Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
Haber Metni |
http://www.medyagunebakis.com & http://www.istanbulgunebakis.com
Giresun Sarayında Düşmana Teslim Olmaktansa Ölümü Seçen Aziz Analarımız (MÖ.64)
VI.Büyük Bedri 68 yaşındaydı ve 3. eşi büyük savaşçı kraliçe Kabartay Hatun (Tina) ile birlikte Pompey’in ordularıyla savaşıyordu. Adını taşıyan Köroğlu dağlarında verdikleri savaştan sonra, Taşköprü’deki büyük hazinesinden alabildikleriyle hızla Doğu’ya doğru çekiliyorlardı. Geri çekilirken, arkalarından gelen Roma ordularıyla da yer yer savaşıyorlardı. Pompey, kralın arkada bıraktığı sarayları yağmalamaktan, onu aynı hızla takip edemiyordu. Fakat Amasya (Kabaira) savaşı çetin geçti, kral yaralandı, Fortuna, kralı atına alarak Roma askerlerinin kuşatmasını yardı çıktı, kocasını kurtardı.
Bu olay Fortuna adını “talih tanrısı” olarak ünlendirdi. Toparlanıp Kelkit Vadisine doğru geri çekilmeye devam ettiler. Bu sırada Samsun (Amisos) ve Ordu (Gotyora) civarında, kadınlı erkekli Amazon birlikleri, Roma garnizonlarına karşı direniyordu. Büyük Bedri’nin neredeyse kendisiyle yaşıt olan ilk eşi Rizeli Emine, 2.eşi İzmirli Berenike ve Berenike’nin annesi, hiç evlenmemiş yaşlı kızkardeşleri Roksana ve Stateira, kalabalık bir aile, Giresun Parnakoi kalesinin sarayında yaşıyorlardı.
Büyük Bedri, Amasya civarında bir hayli zayiat vermiş, kendisi de yaralanmıştı. Onu, doktor eşi Tina yılan zehrinden yaptığı ilaçla iyileştirdi. Kral, 2000 askeriyle, Kelkit vadisinde yola devam ederken, Tibaren (Canik) dağlarından geçerken, Parnaka sarayındaki ailesini, Emine’yi ve Berenike/Peri Yenge’yi düşündü. Giresun sarayına komutanlarını gönderdi, ailesinden teslim olmayıp ölmelerini istedi. Çünkü Romalılar, yağmaladığı sarayın içindeki insanları katlettikten sonra ölülerini meydanlarda sürükleyerek zafer gösterisi yapardı. Kralın 3.kızkardeşi Nisa’yı Kumana (Gümenek) sarayında böyle öldürmüşlerdi. Ailesinin intihar ederek ölmeyi tercih edeceğini biliyordu. Nasıl öleceklerine kendileri karar verecekti. Zehir içerek ölmek isteyen için yeteri kadar zehir göndermişti. Başını kılıçla kestirmek isteyen için kılıcı keskin komutanlarını göndermişti. Orada yaşananları, Murat Arslan’ın VI.Büyük Bedri’yi (Mithradates) anlattığı doktora kitabında, 361.sayfanın dipnotundan okuyalım: “Zehir içerek ölmeyi yeğleyen Mithradates’in kardeşlerinden Roksana, idam haberini kardeşine lanetler saçarak, Stateria ise, teşekkürle karşıladı. Çünkü Mitradates, kendi hayatı tehlike içindeyken bile kardeşlerini ve eşlerini unutmamış, özgür bir şekilde, düşman tarafından hiçbir hakarete maruz kalmadan ve Romalıların o aşağılayıcı zafer törenlerinde halka teşhir edilmeden ölmelerini sağlıyordu.
Eşlerinden Khios’lu Berenike annesiyle zehir kupasını paylaşarak ölmeyi denedi. İhtiyar kadın hemen ölmesine rağmen, Berenike yeterince zehir içemediğinden olacak, can çekişerek kıvranmaya devam etti. Sonunda Bakhides, Berenike’nin ıstıraplarına son vermek için onu boğmak zorunda kaldı. Güzelliği ve Mitradates’n kendisine olan arzusuyla ünlenen Pontos Kraliçesi Monime ise, ölüm haberini kurtuluş müjdesi gibi karşıladı. Böylelikle Mithradates’in kendisine hediye ettiği ünlü tacını başından çıkarttıktan sonra, başörtüsüyle bağlayıp boynuna geçirdi ve kendisini asmayı denedi. Fakat tac kraliçenin ağırlığını çekemeyerek ikiye ayrıldı. Bunun üzerine, “Lanet sana paçavra, benden bu son hizmeti mi esirgiyorsun” diyerek, taca tükürdü ve onu fırlattı. Daha sonra da o güzel boynunu Bakhides’e uzattı.” Bu ölümlerin ardından buraya Azze adı verildi. Yıllar geçti, orada yaşananlar unutuldu, fakat bu yerin adı “Pirazizler” adıyla günümüze kadar yaşadı.
Böyle ulu analarımız bu toprağın altında yaşadığı için toprağımızın adı “Anadolu, Anati-ulu” oldu. Tarihçiler, bu Anası Ulular diyarında yaşayan bu halkı tarihe yazarken Hititler (Azizler, İsisler) diye yazdı. 100 yıl sonra, Kütahya halkı Kraliçe Berenike’yi ve kral Büyük Bedri’yi (Jupiter, Hubudor) onurlandırdı. Onlar için Aizanoi’de (Çavdarlı) dev bir anıt müze yaptı. Onları tarihten silmek için Milat ilan eden Jul Sezar’ın ardılları da Hıristiyanlık maskesiyle gelip, “bu anıt müzeye tapıyorsunuz, burası din dışı bir yerdir” bahanesini uydurarak, izlerini yeryüzünden silmek istedi. Jupiter Anıt müzesini (tapınağını!) yakıp yıktılar, heykelleri parçaladılar. Ancak toprağın altında gömülü olduğu için parçalayamadıkları Berenike lahiti bugüne kalabildi. Aşağıdaki resimde görülen Berenike lahiti bugün Kütahya Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
Ayzanoi Jupiter Anıt Müzesi: MS.160’da bitirildi. Bilinen en büyük Jupiter anıt müzesidir. Mitridate’nin ailesinden sağ kalan tek kişi son eşi Pers Kabartay Paci Tina (Furtuna) idi. Son savaşta yanındaydı, Kelkit Vadisinde birlikte savaşmışlar, Fırtına Vadisinde Kale Bala’da birlikte kalmışlar, Kırım’a kadar birlikte gitmişlerdi. Kral intihar etmeden az önce onu memleketi Abazya’ya göndermişti. Resimde görülen, Harran’da ortaya çıkartılan kısa saçlı Amazon kraliçe mozaiği, Mitridate’nin son eşi, Amazon kraliçe Kabartay Bacı Par-Tina’dan başkası değildir. Savaş sırasında, elbisesi yırtılmış halde resmedilmiştir. Bu bir hayali resimdir, gerçek Amazon savaş kıyafeti altından örgü işi yelekli zırhlar içindedir. Harran’da bulunan bu mozaikler bir başka tarihi olayın da işaretlerdir Büyük Bedri’nin MÖ.63’de ölümünden sonra Roma vahşetinden kaçan varlıklı ve nitelikli insanlar, MÖ.70’de antik Silvan’da 10 yılda inşa edilen 300 bin kişilik büyük kale şehir Tigranakarta’ya sığındı.
İşte bu şehir, üst üste mahalleler halinde dev bir sığınak şehirdi ve orası Maz-Opa-damı, Mezopotomya idi. Tigranakarta 132 yıl sonra MS.69’da, şehir yakan Neron’un komutanı Korbula tarafından yakılıp yerle bir edildi. Halkı, kraliçe Tina’nın resmini öyle bir yere yaptı ki, Romalılar onu ne yakabildi, ne de yıkabildi, sadece yıktıkları her bir şeyle onun üzerini kapattılar ve işte iki bin yıl sonra TİNA gün ışığına çıktı.
Klikya (Silifke Erdemli) halkı da onları onurlandırdı, onlar için Tyche (Atika) Fortuna ve Jupiter (Zeus) anıtlarını, bir de Zafer Takı yaptı. Aşağıda Jupiter ve Fortuna anıtlarının son halini görüyoruz. Büyük Bedri’nin etrafındaki bilim adamlarının ve komutanlarının adına 130 tane dikilitaş dikti. Sonra Romalı Pompey geldi, bu anıtları yerle bir etti ve şehrin adını değiştirdi, Pompeipolis (Pompey Şehri) koydu. Büyük Bedri, Amasya’daki kuşatmadan kraliçe Fortuna sayesinde sağ çıkabildiği için, Fortuna adı şans/talih olarak adlandırıldı ve onun adına yapılan anıtlara Tyche Fortuna (talih) adı verildi. Fonetik açılımlar: Berenike: Peri Yenge, Mer Yenge, İsi-mer/İzmir kızıydı. Roksana: Uri-oğuz-ana, Oğuz anası Huri. Rahşan, Ruhican, Ruacan… Sitateria: Tidu Teria, Seriha Dudu. Eskiden ailenin saygın yaşlı ninesine, dudu, dido, hede, ede, dodo, tata gibi sıfat verilirdi. (Üçlek Kibele’nin üçüncü dönemi) Parnaka: Baran-aga. Berenike’nin kral olan oğlu. Diğer adı Sifare (Süvari). Oğuz İmparatorluğunun Karadeniz donanması onundu.
Pharnakoi: Baranköy. Kral Baran’ın yeri. Tibarenler: Si-mar yeri. Sümer soyluların yeri. Amisos; Amas-us, Amaz Uşaklar. Antik Samsun: Şaman Güneşi. Gotyora: Got Yöresi. Got’lar İskit Türkleridir. Aizanoi: Aycan öyü/köyü. Ay-san; Ay-Güneş önü. Jupiter: Hubudor. Jüpiter gezegenine adı verilen kral Eupatore Mitridate; Vı.Büyük bedri. Fortuna: Par-Tuna, Fırtına. Par soylu Tina. Fırtına vadisine adını veren Amazon kraliçe. Tyche; Atike, Hatuka, Ata Kadın, Hati Kadın. “Hati Kadın niye ağlar” adlı Rumeli türküsü ona yakılmış gibidir. Klikya: Halk-ya; halkın yeri, koloni olmayan, Roma’ya vergi vermeyen yer. M.Morgül - 5.4.2009 http://www.medyagunebakis.com & http://www.istanbulgunebakis.com
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP