Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
LİBERALİST DARBE; SOSYAL DEVLETİ YIKTI.! 15 Temmuz Liberalist Darbedir; Sosyal Devletimiz Yıkıldı.! Bombalar Sosyal Devletimizin Başına Atıldı. Darbe Değil Yıkım. Yıkım Devam Ediyor. Binlerce memur açığa alınıyor, peşin hükümle “devlet memuru olamaz, kamu görevi yapamaz” ile alnına damga vuruluyor. 28 binden fazla öğretmenin işine son verildi, 10 bin öğretmen FETÖ/PDY diyerek, 10 bin öğretmen PKK sempatizanı diyerek, 10 bin Türk Eğitim-Sen üyesi öğretmen geziye katılmaktan, vb. Herkese göre bir etiket var. Geliyor daha. Her bakanlıkta komisyonlar kurulmuş açığa alınacak memurları belirleyecekler. Devlet memurluğu bitiriliyor, işin özeti bu. Toplu açığa alınanlar için haber kanallarına düşen bilgiye dikkat ediniz; “Devlet memuru olamaz, kamu görevi yapması sakıncalıdır.” Peşin hüküm veriliyor. Bir düşünün şimdi. Devlet memurluğundan atılan öğretmen kamu görevi yapamaz ama özel okulda veya sınav şirketlerinde veya sözleşmeli çalışacağı özel eğitim şirketlerinde çalışabilir... Arkasında bu imaj var. Bunu bizim kuşak 1980’lerde yaşadık. Bütün bu açığa alınan memurlar tavşan gibi sürek avına tabi tutuluyor, devlet memurluğundan özel şirkette çalışmaya itiliyorlar. Eğitim piyasası genişletiliyor, sınav şirketleri piyasası açılıyor, eleman lazım.!.!.!
SOSYAL DEVLETİN TASFİYESİ DARBESİZ OLAMAZDI. Devletimizin kamucu vasfı kalkıyor, bunu kimseye gönüllü kabul ettiremezsiniz. Onun için bu darbeleri yaşadık. Kamucu Sosyal(ist) devletimiz liberal(ist) devlet haline getiriliyor. Tansu Çiller’in imza verdiği MAİ anlaşmasının gereği yapılıyor. Böylece Milli devletimiz kaldırılıyor, sömürge devlet oluyoruz, küresel liberal ekonomiye bağlı regülatör devlete geçiriliyoruz. Krizdeki şirketler bizim kanımızı emerek şimdi bir soluk alacaktır. Sayın Erdoğan’ın “Devleti Şirket Gibi Yöneteceğim” dediği de bu. Tansu Çiller’in özel görevlisi olduğu “Şirket Devlet” sistemine geçiriliyoruz. İşte bu darbe tam da bunun darbesidir. Türk Devleti sistem değişikliğine gidiyor, bir tek anayasası eksik.
Sayın İsmail Kahraman’ın dilinden düşürmediği “Yeni anayasa” işte bu yeni liberal ekonomiye geçirtildiğimizi tescil eden anayasa olacaktır. 2003 yılında ABD Ankara büyükelçisinin önümüze koyduğu devlet tanımı da oydu. Robert Pearson, “Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik, demokratik ve liberal ekonomiye bağlı bir hukuk devleti olmasından memnunluk duyarız” demişti. 15 Temmuz liberalist darbesinden beri her bakanlıkta ABD görevlileri heyetleriyle iş başında olmalı. Geniş çapta memuriyetten uzaklaştırmalar geliyor. Asıl hedef sosyal devletin tasfiyesidir ve bu yapılıyor. Başındaki görevlileri tahmin etmek zor değil, Bank Asya’nın kurucu CEO’su, Feto ile 4 kez görüşen Çiller ailesi aklınıza gelmiştir. Azerbaycan darbesinde bile adı geçtiği halde onlara hiç dokunulmamıştır, ABD vatandaşı bu ailenin dokunulmazlığı vardır. Çiller ailesini anlıyorum da, yeni anayasa için çırpınan İsmail Kahraman’ın neden bu kadar kendini bu işe verdiğini anlamakta zorlanıyorum. Antikomünist gençlik hareketinden gelip liberalist darbenin mağduru rolünde kamucu devleti tasfiye etmek onun neyine.?
Diyor ki; “Siyasi tarihimizde mümtaz yerini bulacak yeni bir Anayasa yapacağız.” Vardır bir sebebi. Yoksa o da Tansu Çiller gibi sosyal devlet kurumlarını sosyalist kale mi zannediyor. Gençler hatırlamaz, başbakanlığında Tansu hatun Sümerbank’ı kapatırken “Son sosyalist kaleyi de yıktık” demişti. Son kalan devlet memurluklarını da sözleşmeli vesaire özele kaçırtınca liberalist darbe tamamlanmış olacak. Ne kadar aile perişan olacak, bunca işsizimiz varken kat be kat artacak, alınlarına vurulan damgalarla bu insanlar kendi özel işlerini kurmaktan başka yol bulamayacaklar, onlara KOBİ desteği kararnameleri duyacaksınız, KOBİ’lerin hali ortada. Sosyal Devlet tasfiye oluyor. Liberal ekonomiye bağlılık anayasası olan bir devlette kamucu bir bakanlık olmaz. Örneğin Kültür Bakanlığı olmaz, örneğin Eğitim Bakanlığı olur ama önünde “Milli” olmaz, örneğin Savunma Bakanlığı olur ama önünde “Milli” olmaz. Ya da, kamu bankacılığı olmaz, kamu işletmeleri olmaz, merkezi sistem sınav olmaz, vb. Liberal Anayasası olan bir devlette kamu yararına sadece bireyler bir şey yapmak isteyebilir, onlar da vakıf veya dernek kurabilir, o kadar. Devletin halkı, halkın sağlığını ve özellikle çocukları koruma görevi ortadan kalkar. Sorayım; hani her mahallede “Anne ve Çocuk Sağlığı” merkezlerimiz vardı eskiden, hamilelikte düzenli bakımlarımızı orada yaptırırdık, çocuk aşılarını orada yaptırırdık, ne oldular? Bakın şimdi, koskoca Gazi Eğitim Fakültesinin yerinde belediyenin “BELMEK Anne Üniversitesi” (hamilelikte bakım kursları) tabelası asıldı.
Hepimiz kandırılıyoruz Devlet Memuru bırakmayacaklar her birinin alnına bir yafta asıp sokağa atacaklar. Sözgelimi PKK yaftalı öğretmen sadece doğulu belediyelerde veya aynı görüşten eğitim şirketlerinde sözleşmeli iş bulabilecek, diğer Fetö yaftalı öğretmen sadece belli kolejlerde ve o görüşte belediyelerde iş bulabilecek. Sözgelimi Atatürkçü öğretmen de aynı şekilde kendi görüşünde kolejde veya belediye kurslarında iş bulacak. Bu böyle nereye varacak derseniz; aileleri bile görüşlerine göre parçalar. Toplumda etnik ve dinsel ayrıştırmaya, ulusal birliğimizi un ufak etmeye varacak bir sonuca gider. “Her Çocuk Ayrı Bireydir” felsefesini boşuna icad etmedi darbeci Çiller’in liberalist ağa babaları. Ev ev bu konferansları veriyorlar türbanlı sohbet ablalarıyla. 1980 liberalist darbesiyle görevden atılan öğretmenlerle sınava endeksli kurslar piyasası kuruldu, özel okullar ortalığa saçıldı, sözleşmeli öğretmenlik böyle başladı. Şimdi ise, 2016 liberalist darbesiyle, genişletilen özel eğitim alanına öğretmenler sürüler halinde kaçırtılıyor. Ben şahsen 1985’de istifaya zorlandım ve bir özel anaokulunda iş bulabildim, on yıl sonra 1995’de çok çetin şartlarda devlet okuluna dönebildim, ki, o zaman “kamuda çalışmaz” ibaresi yoktu, şimdi ise daha mahkemeye bile çıkartılmadan alınlarına böyle bir damga basılıyor. Öğrenciliğinde bir tas sıcak çorba için türban takan yoksul kızımız, tayin olmak için AKP’ye gidip üye olanlar, şimdi ne olacak.? Yıllarca iş bulamayacaklar.
Gençlerimiz çok vahşi liberal tuzaklara düşürüldü. Asıl şimdi devlete küstürüldüler. Liberalize edilmiş Türk devletinin felsefesini halka nasıl anlatacaklar, anayasa referandumuna evet oyu vermeleri için bu kandırmaya da ihtiyaçları var. Onu öğretmeye sıra geldi, “Kuantum Sohbeti” maskesiyle ev ev dolaşıyorlar. Bakınız, evlerde komünist propaganda yapamazsınız, sosyal devletimizin neden ve nasıl yıkıldığını hiç konuşamazsınız, ama liberalist propagandanın hiçbir mahsuru yoktur, yeni abileriniz ablalarınız var, gelip kapınızı çalacaklar. Ey Halkım, Sosyal Türk Devletiniz Liberalist Darbeyle Yıkıldı. Şimdi Liberalist Yeni Anayasanız Geliyor. Sayın meclis başkanınız İsmail Kahraman sizden evet oyu isteyecek. Kandırılmaya hazır olun. Devletin tanımından “sosyal” kelimesi çıkartılacak, yerine “TC devleti liberal ekonomiye bağlı bir hukuk devletidir” tanımı gelecek, devlet memurluğu diye bir garantili iş imkânınız kalmayacak. Sayın Kahraman 2.kez Anayasayı ortadan kaldırma suçu işliyor. Çünkü 15 Temmuz liberalist darbeye yaslanarak meclis kararı gerektiren konularda KHK’ler çıkartıyor. İlk icraatı Sosyal Devleti ortadan kaldırmak olan bir liberalist darbe o gece gerçekleşseydi o yönetim başka nasıl olurdu.? Yoksa o darbe bir asimetrik savaş, bir kanlı algı operasyonu muydu.? Mahiye Morgül, 28.9.2016 Mahiye Morgül, Ankara – Eylül.2016 -–- mahiye@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb ----–------ E.mail: okkesb@telmar.net,https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com, Mahiye Morgül, Ankara – Eylül.2016 -–- mahiye@gmail.com,
|
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP