YETMEZ AMA HAYIR..! KAMPANYASI

12 Eylül'de Yapılacak Olan Anayasa Değişikliği Referandumunda "Yetmez Ama HAYIR" Diyenlerin Ortak Kampanyası Başladı..

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

 

YETMEZ AMA HAYIR..! KAMPANYASI

 

 

12 Eylül'de Yapılacak Olan Anayasa Değişikliği Referandumunda "Yetmez Ama HAYIR" Diyenlerin Ortak Kampanyası Başladı.

 

  

BU DA BİR ALDATMACA VE KANDURMACA..

ALGI YANILSAMASI OLSUN DİYE KASTEN

SANDIKLARDA EVET MÜHÜRÜ BULUNACAK..

 

‘YETMEZ AMA HAYIR..! NEDEN.?

*- Anayasa değişiklik paketi, Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptallerine rağmen 12 Eylül 2010’ da, yani 12 Eylül darbesinin 30. Yıl dönümünde, yani “zaman aşımı” *mürür-ü zaman* süresinin dolduğu gün referanduma sunuluyor..NEDEN.? 

*- Bu ülkede 1921 Anayasası dışındaki hiçbir anayasa halkın doğrudan seçtiği temsilcileri tarafından yapılmadı.

1924 Anayasası, daha sonra ülkeyi diktatörlükle yönetecek olan Tek Parti iktidarı tarafından yapılan 1961 ve 1980 darbecileri ve destekçileri tarafından hazırlanan 1982 Anayasası halka zorla dayatıldı. NEDEN.?

 

 

HAYIR..! Diyoruz. Bu anayasa değişikliğine Hayır.. Çünkü yaklaşık doksan yıllık Cumhuriyet tarihinde, bu halk 1921’den sonra ikinci kez ortak akıl, irade ve geniş katılımla kendi Anayasasını yapamadı. İleride bunu yapabilmek için şimdi HAYIR.

*- Halk, bu kez de darbeciler ya da diktatörler tarafından değil, kendi seçtiği temsilcilerinin *sandıktan çıktık biz her şeyi yaparız* düşüncesindeki diktatörlük özentileriyle hazırlayıp dayattıkları ve açık açık da *hap gibi yutacaklar..* denilerek aptal yerine konulduğu için.

Darbecilerin Anayasasına evet deyip kabul edenler bu kez de *Allah Aşkına-Din Uğruna* bunu kabul edecekler denildiği için.

Ve en önemlisi de daha iyisinin, tümden ele alınarak yapılabilmesi amacıyla bu Anayasa değişikliğine doğrudan kendi oylarıyla Hayır diyecektir.

 

HAYIR..! Diyoruz. Çünkü bu anayasa değişikliği ile askeri vesayet ve darbeler rejiminin en önemli sigortaları olan yüksek yargı kurumlarında taşlar yerinden oynayacak. Ve bu durum ileride Devletin Ulusal, üniter yapısını koruma ve kollaması zorlaşacak hatta koruyamayacak şekilde eli kolu bağlanacaktır.

*- 27 Mayıs darbesi tarafından kurulan Anayasa Mahkemesi ve 12 Eylül darbesinin generalleri tarafından kurulan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurullarını, vesayet kurumları olmaktan çıkarmak isteyen siyaset Erki önce kendi arızalarını giderip temiz bir şekilde bazı şeyleri yapabilmeyi hak ederek halkın karşısına çıkmalıdır.. Eli yüzü kapkara üstü başı pislik içinde, kokusundan yanına yaklaşılamayan birinin temizlik yapmaya kalkışması çok garip ve *abesle-iştigal* dir.

Bu yapılan değişikliklerle Türkiye de hukuk siyasallaşacaktır. Asker ve hukuğun siyasallaştığı yerde hukuktan demokrasiden ve insan haklarından bahsedilemez.

 

HAYIR..! Diyoruz. Çünkü, Aldatmacaya inanmıyoruz..

*darbecileri, işkencecileri, katilleri koruyan Geçici 15. Madde kalkacak. Darbecilerin yargılanmasının yolu açılmış olacak.* Aldatmacasına inanmıyoruz. Çünkü “zaman aşım” süresi geçmiş bir maddenin kalkmış olması hiç kimsenin yargılanmasını sağlamayacak. Zaten buna izin vermezler. Deneyin görün. Açacağınız davalar kadük olur.

 

HAYIR..! Diyoruz. Tüm yetersizliklerine rağmen Hayır.!

*-  Çünkü Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının yolu açıldığında; TSK, (Asker); Yetersiz, yeteneksiz, kendinden-menkul birtakım kişilerin oyuncağı haline getirilecek, getirilmek istenecektir. Bunun böyle olacağı TV’ler deki tartışma programlarına katılan yandaş medya leşkerlerinin hararetli, ağızlarından tükürükler saçılan konuşmalarından belli oluyor.

*- Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınmış olacak. Ancak bu bireysel başvuru hakkının kullanılmasının vatandaşa bir yararı olmayacaktır. Bu madde; Kurtuluş Savaşında mal ve varlıklarını yitirenlerin savaş tazminatıyla alamadıkları yitirilmiş haklarını normal yollardan, bizim kanunlarımıza göre alabilmelerinin yolunu açacaktır. Vakıflar Kanununun değiştirilmesi de bu işin bir parçasıdır.

*- Ayrıca son yıllardaki özelleştirmeler ile yabancılara geçen bankalara borçlanan işçi-köylü-çiftçi-memur vatandaşlarımızın borçlarını ödeyememeleri durumunda da bu bankalar alamadıkları alacaklarını, yine anayasa mahkemesine “bireysel başvuru hakkıyla” giderek Devletin ödemesini isteyeceklerdir. Çünkü bu iktidar özelleştirme ile giren yabancıların gelirlerinin, kazançlarının sürekliliğini garantileyen, zarar görmemelerini sağlayıcı anlaşmalar yapmıştır. Yoksa yabancılar bu tür garantileri almadan gelmezler, yatırım yapmazlar.

*- Bu maddeler çok ince hesaplarla hazırlanmış, büyük tehlikeleri içinde barındırıyor. Normal vatandaş başvurusunu yapsa bile cevap alamayacaktır. Çünkü hükümet, Adalet bakanlığı, bu mahkemelere bakacak hâkim ve Savcıları da *yandaş*’lar arasından seçerek kendileri atanmalarını sağlayacaktır.

Ayrıca Halk yararına yapılmayan bir kısım özelleştirme işlemlerinin iptali ve devlet tarafından bir şekilde yeniden kurulması, yeni yatırım ve istihdam kapılarının açılabilmesi için yapılacak çalışmalar, yabancılara geçen işletmelerin yetkilileri tarafından bireysel başvuru yoluyla ve de zarara uğratılıyoruz. Mağdur ediliyoruz gerekçeleriyle bireysel başvuru hakkını kullanıp, gasp edilmiş haklarımızı bir de mahkeme yoluyla tescil ettireceklerdir.

*- HSYK' nın ve Askeri Şura'nın tartışmalı bazı kararlarına karşı yargı yolunun açılması elbette iyi bir şeydir. Ancak bunun yolu böyle parça bölük bir değişiklik değil Anayasa’nın tüm maddelerinin tek tek ele alınmasıdır. Uluslar arası hak ve özgürlükler ile evrensel insan hakları ve Türk Milletinin 1000 yıllık yazılı olmayan gelenek ve göreneklerinin de göz önüne alınmasıyla toplumun sivil-resmi tüm kesimlerinin temsil edildiği bir kurul tarafından değişikliğe hazırlanması gerekir.

 

HAYIR..! Diyoruz. Çünkü hükümeti anayasanın tamamen değiştirilmesi yönünde zorlamak için 12 Eylül’de evet denilmesi şart değil. Şu anda da, daha önce de bu istenebilir, kampanyalar yapılabilir, gerekli hukuki mücadele verilebilir, davalar açılabilir, bütün yollar denenebilirdi.

Çünkü bu anayasanın tamamen değişmesi gerekiyor. Anayasal vatandaşlık, örgütlenme özgürlüğü, seçim barajı, anayasanın ırkçı, milliyetçi ve cinsiyetçi söylemden tamamen arındırılması gerekiyor. Ancak bunun yolu parça parça,  kendine gerektiği kadarını değiştirerek değil, tüm toplumu kapsayacak şekilde Yapılmalıdır.

 

Hayır.. ! Diyoruz.

Çünkü bir 12 Eylül askeri diktatörlülüğümüz var, yeni bir 12 Eylül sivil diktatörlülüğümüz olsun istemiyoruz.

 

*- Bu nedenlerle bu anayasa değişikliği paketine ‘hayır’ diyerek, daha fazlasını istemek üzere 13 Eylül’den itibaren bu ülkede anayasa sadece darbeciler ve siyasi hırsızlar tarafından değil, halk tarafından destek alan, bütünümüzü kapsayan, geleceğimizi de koruma altına alabilecek, güvenimize sahip olacak bir anayasa yapılabiliri ispat edebilmeliyiz. Dolayısıyla ‘Yetmez Ama Hayır’ diyeceğiz.. 

 

Türkiye’de demokrasinin önündeki en büyük engel dini, siyasi ve ticari rantçı-haksız kazanç oligarşisidir. 12 Eylül’de oylanacak bu anayasa değişikliği paketinin özü işte bu oligarşinin yaptıklarının yanına kar kalmasını sağlayacak, idari, hukuki ve cezai bütün yaptırımlardan paçalarını kurtarmalarına, yüce divan’dan kaçmalarına yarayacaktır.

Bu yüzden anayasa değişikliği “Yetmez ama Hayır” diyoruz.

Bu dini, siyasi, ticari, rant oligarşisi ortadan kaldırılmadan sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasaya ulaşmak olanaksızdır. Bu nedenle olası yeni bir anayasa paketinin içine; Siyasi partiler ve seçim kanununu halk yararına değiştiren, halkın yönetimde daha etkin söz ve denetim sahibi olabilmesini sağlayıcı maddeler konulmadan yapılacak her türlü paketi kabul etmiyoruz.

YETMEZ AMA HAYIR’ KİMLERDEN OLUŞUYOR?

‘Yetmez Ama Hayır’ kampanyasının gerçek sahip ve savunucuları; İşçi, memur, köylü ve hizmet sınıfı olarak çalışan diğer emekçilerdir. İşçi sendikaları ve Sivil toplum kuruluşlarıdır.

Halkı-toplumu Allah ve Din ile aldatanlar değildir. Her tuzum var diyene hıyar götürenler değildir.

 

İMZA METNİ:

12 Eylül Anayasasından ve ruhundan tümüyle kurtulmamızı sağlayacak yeni bir anayasa istiyoruz. Mevcut Anayasa değişiklik paketi de 12 Eylül Anayasası’ndan tümüyle kurtulmak yönündeki taleplerimizi karşılamıyor.

 

Bu yüzden YETMEZ AMA HAYIR.!

HAYIR.!,  HAYIR.!, HAYIR.!

100 BİN KERE HAYIR.!

 

 

 

 

http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi, Paylaşımı ve Toplum Yararına kullanımı.

Diğer Haberler

  • SPK VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ TÜZÜĞÜ
  • ORGANİZE İŞLER BUNLAR.!
  • CHP ÖRGÜTLERİNDE GELECEĞİ KONUŞMAK.!
  • Erdoğan iktidarı halk desteğini yitirmiş azınlık iktidarı haline gelmiştir
  • FREE WEB TURKEY CENSOR
  • BİZ NİYE KAZANDIK, AKP NEDEN KAYBETTİ.?
  • DİYANET'İN 'ÖZEL YEMEK' İHALESİ:
  • TÜRKİYE’DE SİYASETİN KİRLİ DİLİ
  • SEÇİMLER, GAZETECİLER VE *HAVALA*
  • BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KADIN
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP