TELE KULAKLA ÖNLEYİCİ VURUŞ

Bizim Çarşılarda Kahvehaneler Emeklilerle Doludur. AKP’nin Emeklilerle Pek Arası Yok Ya, Referanduma Yakın Kahvelerde “Hayır” Sesleri Pek Bi Yükseldi.

Uzun Tele Kulak Misafirleri

Bu aralar başka birileri kahvehanelere dadanmış. Tek geliyorlarmış. Atıyormuş cep telefonunu masanın üzerine, içiyor çayını suyunu, kimseyle oynamıyor, konuşmuyor da, 2 saat oturuyor, cep telefonu açık öylece duruyor, gidiyormuş sonra. Uzun tele kulak misafirler oldukları anlatılıyor.

Midas’ın Kulakları

Kral Midas’ın kulakları geldi aklıma. Efsanedeki şekliyle değil. Midas dedikodu yapılan yerleri dinletirmiş, kim onu Apollon’a şikâyet etmiş onu araştırıyormuş.!

Halkın şikâyeti İskender’e direnmediği için, şehrin hazinelerini Ekustriyani Yahudi bölüğüne eliyle verdiği içindi. Üstelik İskender her köprünün başına bir vergi toplayıcı koymuş. Köprücü başı Deli Dumrul, öte geçenden de alıyormuş vergi, beri geçenden de. Beri geçenden aldığını kendi cebine koyuyormuş, bu da hizmetin karşılığı. Halk, vergilerin altında ezildikçe eziliyormuş.

Eşşek kulaklı Midas.!

Dedikodunun en çok yapıldığı yer de berber dükkânı. Bu insanları susturmak, önlem almak lazımdı. Önleyici vuruş kavramı o zaman daha yokmuş. Midas, berber dükkânlarına birer kulağı-kesik yerleştirmiş, dedikoduları toplamaya, dedikoducuları kırbaçlamaya başlamış. Halk korkudan konuşamaz olmuş. Berber bakmış millette ne muhabbet ne bir ses, dükkânın tadı kalmamış. Gitmiş suyun başına, su sesiyle birlikte bağırsa da kimse duymazdı nasılsa, bağırmış; “Eşşek kulaklı Midas.!.!.!”

Yoksa önleyici vuruşta Cengiz Han’ın kulakları mı daha uzundu.?

Cengiz Han’ın uzmanlığını biliriz; ipek yüklü kervanları Pekin’den yükledi miydi, hiçbir köyde kervana eşkıya saldırmamalıydı. Hangi köyde eşkıyalık yapılacağını Cengiz Han nerden bilirdi acaba?

Cengiz Han, 1206–1227 arasında, Asya’dan Avrupa saraylarına taşıdığı çoğu yağma ipek halı ve kumaşlara, pirinç ve baharata, kimse dokunmasın diye, kulağı kesik adamlarını önceden yollar, eşkıya (!) Türk köylerini tespit eder, önce oraları hal ederdi. Malları Karaköy’ün ve Odesa’nın Yahudi tüccarlarına salimen teslim edince mutlaka iyi bir pay alırdı.

“Mührü yolda kırılmayan Han” unvanı vardı. Pekin’den İstanbul’a, sağlam teslim.! Türk soydaşlarının memleketlerini yakmış, yıkmış, ezmiş, geçmiş, kime ne?

Önleyici Vuruş

Batının yağmacıları, elbette Cengiz Han gibi malları eline kadar getirip teslim edeni tarihin başköşesine koyar ve ondan öğrendikleri “Önleyici Vuruş” yöntemini bütün işbirlikçilerinden ister.

Biraz araştırınca gördüm ki, Cengiz Han’ın malları teslim ettiği İstanbul’da yeni kurulmuş bir Katolik devleti var. Venedikli Yahudi korsanların 1200-1206 arasında düzenlediği 4.Haçlı seferi sırasında, kralı Ortodoks olan İstanbul yağmalandı, bitirildi ve  yerine kralı Katolik olan Latin Romane Devleti kuruldu. İşte Cengiz Han, onlara mal taşıyor, onları zenginleştiriyordu. (Latin devleti 57 yıl yaşadı) .

Madalyonun Diğer Yüzü

Madalyonun diğer yüzüne bakalım; Venedik tacirleri İstanbul’u ele geçirince, Ceneviz tacirleri ticaret savaşını kaybetti. Galiba Ceneviz – Venedik çatışmaları o gün bu gündür sürüyor. Obama-Clington çatışması bunun ABD iç politikasında gün yüzüne çıkmış halidir. Bazı İsrailli büyükelçilerle restleşmeler de öyle.

Hatta İran’dan gelip topraklarımızdan geçerek Avrupa’ya giden enerji hatlarını bombalamalar, bu güzergâhta askerimize sıkılan silahlar, hep o “önleyici vuruş” alışkanlığı olan Venedik tacirlerinin işidir görünüyor.

Kimi Samici tarihçiler, Cengiz Han’ın önleyici vuruş tekniğini pekbi övgüyle anlatırlar, sayesinde sandukalarına çok para girdiği belli.  

3.Bin Yılın Haçlı Seferinin Muzaffer Eş-Komutanı

Nedense, Cengiz Han ile eşleştirilen bir başbakanımız var şu anda, birlikte afişleri bile yapıldı.  3.bin yılın haçlı seferinin muzaffer eş-komutanı Erdoğan ile Cengiz Han’ın benzerliği ne ola ki!

“Tele kulak dinleme tekniği kullanarak önleyici vuruş” olabilir mi? Hani Beşiktaş Özel Mahkemesinin dosyaları böyle hazırlandı da.

Ek: Merak eden okurlarım için, Venedik tacirleri tarafından Anadolu’yu yağmalamaya gönderilen

Katolik Haçlı ordusuyla yaptığımız savaşlar:

Birinci Haçlı Seferi 1096 – 1099 (Alparslan Han onları yendi.)

İkinci Haçlı Seferi 1147 – 1149

Üçüncü Haçlı Seferi 1187 – 1192

Dördüncü Haçlı Seferi 1200 – 1204 (İstanbul yağmalandı, Latin Devleti kuruldu)

Beşinci Haçlı Seferi 1217 – 1221

Altıncı Haçlı Seferi 1228 – 1229

Yedinci Haçlı Seferi 1248 – 1254

Sekizinci Haçlı Seferi 1268 – 1270 (Selçuklu Emir Sultanları onları yendi.)

Çocuk Haçlı Seferi (Venedik korsanları Hıristiyan çocukları köle olarak sattı.)

3.bin yılın haçlı seferi ( 1923 – 2010 ) Devam Ediyor..