Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
VE BONZAİ İHL’LER... Okulda Bonzai Vurgunu Yiyen Çocuklarımızı Korumak İçin... Ve Bonzai İHL’ler... Japonlar ağacı ucubeleştirerek saksıya koydular ve buna “bonzai” dediler. Bonzai sözcüğü, bizim benzey, benziyi gibi yerel sözcüklerimizle sesdeş ve anlamdaştır. Yeni Türkiye’nin (.!.) ders kitaplarında bolca bonzai var. İnsanlar dâhil bütün canlılar bonzai haline getirilmiş. Çizgi filmlerdeki gibi, Hatta gerçek insanla sanal karakterler beraber veriliyor. Bir çocuk filminde bahçede çizgi köstebekle oynatılan çocuklar gibi, düş ile geçek iç içe veriliyor. Bunlara baka baka bonzai bombardımanına tutulan çocuklarımızı bundan kurtarmanın yolu bu kitapları yakmaktır. Negatif enerji (cin deyin, şeytan deyin isterseniz) yükleyerek çocuğumuza zarar vermesini önlemenin tek yolu budur. Türk Aydınlanma devrimi yeniden ancak böyle başlayabilir. Kitap yakılır mı, evet yakılır. Çünkü çocukların beynini yakan kitabın içindeki kötülüklerden kurtulmanın yolu bundan geçer. Cin dedim, şaşırdınız. Evet, kötülük yayan görünmeyen nesnelere cin denir, şeytan denir. Şeytanlık var bu kitaplarda, kötülük ediyor çocuklarımıza, akıldan yoksun hale getiriyor onları. Çünkü yeni kitaplarda aklı bozan resimler ve akılsız cümleler var. İngilizce 2.sınıf ders kitabındaki bonzai insan resimlerini gösteriyorum insanlara, inanamıyorlar. Sanal (illustrasyon) ayı öğretmen Teddy, gökkuşağının altında uzanmış yukarı bakarak İngilizce bir şey öğretiyor. Sayfada, fotoğraf-illustrasyon kolaj resmedilmiş öğrenciler yerden yukarı bakıyor, ufuk çizgisi de kavisli... Gösterirken soruyorum insanlara, “Gökkuşağının altında uzanmışlar, gökkuşağının altında oturulur mu?” Afallıyorlar. Enteresan cevaplara da rastladım, paylaşacağım, çünkü bu cevapları verenler de bizim oğullarımız kızlarımız. İlk Cevap Adı RTE Olan Rize Üniversitesinden Bir Türbanlı Kızımızın: “Neden oturulmasın.?” Hatasını anlasın diye, “Peki gökkuşağının üzerinden geçilir mi.?” diyorum. “Geçilmez” diyor. Anladı galiba diye düşünüyorum, “Neden geçilmez” diye soruyorum. El cevap: “Gökkuşağının üzerinden geçilmez, çünkü çok yüksektir.!.?” Bir de Trabzon KTÜ Sosyoloji öğrencisi oğlumuzun cevabı var: “Bence gökkuşağının altından geçilebilmesi lazımdır.” Bir de emekli sınıf öğretmenimizin cevabı var. Çocuğun kitabına konulan resimle çocuğun hayal ettiği resmi yapması arasındaki farkı bilmiyor. “Burada çocuğun hayal etmesi önemlidir, çocuk böyle düşünmüş olabilir.” Sanal ile gerçeği birbirinden ayırt edemeyen nesiller yetiştiren, yani çocuklarımıza bonzai vurgunu yediren bu kitaplara itiraz etmeyen bir öğretmenin gerekçesi de maalesef bu olabiliyor. Sekiz yıllık eğitimin sıfır çekmiş sonuçlarından kendini sorumlu tutmayan bu öğretmenlere ne diyebilirim ki. Ne 2005’den beri bonzayi kitapları dağıtan Bakanları, ne Talim Terbiye başkanları, ne bir hükümet sorumlusu, ne “MEB’nı lağvedeceğim” diyen Hüseyin Çelik, bir Allah’ın kulu kendini kusurlu görüp de istifa etmedi ki... ÇİZGİ FİLMLERLE GELEN TEHLİKE Altı yedi yaş çocuklarında yaygın olarak görülen gelişim bozukluğuna burada değinmek istiyorum. Çocuklar çizgi filmdeki Pepee gibi konuşuyor. Üç yaşında onu izlemeye başlayan çocuk, altı yaşına geldiği halde onun gibi konuşmaya devam ediyor. Çünkü çocuğunuz büyüdüğü halde Pepee hiç büyümüyor. Bu yaz tatilinde rastladığım pek çok çocukta bu sorunu gördüm, aileleri de dil gelişiminde sorun olduğunu görüyor, ancak nedenini bilemiyorlar. Çocuğun zekâsı yerinde, ama bebek gibi konuşuyor. Örneğin, erkek çocuk yedi yaşında, konuşması bebek konuşması. Böyle bir erkek çocuğun babasına “bir iki yaş büyükleriyle oynasın” diye önerdim, babası “büyükler onu bebek bulup oyuna katmıyorlar” dedi. Görülen o ki sanıldığından daha büyük sorun var. “Tümüyle televizyonu kapatın, siz de izlemeyin, cezanızı birlikte çekin” dedim. “Yaylaya çayıra bayıra götürün, köyde tatil yapın, dışarıda oynasın, köyün yeni yetmelerini onunla bahçe oyunları oynamaya salın” dedim. Çocukların dil gelişimi ailelerin üstesinden gelemeyeceği bir sorun haline geldiyse, hepimize iş düşer. Ben Ders Kitaplarına Dava Açıyorum, Ama TV’ye De Açamam Ki. Çocuklarımız Her Kanaldan Zihin Terörü Altında Tutuluyor, Korkunç Bir Şey Bu. Öğretim üyesi gelinim, “anne ben evde izletmiyorum, ama kreşte iki saat çizgi film izletiyorlar, diğer çocuklar evde izliyor, arkadaşsız da olmayacak, çaresiz kalıyoruz” diyor. Bu arada söylemeliyim, Pepee adlı film İtalyanca erkek çocuğun organı ile sesdeş “pipi” şeklinde ünlenir. İnce uzun delikli şey anlamında, pipo, pipet gibi sözcükler de aynı kökten gelir. Bu filmle İtalyanlar bizimle dalga geçiyor. Bunu altı yaşında bir erkek çocuğa söyledim, “artık izlemeyeceğim” dedi. Belki bir işe yarar derken galiba yaradı. Bu yayınlarla çocuklarımızı tam dil patlaması yaşadıkları yaşta bebekçe konuşma hastalığına sokuyoruz. Buna kim engel olacak? Devlet çocuklarını korumazsa o devlet yaşar mı? Kontrolü kimin elinde olduğu belirsiz bir küresel piyasa canavarına çocuklarımızı köle verdik, itiraf edelim. Ne farkı var Babil’deki Yahudi tefecinin borç verdiği babanın elinden kız çocuğunu alıp kerhaneye rehin koymasından.? İslamiyet çocukları kölelikten kurtarmak için gelmemiş miydi.? Ve Bonzai Yeni İmam Okulları... Geldik Yeni İHL krizlerine, yıl 2014... Kontrollü kaos dedikleri türden bir kriz. Veliler çocuğunu kendi seçtiği okula veremiyor, seçenek bırakılmamış. Veliyi özel okula kaçırtmanın yolu şimdi bu, Emperyalist tekellerin en çok kullandığı vahşi kapitalist tuzak budur. Sosyal Kamucu Anayasamızdaki eğitim felsefesini bitirmelerine az kaldı, Piyasacı bireyci Anayasaya geçişimize ramak kaldı, yeni başbakan bu görevle işe başlayacak, bu emir kendisine başbey tarafından tevdi edildi. Yeni İHL Projesi Bu Yolda Son Adımdır. Bu son virajdan uçuruma düşürülmek üzereyiz. Kamucu eğitimden kalan son kırıntılar da en acımasız şekilde piyasaya devrediliyor. Küresel piyasa velilerimizi yutmaya hazırlanıyor; “Ulus devleti küçültmek” derler adına. Tüm liseler din okulu oluyor. Çocuğunu özel okula veren bundan kurtarıyor! İşte tuzak buydu. Beğenmeyen gider beğendiği özel okula verir. Peki de, cemaatler durmadan özel okul açıyor, acaba neden.? Hz.Muhammed’in Hayatı Ders Materyali adlı karikatürlerle dolu davalı kitabı kullanan özel okul sayısı gittikçe artıyor. Gelelim yeni İHL’lerin dersliklerine. Planda görülen Fen ve Bilgisayar laboratuarları kaldırıldı, bu odalar sınıf yapıldı, 800 öğrenciye göre planlanan okulun öğrenci kapasitesi 1000’e çıkartıldı. Bunlar sözlü emirlerle değiştirildi. Okulun alt katına yapılan 200 kişilik mescit iki katına çıkartılarak öğrencinin yemek ve teneffüs alanları daraltıldı. Peki, bu sırada tuvalet ve musluk sayısı artırıldı mı.? Hayır. Okullar açıldığında yaşanacak izdihamı, kanalizasyon ve lavabo borularında yaşanacak tıkanmaları siz düşünün. Bina planını bozması için müteahhidine bizzat “yapacaksınız” emrini verenin kim olduğunu söylemeye gerek yok. Yeni İHL binalarını ders yılı başına yetiştirmeleri için emir veren odur. Buralara Arabistan’dan hocalar getirteceğini, buradan mezun olanların da oralara gideceğini söylemektedir. Atatürk’ün açtığı İHL’de Fen ve Matematik dersleri vardı, Yeni Türkiye’nin Yeni İHL’sinde Fen ve Matematik dersleri fiilen yoktur.! Tüm okullar böylelikle sadece din okutulan okuluna dönüştürülüyor, o da doğru din eğitimi vermeyen, pornodan karikatüre kadar her şey içeren kitaplarla. Bunlara “Bonzayi İmam Okulları” demeliyiz. Yeni İHL İnşaatlarıyla Piyasada Görülen Canlılığa Bakarak, “Adam Çalışıyor” Dedirtiyorlar. Herkes bundan nemalanıyor ve susuyor, verilen oylar da bu işinin yarım kalmaması için. Oysa esnafın, şimdi birer tas su dökerek beslediği bu ağaçtan yarın bonzai meyveler yetişecek.! Hepimiz harakiri yapıyoruz, milletçe intihar ediyoruz.! Karikatürle hadis çizimleri sadece Din Dersi kitaplarında yok, Cami girişlerinde de var. DİB’in bastığı “Kırk hadis kırk çizgi” adlı kitaptan alınmış. Rize’de Sahil Camisinin merdivenlerine yapıştırılmış, gördüm. Örneğin, birinde “Kötülük yapmayın” hadisi anlatılıyor; korkuyla kafasını eğmiş bir adamın kafasına diğeri yumrukla vuruyor.! Böyle bir tasvirin önünde namaz kılınır mı.? (Masonik semboller de var.) Her Cuma namazında insanlar bu karikatürlerin önünde secdeye eğiliyorlar. Kime ne diyeyim.? Bütün Bonzai Saçan Kitaplara Bu Yıl Savaş Açılması Lazım. Kimse bu mücadeleyi siyasi partilerden beklemesin. Susanlar da bu zulme ortaktır! Bütün veliler, bütün anneler, herkes bonzayi kitaplarını deşifre etmeye, bu kitapları meydanlarda yakmaya başlamalıdır. Tek tek dava açarak başa çıkılacak gibi değil. İlkokul İngilizce kitabında yer alan Türk Bayrağı da bozuktur. Gereğini Türk Milletine arz ederim. Zafer Kutlamaları Haftasındayız. Kuvayi Milliye kahramanlarından Tabip Miralay Mehmet Arif (Finci) Beyin ve Malta Sürgünü Fedai Aka Gündüz’ün (Hüseyin Enis Avni Finci) torunlarından biri olarak, Yüce Türk Milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramını en içten dileklerimle kutlarım. Anıtkabir’de havadan çekimi gerçekleştirilen 6.000 kişilik Atatürk portresinde ben ve yeğenim Ayla Finci (Bodur) ile kızı Sinem Bodur gururla yer aldık. Düzenleyenlere, emeği geçenlere ve çekime katılmak üzere gelen10 bin Atatürkçüye selam olsun.! Mahiye Morgül - 27.8.2014 Mahiye Morgül, Ankara – Eylül.2014 – mahiye@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@telmar.net, https://twitter.com/okkesb –E.mail: okkesb61@gmail.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, Mahiye Morgül, Ankara – Eylül.2014 – mahiye@gmail.com, |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP