FIRSATI GANİMET BİLMEK.!

Başbakanın 51 Kişinin Ölümü İle Sonuçlanan Reyhanlı'daki Terörist Saldırı İle İlgili Sıcağı Sıcağına Yaptığı Açıklama Evlere Şenliktir.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

FIRSATI GANİMET BİLMEK.!

Başbakanın 51 Kişinin Ölümü İle Sonuçlanan

Reyhanlı'daki Terörist Saldırı İle İlgili Sıcağı

Sıcağına Yaptığı Açıklama Evlere Şenliktir.

Başbakan bu alçak saldırıyı yapanları, Çözüm sürecini hazmedemeyenler olarak ilan etti! Adalet ve İçişleri Bakanları patlamaları doğrudan Suriye gizli servisi El Muhaberat ile

ilişkilendirdi...

Bu açıklamalar ile kabine bir birini yalanladı.! Hükümet aynı

zamanda, emperyalist saldırılara karşı ülkesini kararlılıkla

savunan Esat'ı haklı görenleri, bombalama olayını onaylamakla

eş değerde suçlu gösterdi.!.

Hükümet adına yapılan bu açıklamalardan sonra, Suriye'deki

rejimin dışarıdan müdahale ile yıkılmasını doğru bulmayanlar,

ülkede yürütülmekte olan “çözüm sürecine” karşı olduğunu açıklayanlar ve bu nedenle “akil adamları” protesto etmeyi

düşünenler için bu fikre karşı gelmek cesaret işi haline geldi...

AKP elindeki devlet olanaklarını halkı aydınlatmak için değil,

yönetmek için kullandığı belli oldu.!.

Kısa aralıklara Suriye'yi bombalayan İsrail'in amacı nedir.?

Son derece açıktır ki, ABD'nin bölgeye iyice yerleşmesi için

Türkiye'nin Suriye'ye savaş açması isteniyor. Savaşı kışkırtma

görevini İsrail üzerine almıştır.

Anlaşılan Erdoğan hükümeti, ABD'nin açık desteğini yeterli

bulmuyor, fiilen işin içerisine girmesini de istiyor. Bu girişimler Ortadoğu'nun petrollerini yağmalama savaşının ön hazırlıklarıdır.

Bir tarafta AB ve ABD, diğer tarafta Rusya, Çin ve İran var.

Bu nedenle de ABD temkinli davranıyor. Uluslararası desteği yakalamadan adım atamıyor.

Geri dönüş yapamayacak kadar ileri giden Erdoğan'ın ise,

acelesi var.

Her sansasyonel eylemde iktidarı sarsılıyor.!.

Bir an evvel Esat'ın düşmesini bu yüzden istiyorlar. Çünkü,

başkanlık sistemi ile iktidarının sürmesini bu savaşa bağlamışlar.!.

Bu nedenle saçmalama pahasına da olsa, bu projeye karşı olan

herkesi en ağır suçlamaların altında bırakabiliyorlar!..

Öyle de; Reyhanlı'daki patlamalardan sonra konan yayın

yasağının hukuki bir dayanağı yoktur.!.

Yayın yasağı koymak, halkın doğru bilgilenmesini önlemek

içindir. Bu yasağı koyan mahkemenin gerekçesi hukuki değil.

CMK 153 ve devamındaki maddelere (1) dayanarak yayın

yasağı koymak olanaklı değildir.

Reyhanlı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hükümetin isteği üzerine

bu talepte bulunduğu ve mahkemenin de baskı altında böyle

bir karar verdiği kolaylıkla anlaşılıyor. Zira 153 madde, müdafiinin dosyadan örnek almasının kısıtlanması ile ilgilidir.

Devamındaki maddelerin ise “yayın yasağı koyma” ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dolayısıyla mahkemenin yayın yasağı

koyma gerekçesi hukuki değil, keyfi olduğu son derece açıktır.

Bu yasak, yargının bağımsız olmadığının ve yürütmenin iç

siyasetinin yürütülmesi için araç olarak kullanıldığının tipik

bir örneğidir. Nitekim, itiraz üzerine de kaldırılmak zorunda kalınmıştır.!. (2)

PKK'nın Meclis'teki uzantısı olan BDP'nin, Reyhanlı olayından

sonraki tutumu ise ibret vericidir. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: Sivil yurttaşları hedef alan saldırılar karşısında

hükümeti sorumlu tutmak ve eleştirmek yerine birlik içerisinde

hareket etmek zorundayız. Bu saldırılara karşı hükümetin

dikkatli ve duyarlı davranması hususunda hükümetin yanındayız. (3) demiştir...

Demirtaş'ın, Uludere katliamı ile ilgili söylediklerini hatırlayın

lütfen...(4) İkiyüzlülüğü ve işbirlikçiliğin en adisini göreceksiniz...

Bütün bu olup bitenlerin, ABD'nin BOP ile ilgili olduğu son

derece açıktır. Gerek iktidar ve gerekse koalisyon ortağı olan

BDP, bu projenin yürümesi için ne pahasına olursa olsun

kendilerine verilen görevi yerine getirmekte kararlıdır.

Hukuk ve ahlak kurallarını çiğnemekte de hiç bir sakınca

görmemektedirler.!.  Pes.!.?

Bugünlere “İki kişiden biri” nin ve sözde “onurlu” bir şekilde

halk arasında dolaşan “yetmez ama evet” çilerin “evet” oyları sayesinde geldik...

"SUSTURMA HAKKI”.!.

Şüpheliler için kabul edilmiş olan susma hakkı” (5) çağdaş

ceza hukuklarının en temel kurumlarından biridir.

Bu düzenlemeye yeni Ceza Muhakemesi Kanunumuzda da

yer verilmiştir. (6)

Susma hakkının kapsamı, 147. maddenin (e) bendinde

yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmama şeklinde belirlenmiştir...

Özel Görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Usule uygun

bildirim yapılmasına rağmen, avukatı duruşmaya gelmeyen 

sanığın susma hakkını kullandığı kabul edilecektir” (7) şeklinde

bir karar alarak, susma hakkının kapsamına müdahalede

bulunmuştur. Mahkeme, sanığın özgür iradesi ile kullandığı

bu hakkın içeriği değiştirilerek, müdafiinin duruşmaya gelip gelmemesine bağlamıştır...

Aynı zamanda özel görevli mahkeme, bu kararı ile yasa koyucu

yerine de geçmiş oldu. Bu durumun hukuktaki adına fonksiyon

gasbı denir. Diğer yandan avukatın duruşmaya gelmemiş

olmasını, sanığın yasadan gelen bir hakkının kullanılması veya kullanılmaması olarak kabul etmek çağdaş hukukların kabul edebileceği bir şey değildir.

Sanığı savunmasız bırakacak şekilde, yasa hükümlerini yorumlamak bu çağda olabilecek bir iş de değildir. “Ergenekon Mahkemesi”

bu ara kararı ile kendisine yakışanı yaptı denebilir.! Bağımsız bir mahkeme olmadığını, yürürlükteki hukuka dahi uymadığını ve işine geldiğinde hukuk bile yarattığını kanıtlamıştır...

Duydunuz mu bilmiyorum.! Hükümetimiz, IMF'ye olan borcun

son taksiti de ödemiş.!. Hükümet, halkın bayram etmesini istiyor.

Ne yazık ki, bu büyük yalana inanan inanana.

Şöyle düşünün: Ahmet Efendi, bakkal Veli'ye olan 100 TL

borcunu kapattığı söylüyor, doğru. Ama süpermarkete 5000 TL

borç yapmış! Aile bireylerine, bakkala olan borcunu ödediğini

söyleyip övünüyor. Hükümetinki de o hesap yani.!.

İktidara geldikleri 2002'de 130 milyar dolar olan dış borcu, 2012

yılı sonu itibariyle 337 milyar dolara çıkartmışlar. Halka bayram

yapın diyorlar. Aile bireyleri aptal olursa, böyle günlerde düğün

de yapılır bayram da... Şükredelim ki, şeker bayramı ile kurban bayramını kutlamayı da aynı güne denk getirmek için bir yasa

teklifi vermediler.!.

Gerçek suçlular somut kanıtları ile birlikte yargı önüne

çıkartılmadıkça, hiç kimse olağan şüpheliler için kesinlikle 

bu eylemi yapmadılar” diyemez.!.

Başbakan, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı ve tekmil kabine

üyeleri, daha ilk günden itibaren “Özgür Suriye Ordusu”nu

oluşturan; El Kaide, El Nusra ve Müslüman Kardeşler'i akladılar.!. Suçlular devlet eliyle böyle gizlenirler...

KIYAS YASAĞI.!.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın zalimliğini Esat'ınkine benzetmiş.!

Bana göre de benzetme yerinde değildir. Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannas Swoboda bu kıyasa çok kızıp,

yasak koymaya kalkışmış!.. Kılıçdaroğlu'ndan sözlerini geri

almasını istemiş, aksi halde randevu vermeyeceğini bildirmiştir.!.

Avrupa'nın sosyalistleri böyledir işte. Emperyalizmin işgallerini

haklı göstermek için kurulmuş propaganda büroları gibi çalışırlar. “Sosyalizmin” adını sömürmekten başka bir iş yapmazlar.

Ne emeği savunurlar, ne de emekçinin yanında olurlar. Hak,

hukuk, adalet ve eşitlik sözlerini ağızlarına bile almazlar.!

Örnek mi istediniz? Alın size Ergenekon ve Balyoz davaları...

Dut yemiş bülbül gibi sustular.!.

Belli ki, ABD ile AB, ülkesinin toprak bütünlüğünü savunan

Suriye Devlet Başkanı Esat'ı, cani gibi göstermek üzere karar

almıştır. Nasıl oluyorsa, Avrupa'nın sosyalistleri böyle kararları savunabiliyorlar.!.

Esasen Kılıçdaroğlu'nun benzetmesi de onların düşüncesine

yakındı. Esat'ı zalim gibi göstermek, Kılıçdaroğlu'nun da onlarla

aynı kulvarda-şeritte olduğunu gösterir.

Erdoğan, emperyalizmle işbirliği yaparak, komşusu olan

Suriye'nin iç işlerine karışmaktadır.

Esat ise, ülkesine yapılan bu haksız saldırılara karşı meşru

savunma durumundadır. Bu yalın gerçeğe rağmen,

Kılıçdaroğlu üzerine vazifeymiş gibi, yine de Esat'ı kötü biri

olarak göstermeye çabalamıştır. Bunu bile Avrupa'nın “sosyal demokratları” kabul edememiştir.!

Öte yandan, Kılıçdaroğlu'nun bu yersiz benzetmesi, ulusal

kurtuluş mücadelesi vermiş olan bir partinin genel başkanına

hiç yakışmamıştır...

İKİ HAMLE İLE İÇKİ YASAĞINI GETİREBİLİRLER.!.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yeniden gündeme getirdiği

yasa taslağında iş hanı, büro gibi umumi ve resmi binalarda;

fabrika ve benzeri sanayi tesislerinde; düğün salonu, lokanta,

gazino, sinema, tiyatro, müze kütüphane ve kongre merkezi,

yurt binaları, spor tesisleri ve kültürel yapı ve tesislerde mescit

açılması öngörülüyor.!.

AKP milletvekillerinin Meclis'e sunduğu alkollü içkilerin satış,

tüketim ve tanıtımını büyük ölçüde yasaklayan yasa teklifi ise;

okul, dershane, kurs ve ibadethanelere 100 metreden yakın her

türlü ticari işletmede turizm teşvik belgesi olanlar da dahil alkol satışının yasaklanmasını  öngörüyordu.!.

Birinci yasa taslağı ile ikinci teklifin kanunlaşması halinde,

Türkiye'nin her noktasında alkollü içkilere yasak getirmek

olanaklı hale gelebilecektir. Hem de keyfi olarak. Örneğin,

nerede içki yasağı konulmak isteniyorsa, oraya “seyyar” bir

kurs veya dershane açmak yeterli olacaktır.!.

Kursun devamı da şart değil ki... Başka bir alkollü içki satan

yeri kapatmak üzere oradan oraya taşınabilir...

AKP'nin gerçek niyetini bu iki taslaktan görmek mümkündür.!.

Bu bağlamda Taliban yönetimi ile AKP yönetimi arasında hiç

bir fark yoktur!.. Açılımcılara duyurulur.!.

Av. Cemil Can

 

 

DİPNOTLAR:

1.) Ceza Muhakemesi Kanunu

...

Müdafiin Dosyayı İnceleme Yetkisi

Madde 153 – (1) Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir

ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

(2) Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, 

soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının

istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir.

(3) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları

ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin

tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/23 md.) Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından

kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri

inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak  alabilir.

(5) Bu maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır.

Müdafi İle Görüşme

Madde 154 – (1) Şüpheli veya sanık, vekâletname aranmaksızın müdafii ile her

zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir.

Bu kişilerin müdafii ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz.

Kanunî Temsilci Veya Eşin Duruşmada Hazır Bulunması

Madde 155 – (1) Sanığın kanunî temsilcisine duruşma gün ve saati bildirilir ve

duruşmaya kabul edilerek istemi üzerine dinlenebilir.

(2) Sanığın eşi hakkında da tebligat yapılmaksızın birinci fıkra hükmü uygulanır.

Müdafiin Görevlendirilmesinde Usul

Madde 156 – (1) 150 nci maddede yazılı olan hâllerde, müdafi;

a) Soruşturma evresinde, ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hâkimin istemi

üzerine,

b) Kovuşturma evresinde, mahkemenin istemi üzerine, Baro tarafından görevlendirilir

http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.5271&MevzuaMüdafiin 

dosyayı inceleme yetkisitIliski=0&sourceXmlSearch=

2.)

http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/IcerikGoster.aspx?icerik_id=f37cef42-d0bc-4a32-b71d-3655d9422414

3.)http://www.cnnturk.com/2013/guncel/05/12/demirtas.hukumetin.yanindayiz/707614.0/index.html

4.)

http://www.youtube.com/watch?v=el7K_xJoGE8

5.)

http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2011-1/2011-1-2.pdf

6.) Ceza Muhakemesi Kanunu

İfade Ve Sorgunun Tarzı

MADDE 147.- (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya

çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur:

a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları

doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.

b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.

c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği,

müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi

seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde,

kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.

d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından

istediğine yakalandığı derhal bildirilir.

e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir.

f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve

kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan

hususları ileri sürmek olanağı tanınır.

g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi

alınır.

h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkanlardan yararlanılır.

i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar

yer alır:

1. İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih.

2. İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları

ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği.

3. İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip

getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri.

4. Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından

okunduğu ve imzalarının alındığı.

5. İmzadan çekinme halinde bunun nedenleri.

6.)

http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/dogu-perincek/21545-susma-hakkinin-susturma-hakkina-donusturulmesi.html

 

Cemil CAN,  Ankara – Mayıs.2013

http://www.medyagunebakis.com/  av.cemilcan@hotmail.com,  

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa Olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Cemil CAN, Ankara – Mayıs.2013

 

Who İs İt.?  Wanted.!.
"White Men Have Forked Tounge.!"

“Dili Çatallı, İki Dilli Beyaz Erkek.!”

Türkçesi; Yalancı, İki Yüzlü Adam.!.

Kızılderili Deyişi....

 

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin.

Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya da Üstündeki Hacı Ölebilir. İ.İnönü

 

Nene dedim.

“Dedem Sana Hiç Çiçek Aldı mı.?”
Durdu ve Şöyle Dedi:

“Bana Aldığı Fistanların Hepsi Çiçekliydi.!.!”

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88. Sırada. 

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

 

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar

Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette

Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü

Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu

Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana

Bulanmasıdır. İ.İnönü


Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik

Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer

Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz

Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır.

Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek

Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet

Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız

Türk Olmalarıdır. İ.İnönü

 

Kızıldere Şehitleri Ölümsüzdür
Onlar Halkın Yüreğinde Yer Edinmişlerdi
Her Şey Özgür Bir Vatan İçin Dediler
Hiç Bir Tereddüt Etmeden Toprağa Düştüler
Anıları Önünde Saygıyla Eğiliyorum.
Yaşasın Devrim,Yaşasın Sosyalizm..

 

"Siz Bana Din İle Refaha Ulaşmış Bir Toplum

Gösterin, Ben de Size Devrim İle Geri Kalmış

Bir Toplum Göstereyim".  E. Che Guevara

 

 

Diğer Haberler

  • SOSYAL DEMOKRASİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI
  • TÜRKİYE HİBRİT DEMOKRASİ İLE YÖNETİLİYOR.!
  • TBB’NİN KAYYIM ÖNERİSİNE 10 PARTİDEN DESTEK
  • HEDEF *DEMOKRASİ* DEĞİL, *YOLUNA DÖNÜŞ*.!
  • GAZETECİYE, YAZARA, YAYINCIYA BASKIYA HAYIR.!
  • BEYEFENDİ *EL YÜKSELTİYOR MUŞ.!
  • SPK VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ TÜZÜĞÜ
  • ORGANİZE İŞLER BUNLAR.!
  • CHP ÖRGÜTLERİNDE GELECEĞİ KONUŞMAK.!
  • Erdoğan iktidarı halk desteğini yitirmiş azınlık iktidarı haline gelmiştir
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP