RESSAM HULYA DÜZENLI'NIN RESIM SERGISI
Dokunarak Bakmak II
de Bu Kez Resimlere, Dokunarak Bakacaksınız.!..
İlk sergiyi kaçırdınız
/ kaçırmadınız ama bunu kaçırmayınız.!
“DOKUNARAK
BAKMAK - II”
Sanatçı: Hülya Düzenli
Sergi Tarih: 18 Mart / Cumartesi
Sergi Süre: 18 Mart - 10 Nisan 2017
Sergi Yeri: rh+art project
Adres: Cezayir sok. Mateo Mratoviç Apt. No.5/2
Kat.1 Dai.2 Firuzağa
Mah. Beyoğlu/İstanbul
Açılış / Kokteyl : 18.00 – 20.00
Sanatçı
Hülya Düzenli, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim anasanat dalı,
Adnan Çoker atölyesi mezunu. 1980
den beri İstasyon Sanat Akademisi Resim ve Grafik Bölümleri başkanlığını
yapıyor, dünya müzelerinde canlı olarak sanat tarihi anlatıyor. Bir sure once açtığı sergi de çok ilgi gören;
‘Kör Olma’ kavramı ve ‘Renk’ algısı üzerine yaklaşımları bu sergide de devam
ediyor.
Sanatçı sergisi
ile ilgili olarak kör olmayı yalnız fiziksel değil kavramsal olarak da ele
alıyor ve sergi konseptini şöyle dile getiriyor:
Evrensel
duyarlılığın ortak dışavurumunun araçlarından biri olan renk, bilinç altı ya da
bilinçli çağrışımlar ve algılamalar aracılığıyla çok çeşitli, sonuçlar doğurur.
Nesnelerin ve
rengin algılanabilmesi için ışığın varlığı kaçınılmazdır. Rengin duygu
durumlarına bağlı olarak algılanışı, rengin ışığa bağlı olarak farklı görünümlere
bürünmesi gibi değişkendir.
Herhangi
bir renk, nesne, nesneye ilişkin görünüm, kavram ya da bilgi öncelikle zihinsel
kodlar aracılığıyla bir uyarma, zihinsel bir yansımadır.
Hemen herkes
doğduğu günden itibaren tadarak algıladıklarını acı, tatlı, ekşi, buruk,
tatsız, kekrem..vb. sınıflar... Bu tadlar arasında tercihlerde bulunur.
Hemen herkes
sesleri duymuş bunların farklı yükseklik ve şiddetlerde oluşlarının yarattığı
anlam ve ifadeye ilişkin saptamalarda bulunmuştur. Kendisi de bu saptamalara
dayalı olarak bu sesleri kullanmıştır.
İnsanların
koklayarak tanıdıkları, onların yalnız ne olduklarını anlamaları için
değil şu ya da bu kokudan güzel hazlar
tadmalarına da neden olmuştur.
Görmek tüm olup
biteni ve alabildiğine geniş çevreyi tümden kavrayışımıza hizmet eder. Dokunmak
ise bir bütünü yavaş yavaş algılamamıza götürebilir.
Her
algı farklı ve özgün, her düşünce farklı ve özel, her insan tek ve
kıymetlidir.
Bu
resimlere dokunacağız. Bir dansın müzik metni üstüne bu danstaki gerekli
hareketleri, not etmek için kullanılan grafik işaretler gibi bende her renk
için grafik bir anlatım kullandım. Renkleri alışılagelmişin dışında dokunarak
anlamaya çalışacağız. Kabarık çizgilerden oluşan doku, çizginin yönleri
aracılığıyla hissedilebilir. Çizgi de
tıpkı renk gibi dikey, yatay, eğik, kıvrık, eğimli olduğunda farklı
duygular yaratır. Durgun, sessiz, ağırbaşlı, heyecanlı, çoşkulu, parlak,
kızgın, vb…
Sergide her
resmin üzerinde renklerin kimyasal,
fiziksel, plastik, estetik, psikolojik, sosyolojik, sembolik, kültürel anlam ve
etkileri üzerine birer not bulacaksınız. Braille ile yazılan bu notları anlamak
için dokunarak öğrendiğimiz kodlara gereksinimiz olacak.
Güneşe bakınca
gölgeleri göremeyiz. Beden gözlerimiz zayıflayınca fikir gözlerimiz
açılırmış... Umarım her birimiz dünyaya, olaylara,
birbirimize, hayata, sevgiye, insanlığa kör kalmayız.
Sanatçı artık
kendisinin imzası haline gelen kelebek figürleri için “Güzel kavramı için; sanatın tarihsel yürüyüşü boyunca, sanata bağlı bir tanım yapılmaya çalışılsa da sosyolojik
olarak gündelik yaşamın her anında hatta belki çoğu kez içi boşaltılmış, sığ
bir olgu olarak kullanılır. Her şeye, her duruma, her duyguya, hazza bağlı
olarak ‘güzel’ deyiveririz.
Kelebek hemen her yerde güzel olduğu ortak
kabulüne sahip bir varlık. İster harcıalem, ister sanat değeri yüksek
kriterlerle yapılmış olsun, bir kelebek resmi ya da üç boyutlu uygulaması güzel
olarak kabul edilmeye hazırdır.
Kısacık ömrü, mükemmel
hassasiyeti, harika armonisi ve deseniyle her insanı cezbedebilir.
Bu nitelikler yani kısa
ömür, hassasiyet ve plastik değerler...
Biz insanlarda yaşamımız
sonlandığında, uzay zamanına göre kısacık dilimde yer almış oluruz. İnsanlık
onuruna yakışan yüksek bir duyarlılığa sahip olmalıyız. Ve güzel olanı
yaratmak, yaşamak için yaşamalıyız. Tıpkı bir kelebek gibi.
Ayrıca Pandora’nın
kutusundan en son kelebek çıktı yani umut....”
diyor...
İSTASYON SANAT GALERİSİ
Saygılarımla.
Emel
Vildan Düzenli
İstasyon
Sanat Galerisi - 0212 252 92 22
Emel
Vildan DÜZENLİ, İstanbul–Mart.2017- eveerciyas@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ --–-- okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,
- okkesb@telmar.net,
Emel
Vildan DÜZENLİ, İstanbul–Mart.2017- eveerciyas@gmail.com, |