Mayınları Sökmeyin ve Irak Sınırına da Döşeyin!
Mayınla kaybettiğimiz şehitlerimizin ailelerine, Türk silahlı Kuvvetlerine ve ulusumuza başsağlığı dileğiyle…
İşte bugün kaç şehit daha verdik?
Hem de PKK’nın sıra sıra döşediği İtalyan marka Amerikan mayınlarıyla; AB-ABD emperyalizmi ile savaştığımızın ispatıdır bu ölümler.
Bu nasıl iştir ki, bir yandan ABD dağlarımızı yollarımızı mayınlarla döşetiyor, bir yandan 1954’de NATO kararıyla döşettiği mayınları geri “sök” diye dayatıyor. Benim başbakanım 2001’de gitmiş çakmış imzayı. Şimdi, “İmzaladın, yerine getir” diye, ABD onu, o bizi azarlıyor.
Sizce başbakan neden bu kadar yüksek sesle bağırarak, üstelik “Türkiye bu kadar küçük mü?” gibi aşağılayıcı söylemlerle yükleniyor meclise? Dayatıyor adeta. Çünkü verilmiş sözü, atılmış imzası var.
Böyle katakulli ile mayın söktürtecekler bize, üstüne toprakların altını da üstünü de birilerine işlet diye vereceğiz... Tipik Yahudi kurnazlığıdır. Önce yerli birileri alır, onlar da ondan devralır, bunu çok gördük.
Türk halkı ve Türk Silahlı Kuvvetleri her gün yas içindeyken; oğullarımızın mayınlarla paramparça olmuş bedenlerini toplarken… İnsafınız yok mu beyler?
Allahtan korkun yahu! Kimden neyi istiyorsunuz, farkında değilsiniz?
O mayınları NATO ne için döşedi bilmiyorsunuz galiba: İsrail’i Rusya’ya karşı güvenceye almak içindi. Şimdi niye açın diyorlar? Demek ki İsrail artık buralarda rahatladı, yayılmak istiyor, önünde mayınlı arazi engeli istemiyor! Kerkük petrollerini Hayfa’ya güvenli taşımak istiyor.
TSK’yı yıpratma malzemesi yapıldı bu konu! Herkes yükleniyor Silahlı Kuvvetlere, acaba neden? Sağ-sol birlikte vurun abalıya diyor. Bunu görmek ve öyleyse bu işte bir terslik var diye düşünmek gerek!
Artık zihinsel algılama sistemimizi yeniden kurmalı;
- Medyada manşetten verilen her şeyi TERSİNDEN OKUMALIYIZ!
- “ABD ile anlaşma gereği” yapılan her işin altında bir çapanoğlu aramalıyız!
- “Kendi yararına zannederek aslında bizim istediğimiz işleri yapacaklar” taktiği uyguladıklarını düşünmeliyiz.
Urfalı topraksız köylüye toprak verileceği bir palavradır. Modern üretim çiftliği Urfa Ceylânpınar’ı unuttuk; PKK eliyle oradaki üretimi durdurttular, traktörleri yaktılar, evleri ahırları bombalattılar, insanları kaçırttılar… Binlerce eğitilmiş tarım işçisi, orda çalışan ziraat mühendisleri, deneyimleriyle birlikte tuz buz oldu. Sigortalı tarım işçiliği yok edildi; işsiz, güçsüz, aşsız, başsız, perişan edildiler.
Şimdi TRT ropörtaj yapıyor Urfa’da, “toprak istiyoruz” diyeni görüntülüyor. Ceylanpınar Üretim Çiftliğini geri isteriz diyen yok mu? Yani, maksada uygun sorularla kamuoyu yönlendiriliyor; “mayınlar sökülsün diyor halk” mesajı veriliyor.
HAYIR, MAYINLAR YERİNDE KALSIN!
Siyonist yayılmacı İsrail, Urfa’yı ata yurdu diye dillendirmeye devam ederken, dursun orda mayınlar. İsrail bu politikasından vazgeçtiği zaman, Amerika ve İsrail dünya egemenliğinden vaz geçtiği zaman, biz kendimiz sökeriz onları.
Şimdi, hain pusularda delikanlı oğullarımız toprağa düşerken, o mayınları döşetenlere sesimizi yükseltmektir yapmamız gereken.
Eklemeliyim; bu TRT artık bizim TRT’miz değildir. TRT Çocuk kanalında, “Burada hiç güneş yok, ne güzel değil mi?” diye, tıpkı ilkokul kitaplarında güneşi kararttıkları gibi sözler var. Bunlar beyin patlatan mayınlardır. Lütfen çocuklarımıza yanlış fikirler veren bu kanalı izlettirmeyelim ve kanalı RTÜK’e şikâyet edelim.
Artık çocuklara TRT ne diyorsa, İlköğretim kitapları ne yazıyorsa ve ABD ne istiyorsa, başbakan bağırarak ne diyorsa, tersini yapmak zamanıdır.
Mahiye Morgül