ÇOK GÜZEL BİR NİŞANTŞI ANISI. ASLI DİDARİ'DEN

12 Mayıs cumartesi günü saat 11.00'da Marmara Üniversitesi'nin (Nişantaşı) bahçesinde yapılacak pilav etkinliği bu yıldan sonra artık orada olamayacak.

Ben lisansımı daha mütevazi bir tesis olan Dolapdere binasında yaptım. Bizim bahçemiz yoktu. Kaldırımlarımız vardı. Yolumuz yokuştu ve dardı. Kaldırımlar bakımsız ve kenarları kırıktı. Annemle beraber ilk yazılmaya geldiğimiz gün "herhalde burası değildir" deyip geri dönmüştük.

Dönüş yolunda da caddeye çıkarken kaybolmuştuk. Annem de bir daha zaten gelmemişti. Ama biz mutluyduk tabi. 
Sonra yüksek lisansı Nişantaşı'nda yaptım ama işten okula koştur koştur gelip, gitmekten oranın havasını soluyamamıştım.

Sonra pilav günlerinde aynı binaya gelip gitmeye başladım ve orayı sevdim. Senede bir gün özlemek için iyi bir zamanlama sanki. Orada gençliğimin güzel insanlarını görmekten mutluluk duydum. Canımın çektiğince güldüm. Kahkaha attım. Fotoğraf çektirdim. Fotoğraf çektiren grupların arasına karıştım. Hiç olmadı gittim önlerine oturdum. "Maksat kareye girmek olsun" oyununu oynadım.

Ben o bahçeyi pilav günlerinde sevdim. Ve bir sene hariç hep gittim. Kendimi rahat ve emin hissettiğim bir yer... Bir simge... Bu yıl son... Gelin bence.

Ancak eğer çok gelirseniz de pilav bana kadar kalmaz ya da toplu fotoğraf çektirirken hepimizi alacak alan bulamazsak ve bazılarımızın yüzü yarım çıkar diye endişeleniyorum. Gelin ve endişelendirin beni. Bir de ağaçların altındaki bank sayısı az ya sıra ile oturalım bence... Bunu da düşünün gelirken...

Süleyman "başka etkinlik yapın" deyip duruyordun gel işte. Murat demin baktım duvarına "bana pilav ayırın" diye yazacaktım, hay Allah duvarın kapalıydı.

Keşke İsmail sen de gelsen çoluk çocuk. Kamuran'ın Ayşegül'ü gelmeli. Zaferle benim mutlaka itiş kakış bir fotoğrafım olmalı.

Safiye kalabalığın arasından boynunu uzatıp bana bir laf atmalı. Pilavın başında Aysel, Fatoş durmalı. Onlar daha genç, para hesabını iyi yapıyorlar çünkü.

Manisa'dan Ahmet olmazsa olmaz olmalı. Coşkun Türk'süz olmaz. Keşke Funda, Özlem ve Dilek de gelse. Orhan baba gelmezsen kilo al e mi?

Bir daha nerede göreceğiz çocuklarınızı da getirin. Çok da geçe kalmayın derim Hüseyin'in konuşmasına yetişin.
Şoray da gelirse eğer ballı kaymak tatlısı...

Rıza he Rıza da gelsin. Cumhurcuğum az daha seni unutacaktım...

Aslı Didari

@#MedyaGünebakış ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul –Mayıs.2018- okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,