Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
Şalpazarı Eğitim Kültür Sanat ve Turizm Derneği, DSİ Çamlıca Tesisleri’nde Kahvaltılı Toplantı Düzenledi.
29 Nisan 2012 Pazar, Ümraniye
Şalpazarı Eğitim Gönüllüleri Kahvaltıda Buluştu..
DSİ Sosyal Tesislerinde Düzenlenen Kahvaltılı İstişare Toplantısı Dernek üyeleri Ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Katılımı İle Gerçekleştirildi.
Toplantı Başkan Hasan KESKİN’in açılış konuşması ile başladı.
Başkan Hasan KESKİN konuşmasında Şalpazarı Eğitim Kültür Sanat Ve Turizm Derneğinin hedeflerini, derneğin projelerini açıkladı.
“Gurbette yaşayan Şalpazarılıların, dernekleşme çabaları ve bu sürecin başarı ile devam ettirilmesi, genel amaçları itibariyle önemli sonuçlar doğurdu. Demokratik teamüllerin en küçük uygulama ve özümsenme alanı olarak derneklerimiz, köylerimizde ve ilçemiz bazında, insanlarımızın bir araya getirilmesi, yardımlaşma ve dayanışma halinde olabilmelerinin sağlanması çabaları başarılı sayılır.
Ancak, sadece kitlelerin bir araya getirilmiş olması, nihai olarak toplumsal faydaya dönüşmüyorsa, sadece bir arada olmak yeterli görülürse ve bu insanlara yeni ufuklar açılamaz ise, Dernekleşmenin sadece “birarada olmaktan ibaret” bir faaliyet olduğu algısı topluma yerleşir ki; esasında mevcut durum hemen hemen de böyledir.
Bendeniz, artık bu sürecin sonunda olduğumuzu, sayısal anlamda kalabalık olmak yerine, nitelik olarak başarı ve fayda sağlayacak başlıklar altında faaliyetlerimizi sürdürerek, yine hemşerilik bilincini, dayanışma ruhunu canlı tutarak, kitlelerin önüne yeni çıkış yollar sunulması gerektiğine inanıyorum.
Şalpazarı Eğitim Kültür Sanat ve Turizm Derneği’mizin çıkış noktası bu olmuştur. Toplumsal öncelik olarak gördüğümüz konularda yoğunlaşmak, enerjimizi ve olanaklarımızı bu amaca hizmet etmeye yönlendirmek önceliğimiz olacaktır.
Eğitim, Şalpazarı için çok önemli ve sorunları olan bir alandır. 25 sene öncesine göre kıyaslanamayacak oranda genel sorunlarını çözmüş olmasına rağmen, akademik sonuçlar, iletişim ve donanım konularında ciddi eksikler görüyorum.
Bir kere, Şalpazarı küçük bir yerleşim ve iletişim-etkileşim mevzuunda mevsimsel değişkenleri mevcut. Yaz aylarında oldukça kalabalık ve hareketli iken, yılın uzunca bir diliminde kendi yağıyla kavrulmaya çalışan, göç vermeye devam eden memleketimiz, eğitimciler ve öğrenciler için çok cazip koşullara sahip değil. Bilgili ve sınavsal başarılarla bile liselerden mezun olan bir genç, yüksek öğrenim için ayrıldığında, başta uyum olmak üzere, çok ciddi donanım eksikliği yaşıyorlar.
Bizler, bu tür eksiklerin giderilmesi noktasında sorumluluk almak durumundayız. Eğitimi, sadece öğrenmekten ve sınavlarda başarılı olmak gayesiyle alınmadığını, bir öğrencinin, teknik ve sosyal donanımını da geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dünyamızın, iletişim araçlarının çok hızla gelişmesinden ve bunun sonucu etkileşimlerden dolayı baş döndürücü hızda geliştiği ve dönüştüğü çağımızda, hayata hazırladığımız öğrenciler ve öğretmenlerinin de farklı bölgelerle ve insanlarla iletişim halinde olmaları için çaba göstermek istiyoruz.
Bunun yanında, okullarımızın da fiziki koşulları bakımından iyileştirilmesine katkıda bulunacak çözümleri hem önermek hem de katkı yollarını bulmak arzusundayız. Eğitim çağındaki çocuklarımızın ve gençlerimizin, ilçemiz dışında, hatta yurtdışında yeni insanlar, şehirler tanımaları, yabancı dil eğitimlerine imkanına sahip olabilmelerini, üretim araçlarını ve süreçlerini yerinde görmelerini temin etmek, bilimsel araştırma merkezlerini tanımalarını, başka kültürler ve coğrafyalarda ilişkiler kurmaları için zemin oluşturmak gayretinde olacağız.
Bütün olumsuz koşullara rağmen, İlçemizden başarıyı yakalamış değerli insanlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Geçirdikleri akademik evreler, ifa ettikleri ve etmekte oldukları görevler, yeni nesiller için güzel ve motive edici pozisyonlara sahip bu değerlerimizi, yıllar sonra da olsa buluşturma gayretlerimiz olacaktır. Bu etkileşimlerden ortaya çıkacak sinerji, bizlerin hayata bakışında ve tutunmalarında çok pozitif sonuçlar doğuracaktır.
Kaldı ki, eğitim sadece okullarda değil, hayatın her alanında vardır ve önemlidir.
Dar kalıplara sıkıştırılmış yaşam biçimleri, toplumsal gelişimimizi de olumsuz yönde etkilemektedir. Hızla hayatımıza giren kolaylıklar, ulaşım imkânları, araç gereçler, televizyon ve gazeteler ve en önemlisi de internet sayesinde, yaşam tarzları ve ekonomik ve sosyal sorunların üstesinden gelebilmek, sürekli bir eğitimle mümkündür.
Aksi halde, her yenilik, hayatımızı kolaylaştırabilecek her meta, kültürel birikimlerimize ve sosyal ilişkilerimize darbe vuran “sinsi düşman” olarak algılanabilir ki, bu durum toplumumuzu daha bireysel, daha dışa kapalı yaşantılara sevk edebilir. İşte dernekçilik anlayışımız, tam da bu noktada temsil ettiği topluma yeni ve toparlayıcı çıkış yolları sunmak içindir.
Bu özgür ve cesur hareket kabiliyeti, temsil ettiği kitlelerden aldığı “sivil toplum insiyatifi” gücüne haiz olmasındandır.
Şalpazarı’nın kendine özgü bir kültürel yapısı vardır; Müziği, dili-şivesi, giyim kuşamı, kendine has horonu, yaylacılık geleneğine bakışı ve hayata geçirme tarzı çok farklı ve özgündür. Kısaca “AĞASAR” kültürü dediğimiz, yüzyıllara dayanan ritüelleri, tarihi ve gelenekselliğinin cazibesi hala mevcut olan kültürel birikimlerimizin anlaşılması, korunması, yaşanması, nüvesini bozmadan ve zenginleştirilerek gelecek kuşaklara aktarılması çok önemlidir.
Ağasar özgün kültürü, sadece kemençe –horon eksenine sıkıştırılamayacak kadar derinliği olan bir sosyal dokudur.
Sadece folklor ekipleri, kemençe, horonla yapılan temsiller, etkinliklerle kamuoyunun karşısında olmak, kamuoyunda olumsuz algılamalara sebep olduğunu görüyoruz. Yöresel kanallarda sunulan, sosyal paylaşım ortamlarında sadece eğlence olarak çalınan söylenen müzik geleneği algısı da Şalpazarı ve Karadeniz için olumsuz ve gerçeklerden uzaktır.
Kültür, sadece müzik değil, enstrüman değildir ama KEMENÇE’ miz ve HORON’ umuz, diğer toplum kesimleri için bizi en kolay betimledikleri unsurlardır.
Kaldı ki müzik, toplumsal keder ve karamsarlık dâhil, bilumum duygularımızın dışa vurumudur.
Sadece müzik-folklor da değil, görsel ve plastik sanatların her alanında da başarılı hemşerilerimiz, yazar-çizer, şair… bir çok yerde sanatla haşır neşir insanlarımız tanıyoruz. Ne yazık ki, asıl kültür-sanat üretkenliği temsil eden bu kesimlerle hemhal olmuş değiliz. Mevcut durum, sadece “kültür-sanat tüketiciliğinden” ibarettir. O halde, öncelikle bu iki konu dahil, temsil noktasında kültürel envanterimizi sunarken, çeşitlilik ve üretkenlikte daha hassas olmak durumundayız.
Müzisyen ve sanatçılarımız, artık mesleğine dair her türlü eğitimi almalı, alt yapılarını ve kendi repertuarlarını oluşturmalıdırlar. Bizler de, bu imkânları onlara sunmanın yollarını aramak için dernekçilik yapıyoruz ve onlarla beraberliğimizi, sahne-protokol-salon ekseninden çıkarıp, kendilerine de sorumluluklarını hatırlatmak, gereğini beraber yapmak istiyoruz.
Biliyorsunuz, dünyanın turizm refleksleri çok çeşitlendi. Sadece deniz-kum değil, artık eğitimden maceraya, buzullardan, okyanusların derinliklerinden (bizim için en önemlisi de bu) dünyanın yükseklerine kadar her türlü coğrafya, artık Dünya Turizminin odağındadır. Hatta yüksek coğrafyalar daha ön sıralardadır.
Bizim de şansımız odur ki, dağlarımız, yaylalarımız, müthiş güzel ve çok çeşitli bitki örtümüz mevcuttur. Bence dünyanın birçok bölgesinden farkımız, bizim dağlarımızda olmayan tek şey “ISSIZLIK’ tır”; biz buna sürekli “ŞENLİK” diyebiliriz. İşte bu sempati, doğallık, iç ve dış turizm hareketlerinin bölgemize yönelmesi için en önemli avantaj olacaktır.
Turistin görmek istediği sadece deniz, dere, tepe değildir; içindeki yaşam unsurlarını da anlamak ve paylaşmak ister. Bizim bu şansımız fazlasıyla mevcuttur. Geceleme oranları çok düşük olan Karadeniz’de, Turistin daha uzun süre kalması, geceleme sayısının (kişi başına) uzatılması için ciddi çalışmalara ihtiyacımız var.
Bunların başında altyapı geliyor diye düşünebilirsiniz. Oysa altyapı bir zorunluluktan dolayı ihtiyaç haline gelmişse önemlidir. Yani, konaklama tesisleri, yollar, parkurlar vs. yatırımlar, yoğun bir talep neticesinde, ihtiyaca cevap vermek için yapılıyorsa, işte turist-turizm algısı ve potansiyeli yatırıma dönüşmüştür diyebiliriz.
Yoksa turist gelir nasıl olsa diyerek dev tesisler kurup, yıllarca çürümeye terk etmek hiç de verimli bir yatırım değildir.
Şalpazarı’mızın turizm potansiyelini ve bu konuda yapılması gerekenleri, bölgemizden ayrı değerlendiremeyiz. Asıl, bütün bölgemizdeki turistik potansiyelden ve katma değerden pay alabilmek önemlidir. Tam da bu noktada, toplumsal turizm bilincini geliştirmek, en önemli yatırım ve sermayedir...
Genel olarak Doğu Karadeniz bölgesinin mevcut durumları aynıdır. Bu bütün üzerinden hareketle, Şalpazarı olarak üzerimize düşenleri, yapılanları ve yapılması gerekenler için Devletimizin kurumları mevcuttur, ilgililer yapsın diyebiliriz…
Ancak, bu konuda toplumsal talep ve baskılar daha önemlidir. Taleplerimizin karşılık bulması bakımından, Derneğimiz çok önemli bir yer tutacaktır.
Sosyo-ekonomik gelişmişlik, canlı bir turizm faaliyetiyle çok daha yükselebilir. Turistten korkmaya, çekinmeye, turistin (özellikle yabancı turistler içi) kötülüğün kaynağı gibi gösterilmesine hiç mahal yoktur.
Burada da, yukarıda ifade ettiğim, “toplumsal ve sürekli eğitim” anlayışının önemi bir kez daha karşımıza çıkıyor.
Turizm potansiyelimizi geliştirirken, gelirimizi artırırken, istihdam sağlarken, sürdürülebilir bir ivmeyi de yakalamak ve muhafaza etmek şarttır.
Yoksa bu durum kısa bir macera ve hüsrana dönüşebilir. Burada eğitim, eğitim, eğitim ve toplumun bakış açılarını çeşitlendirme gayretlerimizin devamlılığı şarttır.
Derneklerimizin, aynı zamanda sivil toplum örgütü olarak kendini ifade edebilmesi için, mali ve idari yapılarının da güçlü olması gerekir. Bunu yolu da, her bakımdan güçlü ve donanımlı üye parasından, bütün üyelerimizi ve yakın kamuoyumuzu harekete geçirecek projelerden, çalışmalardan geçer.
Tanıtımları sürekli kılmakta başarılı oluyoruz. Ancak, bu tanıtımların geri dönüşü noktasında net değiliz.
Nesnel sonuçlarımız, ölçülebilir donelerimiz olmayınca da, yerimizde saydığımız durumu hasıl oluyor. Bu da, hemşerilerimizin süreçlere katılımında sıkıntı yaratıyor; hepsi birbirin aynısı olarak görülüyor. Buradan kurtulmanın yolu, kadroların ve katılımcıların, öncelikle bu faaliyetlerin amatör diyebileceğimiz, gönüllülük temelinde olduğunu idrak etmesi önemli. Aksi halde, koltuk savaşları, itibarsızlaştırma vaziyetleri kontrolsüz bir mecraya götürüyor bizi.
Birlik beraberlik naraları atarken, sesimizi biraz kısmamız, projelerden, yeni icraatlardan bahsederken sesimizin duyulmasına vesile olur ki, asıl amaçlarımızı herkes daha iyi duysun. Birlik beraberlik vurgusu, bir amaç değil, mevcut veya muhtemel sorunlarımıza alternatif çözümler sunmak için, sivil toplum örgütleri olarak özgür ve dirençli kalabilmek için, sesimizi daha gür çıkarma cesareti verecek bir araçtır bence.
Bütün eğitim, kültür-sanat ve turizm gönüllülerini aramızda görmek istiyoruz. Dedi.
Toplantıya Karadeniz Vakfı Başkan yard
ımcısı ve Kızılay eski başkanı Tekin Küçükali ile İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu da katıldılar.
Toplantı katılımcıların topluca çektirdikleri hatıra fotoğrafıyla sona erdi.
Şalpazarı Eğitim Kültür Sanat ve
Turizm Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri
YERELDEN EVRENSELE KÜLTÜREL BİR ÇALIŞMA ÖRNEĞİ
Ağasar Kültür Araştırma Dergisi
"Ağasar Kültür Araştırma Dergisi" 5.sayısı çıktı...
“AĞASAR BAYAN KIYAFETİ” TESCİLLENDİ
Ağasarlı bayanlarımızın bölgesel bir Türk kıyafeti olan geleneksel giyim tarzı, günümüzde siyasi bir malzeme olarak kullanılan bayanlarımız için bir çıkış noktası/alternatif olabilir…
Ağasarlı bayanlarımızın bu kıyafeti, aynı zamanda Türk-İslam sentezinin de en iyi simgelerinden birisi olarak toplumsal barışa büyük katkı sağlayabilir.
Yüzyılların birikimiyle şekillenen Ağasar kıyafetlerimiz, geçmişimizle geleceğimiz arasındaki en önemli köprülerden birisidir.
İnsanlığın ilk gününden bu yana giyinme ihtiyacı zaman içinde değişimlere uğramıştır. İnsanların giyinme şekli, mensubu oldukları toplumun simgesi haline dönüşmüştür.
Bu hal, günümüzde daha da ileri giderek giyim kuşam şekli, kişilerin toplum içindeki statüsünün göstergesi olarak da kabul edilir olmuştur.
Günümüzde ise giyinmenin şekli -belli kesimler için- moda sektörü tarafından her yıl hatta her mevsim farklı olarak belirlenmekte ve insanlara psikolojik dayatma yapılmaktadır.
Netice itibarıyla sürekli ve maksatlı olarak de- ğişmekte olan giyim-kuşam biçimiyle, insanlık ekonomik olarak kıskaç altına alınmaktadır.
İnsanlar, -doğal ve sosyal bir olgu olarak- mevsimlere ve yaşadığı çevrenin iklim koşullarına göre giyinme ihtiyacını karşılamak zorundadır.
Ağasarlı bayanlarımız, yüzlerce yıllık kültür mirası olan kıyafetleri -çoğu yerde folklor gösterisi için kullanılsa da- bugün hala bölgemizde günlük işlerinde, tarlasında, çarşı-pazarında ve özel günlerinde -kısaca her ortamda- rahatlıkla ve büyük bir zevkle giymektedir. Böylece geçmişimizden günümüze çok büyük ve onurlu mesajlar taşımaktadırlar.
Ağasarlı bayanlarımızın bölgesel bir Türk kıyafeti olan geleneksel giyim tarzı, günümüzde -ne yazık ki- siyasi bir malzeme olarak kullanılan bayanlarımız için bir çıkış noktası/alternatif olabilir…
Ağasarlı bayanlarımızın bu kıyafeti, aynı zamanda Türk-İslam sentezinin de en iyi simgelerinden birisi olarak toplumsal barışa büyük katkı sağlayabilir.
Ağasar giysisi, az farklılıklar gösteren değişik çeşitleriyle Trabzon, Giresun ve Gümüşhane’nin değişik ilçe ve köylerinde sevilen bir giyim tarzı olarak tercih edilmektedir.
Şal-Fed olarak, patentini almış olup resmen tescilletmenin mutluluğunu yaşarken, “Ağasar Bayan Kıyafetleri” mizin, gün geçtikçe daha da sahiplenilen ve daha seri/düzenli üretimlerle yaygınlaşan -çağdaş insanımızın da ihtiyacına cevap veren- örnek bir giyim tarzı olmasını temenni ediyoruz.
ŞalFed Yönetim Kurulu
http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/
TDFAJANS – Toplum Dinamikleri Fikir Ajansı
Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;
Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!
Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;
Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.
ŞALPAZARI, EĞİTİM, KÜLTÜR, SANAT, TURİZM, DERNEĞİ, ile okkesb
" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP