LEYLA GENCER

Aile Köken Olarak Safranbolulu, Dedesi Türkiye'de "Yağma Hasan'ın Böreği" Deyiminin Yerleşmesine Neden Olan Karaköy Börekçisi Hasan Çeyrekgil.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

LEYLA GENCER

Aile Köken Olarak Safranbolulu, Dedesi Türkiye'de "Yağma Hasan'ın Böreği" Deyiminin Yerleşmesine Neden Olan Karaköy Börekçisi Hasan Çeyrekgil.

Ayşe Leyla Gencer, (d. 10 Ekim 1928; Polonezköy, ö. 10 Mayıs 2008; Milano),

Türk opera sanatçısı. 20. yüzyılın en önemli sopranolarından biri olarak görülür.

Batı ülkelerinde "La Diva Turca", "La Gencer", "La Regina" olarak ün yapan; Milano, Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Londra, Rio de Janerio, Bilbao, Chicago’da sanatını dinleten; Lucia’nın, Norma’nın, Lady Macbeth’in, Queen Elizabeth’in, Filoria Tosca’nın, Lucrezia’nın, Madam Butterfly’ın, Alceste’nin, Aida’nın, Violetta’nın, Leonora’nın "Leyla la Turca"sı soprano Leyla Gencer, hem seçkin opera sahnelerinde hem resitallerinde hayranlık uyandırmış sanatçılardandır. Opera repertuarı 23 bestecinin 72 yapıtını kapsamıştır. Gencer, T.C. Devlet Sanatçısıdır.

DOĞUMU VE AİLESİ

Leyla Gencer 1928'de Polonezköy'de doğdu. Babası Safranbolulu köklü Müslüman bir ailenin oğlu olan Hasanzade İbrahim Bey, annesi Polonyalı Katolik bir ailenin kızı olan Alexandra Angela Minakovska'dır. Ailesi sonradan Çeyrekgil soyadını aldı. Annesi, İbrahim beyle evlendikten sonra Müslüman olup Atiye adını aldı. Gencer ileriki yıllarda bir röportajında "Müslüman ve oryantal bir altyapıdan geliyorum" demiştir.

Babası İbrahim Bey, ağabeyi Hüseyin Çeyrekgil ile çiftçilik, balıkçılık, taşımacılık ve Çubuklu suyunun işletmesini yapıyordu; ayrıca Lale Sineması’nın işletmesini üstlenmişti ve Karaköy’de hanları bulunuyordu. Leyla, babasını genç yaşta kaybetti. 1946'da varlıklı bir bankacı olan İbrahim Gencer ile evlendi ve Gencer soyadını aldı.

EĞİTİMİ

Leyla Gencer, İstanbul İtalyan Lisesi'ni bitirdi ve bir süre İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda şan eğitimi aldı. Konservatuarda, Fransa'nın önde gelen hocalarından Reine Gelenbevi, ünlü orkestra şefi Muhittin Sadak ve besteci Cemal Reşit Rey'in öğrencisi oldu. Ankara Devlet Konservatuarı'nda ders vermek üzere Türkiye'ye gelen ünlü İtalyan soprano Giannina Arangi-Lombardi ile tanıştıktan sonra İstanbul'daki konservatuar eğitimini yarıda bırakarak çalışmalarını Ankara'da onun özel öğrencisi olarak sürdürdü. Ankara Devlet Tiyatrosu'nun (opera da tiyatroya bağlı idi) korosuna girdi. Hocası Arangi Lombardi, bir yıl sonra kızını ziyaret için gittiği İtalya'da hastalanarak hayatını yitirince çalışmalarını İtalyan bariton Apollo Granforte ile sürdürdü.

OPERA KARİYERİ

Leyla Gencer, Devlet Tiyatroları Ankara Operası'nda korist olarak görev yapmaktayen Ankara'ya geldiği yıl (1950'de) sahnelenmeye başlayan Cavallerina rusticana operasında Santuazza rolü ona verildi, Gencer'in opera kariyeri bu rolle başladı.

Leyla Gencer, Ankara Devlet Operası'nda görev yaptığı 1950-1958 yılları arasında devlet konuklarına verilen resitallerde en çok görev alan sanatçılardan oldu. ABD devlet başkanlarından Harry S. Truman, Dwight Eisenhower, Yugoslavya'nın kurucusu Mareşal Tito, İran Şahı Rıza Pehlevi ve eşi Prenses Süreyya, Ürdün Kralı Hüseyin, huzurunda resitaller verdiği devlet konuklarındandır.

İlk defa 1953 yılında, Türkiye ile İtalya arasında imzalanan Kültür Anlaşması çerçevesinde bir radyo konseri vermek için Roma'ya gitti. Bu konserin başarısı üzerine Napoli Yaz Festivali'nde sahnelenen Cavelleria rusticana operası'nda başrol üstlenmek fırsatını elde etti. Bir sonraki sezon Napoli'nin ünlü San Carlo Operası'nda Eugenio Onegin ve Madam Butterfly operalarında başrol oynama teklifi aldı. Leyla Gencer'in uluslararası platformdaki opera serüveni böylece başladı, Madam Butterfly operasındaki başarısı ile Napolillerin sevgisini kazanan Gencer, Napolili Türk olarak anılmaya başladı. Bu başarı bir sonraki sezon San Carlo Operası'nda sahnelenen La Traviatadaki Violetta rolü ile sürmüştü. Sanatçı "La Traviata"'yı Palermo, Trieste, Ankara, Torino, Varşova, Poznan, Lodzi Krakov'da, Viyana Devlet Operası'nda Herbert von Karajan yönetiminde, San Francisco ve Philadelphia'da, Moskova ve Leningrad'da seslendirdi. 1956'da San Francisco operasında San Francesca da Rimini operasında son anda oynayamayacağını bildiren ünlü soprano Renata Tebaldi'nin yerine başrolü seslendirdi. Eserin San Francisco ve Los Angeles temsillerinden sonra San Francisco operası ile kontrat imzaladı.

1957 sezonunda San Fransicso Operası'nda sahnelenen La Traviata operasında başrolü Leyla Gencer, Lucia di Lammermoor operasında ise dünyaca ünlü soprano Maria Callas üstlenmişti. Callas'ın gelmemesi üzerine Lucia rolünü de Gencer üstlendi ve büyük başarı kazandı. O günden başlayarak ABD'de sayısız opera temsili, resital, konser gerçekleştirdi.

26 Ocak 1957 gecesi Leyla Gencer, kendisine koyduğu Milano'nun ünlü La Scala Tiyatrosu'nda sahneye çıkma hedefine ilk defa ulaştı.

Fransız besteci Francis Poulenc'in Carmelit'lerin Diyaloğu eserinin dünyadaki ilk temsilinde başrolü (Lidoine-başrahibe) oynadı. Scala'daki ilk sahneye çıkışından sonra Gencer, 18 Şubat 1957'de tüm zamanların en büyük orkestra şefi kabul edilen ve kısa bir süre önce ABD'de hayatını kaybeden Arturo Toscanini için Milano'nun Duomo di Milano Katedralı'nda düzenlenen görkemli cenaze töreninde Verdi'nin Requiem'i seslendirilirken soprano partisini başarıyla söyledi. Bu başarının ardında La Scala Operası'nın Köln Operası'nın açılışı nedeniyle düzenlediği turnede Verdi'nin Kaderin gücü adlı eserinde başrol oynadı. 1958'de Pizzetti'nin dünyada ilk gösterimi gerçekleşen Katedral'de Cinayet adlı eserinde başrahibe rolünü, ardından Boito'nun az bilinen Mefistofele operasında Margherita rolünü üstlendi.

Gencer, 1958 yılında kontratı feshedilinceye kadar yurtdışındaki operalarda Ankara Devlet Operası Sanatçısı sıfatıyla rol aldı. 1958'de görevine son verildikten bir süre sonra Milano'ya yerleşti. 1958'de İtalyan Radyosu'nda Donizetti'nin "Anna Bolena" operası Leyla Gencer'in yorumuyla yayımlanmıştı (Bu yayım, 1980'de plak olarak piyasaya çıktı). Bu yorumun başarısı üzerine ünlü orkestra şefi Vittorio Gui şefliğini yaptığı 3 ayrı eserde, 3 ayrı kentte (Palermo, Floransa Roma Operaları) başrol teklif etti. Gencer böylece 1959 yılı Floransa Festivali'nin açılışında Verdi'nin 1849'dan beri hiç sahnelenmemiş "Legnano Savaşı" adlı eserinde başrolü oynadı. Bunu, Palermo'da Verdi'nin "Macbeth" Operası, Roma'da Mozart'ın "Don Giovanni" Operası'nı seslendirdi.

Gencer, 1960'larda mesleğinin doruğuna çıktı. Hiç bilinmeyen operaları seslendirmeyi sürdürdü. 1963'te Verdi'nin unutulmuş operası "Kudüs"te başrol Elena'yı oynadı. Bunu Donizetti'nin hiç bilinmeyen operası "Robert Devereux"daki Kraliçe Elizabeth rolü ve Bellini'nin 130 yıldır sahnelenmeyen "Beatrice di Tanda" operası takip etti.

1985 yılında sahneye veda eden sanatçı, 1983-1988 yılları arasında As. Li. Co.’nun genel sanat yönetmenliğini yürüttü, 1997-1998 arasında La Scala korosunun genç sanatçılar okulunda yöneticilik yaptı, vefatına kadar La Scala Tiyatrosu'nda opera sanatçıları için kurulan akademinin sanat yönetmenliğini yapmaktaydı. Gencer, aynı zamanda opera yorumu üzerine dersler vermeye devam ediyordu. Uluslararası yarışmalarda seçiciler kurulu üyelikleri yapan, festivallere, seminer ve konferanslara katılan Leyla Gencer, İstanbul’da kendi adını taşıyan “Uluslararası Şan Yarışması”nın kurucusudur. Yarışma, 1995 yılından beri düzenlenmektedir. Leyla Gencer, 1988 yılında "Devlet Sanatçısı" unvanıyla onurlandırıldı.

2004 yılında Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından 1000 yılın Türkleri özel koleksiyonunda adına 15.000.000 TL değerinde 0.999 ayar gümüş hatıra para basıldı.

VEFATI

10 Mayıs 2008'de Milano'daki evinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak hayatını kaybetti. Leyla Gencer’in cenazesi 12 Mayıs günü Milano’da La Scala Operası’nın Santa Babila Kilisesi‘nde düzenlenen kalabalık bir törenden sonra vasiyeti doğrultusunda krematoryuma götürülerek yakıldı. Leyla Gencer’in külleri daha sonra İstanbul’a getirildi. Kendi vasiyeti gereği küller, 16 Mayıs günü Dolmabahçe Sarayı ile Dolmabahçe Camii arasındaki yapılan bir törenden sonra Dolmabahçe açıklarında Boğaz sularına döküldü. Törende, Mozart'ın Requiem'inden "Lacrimosa" ile Ahmed Adnan Saygun'un "Yunus Emre Oratoryosu"' nun 5, 12 ve 13. bölümleri İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu tarafından seslendirildi.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın yeni yapılmakta olan merkezinde sanatçının vasiyeti üzerine bir "Leyla Gencer Müzesi" oluşturulması öngörülmektedir.

LEYLA GENCER ŞAN YARIŞMASI

İlki "Yapı Kredi Uluslararası Leyla Gencer Şan Yarışması" adıyla 3-9 Eylül 1995 tarihinde gerçekleştirilen Leyla Gencer Şan Yarışması, 2006 yılından bu yana iki yılda bir, La Scala Tiyatrosu Sahne ve Gösteri Sanatları Akademisi Vakfı işbirliğiyle İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenleniyor. 1997 yılındaki ikinci yarışmaya Leyla Gencer jüri üyesi olarak katıldı. Her iki senede bir gerçekleştirilen yarışma 1999 yılında 17 Ağustos Depremi nedeniyle düzenlenmedi.

Bugüne kadar birçok ülkeden yüzlerce sanatçının katıldığı Leyla Gencer Şan Yarışması'nda dereceye girenler dünyaca ünlü operalardan konser teklifleri aldılar.

 

Kaynakça

Leyla Gencer: A Turkish soprano of great dramatic power, she excelled in a wide range of Italian opera Guardian.co.uk. Erişim: 27 Ağustos 2008

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=545133&Date=16.05.2008&ver=98

Leyla Gencer Şan Yarışması Resmi Sitesi Erişim: 27 Ağustos 2010

 

 

Özler Aykan, İstanbul Eylül.2013 – ozleraykan@hotmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/  - okkesb@telmar.net,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

MEDYAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Özler Aykan, İstanbul Eylül.2013 ozleraykan@hotmail.com,

 

LEYLA GENCER SABETAYİST MİYDİ.?

ÜNLÜ AKRABALARI KİMLERDİ.?

Aile Köken Olarak Safranbolulu, Dedesi Türkiye'de "Yağma Hasan'ın Böreği" Deyiminin Yerleşmesine Neden Olan Karaköy Börekçisi Hasan Çeyrekgil.

 

Safranbolu'dan İstanbul'a gelen aile aynı zamanda Türkiye'nin ilk gazoz fabrikasının da sahibiydi.
Hasan Çeyrekgil'in iki oğlu bir kızı vardı:
Hüseyin, İbrahim ve Müesser.
İbrahim Çeyrekgil, ünlü soprano Leyla Gencer'in babasıydı.
Kardeşi Hüseyin ile birlikte aynı zamanda sinema sektöründeydiler; Beyoğlu'ndaki Lale Sineması onlarındı.
Çeyrekgiller'e sinemacılığı İpekçiler mi öğretmişti.?
Bunun yanıtını diğer notları okuyunca siz verin...
İbrahim Çeyrekgil, İstanbul Polonezköylü Alexandra Angela Minakovska ile evlendi.
Leyla Çeyrekgil Gencer'e müzik aşkını, evde piyano çalan, Lehçe şarkılar söyleyen annesi aşıladı.
Leyla Çeyrekgil Gencer İtalyan Lisesi'nde okurken Eugenio Hilinski adlı Polonyalı piyano hocasına aşık oldu. Evlenmek istediler. Çeyrekgil ailesi çok karşı çıktı.
Ancak bu aşkın önüne geçemeyeceklerini anlayınca Leyla'yı evlendirdiler. Kimle.?


Rafia- Münir Gencer'in oğlu İbrahim İle...
Kayınvalidesi Rabia; Abdi Raif-Süreyya İpekçi çiftinin kızıydı.
Yani Leyla aslında İpekçiler'e gelin gitti: Gencerler ile İpekçiler yakın akrabaydı.
İpekçi-Çeyrekgil ailesiyle ilgili bir not daha verelim:
Hasan Efendi'nin kızı Müesser Çeyrekgil, Rum kökenli Remzi Bey ile babası Saray'da müneccimbaşı olan Makbule Hanım'ın oğlu Ekrem Sanvar ile evlendi.
Bu evliliğinden doğan Sahire, Nejat Tokay ile evlendi. Cemil İpekçi bu evliliğin ürünüdür.
Nejat Tokay; Prof. Mahir -Ganimet Tokay çiftinin beş çocuğundan biriydi. Ganimet'in kız kardeşi Şefkat İpekçi'nin (eşi Cemil İpekçi) çocukları olmadığı için bu aileye evlatlık verildi. Cemil İpekçi babasının evlatlık olması nedeniyle "İpekçi" soyadını kullanıyor; asıl soyadı Tokay!

Yani modacı Cemil İpekçi'nin annesi Sahire ile Leyla Gencer kuzindi.

 
Dönelim Leyla Gencer'in Evlenmesine:
Alel acele evlendirildiğinde 16 yaşındaydı. Polonyalı hocasını unutturmak istemişlerdi!
Leyla Gencer'in eşi bankacı İbrahim; kayınvalidesi Afet ve kayınvalidesinin anne babasının mezarları Sabetayistlerin mezarlığı diye bilinen Bülbülderesi Mezarlığı'ndadır.
Aynı aileler arasında evlilikler aynı mezarlık... Neyse...
Bugün külleri denize atılan Leyla Gencer'in son yolculuğuna uğurlayanlar arasında Engin Cezzar da vardı.
Cezzar da Leyla Gencer'in akrabasıydı.
Leyla Gencer'in kayınvalidesi Afet Hanım'ın annesi Süreyya İpekçi kocasından boşanıp Mehmet Şamlı ile evlendi.
Bu evlilikten doğan üç kız Sevim Şamlı Moran, Fatma Şamlı Cezzar ve Ayşe Şamlı Kapancı, Leyla Gencer'in en yakın dostları oldu hep.
Engin Cezzar, Fatma Şamlı Cezzar'ın oğluydu.
Şamlılar'ın mezarları nerede dersiniz; Bülbülderesi Mezarlığı'nda.
Leyla Gencer eşi İbrahim'den boşansa da bu dostluklar hep sürdü...

 
Gelelim Sonuca:
Türkiye'de bir yanlış anlaşılma vardır:
Sabetayist olmak kötü olmak değildir.
Aksine gerek ulusal savaşın kazanılmasında ve gerekse çağdaş Türkiye'nin kuruluşuna harç konulmasında Sabetayistler başta gelir.
Sabetayistler bizim tarihsel gerçeğimizdir.
Küfür ederek, üzerini kapatarak tarihimizle yüzleşemeyiz.
Osmanlı büyük bir imparatorluktu ve her etnik yapıya kucağını açmıştı.


Leyla Gencer çağdaş Türkiye'nin yüz akıydı.
Kim bilir; Belki de yakın akrabalarının bulunduğu Bülbülderesi Mezarlığı'na defnedilmek isteyecekti.
Ölümünden sonra ki yobazlar tarafından yapılacak saldırıların önüne geçmek için küllerinin boğazın sularına atılmasını istedi..
Dedik ya kim bilir... Işıklar içinde yatsın...

 

Özler Aykan, İstanbul Eylül.2013 – ozleraykan@hotmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/  - okkesb@telmar.net,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

MEDYAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Özler Aykan, İstanbul Eylül.2013 ozleraykan@hotmail.com,

Diğer Haberler

  • CUMHURİYET KURTARILMAYI BEKLİYOR.!
  • İBN-İ HALDUN: 1332 - 1406
  • GEÇERKEN UĞRADIM; Özler Aykan Röportajı
  • BU; MİLLETİNE ÂŞIK BİR ADAMIN HİKÂYESİDİR.!
  • #BEN #MARİA #SUPHİ* OCAK.2021’de #KİTAPÇILARDA
  • *ERDOĞAN YARGILANSIN, CEZASIZ KURTULMASIN*
  • KAÇIŞ 1950 & İHSAN TAŞ
  • SABAH ALMANYA MUHABİRİ TÜRKİYE'Yİ TEHDİT ETTİ
  • ÜLKÜ TAMER'İN ARDINDAN
  • TÜRKİYE KISKAÇTA, AMBARGO BAŞLADI.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP