Konu: 2 B –

Yer: Antalya

Halk Arasında 2B Diye Bilinen Orman Vasfını Tam Olarak Kaybetmiş Arazileri Kast Etmektedir.

Cumhuriyetin ilanından beri anayasalarda yer alan ve en son 1982 Anayasasında da bulunan 169 ve 170. maddeler ile 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesinin B bendi çelişkilere sebep olmuş ve tartışılmaya hep devam ederek, günümüze kadar gelmiştir.

Halk arasında 2B diye kısaltılan bu madde: Orman vasfını TAM olarak kaybetmiş arazileri kast etmektedir. Bu arazilerin ilim ve fen bakımından, orman dışı kullanımında kamunun menfaati vardır.

Bu tartışmalara Karadeniz’deki fındık arazileri, Kundu-Kumköy deki fıstık, Feslikan yaylasındaki evler, masa dağındaki birçok kooperatif arazileri, Konyaaltı, kepez ilçelerinde bulunan hatta imarlı arsalar ve üzerlerine yapılmış evlerin akıbeti örnekleri verilebilir.

Kısacası bu sorun 1921 den beri Anayasal düzenleme ihtiyacı içinde.

Bizce mesele milat olarak kabul edilen, 31.12.1981 den önce Orman vasfını TAM olarak yitirmiş bu arazilerin, ilim ve fen incelemeleri yapılmak suretiyle kamu ya kazandırılması kısmıdır.

Antalya'da 300 milyon metrekare 2B arazisi bulunduğunu, bunlardan yaklaşık 4 milyar lira (eski parayla 4 katrilyon) gelir beklendiğini biliyoruz, nitekim meselenin 82.699 kullanıcısı olduğunu da göz önüne aldığımız zaman konunun ne derece önemli olduğu açıktır.

Geçtiğimiz günlerde iktidar partisi, Tapu kadastro Gnl. Md. ve orman bakanlığı yetkilileriyle çalışmaları sonucunda Cesur ve radikal bir kararla bu arazileri kullanıcıları öncelikli olmak kaydı ile satma kararı aldı böylece belediyelerde tapulu ve imarlı parsellerde, inşaat yapı ve iskan ruhsatı verme kararı aldı, ve uygulamaya başladı öte yandan tapu daireleri de satış ve arsaları birleştirme işlemini yapar haldedir. Yani 2/B şerhleri yapılaşmanın önünde engel olmaktan çıkmıştır. Kendim ve ekibim adına teşekkür ediyorum.

* Öte yandan Arazilerin kıymet değerlerinin yani rayiç bedellerinin belirlenmesi sırasında sadece yola olan uzaklık baz alınmıştır. Kuru veya sulu tarım yapılabilme farkına bakılmamıştır nitekim köylü ekin ekmek suretiyle kaç para kazanabilir? Traktörü alamayan alsa bile mazotunu koyamayan, çocuk okutan bu vatandaşlarımız yıllardır dedelerinden kalan bu arazilere belirlenen bedelleri nasıl ödeyebilir.

* Bir ayrı husus; arazinin köy merkezine olan uzaklığına da bakılmamıştır, son yasa ile artık köyler Büyükşehir Belediyelerine bağlanmış ve imar yapılarak inşaat yapılması zorunluluğu getirilmiştir, dolayısıyla imar değer farkı, olacak inşaat toplam alanları gibi detaylara inilmemiştir.

* Orman köylüsünün korunması maksadıyla mevcut kullanıcıların o köyün nüfusuna kayıtlı yani gerçekten o arazinin yıllardır dededen kalma kullanıcısı olduğu hatta ikametgahının da orası olduğu yani araziyi köylüden alıp da villa yapıp rant elde etmek isteyen kişiler olup olmadığı hususunun ayrımına gidilmemiştir. Bazı tarım şerhleri konularak bu fark netleşebilirdi.

Esas olan devlet – millet barışıklığıdır, bu detaylar orman köylüsü açısından çok önemlidir.

Bu mesele Türkiye den ziyade Antalya’nın meselesidir çünkü Antalya 300 milyon metrekare 2B arazisi ile birinci sıradadır.

Belediyelerimiz uzun süredir arsa üretemiyor, imara parseller açılamıyor, şehir sıkıştı. Buradan iktidar, muhalefet tüm partilere ve de başta orman köylülerimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyorum.

Sağduyulu davranalım, protestolarımızı yasal çerçevede yapalım, adaletli davranalım, provakasyonlara gelmeden yasal zeminlerde, kamu malına zarar vermeden gelin bu sıkıntıyı beraber aşalım, bu başarı hepimizin olsun,  Antalya’nın önündeki bu engeli kaldıralım. Yapıcı siyaset ve eleştiri sergilemek suretiyle iktidara destek olalım. En erkeni son 29 senedir korsan halde kullanılan bu arazileri yasal hale getirelim. Saygılarımla.

Türkiye Müteahhitler Federasyonu

Genel Başkan Vekili.

Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Bşk.

İnş. Müh. Deniz Karataş

Fatih BACAK,  Antalya – Şubat.2013

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb61@gmail.com,

TDFAJANS – Toplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa Olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin.

Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya Da Üstündeki Hacı Ölebilir. İ.İnönü

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88. Sırada. 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar

Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette

Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü

Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu

Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana Bulanmasıdır. İ.İnönü

Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır. Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız Türk Olmalarıdır. İ.İnönü

Gerekirse Yeni Bir Dünya Kurulur.

Ve Türkiye De Orada Yerini Bulur.