Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
RÖPORTAJ Niver Lazoğlu; Kalbim Turkuaz kitabının yazarı. Bakmayın soyadının Lazoğlu olduğuna, Laz kızı bile değil. Elazığlı.
Ortaokul yıllarında yaşıtları anne babalarından aldıkları harçlıklarla gönül eğlendirirken, Niver paralarını biriktirip kitapçıdan, kendisi kalın, adı ince olan Yaşar Kemal'in "ince memed"ini alıp okumaya başladı.
Okumaya hevesli olan Nıver'i gören Babaannesi de kendi yaşadıklarını hatıralarını anlatarak yaz kızım herkes öğrensin diyerek sürekli anılarını yazdırdı yaşadığı sürece. İşte Niver'in gerçek okur yazarlık hayatı o yıllarda böylece başlamış oldu. Biz bu yıllarını tabii olarak bilmiyoruz, biz üniversite yıllarında tanıdık kendisini, şen, cana yakın, tatlı dilli, güler yüzlü, çalışkan, yardımsever bir arkadaş gibi arkadaş olarak tanıdık.
Sonrasında; Marmara Üniversitesi, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümünden mezun olduktan sonra kendi ayakları üzerinde yürümeye değil, adeta koşmaya başladı. Sırasıyla gazetelerde muhabirlik, metin yazarlığı, radyo - tv programcılığı, köşe yazarlığı, ekonomi editörlüğü, radyo kuruculuğu, medya ve iletişim öğretmenliği, gibi yollarda koşmaya devam ediyor. Bakalım nasıl yürümeye başladı ve koşu nasıl gidiyor, bu yolculuğun bilinmeyenleri nelermiş.?
KALBİM TURKUAZ --- Niver Lazoğlu Röportajı.!
-- Marmara Üniversitesi, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü Mezunuyum. niver@paripr.com, www.pariradyo.com, kurucusu, www.pariyazarlar.com, kurucusu ve www.finansgündem.com, köşe yazarıyım. Ekosoft radyo programı hazırlayanı ve sunucusu, Ekosoft Tv programı hazırlayanı ve sunucusu olarak çalıştım. Akademi İstanbul da medya ve iletişim öğretmenliği yapıyorum. Pari PR Halkla İlişkiler Basın Tanıtım Organizasyon (kurucu) Yeniyüzyıl gazetesi Köşe Yazarı ve Ekonomi Editörlüğünü yaptum. Agos gazetesi yayın kurulu üyesi ve Akşam gazetesi Köşe Yazarlığı Dünya Gazetesi Yurt Haberleri Şefi ve Hürriyet Gazetesi Haber Dairesi, Kadıköy Bölge Sorumlusu olarak çalıştım. Günaydın Gazeyesi Yazı İşleri - TRT - İstanbul Haber Dairesinde görev yaptım. Merdiven Advertising Agency - Reklam Metin Yazarıyım.
YAZARLIK HAYATIN TA KENDİSİ
-*- Yazarlık Size Ne İfade Ediyor.? -- Lugattaki karşılığı, kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirmesidir. Edebiyatın da bir yöntemi olduğundan o da bir bilimdir. Edebiyat bir bilimin yapması gereken: -anlama, -yorumlama, -değerlendirme, -benzerleriyle karşılaştırma, -yerleştirme basamaklarını yaptığı için bir bilimdir. Yazma yetisi Tanrının insanlara verdiği bir hediye diye düşünüyorum. Farkı dünyaların kapılarını sonuna kadar açan ve oturduğunuz yerde dünyayı keşif yolculuğuna çıkaran sınırsız bir varoluş diye düşünüyorum. Hayata tutunuş, bir boyutuyla kendini tanıyıp başkalarına tanıtmak için kullanılan araç ve yöntem. Benim için hayatın ta kendisidir.
ONU YAŞAR KEMAL'İN İNCE MEMEDİ YAZAR YAPTI
-*- Sizi Yazarlığa Başlatan Ortam ve Nedenleriniz.? -- Ortaokul sıralarında çok fazla kitap okumaya başlamıştım ve Yaşar Kemal”in İnce Memed kitabıyla tanışınca zihnimde bir olgu oluşmaya başladı. Büyüyünce gazeteci yazar olacağım diye. O günden bugüne hep yazmaya başladım. Önceleri kendimi bulmak için sonraları, kendimi ifade edebilmek amacıyla. Ardından Rahmetli Babaannem hep yaşadıklarını anlatır sonra da yaz bunları derdi. Yaz ki herkes bilsin herkesler görsün derdi. Ve böylelikle romanım satırlara döküldü.
KİTAPTAN PARA KAZANMAK ZOR
-- Günümüz şartlarında kitaptan para kazanmak büyük bir zorluk. Benim Yola çıkışım hiç bir zaman para amaçlı olmadı. Bir yazar için, bir yürek yakalamak çok kıymetli kanımca. Yazana kadar kitap benimdi şimdi artık okurun. Yaşanmışı aktarmak, zihinde beliren algıların dışında farklı bir duruşu ortaya koyabilmekti sanırım.
ESKİ DOSTUKLAR YOK ARTIK...
-*- Basın Yayın Camiasındaki Arkadaşlık, Dostluk, Ahde Vefa, Hakkında Neler Söylemek İstersiniz.? -- Bu gün dostluk kavramı eskiye çok daha farklı. En büyük dostum kalemim oldu her zaman. Ama iletişimci biri olarak arkadaşlıklarım çok fazladır. Ancak Basın Yayın camiasındaki dostlukların her daim daha özel oldu diye bilirim. Birbiriniz çok fazla görmeseniz de kendi içinde bir yürek bağı kurulmuş diye düşünüyorum. Farklı bir kenetlenme ve sahip çıkma ve paylaşım söz konusu. Bu anlamda büyük kıymet ve değer veriyorum. Bu inanılmaz bir güç. Bu vesileyle bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum dün dostlara dost kalanlara.
GAZETECİLİK GÖNÜLLE YAPILAN BİR MESLEK
-- Medyatik olduğumu düşünmüyorum ama medyanın içinde olan biriyim. Meslek bu olunca yaşam şekliniz haline dönüşüyor. Egodan sıyrılıyorsunuz ve her şey daha ulaşılır hale geliyor. Parasal anlamda ederinin tam da karşılandığını söylemek bir abes olur. Gönülle yapılan bir meslek.
-- 14 yılı aşkın süredir bir "PARİPR" diye bir "PR" ajansım var. Son dönemde bir de yazar atölyesi oluşturdum kişiye özel yazım dersleri veriyorum. Oldukça keyif alıyorum, yazmayı gerçekten sevenlerle bir arada yol almak büyük bir keyif.
-- Hani birisini söylesem, birisinin hatırı kalır misali o kadar fazla ki. Hepsinin bende ve yüreğimdeki yerleri çok ama çok farklı. Türkiye de roman diyince en büyük hayranlığım çocukluktan bu yana hiç değişmeyen nurlar için de olsun Yaşar Kemal ve Gabriel Garcia Marguez çok çok beğendim yazarlar arasında yer alır. Ve ismini sayamayacağım daha bir çok isim. Sayfalar yetmez sanırım… Bu iki ismin yeri ben de çok başkadır diyebilirim.
-*- Yaşar Kemal'i tanıyoruz, biliyoruz fakat Gabriel Garcia Marguez'den Biraz Söz Edip Neden, Nasıl Etkilendiniz, Özellikleri Nedir Anlatır mısınız.? -- Yüzyıllık Yalnızlık Kitabının Kolombiyalı Yazarıdır. 1967 yılında yazdığı bu roman 1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştı. Ve kitap neredeyse tüm dünya dillerine çevrilmiştir. Etkileyici ve farklı bir dili ve anlatımı vardır. Beni çok etkilemiştir.
-*- Olmak ve Ulaşmak istediğiniz Bir Mevki, Mecra Var mı.? -- Ulaşmak istediğim yeni yeni yüreklere kelimelerimin konukluk etmesi en büyük arzum bu. Ve bu noktada hep daha iyi yazmak daha iyi edebiyat eserleri ortaya koyabilmek. Ve şu an ki en büyük hayalim Kalbim Turkuaz’ın filmini çekebilmek.
-- Herkes için başka başka anlamlar içerse de başarı işini iyi yapmak anlamını taşıyor benim için. Başarmak için önce kendinize çok fazla inanmalı ardından yaptığınız işe ve en önemlisi hiç vazgeçmemek diye tanımlayabilirim. İnanmak ve inanmak.
-- Çok da kolay bir meslek değil diye düşünüyorum. Yazmak bir aşk diyebilirim. Gazetecilik de keza öyle. Her zor da çok daha dirençli olarak işime ve yazmaya sarıldım. Hayatımda ki en büyük mutluklarım. Pişmanlık mı? Yok hiç pişman olmadım. İyi ki gazeteci olmuşum iyi ki yazıyorum diyorum her daim.
-- Yok hiç olmadı. Gönülden, İsteyerek, severek ve zevkle yaptığım için böyle bir şeyi hiç düşünmedim.
İYİ BİR ATLATMA HABER USTASI
-- Gazetecilik anılarım çoktur. Hangi birini aktarabilirim bilmiyorum ancak, şu an aklıma geleni anlatayım. Gazete çalışanları genelde aynı tarz kıyafetler giymeyi tercih ederlerdi. Ben ise ekonomi alanında çalıştığımdan olsa gerek hep bir iş kadını tarzında giyinirdim. Ve basına kapalı toplantılara çoğu zaman katılma şansını yakalardım. Yine bir gün bir toplantıda oturuyorum. Yanımda Bülent Eczacıbaşı, bir yanımda Muharrem Hilmi Kayhan toplantının bir kısmı basına açıktı. Açıklama sonrası gazeteci arkadaşları dışarı alalım dediler. Ben hiç üstüme alınmadım. Neyse diğer arkadaşlarım dışarı çıkarıldı. Ancak haber atlatacağım korkusuyla dışarıdaki arkadaşlar, “içerde bir gazeteci var onu da çıkarın diye” güvenlikteki arkadaşları gönderiyorlar. Güvenlik geliyor bakıyor ama yanımda oturan işadamları ve benim kıyafet tarzım beni de iş kadın olarak algıladığından olsa gerek. Dışarıya çıkıyor ve içerde gazeteci yok diyor. Nihayetinde ben içerde haberi kaptım ve arkadaşlarımı atlattım iyi bir habere imza attım. Sonrasında ise artık görevli olmadığım basına kapalı toplantılarda arkadaşlar beni arıyorlardı, Nıver gel sen haber yapmamız lazım. Sen nasıl olsa toplantıya alınırsın derlerdi.
DENEMELER KİTABI BİR OKURUNU HAYATA BAĞLADI
-- Yazarlıkla ilgili anım ise, bu romandan önce çıkardığım denemeler kitabımı, “Antalya da yaşayan bir okur alıyor. Hepimizin yaşadığı gibi depresif bir dönem de kitabımla yeniden kendini toparlıyor. Sonra bir şekilde bana ulaştı. Onunla yaptığım telefon konuşması hiç bir zaman zihnimden ve yüreğimden gitmedi. Öylesi özel bir etki bırakmış ki kitap, yeniden hayata sıkı bir sarılışına bir bahane olmuş. Bu çok kıymetlidir benim için. Kelimelerin hiç tanımadığınız yüreklere dokunması. Müthiş bir kazanç.
IKRA - OKU - IKRA - OKUYUNUZ -
-- Her şeyden öte sevmek. Sevginin var olması birinci koşul. Sonrası ise okumak, okumak, okumak…Okumayan yazamaz derim her daim. Kaçırılan bu sanırım. Okumadan yazmak. Ama ne mümkün derim
-*- Gazeteciliği Neden Tercih Ettiniz, İsteyerek Mi Seçtiniz, Pişman Oldunuz mu.? -- En büyük hayalimdi gazeteci olmak. Şükürler olsun ki bunu başarabildim. Üniversite sınavını kazandığımda hayatımda ilk kez sevinçten ağladım. Dün gibi aklımda. Çünkü o kadar çok istiyordum ki. Ve iyi ki mesleğim gazetecilik olmuş. Halen daha ilk günkü heyecanla işimi yapmanın büyük mutluluğunu duyuyorum.
-*- Gazeteciliğin Size Göre Olumlu Ve Olumsuz Yönleri Nelerdir.? -- Gazetecilik bir hayat tarzı oluyor. Hayatınızdan çok şeyden feragat etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu nedenle aşk olmadan yapılması çok zor diyebilirim. Maalesef emeğiniz karşılığına da her zaman sahip olamıyorsunuz.
-*- Gazeteciliğin Dünü Nasıldı, Bugünü Ve Gelecekteki Konumu Sizce İç Açıcı mı.? -- Bu soru bir anda aaa ne kadar da yaşlanmışım dedirtti bana. Ama maalesef dün ve gün arasında uçurumlar var diyebilirim. Eskide bugünkü gibi Teknoloji yoktu. Ancak daha keyifli daha özel işlere imza atabiliyorduk. İnsana değil de teknolojiye yatırım olunca kalitede beraberinde daha yukarı çıkacağına daha aşağıya indi galiba. O günlerde kader ortaklığı yaptığınız dostlarınız tüm hayat boyu sizle kalıyor. Ne bileyim bir tarih yaşadık bizler. Şimdi her şey daha kolayken, gazetecilik yapmak daha zorlaştı kanımca.
-- Evet en büyük hayalimdi gazeteci, yazar olmak. Ve oldum.
-*- Gazeteci olarak yetiştiğiniz üniversite yıllarınız nasıl geçti.? Okulun durumu, arkadaşlar, hocalar, okuldaki sosyal çalışmalar, siyaset, folklor, satranç, vs.. 4 yıl neler yaptınız.? -- Okulumu çok seviyordum hem okuyarak hem çalışarak geçirdim Üniversite yıllarımı. Bayağı bayağı inek tabir edilecek kadar iyi bir öğrenciydim. Hemem hemen hiç ders kırmadım. Okulun voleybol takımındaydım. Ama uzun süreli yürütemedim. Rahmetli Ünsal Oskay’dan ders almak ve onun öğretilerini dinlemek en büyük mutluluğumdu. Tam dört yılda okuldan mezun oldum. Hem çalışıp hem okumak çok şey kattı diyebilirim. Ama basın yayın diyince aklıma gelen en önemli olgu. Dostluk. Yıllar geçse de birbirimizi görmesek de hep kuvvetli bir bağ olduğuna inandım ve sanırım öylede oldu.
-*- Gazetecilik Yerine Keşke Başka Bir Bölüm Okusaydım Dediğiniz Oldu mu.? -- Asla olmadı, zaten önceden iyi bir kitap okuru olarak kendimi bir anlamda yazar olacağım diye hazırlamıştım. Yazarlığa giden en iyi yolun da gazetecilik olduğunu anladığım için onu seçtim.
-*- Gazetecilikte Bir Şeyler Değiştirme Fırsatınız Olsaydı Neleri Değiştirirdiniz.? Bu fırsat hiç bir zaman verilmeyeceği için bu konuda aktarımlarımda yersiz olur. Daha doğrusu hayaller ve gerçekler… Yaşamın getirisi karşısında ne denir ki.?
-*- Gazeteciliğin İş Olanakları Hakkında Neler Söyleyebilir siniz.? -- Maalesef çok kısıtlı. Eskiden teknoloji, iletişim, bu kadar ileri değildi, İnternet yoktu ve emek, zaman, kişi üçgenine çalışkanlık da eklenince iş olanağı problem olmuyordu. Ancak bugün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de her şey çok değişti. Bu nedenlerle iş olanaklarını kriterleri çok farklılaştı ve aslanın ağzında değil boğazındaki lokma durumuna geldi. Kısaca "zor dostum zor"...
-*- Gazeteciliği Seçecek Kişiler İçin Önerileriniz Nelerdir ? -- Gerçekten seviyorlarsa bu mesleği tercih etmeliler. Aksi takdirde var olmak ve yol almak çok güç. Diyebileceğim tek şey sevgiyle yapılan her iş gibi gazetecilikte büyük bir aşkla yapıldığında bir noktaya taşınabiliyor.
-*- Her Gazeteci, Yazar Olmalı mı, Olabilir mi.? Sadece İstemekle Olunabilir mi.? -- Hiç düşünmedim bu sorunuzu. Haber yazma tekniği ile kitap yazma birbirinden çok ayrı. Ancak mesleki anlamda insan tanımak noktasında büyük bir altyapı oluşturuyor yazan için. Yazarın bir karakter yaratması insanı çok iyi okuyabilmesiyle doğru orantılı. İşte bu çerçevede sizi çok besliyor diyebilirim.
-*- Yazarken Okur, Okurken Yazar mısınız, Bu Döngüyü Hiç Yaşadınız mı.? -- Branşım ekonomiydi ve ekonomi gazeteciliği yaptım halen bu sahada yazıyorum. Genelde yazarken kitap okumam. Zihin çok usta bir hırsızdır, olur da her hangi bir cümleyi bilinçaltına kazıyıp sonra kendi kitabımda yer vermemek adına. Yazma dönemimde kitap okumam. Zaten o dönemlerde tek endekslendiğiniz yazmak oluyor. Yürek içindekileri bir an önce sayfalara dökmek için tüm vaktinizi veriyorsunuz. Günler geceler boyu.
-- Yazarlık bir yeti diye düşünüyorum. O anlamda bu yeti kişi de varsa gazeteci olma şartı yok.
KİŞİSEL
-*- Her Şey Sanat İçin Denilince Ne Düşünüyorsunuz.? -- Dünler de çok telaffuz edilen bir cümle. Derinlemesine anlamlar içeriyor olsa da bana geçirdikleri noktasında şu an hayattaki duruşunuz felsefeniz bakışınız çok kıymetli. Bu kişiden kişiye değişir diyebilirim.
-- Hiç bir şeyi ödül alma endeksli hayata geçirmedim. Daha önce de altını çizdiğim gibi en önemli ödül, okurun kalbinde yer edinebilecek kelimelerim ile. İşte bu çok büyük bir ödül.
-- İnanırım, ve şansı da insanların kendilerinin yaratığını düşünürüm.
-*- Yaptığınız En Çılgın Şey Nedir.? -- Bungy Jumping… Antalya Köprülü Kanyonda atladım. Bu benim için en çılgın şeydi.
-- Gazeteciliğin en güzel yanlarından biri de bu sanırım farklı şehirler ve farklı ülkeleri görebilmek. Ve farklı insanlarla tanışmak. Açıkçası ha şurayı mutlak görmeliyim dediğim yer yok.
-*- Magazin Ve Moda Size Neyi İfade Ediyor?
-- Çok az bu ışı gerçek anlamıyla başaran markalar var. Sonra bir moda akımı haline dönüştü. O nedenle çok çok iyi bir projelerin hayata geçirilmesinden yanayım.
-- En büyük Aşk Beşiktaş.
-- Turkuaz
-*- Burcunuz Nedir.? -- Koç, yükselenim Aslan… Laf aramızda bayağı bayağı koçum. Burcumun hemen hemen her özelliğini taşıyorum.
-- Yüzmeyi çok ama çok seviyorum. Denize karşı ayrı bir düşkünlüğüm var. Bu aralar en fazla yaptığım köpeğim Maçoyla bol bol yürüyüş.
-- Romanın ikincisi için çalışıyorum. Büyük bir heyecan sardı.
-- Evet çok severim. Bir Alman kurdum var. Hayatın anlamı şeklinde.
--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--*--
Niver Lazoğlu'nun KALBİM TURKUAZ Romanı Hakkında;
Kalbim Turkuaz, bin yıldır sayısız kültürlere, halklara ev sahipliği yapmış ve onları bağrına basmış Anadolu’da geçen sıcak, samimi bir hikayeyi günümüze taşıyor. Yazarın ilk romanı olan Kalbim Turkuaz, bizi bize anlatan hikayesiyle raflardaki yerini aldı. Yazar, 1950’lilerin Türkiye’sinde yaşanan gerçek bir hayat hikayesini dostluk, kardeşlik, komşuluk gibi günümüzde unutulmaya yüz tutmuş değerleri, yörenin şivesini de kullanarak içten ve akıcı bir dille okuyucuya aktarıyor. Kadın olmanın verdiği zorlukları, yaşanmış gerçek bir hikayeden derleyerek anlatan Kalbim Turkuaz, adeta bir yönetmenin gözünden resmediliyor. Yazar okurunu dönemin diliyle, yerel şivesiyle, yaşam kültürüyle merak dolu soruların cevaplarını aramak için farklı bir yolculuğa çıkarıyor. Yazarın kendi köklerinden bulup romanlaştırdığı bu hikâye aynı topraklarda yaşayanların kardeşliğini ve iç içe geçmişliğini de ortaya koyuyor. Yazar, kitabın içeriği ile ilgili olarak şöyle açıkladı: “O döneme tanıklık etmiş insanların anlattıklarını güne taşıdım. Babaannemden ve romanın asıl karakteri Peruz’un kızından masal gibi dinlediğim bu hikayeyi, onların isteği ile romanlaştırdım. Ben de geç de olsa onların isteğini yerine getirmenin verdiği mutlulukla insanlara Peruz’u anlattım. Güçlü bir kadının Anadolu fonundaki yaşantısının yanı sıra aynı topraklarda asırlarca yaşamış farklı kültürdeki insanların komşuluk, kardeşlik, dostluk hikayelerini, Anadolu’nun eşsiz kültür mozaiği ve rengiyle bugüne aktarmayı hedefledim. Bu romanda insan olduğu için insana dair her şey var: umut, sevgi, hüzün var. 100 yıl önceki Anadolu’da bir kadının dik duruşunu görüyoruz. O dönemin coğrafyasında bir kadının hayata tutunuşu var.“ Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mart.2017 – okkesb61@gmail.com,
Niver Lazoğlu'nun KALBİM TURKUAZ Romanı Hakkında; Kalbim Turkuaz, bin yıldır sayısız kültürlere, halklara ev sahipliği yapmış ve onları bağrına basmış Anadolu’da geçen sıcak, samimi bir hikayeyi günümüze taşıyor. Yazarın ilk romanı olan Kalbim Turkuaz, bizi bize anlatan hikayesiyle raflardaki yerini aldı. Yazar, 1950’lilerin Türkiye’sinde yaşanan gerçek bir hayat hikayesini dostluk, kardeşlik, komşuluk gibi günümüzde unutulmaya yüz tutmuş değerleri, yörenin şivesini de kullanarak içten ve akıcı bir dille okuyucuya aktarıyor. Kadın olmanın verdiği zorlukları, yaşanmış gerçek bir hikayeden derleyerek anlatan Kalbim Turkuaz, adeta bir yönetmenin gözünden resmediliyor. Yazar okurunu dönemin diliyle, yerel şivesiyle, yaşam kültürüyle merak dolu soruların cevaplarını aramak için farklı bir yolculuğa çıkarıyor. Yazarın kendi köklerinden bulup romanlaştırdığı bu hikâye aynı topraklarda yaşayanların kardeşliğini ve iç içe geçmişliğini de ortaya koyuyor. Yazar, kitabın içeriği ile ilgili olarak şöyle açıkladı: “O döneme tanıklık etmiş insanların anlattıklarını güne taşıdım. Babaannemden ve romanın asıl karakteri Peruz’un kızından masal gibi dinlediğim bu hikayeyi, onların isteği ile romanlaştırdım. Ben de geç de olsa onların isteğini yerine getirmenin verdiği mutlulukla insanlara Peruz’u anlattım. Güçlü bir kadının Anadolu fonundaki yaşantısının yanı sıra aynı topraklarda asırlarca yaşamış farklı kültürdeki insanların komşuluk, kardeşlik, dostluk hikayelerini, Anadolu’nun eşsiz kültür mozaiği ve rengiyle bugüne aktarmayı hedefledim. Bu romanda insan olduğu için insana dair her şey var: umut, sevgi, hüzün var. 100 yıl önceki Anadolu’da bir kadının dik duruşunu görüyoruz. O dönemin coğrafyasında bir kadının hayata tutunuşu var.“
ELAZIĞLI AĞANIN ERMENİ EVLATLIĞIRomanın Ana Karakteri; Annesiz babasız 6 yaşındaki bir Ermeni kızının 1915'te Giresun'dan Elazığ'a gelerek burada bir ağa tarafından evlatlık alınmasını konu alan, gazeteci yazar Nıver Lazoğlu'nun "Kalbim Turkuaz" adlı romanı büyük ilgi topladı. İstanbul'da düzenlenen imza gününde kitapseverlerle roman üzerine sohbet eden Lazoğlu, "Kendi kökenlerimden bulup romanlaştırdığım bu hikaye aynı topraklarda yaşayanların kardeşliğini ve iç içe geçmişliğini de ortaya koyuyor" dedi. Babaannesinin arkadaşı olan romanın asıl karakteri Peruz'un kızından dinlediği hikayeyi, onların isteğiyle romanlaştırdığını söyleyen Nıver Lazoğlu, "Aynı topraklarda asırlarca yaşamış farklı kültürdeki insanların komşuluk, kardeşlik hikayelerini, Anadolu'nun eşsiz kültür mozaiği ve rengiyle bugüne aktarmayı hedefledim" diye konuştu. Nıver Lazoğlu, Elazığ'ın en zengin ailelerinden biri tarafından evlat edinilen kızın, inancına saygı duyularak yetiştirildiğini vurguladı.
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mart.2017 – okkesb61@gmail.com, |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP