Ankara Gençlik Parkına Ağıt

Şair A.Kadir Paksoy’dan

Ataol Behramoğlu'nun dünkü yazısında (12 Aralık 2009, Cumhuriyet) dediği gibi "Atatürk'ün eseri parçalanıyor."

Türkiye bölücülüğe - bölünme kaygısına kilitlenmişken, AKP'li belediyeler de fırsat bu fırsat diyerek Atatürk cumhuriyetinin izlerini kentlerden silmek için her fırsatı değerlendiriyorlar.

Şu ortamda onlar pek dikkat de çekmiyor. Ankara Büyükşehir Belediyesinin "restorasyon" adı altında Cumhuriyet'in simgelerinden Gençlik Parkı'nın kuşa çevrilmesi de (birkaç aydının yakınması dışında) gözlerden kaçtı.

Üç yıllık bir "restorasyon" çalışmasından sonra 1 Eylül 2009'da, yani Dünya Barış Günü'nde (!) başbakanın katılımıyla açılan Gençlik Parkı yeniden ziyarete açıldı. Ama ne açılma! Bir de baktık ki, ışıklı Atatürk panosunun yerinde yeller esiyor (Dünya Barış Günü'nde "Yurtta Barış Dünyada Barış" sözünün sahibine bunu yapıyorlar.!)

Havuzdaki iki su kızı heykeli kayıplara karışmış, Vapur Lokantası yıkılmış, parkı dolanan tren rayları sökülmüş, tren köprüsü yıkılmış. Yani Gençlik Parkı'nda ne Atatürk kalmış ne de Atatürk cumhuriyetini anımsatan yapıtlar...

Bu acıyla yazdığım “Bozkır Gemisi” şiirimi dostlara gönderiyorum:

BOZKIR GEMİSİ - A. Kadir Paksoy 

Kim demiş Ankara’da deniz yok diye

Onlar ya yalnızca su diye bakanlardır denize

Ya da derya içre deryadan habersiz

Kapanmayı marifet bilenlerdir kendilerine 

Bozkır Gemisi’dir bu sözlerimin delili

Kıyısız Bozkır Denizi’nin tek gemisi

Batırıldı hoşnut etmek için

Ankara’da deniz yok diyen sefilleri 

Nasıldı niceydi Bozkır Gemisi

Umurunda olmasa da zavallı  zamanenin

Yine de anlatmalı değil mi.?

Onu hayal edecek çocuklar için 

***

Ankara’da Gençlik Parkı’nda

Önce Vapur Lokantası diyorlardı

Sonra Vapur Çay Bahçesi olmuştu

Ben de kendimce

Bozkır Gemisi koymuştum adını 

İşte demiştim onu ilk gördüğüm gün

Kemalizm bu

Bozkırı kıyısız bir denize

Bir evciği koca bir gemiye çevirmek

Türklüğümüzle övünebiliriz elbet

Çocuklara anlatabilirsek bunu 

İki su perisi gösterirdi onu

Çocukluğunu arayanlara Gençlik Parkı’nda

Haydi derlerdi, atla

Bu gemi götürür seni istediğin limana

Onunla bulabilirsin yitirdiğin çocukluğunu 

Öyle de olurdu

Bir Ankara aydınlığında

Göğe salınmış çapamızı  çekerek

Açılırdık kıyısız Bozkır Denizi’ne

Alkımlardan alkımlara geçerek 

Ne kara bayraklı korsan kadırgaları keserdi önümüzü

Ne de haçlı donanmaları  düşerdi ardımıza

Hangi yana kanat çırparsa çift başlı Hitit kartalları

Kırardık dümenimizi biz de o yana 

Kimler olmaz dı ki Bozkır Gemisi’nde kimler

Bir seferinde Piri Reis’le Samiramis’i görmüştüm

Horon teperlerken güvertede

Bir seferinde de bir bardak çay sunmuşlardı bana

Homeros ile Yunus

Selçuk işi bir semaverden kendi elleriyle 

Şiirin ta kendisiydi Bozkır Gemisi

Şapka çıkarırdı herkes

Okuyunca bordamızda yazılı  seçkin dizemizi:

“Yurtta sulh / Cihanda sulh” 

Ama batırıldı Bozkır Gemisi

Yadsıyamaz kimse bu yalın gerçeği

Kovuldu Müslüman değiller diye

Gençlik Parkı’ndan su perileri de 

Ey Ankara’da deniz yok diyen sefiller

Kapayın yüzlerinizi

Hayal edecek çocuklar

Kıyısız denizlerde Bozkır Gemisi’ni

*** 

Mahiye Morgül

http://www.medyagunebakis.com/ 

Gençlik Parkı’nın Dokusu Değişti

Bir zamanlar Ankara’nın en önemli eğlence ve dinlence alanı olan Gençlik Parkı, Anakent Belediyesi’nin 6 Mayıs 2005’te başlattığı ve üç yıldır süren yenileme çalışmaları sonrasında tarihi kimliğini yitirdi. Çalışmalar kapsamında parkın içinde bulunan ağaçlar kesildi. Bir dönemin en ünlü Türk Sanat Müziği sanatçılarının konser verdiği eski Göl Gazinosu, şimdilerin Sanat Kurumu da kaderine terk edildi. Kuruma, çalışmalar sırasında iki kez hırsız girdi.

Gençlik Parkı, Cumhuriyetin ilk yıllarında, 28 hektar büyüklüğündeki arazide kurulmuştu. İnşaatına 1936 yılında başlanan park, 19 Mayıs 1943 yılında başkentlilerin hizmetine açılmıştı. Parkta, Ankara ikliminde yaşayabilecek kuşlar için bahçe, çocuk bahçesi, yüzme havuzu ve bir gezi yolu bulunmaktaydı. Yüzme havuzunun hemen yanında da yurttaşların özellikle hafta sonu aileleriyle birlikte oturabilecekleri kafeler yer alıyordu. Parkın içindeki etrafı geniş yeşil alanlarla kaplı, önceden kayıkla gezilebilen havuzunda, 1960’lı yılların başına dek su sporları da yapılıyordu. Havuzun kenarında konserler veriliyordu. Parkta ayrıca 1950’li yıllardan bu yana faaliyet gösteren bir de lunapark yer alıyordu.

Parkı önemli kılan bir diğer unsur da parkın içinde yer alan eski Göl Gazinosu’ydu. Şimdilerde Sanat Kurumu olarak faaliyet gösterilen yerde, bir dönem Zeki Müren gibi ünlü Türk Sanat Müziği sanatçıları sahneye çıkmıştı. Anakent Belediyesi, 6 Mayıs 2005’te parkta yenileme çalışması başlattı. Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, yenileme çalışmalarının başlatılmasından sonra, parkın bir yıl içinde, 29 Ekim 2006’da bitirileceği sözünü vermişti. Ancak parkın içindeki yenileme çalışmaları sona ermeyince Gökçek, bu kez daha önce verdiği sözü değiştirerek, parkın 29 Ekim 2007’de açılacağını duyurdu. Ancak park 29 Ekim 2007 tarihinde de başkentlinin hizmetine sunulamadı. 2009 yerel seçimlerinin yaklaştığı bu dönemde, Anakent Belediyesi de parktaki çalışmaları hızlandırdı. Çalışmalar sırasında önce parkta bulunan işletmeler yıkıldı, parkın güzelliğine katkı sağlayan ağaçlar kesildi.

Çalışmalar kapsamında ayrıca parkın Opera girişinde bulunan ışıklı Atatürk portresi de kaldırıldı. Tarihi havuzun yapısı değiştirildi. Parktaki Sanat Kurumu kaderine terk edildi. Kuruma önceki ay birer hafta arayla iki kez hırsız girdi. Hırsızlar, kurumun mutfağında yer alan ve bir dönemi anlatan değerli bakır kap kacaklar ile dökme abajur altlıklarını çaldılar. Melih Gökçek, son olarak, geçen ekim ayında yaptığı açıklamada, yenilenen parkta içki yasağı uygulanacağını duyurdu.

Sanat Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Nurkut İlhan, çalışmalarla birlikte Gençlik Parkı’nın tarihi dokusunun tamamen ortadan kalktığını söyledi. “Profesyonelce davranıyorlar. Çalışmalar esnasında Gençlik Parkı’nı yurttaşların gözünden ırak tutmayı başarıyorlar” görüşünü dile getiren İlhan, haftada en az bir kez parkın içinde yer alan Sanat Kurumu’na gittiğini ve her gidişinde estetik değerden yoksun yapılarla karşılaştığını belirtti. İlhan, “Parkı estetik değerden yoksun bir anlayış kuşattı” dedi.

Anıtlar Kurulu buna nasıl izin verebilir?’

Çalışmalar kapsamında önce Gençlik Parkı’nın girişinde yurttaşları tarihi dokuyla buluşturan kapının ve kapının hemen yanında yer alan ışıklı Atatürk panosunun kaldırıldığını anlatan İlhan, “Kaldırılan kapı bir dönemi anlatmaya yeterdi. Anıtlar Kurulu bu kapının kaldırılmasına nasıl izin verdi, Atatürk panosu şu anda nerede, bilen yok” diye konuştu. Parkın değerini genç kuşaklara anlatmak için bugün parkta çeşitli tiyatro oyunlarının sahnelenebileceğini ya da çeşitli söyleşilerin düzenlenebileceğine dikkat çeken İlhan, görüşlerini şöyle dile getirdi:

“Parkta şu ana kadar yapılan düzenlemeler konusunda kamuoyu tamamen tepkisiz kaldı. Oysa Gençlik Parkı Cumhuriyet döneminin en önemli yapılarından birini oluşturmaktaydı. Ulus zaten başlı başına bir tarih. Ancak ne yazık ki bu tarih birer birer yok oluyor. Ulus’ta önemi olmayan alt - üstgeçit yapılıyor, eski mimari eserler onarım adı altında özünü yitiriyor. Çocukluğumda ne zaman Gençlik Parkı’na gitsem, müthiş bir keyifle geri dönerdim. Şimdi o keyiften eser kalmadı.”

Sanat Kurumu Genel Sekreteri Şinasi Erdemir de Anakent Belediyesi’nce hız kazandığı açıklanan parktaki çalışmaların çok ağır aksak ilerlediğini dile getirdi. Erdemir,

“Çalışmaları neden ağırdan alıyorlar, anlamak mümkün değil” dedi.

Haber Tarihi: 02.01.2009