarak, üniversitelileri gericilik eliyle teslim almaya çalışanların karşısına dikilecek. Deniz Gezmişlerin 40 yıl önce başlattıkları mücadele hiç durmadan sürdü. Gençliğin anti-emperyalist mücadelesi bugün emperyalizme karşı mücadelede yoluna devam etmektedir. Denizlere verdiğimiz sözü unutmadık. Denizlere sözümüz devrim olacak. Mücadelemiz eşitliğin, kardeşliğin ve özgürlüğün ülkesi kurulana kadar sürecek. ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİ, GENÇLİK MUHALEFETİ, TKP'Lİ ÖĞRENCİLER” (Sol Haber) Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2014 - okkesb@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb –E.mail: okkesb61@gmail.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2014 - okkesb@gmail.com, Yusuf İNAN 18:37 (6 saat önce) Kime: dbaykal, izmir, chp, izmir, izmir, izmir, osav, akpartiizmirba., sebnem.bursali, e.dumanli, yusuf.kahraman, kemal.kilicdar., oc_akay, sizdenherkule, cumhurbaskanli., info, bulent.arinc, binali.yildirim, sadullah.ergin, ozdagselcuk, suheyl.batum, yerelyonetimler, ilhan.isbilen1., v.yazgan, isaygin Türkiye bir şeyle öğünecekse harcadığı adamlarla övünebilir. Çünkü Türkiye'nin böyle bir mahareti var. 6 Mayıs 1972'de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idam eden ülkemiz, İstiklal Marşı'nın yazarı, "Vatan Şairi" ve "Milli Şair” Mehmet Akif Ersoy'u sefalet içinde ölüme terk etmiştir. Mehmet Akif'e 1 Haziran 1936 yılında 478 lira 20 kuruş emekli maaşı bağlanmıştır. Ödeme gecikmeli olarak Ekim ayında toplu olarak 2976 lira olarak ödenmiştir. Emekli cüzdanının son sayfasında “600 lira borç” ibaresi yazılıdır. Emekli maaşından 600 lira düşüldükten sonra kalanı ailesine verilmiştir. Mehmet Akif iki ay sonra 27 Aralık 1936'da 63 yaşında vefat etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun külleri arasından çıkan bir diğer kıymetli insan da Nazım Hikmet'tir. Bu ülke ikinci bir Nazım yetiştirememiş ama yıkılan Osmanlı İmparatorluğu'ndan bize miras kalan Nazım Hikmet'i Rusya'da vatana hasret bir şekilde öldürmüştür. Nazım komünistti, “Beni Stalin yarattı” şeklinde beyanatları ülke aleyhinde radyo konuşmaları var diyebilirsiniz. Siz sizden olanlara sahip çıkamazsanız, birisi gelip sahip çıkar, elinizden alır. Nazım'ı da Ruslar elimizden almış ve ülkemizin yararlanmasını engellemiştir. Başarı bizim değil, Ruslar'ındır... Osmanlı İmparatorluğu başka ülkelerin çocuklarını devşirerek kendine hizmetkar yaparken, biz kendi elimizdeki yetişmiş, kendi çocuklarımıza sahip çıkamamış elimizden kaçırmışız. "Nazım komünistti, devlet düşmanıydı." Buna da kabul diyelim.! Peki, Necip Fazıl soldan sağa geçmiş, ciddi bir kalemdi. O'nu neden zindanlarda çürüttük.? Necip Fazıl için söyleyebileceğiniz bir şey var mı.? Yok.! İkisi de deha bir şair ve edebiyatçı. Biri sağdan, biri soldan. Biri gurbette çürümüş, diğeri hapiste... Necip Fazıl'a da vatan haini diyemezsiniz... Aynı dönemde Bediüzzaman Said Nursi gibi, Asrın Alimi bir dehayı da hapislerde, sürgünlerde çürüttük. Türk Milleti'ne fayda vermemesi için elimizden gelen herşeyi yaptık... 68 kuşağı gibi idealist bir kitleden, üniversite öğrencilerinden teröristler çıkardık.! Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan babalarının evinden ayrılırken terörist olarak çıkmamıştı. Ülkenin o yıllardaki gidişatına karşı farklı fikirler ortaya koymuş ve fikirlerini anlatmak için idam sehpasına kadar gelmişlerdi. Dünyada üniversite öğrencilerinden terörist çıkarabilen kaç ülke vardır.? Amerika ve Avrupa Üniversitleri'nden bilim adamı çıkar, bizim üniversitelerimizden terörist.! Bunun sorumlusu Türk Milleti değil... Bunun sorumlu devlettir. Baba ocağından kopup gelen çocuklara doğru eğitim verilmiş olsaydı, üniversiteler bilim adamı yetiştirecekti. Ama biz Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan gibi gençleri devlete başkaldırdı diyerek idam ettik! O günlerin en dikkat çekici olayı, TBMM'deki idam oylamasına merhum Alparslan Türkeş ve Necmettin Erbakan'ın katılmamasıdır. Bir diğer dikkat çekici olay da, Deniz Gezmiş'in mahkemedeki savunmasıdır. Deniz Gezmiş, mahkeme heyetinin ve namluların gölgesinde fikirlerini açıkça ortaya koymuş, kimseden çekinmemiştir. Sonuç olarak iki arkadaşıyla birlikte 6 Mayıs 1972'de idam edilmişlerdir. Deniz Gezmiş'in idam konusundaki görüşleri de mükemmeldir; “Ben sadece bedenen öleceğim. Fikirlerimiz yaşayacak.” 1972'den 2014'e 42 yıl geçti, Deniz Gezmiş'in arkasından gidenlerin sayısı azalmadı, arttı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ideali hala canlı ve taze bir şekilde gönülden gönüle dolaşıyor. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesi 1980 ihtilalinin bir hazırlığıdır. İdamlar ülkedeki kutuplaşmayı körüklemiş, aradaki fikir ayrılıklarını şiddete dönüştürmüştür. 1980 ihtilali, ülkedeki kardeş kavgasının körüklenmesi neticesinde kılıfına uydurularak yapıldı. O dönemde sağcılar da feda edildi, solcularda... Sağcılar da, solcular da bu memleketin çocuklarıydı. Osmanlı gerçek anlamda bir dehaydı. Çünkü, Osmanlı başka milletlerin çocuklarını kendisine hizmetkar yapmayı başarmıştı, biz kendi çocuklarımıza sahip çıkamadığımız gibi, cesurca feda etmekten de çekinmiyoruz. O günler geride kaldı. Osmanlı'dan yeni Türkiye'ye geçiş günleriydi. "Kavgada yumruk sayılmaz" denilerek hatalardan ders almak yerine, savunma pozisyonu alınabilir. Peki, 2014 yılında 160 ülkede 'Türk Okulu' açan, Türk ve İslam Kültürü'nü dünyaya anlatan Fethullah Gülen'e ve Hizmet Hareketi'ne karşı yapılanlar ne anlama geliyor.? Ahmet Davutoğlu gibi, ararsak buna da bir kılıf bulabiliriz.! Fethullah Gülen'i 'Askeri Cunta' Türkiye'den kaçırıyor, sivil vesayet aynı şartlarda geri getirmeye çalışıyor. Değişen ne.? Değişen hiçbir şey yok. Bugün Kırım'da Hizmet Hareketi'nin okulları var, Türk devletinin bir tek sözü bile yok... Kırım, doğrudan Rusya'ya katıldı biz izleyemedik bile... Türkiye'de en güzel yaptığımız iş, adam harcamak. Rahmetli Özal, bir dönemin harcadıklarını ülkeye getirmeyi başarmış büyük bir devlet adamıydı. Tayyip Erdoğan da Özal'ın izinden gidiyor.! Özal yapıcı olarak ülke insanına sahip çıkıyordu, Erdoğan ise, yıkarak devlete hizmet ettiğini sanıyor... Dün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına yapılan neyse, bugün de Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi'ne yapılan odur... Bu ülke kendi içinden çıkan deha insanların, kahramanların kıymetini bilmiyor... Belki de bilmek istemiyor... Kim kazanıyor, kim kaybediyor.? Bu yanlış stratejinin kazananı biz değiliz. Kaybedeni ise ülkemiz... "Askere ve polise silah çekmedim" diyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idam eden ülke, 30 bin insanımızın katilini yargı kararına rağmen idam edemiyor... Esas kafa yorulması gereken nokta burası değil mi.? Makalenin orjinal linki: http://www.denizgezmis1972.com/ Yusuf İNAN / www.denizgezmis1972.com Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2014 - okkesb@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb –E.mail: okkesb61@gmail.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2014 - okkesb@gmail.com, |
" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP