FIRSATI GANİMET BİLMEK.!

Başbakanın Reyhanlı'daki Terörist Saldırı İle İlgili Sıcağı Sıcağına Yaptığı Açıklama Evlere Şenliktir.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

FIRSATI GANİMET BİLMEK.!

Başbakanın 51 Kişinin Ölümü İle Sonuçlanan

Reyhanlı'daki Terörist Saldırı İle İlgili Sıcağı

Sıcağına Yaptığı Açıklama Evlere Şenliktir.

Başbakan bu alçak saldırıyı yapanları, Çözüm sürecini

hazmedemeyenler olarak ilan etti! Adalet ve İçişleri Bakanları

patlamaları doğrudan Suriye gizli servisi El Muhaberat ile

ilişkilendirdi... Bu açıklamalar ile kabine bir birini yalanladı.!.

Hükümet aynı zamanda, emperyalist saldırılara karşı ülkesini

kararlılıkla savunan Esat'ı haklı görenleri, bombalama olayını

onaylamakla eş değerde suçlu gösterdi.!.

Hükümet adına yapılan bu açıklamalardan sonra, Suriye'deki

rejimin dışarıdan müdahale ile yıkılmasını doğru bulmayanlar,

ülkede yürütülmekte olan “çözüm sürecine” karşı olduğunu

açıklayanlar ve bu nedenle “akil adamları” protesto etmeyi

düşünenler için bu fikre karşı gelmek cesaret işi haline geldi...

AKP elindeki devlet olanaklarını halkı aydınlatmak için

değil, yönetmek için kullandığı belli oldu.!.

Kısa aralıklara Suriye'yi bombalayan İsrail'in amacı nedir.?

Son derece açıktır ki, ABD'nin bölgeye iyice yerleşmesi için

Türkiye'nin Suriye'ye savaş açması isteniyor. Savaşı kışkırtma

görevini İsrail üzerine almıştır. Anlaşılan Erdoğan hükümeti,

ABD'nin açık desteğini yeterli bulmuyor, fiilen işin içerisine

girmesini de istiyor. Bu girişimler Ortadoğu'nun petrollerini

yağmalama savaşının ön hazırlıklarıdır. Bir tarafta AB ve ABD,

diğer tarafta Rusya, Çin ve İran var. Bu nedenle de ABD

temkinli davranıyor. Uluslararası desteği yakalamadan adım

atamıyor.

Geri dönüş yapamayacak kadar ileri giden Erdoğan'ın ise,

acelesi var. Her sansasyonel eylemde iktidarı sarsılıyor.!.

Bir an evvel Esat'ın düşmesini bu yüzden istiyorlar. Çünkü,

başkanlık sistemi ile iktidarının sürmesini bu savaşa

bağlamışlar!.. Bu nedenle saçmalama pahasına da olsa,

bu projeye karşı olan herkesi en ağır suçlamaların altında

bırakabiliyorlar.!

Öyle de; Reyhanlı'daki patlamalardan sonra konan

yayın yasağının hukuki bir dayanağı yoktur.!

Yayın yasağı koymak, halkın doğru bilgilenmesini önlemek

içindir. Bu yasağı koyan mahkemenin gerekçesi hukuki değil.

CMK 153 ve devamındaki maddelere (1) dayanarak yayın

yasağı koymak olanaklı değildir. Reyhanlı Cumhuriyet

Başsavcılığı'nın hükümetin isteği üzerine bu talepte

bulunduğu ve mahkemenin de baskı altında böyle bir karar

verdiği kolaylıkla anlaşılıyor. Zira 153 madde, müdafinin

dosyadan örnek almasının kısıtlanması  ile ilgilidir.

Devamındaki maddelerin ise “yayın yasağı koyma” ile

uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dolayısıyla mahkemenin

yayın yasağı koyma gerekçesi hukuki değil, keyfi olduğu

son derece açıktır. Bu yasak, yargının bağımsız olmadığının

ve yürütmenin iç siyasetinin yürütülmesi için araç olarak 

kullanıldığının tipik bir örneğidir. Nitekim, itiraz üzerine de

kaldırılmak zorunda kalınmıştır.! (2)

PKK'nın Meclis'teki uzantısı olan BDP'nin, Reyhanlı

olayından sonraki tutumu ise ibret vericidir.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: “Sivil yurttaşları

hedef alan saldırılar karşısında hükümeti sorumlu tutmak ve

eleştirmek yerine birlik içerisinde hareket etmek zorundayız.

Bu saldırılara karşı hükümetin dikkatli ve duyarlı davranması hususunda hükümetin yanındayız. (3) demiştir...

Demirtaş'ın, Uludere katliamı ile ilgili söylediklerini hatırlayın

lütfen... (4) 

İkiyüzlülüğü ve işbirlikçiliğin en adisini göreceksiniz...

Bütün bu olup bitenlerin, ABD'nin BOP ile ilgili olduğu son

derece açıktır. Gerek iktidar ve gerekse koalisyon ortağı olan

BDP, bu projenin yürümesi için ne pahasına olursa olsun

kendilerine verilen görevi yerine getirmekte kararlıdır.

Hukuk ve ahlak kurallarını çiğnemekte de hiç bir sakınca

görmemektedirler.! Pes.!.?. Bugünlere “İki kişiden biri”nin ve

sözde “onurlu” bir şekilde halk arasında dolaşan “yetmez

ama evet”çilerin “evet” oyları sayesinde geldik...

SUSTURMA HAKKI”.!.

Şüpheliler için kabul edilmiş olan susma hakkı (5)” çağdaş

ceza hukuklarının en temel kurumlarından biridir.

Bu düzenlemeye yeni Ceza Muhakemesi Kanunu’muzda

da yer verilmiştir. (6)

Susma hakkının kapsamı, 147. maddenin (e) bendinde

yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmama şeklinde

belirlenmiştir...

Özel Görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Usule uygun

bildirim yapılmasına rağmen, avukatı duruşmaya gelmeyen 

sanığın susma hakkını kullandığı kabul edilecektir” (7) şeklinde

bir karar alarak, susma hakkının kapsamına müdahalede

bulunmuştur. Mahkeme, sanığın özgür iradesi ile kullandığı

bu hakkın içeriği değiştirilerek, müdafiinin duruşmaya gelip

gelmemesine bağlamıştır...

Aynı Zamanda Özel Görevli Mahkeme,

Bu Kararı İle Yasa Koyucu Yerine De Geçmiş Oldu.

Bu durumun hukuktaki adına fonksiyon gasbı denir. Diğer

yandan avukatın duruşmaya gelmemiş olmasını, sanığın

yasadan gelen bir hakkının kullanılması veya kullanılmaması

olarak kabul etmek çağdaş hukukların kabul edebileceği bir

şey değildir.

Sanığı savunmasız bırakacak şekilde, yasa hükümlerini

yorumlamak bu çağda olabilecek bir iş de değildir. “Ergenekon

Mahkemesi” bu ara kararı ile kendisine yakışanı yaptı denebilir.!

Bağımsız bir mahkeme olmadığını, yürürlükteki hukuka dahi

uymadığını ve işine geldiğinde hukuk bile yarattığını

kanıtlamıştır...

Duydunuz mu bilmiyorum.! Hükümetimiz, IMF'ye olan borcun

son taksiti de ödemiş.!

Hükümet, halkın bayram etmesini istiyor. Ne yazık ki, bu büyük

yalana inanan inanana. Şöyle düşünün: Ahmet Efendi, bakkal

Veli'ye olan 100 TL borcunu kapattığı söylüyor, doğru. Ama

süpermarkete 5000 TL borç yapmış! Aile bireylerine, bakkala

olan borcunu ödediğini söyleyip övünüyor. Hükümetinki de

o hesap yani.!..

İktidara geldikleri 2002'de 130 milyar dolar olan dış borcu,

2012 yılı sonu itibariyle 337 milyar dolara çıkartmışlar. Halka

bayram yapın diyorlar. Aile bireyleri aptal olursa, böyle

günlerde düğün de yapılır bayram da... Şükredelim ki,

şeker bayramı ile kurban bayramını kutlamayı da aynı güne

denk getirmek için bir yasa teklifi vermediler.!

***

Gerçek suçlular somut kanıtları ile birlikte yargı önüne

çıkartılmadıkça, hiç kimse olağan şüpheliler için kesinlikle 

bu eylemi yapmadılar” diyemez.!.

Başbakan, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı ve tekmil kabine

üyeleri, daha ilk günden itibaren “Özgür Suriye Ordusu”nu

oluşturan; El Kaide, El Nusra ve Müslüman Kardeşler'i

akladılar.!. Suçlular devet eliyle böyle gizlenirler...

KIYAS YASAĞI.!.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın zalimliğini Esat'ınkine benzetmiş.!

Bana göre de benzetme yerinde değildir. Avrupa Parlamentosu

Sosyalist Grup Başkanı Hannas Swoboda bu kıyasa çok kızıp,

yasak koymaya kalkışmış.!

Kılıçdaroğlu'ndan sözlerini geri almasını istemiş, aksi halde

randevu vermeyeceğini bildirmiştir.!

Avrupa'nın sosyalistleri böyledir işte. Emperyalizmin işgallerini

haklı göstermek için kurulmuş propaganda büroları gibi

çalışırlar. “Sosyalizmin” adını sömürmekten başka bir iş

yapmazlar. Ne emeği savunurlar, ne de emekçinin yanında

olurlar.

Hak, hukuk, adalet ve eşitlik sözlerini ağızlarına bile almazlar.!

Örnek mi istediniz.?

Alın size Ergenekon ve Balyoz davaları.. Dut yemiş bülbül gibi

sustular.!.

Belli ki, ABD ile AB, ülkesinin toprak bütünlüğünü savunan

Suriye Devlet Başkanı Esat'ı, cani gibi göstermek üzere karar

almıştır.

Nasıl oluyorsa, Avrupa'nın sosyalistleri böyle kararları savunabiliyorlar.!.

Esasen Kılıçdaroğlu'nun benzetmesi de onların düşüncesine

yakındı. Esat'ı zalim gibi göstermek, Kılıçdaroğlu'nun da onlarla

aynı kulvarda olduğunu gösterir. Erdoğan, emperyalizmle

işbirliği yaparak, komşusu olan Suriye'nin iç işlerine

karışmaktadır.

Esat ise, ülkesine yapılan bu haksız saldırılara karşı meşru

savunma durumundadır. Bu yalın gerçeğe rağmen,

Kılıçdaroğlu üzerine vazifeymiş gibi, yine de Esat'ı kötü

biri olarak göstermeye çabalamıştır.

Bunu bile Avrupa'nın “sosyal demokratları” kabul edememiştir.!

Öte yandan, Kılıçdaroğlu'nun bu yersiz benzetmesi, ulusal

kurtuluş mücadelesi vermiş olan bir partinin genel başkanına

hiç yakışmamıştır...

İKİ HAMLE İLE İÇKİ YASAĞINI GETİREBİLİRLER.!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yeniden gündeme getirdiği

yasa taslağında işhanı, büro gibi umumi ve resmi binalarda;

fabrika ve benzeri sanayi tesislerinde; düğün salonu, lokanta,

gazino, sinema, tiyatro, müze kütüphane ve kongre merkezi,

yurt binaları, spor tesisleri ve kültürel yapı ve tesislerde mescit

açılması öngörülüyor.!

AKP milletvekillerinin Meclis'e sunduğu alkollü içkilerin satış,

tüketim ve tanıtımını büyük ölçüde yasaklayan yasa teklifi ise;

okul, dersane, kurs ve ibadethanelere 100 metreden yakın her

türlü ticari işletmede turizm teşvik belgesi olanlar da dahil alkol

satışının yasaklanmasını  öngörüyordu.!

Birinci yasa taslağı ile ikinci teklifin kanunlaşması halinde,

Türkiye'nin her noktasında alkollü içkilere yasak getirmek

olanaklı hale gelebilecektir. Hem de keyfi olarak.

Örneğin, nerede içki yasağı konulmak isteniyorsa, oraya

“seyyar” bir kurs veya dershane açmak yeterli olacaktır.!

Kursun devamı da şart değil ki...

Başka bir alkollü içki satan yeri kapatmak üzere

oradan oraya taşınabilir...

AKP'nin gerçek niyetini bu iki taslaktan görmek

mümkündür.!

Bu bağlamda Taliban yönetimi ile AKP yönetimi

arasında hiç bir fark yoktur.! Açılımcılara duyurulur.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

1.) Ceza Muhakemesi Kanunu

Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi

Madde 153 – (1) Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin

bir örneğini harçsız olarak alabilir.

(2) Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını

tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla

bu yetkisi kısıtlanabilir.

(3) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin

hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü

uygulanmaz.

(4) (Değişik: 25.5.2005 - 5353/23 md.) Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği

tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve

belgelerin örneklerini harçsız olarak  alabilir.

(5) Bu maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır.

Müdafi ile görüşme

Madde 154 – (1) Şüpheli veya sanık, vekâletname aranmaksızın müdafii ile her zaman ve

konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafii ile

yazışmaları denetime tâbi tutulamaz.

Kanunî temsilci veya eşin duruşmada hazır bulunması

Madde 155 – (1) Sanığın kanunî temsilcisine duruşma gün ve saati bildirilir ve duruşmaya

kabul edilerek istemi üzerine dinlenebilir.

(2) Sanığın eşi hakkında da tebligat yapılmaksızın birinci fıkra hükmü uygulanır.

Müdafiin görevlendirilmesinde usul

Madde 156 – (1) 150 nci maddede yazılı olan hâllerde, müdafi;

a) Soruşturma evresinde, ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hâkimin istemi üzerine,

b) Kovuşturma evresinde, mahkemenin istemi üzerine, Baro tarafından görevlendirilir

http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.5271&MevzuaMüdafiin dosyayı

inceleme yetkisitIliski=0&sourceXmlSearch=

2.) http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/IcerikGoster.aspx?icerik_

id=f37cef42-d0bc-4a32-b71d-3655d9422414

3.) http://www.cnnturk.com/2013/guncel/05/12/demirtas.hukumetin.

yanindayiz/707614.0/index.html

4.) http://www.youtube.com/watch?v=el7K_xJoGE8

5.) http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2011-1/2011-1-2.pdf

6.) Ceza Muhakemesi Kanunu

İfade ve sorgunun tarzı

MADDE 147.- (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur:

a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.

b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.

c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.

d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhal bildirilir.

e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir.

f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.

g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.

h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır.

i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar yer alır:

1. İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih.

2. İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği.

3. İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri.

4. Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı.

5. İmzadan çekinme halinde bunun nedenleri.

6.) http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/dogu-perincek/21545-susma-hakkinin-susturma-hakkina-donusturulmesi.html

 

Cemil CAN,  Ankara – Haziran.2013

http://www.medyagunebakis.com/ -av.cemilcan@hotmail.com,  

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa Olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Cemil CAN, Ankara – Haziran.2013

 

 

Who İs İt.?  Wanted.!.
"White Men Have Forked Tounge.!"

“Dili Çatallı, İki Dilli Beyaz Erkek.!”

Türkçesi; Yalancı, İki Yüzlü Adam.!.

Kızılderili Deyişi....

 

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin.

Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya da Üstündeki Hacı Ölebilir. İ.İnönü

 

Nene dedim.

“Dedem Sana Hiç Çiçek Aldı mı.?”
Durdu ve Şöyle Dedi:

“Bana Aldığı Fistanların Hepsi Çiçekliydi.!.!”

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88. Sırada. 

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

 

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar

Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette

Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü

Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu

Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana

Bulanmasıdır. İ.İnönü


Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik

Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer

Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz

Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır.

Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek

Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet

Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız

Türk Olmalarıdır. İ.İnönü

 

Kızıldere Şehitleri Ölümsüzdür
Onlar Halkın Yüreğinde Yer Edinmişlerdi
Her Şey Özgür Bir Vatan İçin Dediler
Hiç Bir Tereddüt Etmeden Toprağa Düştüler
Anıları Önünde Saygıyla Eğiliyorum.
Yaşasın Devrim,Yaşasın Sosyalizm..

 

"Siz Bana Din İle Refaha Ulaşmış Bir Toplum

Gösterin, Ben de Size Devrim İle Geri Kalmış

Bir Toplum Göstereyim".  E. Che Guevara

Diğer Haberler

  • SOSYAL DEMOKRASİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI
  • TÜRKİYE HİBRİT DEMOKRASİ İLE YÖNETİLİYOR.!
  • TBB’NİN KAYYIM ÖNERİSİNE 10 PARTİDEN DESTEK
  • HEDEF *DEMOKRASİ* DEĞİL, *YOLUNA DÖNÜŞ*.!
  • GAZETECİYE, YAZARA, YAYINCIYA BASKIYA HAYIR.!
  • BEYEFENDİ *EL YÜKSELTİYOR MUŞ.!
  • SPK VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ TÜZÜĞÜ
  • ORGANİZE İŞLER BUNLAR.!
  • CHP ÖRGÜTLERİNDE GELECEĞİ KONUŞMAK.!
  • Erdoğan iktidarı halk desteğini yitirmiş azınlık iktidarı haline gelmiştir
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP